![]() |
Müebbet Tutsak
Nasıl duymadınsa, seven sesimi, Sen de hiç tüketme, gül nefesini. Artık bundan sonra dinlemem seni, Yalan sözlerine kanmayacağım. Asla diyemem ki, kalbimden çıktın. Sevda benziniydim, kibriti çaktın, Başından sonuna dünyamı yaktın, Ilık gözyaşınla sönmeyeceğim. Ömür halısını yoluna serdim, Vefasız hayatta bahtımla derdim. Hüzün yaylasına şehirler kurdum, Umut ovasına inmeyeceğim. Bin canı götürür, çektiğim acı, Yapmaya çalışma, kırdığın tacı. Gönlünde kurumuş, sevda ağacı, Cılız gölgesine sinmeyeceğim. Vuslat müjdesine gözlerin kurye, Olmayan gönlüne sığmadı derya. Seni ömür boyu düşlemek var ya, Ah sevgilim diye anmayacağım. Bazen yakınımda, bazen ıraktın, Kimi yağmurluydun, kimi kuraktın. Kayalık dağlarda yaya bıraktın, Sevdanın atına binmeyeceğim. Müebbet tutsağım, ebedi hürsün, Bitmeyen yolculuk, hüznümle sürsün. Dertlerim ömrümü çalıp götürsün, Çıktığım yolumdan dönmeyeceğim |
Müjde Yeli
Ne serin esersin, yaz sıcağında, Sen bugün sevinçle güldün mü, rüzgâr? Hüzünlü sevdamın dost kucağında, Oturup bir soluk aldın mı, rüzgâr? İpek saçlarını taradığında, Telinde gönlümü aradığında, Bütün bedenini bürüdüğünde, Sen de benim gibi oldun mu, rüzgâr? Yürekten gönülden sevgiler sana, Hasretle bakarım, geldiğin yöne, Ne güzel kokular getirdin bana, Onun kokusunu çaldın mı, rüzgâr? Sevgiyle, şefkatle, aşkla sararak, Hüznünü alarak, sevinç vererek, Onun karşısında bir an durarak, Kahve gözlerine daldın mı, rüzgâr? Bu güzel kokular sararken seni, Kokmazdın vermese, yar nefesini, Senin fısıldayan sevda sesini, Neden bekler oldum, bildin mi, rüzgâr? |
Niyetim Yoktur
Dolaş her âlemi, sor dağa taşa, Gönlümden yaralı bir yetim yoktur. Ayrıldım sanarak, ağlama boşa, Seni bırakmaya niyetim yoktur. Kanadın kırılmış, kalmışsın darda, Ahla çırpınırsın, ortalık yerde, Seni av ederek, insafsız kurda, Ardından bakmaya niyetim yoktur. Sönmez bir alevim, dumanı tüten, Bahardan beklenen umudu biten. Benden daha fazla yanmışsın zaten, Yeniden yakmaya niyetim yoktur. Zavallı yüreğim, sözünün eri, Erlikten ağlıyor, yıllardan beri. Karşına vefasız, sarhoş, serseri, Halimle çıkmaya niyetim yoktur. İstersen yanından kovmayı dene, Sevdanla geçecek, hayatım yine, Pişmanlık içinde, onlarca sene, Gözyaşı dökmeye niyetim yoktur. Leylâ'nın gönlüdür, sende gördüğüm, Aklında kalmasın, bir tek kördüğüm. Sevgi tuğlasından köşkler ördüğüm, Bahtını yıkmaya niyetim yoktur... |
Öksüz Bıraktın
Bence bu kavganın, nedeni yoktu, Dünyamı Keşmir'den, farksız bıraktın. Yüreğim sızladı, yaşlarım aktı, Seven gözlerimi öksüz bıraktın. Çingene gönlümden, mutlu alemi, Götürdü ayrılık, denilen gemi. Sana şiir yazan, dertli kalemi, Öven sözlerimi öksüz bıraktın. Dedim ki, ne olur? Bir kere dinle, Altın saray yaptık, yıkma elinle, İnada, kaprise, esir halinle, Gülen yüzlerimi öksüz bıraktın. Seni tanımadan, feleğe çatan, Bendim kör karanlık, kuyuda yatan. Aydınlık yollarda, elimden tutan, Sevda gizlerimi öksüz bıraktın. Hüzünlü dünyamın, neşeli süsü, Sen oldun gönlümün, aşkı, ülküsü. Kahve gözlerine sevda türküsü, Çalan sazlarımı öksüz bıraktın. Olanları unut, gözlerini sil, Yüce sevdamızın, önünde eğil. Sen yalnızca benim dünyamı değil, Biricik yarımı öksüz bıraktın... |
Ölümsüz Sevgiler
Erilmez yolların iki ucunda, Olsak da, sevgiyle sürer bu sevda. Bir özlem devinin avuç içinde, Kalsak da, sevgiyle sürer bu sevda. Yüreğimiz dönmüş, kızgın fırına, Sevda karışmıştır, hamurlarına. Çile batağının çamurlarına, Dalsak da, sevgiyle sürer bu sevda. Sevda yarasının sevgi ilacı, Seven gönüllerin sevdadır tacı. Mutluluk ararken binlerce acı, Bulsak da, sevgiyle sürer bu sevda. Sevda hamurundan olursa özün, Ardında durulur, verilen sözün. Sevgiler vererek, yerine hüzün, Alsak da, sevgiyle sürer bu sevda. Biri mezarıma selviler ekse, Köküne bir damla gözyaşı dökse, Selviler uzayıp, göklere çıksa, Ölsek de, sevgiyle sürer bu sevda. |
Önce Kendini Tanı
Gençliğe Kendini alim sanan, boş kafalı, ussuza, Yalaka sürüsüne, hortumcuya, hırsıza, Maskaraya, adiye, alçağa, namussuza, Sana emanet olan, bu yaralı vatanı, Bırakma ey Türkoğlu, utandırma atanı. Hem içte, hem de dışta, hainler üremekte, Milli birlik, bütünlük, horlanıp çürümekte, Kuduz olmuş köpekler, bayrağa ürümekte, Savunmak zamanıdır, bu mukaddes vatanı, Utandırma toprakta, bayrağımla yatanı. Karı, kız ayakları, esrar, eroin, viski, Seni sağır etmekte, davul, dümbelek, disko, Ayağına postalı, başına çelik kaskı, Giyerek koru artık, dertli, gamlı vatanı, Postalınla tepele, vatanını satanı... Vatan senin namusun, bayrak senin şerefin, Mösyölerin, misterin, peşmergenin, şerifin... Tarihe çamur atan, her şerefsiz herifin, Türkün iman gücüyle, karşısına çıkarak, Bayrağın gönderini, gözlerine sokarak, Şanla savunmak için, bu yaralı vatanı, Önce kendini tanı, sonra düşmanı tanı... |
Peşindeki Gölge
Bahçemizde bülbülü öldürürken gül deme, Kirpiğinin ipinde ceset sürüyeceksin. Peşindeki büyüyüm, görünmeyen gölgeme, Adımını attıkça basıp yürüyeceksin. Yastığının içinde inleyen bir ses olur, Dikilirim her gece yatağının başına. Firarına ah eden, alevden nefes olur, Kıvılcımlar saçarım gül bahçesi düşüne. Caddelerde gezerken döndüğün her köşenin, Arkasında bekleyen hayalimi görürsün. Vitrinlerin camına gölgelenip düşenin, Hasretim olduğunu görünce ürperirsin. Gömleğinin göğsünde düğmelerin bir kaçı, Arkasında dolmayan bir yerim bulunacak. Bulutlara asılmış dağlarımın sarkacı, Gönlünün mehtabında yıllarca salınacak. |
Pişman Olacaksın
Kimler inandırdı, seni bilmem ki, Sevdanın bir ömür değmediğine. Senin yaşlarını ben de silmem ki, Pişman olacaksın, sevmediğine. Veda edeceksin, cennet bahara. Sen nasıl açtınsa, gönlüme yara, Bakarak gönlünde, kanayanlara, Pişman olacaksın, sevmediğine. Seni bu sevdamın, ahı tutacak, Gönlünün ufkunda, güneş batacak, Sevda yatağında, yalnız yatacak, Pişman olacaksın, sevmediğine. Birgün arasan da, yitmiş olurum. Toprağın altına, yatmış olurum. Sevdamı yüklenmiş, gitmiş olurum, Pişman olacaksın, sevmediğine. Sanma ki, bu alem, yar olur sana. Gülleri her zaman, dikmez yoluna. Sararmış resmimi, alıp eline, Pişman olacaksın, sevmediğine. |
Referans
Bunalımda, dardayım. Ellerimi kaldırdım havaya, Başladım tanrıya yalvarmaya... Günahkârım ya... Tanrı kızmış bana. Mazhar olamadım lütfuna... Derler ki, Denize düşenler, Yılana sarılır. Tanrının huzurundan kovulunca, Şeytanın makamına varılır. Ben de öyle yaptım. Ceketimi düğmeledim, Yakama yeni rozetimi taktım. Yazdım arz-ı halimi, Şeytanın masasına bıraktım. Dilekçemi okudu. - Siyasilerden referansın var mı, dedi. - Yok, dedim. Önce güzelce dövdü, Sonra da kovdu, kapısından... |
Sağırlara Mesaj
Ense ile göbek yarıştıranlar, Sapları samana karıştıranlar, Havyar yeyip, kadeh vuruşturanlar, Burada bir Türkiye var, heeeyy..! Avrupa Birliği akrabanız mı? O Bush oğlu Bush'lar öz babanız mı? Yanan Türkiye mi, yoksa anız mı? Burada bir Türkiye var, heeeyy..! Bu çark devlet çarkı, makara değil, Türklüğün yüreği fukara değil. Türkiye yalnızca Ankara değil, Burada bir Türkiye var, heeeyy..! Yalakalar sarmış, dört yanınızı, Ne tez unuttunuz, insanınızı? Bir kez çimdikleyin vicdanınızı, Burada bir Türkiye var, heeeyy..! Yalanla, dolanla avuttuğunuz, Uyduruk düşlerle uyuttuğunuz, Seçilir seçilmez unuttuğunuz, Burada bir Türkiye var, heeeyy..! İhanet adına karıldı maya, Sınırlar çizildi, parçalamaya. Sizlerde hiç yok mu, utanma, haya? Burada bir Türkiye var, heeeyy..! İhanet çekilmez, ihanet ağır, Gözler miyop olmuş, kulaklar sağır. Ey halkım, şunlara bir de sen bağır, Burada bir Türkiye var, heeeyy..! |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 06:23 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.