![]() |
Sevgim Hasta ve Yasta
sevilmek o kadar guzel ki insanın ucası geliyor ama ben ucamıyorum hastayım sana hastayım her seye dunyaya, evrene, gok kubbeye yastayım haksızlıklara isyandayım isyanım hayatıma benliğime, kendime herseyın sebebi, sonucu benim kavgam kendi kendime sevilmek acı veriyor bana yastayım yasım hayatıma sevilmek o kadar cirkin ki insanın tas olması geliyor ama ben tas olamıyorum cirkinligi goremiyorum papatyalar istiyorum demet demet gul yaprakları istiyorum yerlere dokulmus cimlerin aralarına taslar dosenmis yollarda yurumek istiyorum salıma sarınıp mehtabi seyretmek istiyorum kısacası yasamak istiyorum hayatı sorunsuz doyasıya cokmu bu istedigim haketmedim mi hala hastayım sana ve yastayım hala arıyorum cirkinligini sevginin bulamıyorum.... Nevin Kalafatoglu 07.05.2003 Nevin Kalafatoğlu |
Sevi Gözleri
bakışların kaydığı sokak deniz dibinden ırak dalgalar sevişme tadında sonbahar yapraklar uçuşarak gözlerin serüvenlerini taşırken aşk bakışlarında sevi gölgeleri yarılarak duman içinden akardı yaşamak yaşamak yaşamdan bir ak geldi gün karararak gök *******e taşıdı yıldızları mehtapta boğaz ışıkları birliktelikler gözler kapandığın da seni seviyorum deyişlerindeydi aşk gece 12'yi vurarak kavuşmaları yok etti ölüm var ettiği büyük aşk bitmedi efsanesi bir kadın uyuyarak bir adam izler bırkarak kayan yıldızlarda aynı göz sevilerinde ayrıldı yollar vuslat kimbilir ne zaman ak adam karaların ışığında ölümdü kadın uyku nurunda yaşamak terketti sevi gözlerini sevgili bir el dokunuşunda kaldı yaşamak bir büyük aşktı onların ki mazide kaldı benimse yüreğimde şiir oldu sevileri hep yaşayacak artık aşk hep aşk olarak kalacak fotoğraf albümlerinde Nevin Kalafatoğlu |
Sevmek ustune gereklilikler,
anlamadığim, sevilmek bu nasil sevmek, merak etmemek, ozlememek, ben demek ki sevmemek diye birsey ogrenmek mecburiyetini... artık bilmek ve kabul etmek modundayım. ben kalbimi sana vermek, seni sevmek, ve sevmek, sevmek, demek ki bu kelime yanlıs kelime demek. kalbimi bana iade et demek gelirken, icinden en iyisi bunlari lugatlara iade ederek, sevgi lafini silmek, elveda mi demek gerek! Nevin Ka 14.04.2003 Nevin Kalafatoğlu |
Sevmiştim
dumanlı dağlar gibiydi sesin heyecansız ve cansız bitkin ve renksiz bilirmisin sevgili dolaştığın yolları gezdim sessiz -buradan adalara bakmıştır- dedim sensiz yakınlığın vardı Ayvalık kokan yollarda önceleri zeytin tanelerini düşlemiştim sevgili şiirlerimde sen gene sensiz bıraktın beni ezdin gölgenle Aristonun ayak bastığını düşledim *******in sabahlarında nedensiz hespsız kitapsız fıçılarda sen vardın sevgisiz sevgili içimden -terk et bu diyarları neyine yetmez senin Beydağları- demekler geçti ve geçti terkettim zeytinleri üzümleri şarapları gözlerimi bıraktım sana Cunda'da zeytuni hatırlarsın belki ayağını bastığın anda Cunda kapatacak gözlerimi kırgınlık diz boyu idi sevgili ok saplandı parçalandı kalbim kanadım ben sana ne yaptım sevgili ne yaptım sev beni demiştin sevmiştim 19.01.2004 Egeden geçtim Nevin Kalafatoğlu |
Sığ Bir Aşkın Anotomisi
ben aşk yazarım konuşurken duygularım satırlarımda bütün aşklarını anlatırım evrenin ben şiir yazarım anlatırken aşkımı insanlığa gitmiş olurum asırlar sonrasına zamanlarımda nerededir yazdıkları dilenci aşıkların bir yoğurdun yapay kaymaklarında sıyrılıp atılan yapaylıklarda iğdiş edilmiş sevgi tohumları siirlerinde şairim diyenlerin ihtiras ve hırsın tezahürü yansımalarda oysa ben aşk yazarım ruhumun derinliklerindeki okyanuslara tufanlardan kalan izlerine beydağlarının deniz kabuklarında sıram sıram inler Ağrı'nın ayakdeğmemiş zirveleri sığ ve yoksun insan nefislerinin telaşlarından aşk öyle isimlere sığmaz ve sataşma sırnaşıklıklara aşk onurdur sevdalının yüreğinde varsa gizinde salınır derin suların anotomisi bozulmuş duygu yoksunluklarında kim ne nerede yok edilmiş felsefesi aşkın ben başka galaksilerde ararken aşkı sıradağları kirleten şiir kusanların tecavüzündeyim yeter aşk dilenen adam sus yeter ırak ol yüce duygularımdan kimyasını bozma ulaşılmaz aşkların aşk sevda vuslat nedir bilirmisin ne gezer söz dediğin şerefini bin kişiye verdiğin onurunu hatırla yalan ve hayal hikayelerinle aklı evvel algılamalarınla ismimi anma bunun hesabını gene kendi aklın bir gün verir kendine dön ve gözden geçir sığ ve onursuz olmasın aşk tavsiye bir bilenden edilir.. Nevin Kalafatoğlu |
Sırça Saray Masalı
Bir lambam vardı içinde kandil yağı bana bakardı, her gece her gece içimden bir ses sesimin içinde bir nefes ona dokunmak isterdi korkardım... Elim titrerdi kırılırsa lambam endişesi bazen... Bir gün öylesine düşünürken önümde bir resim canlandı birden baktı, baktım söyledi, söyledim duydu, duydum acı anılar anlatıldı tane tane lambam; oylesine dinledi baktım, baktı anladı. dokun bana dedi bu gece, korkma dokun korkmadım dokundum, konustu benimle,sesim oldu kalemim yazdi, kalemi yazdı mektubu, mektubum oldu sözü, sözüm. Kandil yağı tutuştu gece ışığım oldu sözler yüreğimde heyecan, yüreğinde çarpıntı, sevgimle kal dedi can... Can oldu. Sevgisini aldım, mavi atlasa sardım, en güzel kırmiziya götürdüm onu atlası açtım gök oldu birden ve içinde yıldizlar benim sevgim oldular bana, sana baktılar pırıltılar,pırıl pırıl parladılar... Hepsini aldım yüreğime koydum sırça sarayıma... 14.09.2003 Nevin Kalafatoğlu |
Sıtemım Kendime.....dir.
gözüme kör diyemem hipermetrobum ve de astimat... gözüme gözlük diyemem.. fiziksel durumlar yaniii......... sana bakmak cok güzel... görmek ızdırap... alsana gözüne gözlük... be ahmak! ! ! Nevin Kalafatoğlu |
Sızı
uykumdan uyandıracak kadar keskin ruhuma yerleşecek kadar çılgın canımı yakacak kadar keskin acıydı sızılarım canım yanarken senin ellerini aradım sevgili bir bıçak izindeki acılarım bir kalp yarasında taşıdım özlemini sen sevgili benim uzaktaki şevkat sesim geçmiş yaz ızdıraplarımın masum ortağı neredeydin senin parmak uçlarında olmalıydı sızım hissetmeliydin acılarım seninle dans etti sevgili başım omzunda olmalıydı beyazlıklarda oysa gene sızılarımla yalnız acılarımla özgür sensiz şarkılarda takılı kaldım gece boyu ızdıraplar içinde yapayalnız yalnız.... 03.04.2004 Nevin Kalafatoğlu |
Side' de zamanların içinden geçerken
esen rüzgarlar gibi bazen sıcak bir Akdeniz meltemi bazen öfkeli bazen uçuşan yapraklar çicek tozlarının aşk buluşması gibi seneler yağmurlar sağnakken ince ince yağar bazen akşam üstleri sonra gökkuşakları Akdeniz'in dünya kurulalı beri sedir ormanlarını kucaklar gibi çamlar en güzel şarkılarını söylerken ful kokularını anımsarken denizin işveli sesi sakinliğine yüreğimi davet eder gibi Apollondan gecenin bir vakti Side sokaklarını adımlarken aklıma gelir binlerce yıl öncesi odalar duvarları odaların yıkık asırların insan seslerini duyar sessizliklerden yaşanmış bin yıllardan kalan anılar insanlar belirir gölgeler de aşklar canlanır gözlerimde ölümler yaşanır hep bu duygularımla adımlarım Side'nin asırların anlattığı mozaik izlerinde yolların yaşarken ağlarım bazen götürür beni anıları taşların başka zamanlara bakarım hersey aynı belki müzik farklı kimbilir teknoloji belki belki para daha cok sevilen şimdi değişmeyen geçmişi yaşarken ben duygularım onlarla konuşurum sütun izlerinde apollon tapınağının şiir okurum yüreğimde onca yaşanmışlıklar aklarım içimden gelen güzel duyguları paklarım silinsin tüm kötülükler apollonıkten seyredilen gün batımıda yeni günü yaşatır bana umutlarımla yeniden Side'de doğarım Nevin Kalafatoğlu |
Side'den mor ülkeler düşü
gömdüm hislerimi taş duvarlarına Side'nin geldim kendi dünyama şimdi seyyahatteyim tekneler alabora bense bir yelkenli beklerim kimbilir süzülürse limana sessiz ve derinden belki biner onunla giderim morlar ülkesinde eflatun kelebekler biliyorum beni bekler 07.07.2004 Nevin Kalafatoğlu |
Siir dostlarıma gülümsemeler...
Gönlünüzde bir merak...duygularım.. Akdenizde bir hazan... kokusu Beydağlarının... hüzünken taa uzaklarda hazan... bahardır Akdenizde yasanılan... o baharkı... daglar...deniz...gün...günes... çakıltaşlarındakı.. anılar... yatlımanlarındakı teknelerin... çırpıntı sesi... sevgili ufukta... goz ince bir çizgiyken.. burnunda kokan..yosun.. gonul daha ne ister... asktan muhabbetten... baska... ne arar gözler... isiğini gonlunde...naksetmisken.. yazar kalemim....bazen ask... bazen bir kara sevda... tenime değen parmaktır Akdenizin...kopuklu dalgaları.. islaktır...bir palmiyenin izidir... sevgili sarılırken bedenime... gulumsemelerle... Akdenizdir...portakal çiçeği kokuludur...sevgililer... Beydağlarının eteklerinde.... bu boyle biline...: şairemiyim neyim.......ne... 25.10.2003 Nevin Kalafatoğlu |
Sin-Van
bir zamanlar buğday tarlası yeşil, maviydi sonra güneş yanması çizmek mi istemişti daha iyi duymamak mıydı niyeti yoksa izlenimde renk bin fırça darbesi yüreğinde ölüm çaresiz savaşında aşk sevmiyorum kırmızıları artık VAN Paris’te bulvar kahvesi ışıklar, yıldızlarım güne bakanların sessiz salınışların da söylenir şarkın gemilerin yelkensizliğinde de ummanım delilik sefillik ve kulaksız sessizlik yalnızlık sen benim gözlerim duygularımın fırtınası sonra sakinliğimin sevdası ve çocuk neşesinde sevgilim SİN 21.05.2006 / LARA Nevin Kalafatoğlu |
Sirenelerin Çağrısı
Ege adalar adalar çığlıklar su sesleri dalgalara karışmış zamanlar bazen bir flut sesi bezen arp armonisi deniz kenarındaki dalgaların sesi yapayalnız zamanlar sireneler çağırır gümüş pırıltılar gönderir deniz dişileri gök delinirde güneş izi düşerya hani işte tam o anda o mekanda aşklarımızı arararız kadınca duygularla ben karaların kadını yalnız onlarsa denizlerin ben yunusları beklerim umutla onlar balıkçıları kara yağız aşk ararız 22.01.2004 Nevin Kalafatoğlu |
Sirk
Kalbim İncecik sırçadan cam Kırılgan Sakladım insanlardan Ama yaşamak için çelik gibi sağlam ince bir çizgidir yaşamın farkında olmak ben cambaz oldum çizgilerde dolaşarak tut elimi palyaço biraz güldür beni gözündeki yaşa inat acı hikayelerin melodramların içlerine dalarak hayat çadırının kandillerini yakarak balonlar uçurarak içimdeki çocuk kırlarda koşacak hep kelebeklerle sirk bitene dek hiç ağlamayacak 12/02/2007/Lara NevinKa Nevin Kalafatoğlu |
Sisli Bahar Gelişlerinde Akdeniz
Kirazlar açacak mı? Beyaz çiçeklerini dağ eteklerinde Yaz gelecek mi? gene Kıyılara martılar dizilecek mi? (olsaydılar) Bağırışlarını duyacak mı şehir kedileri ve neşelenecek mi havalar? Minik pisicik kelebeğe aşık olacak mı? Göklerdeki seslerini işitecek mi Rus kızları memleket uçaklarının Kalabalık ve keşmekeş içine dalıp erkek pespayeliklerine dayanacak mı? Yürek Ve o deli aşklar! Sarhoşlar! Paraya ruhunu satan bu şehir kirlenecek mi gene? Sadece uçuşan dolarlar mı göreceğim gözlerinde insanların Sonradan görmemişlerin iris büyümelerinde Göç etmiş cennet tellallarının Seslerinde mi uyanacağım sabahları Yürümek falezlerde gece ******* de Falezlerin eşiğinde deniz nağmeleri dinlediklerimiz Karanlık boşluklarda sarhoş naraları Atılmış şişe ve pet çöplerin rezilliği Savrulmuş naylon torbalı çimenleri izlemekteyiz Görmemek için kara gözlüklü kadın adsız Ne demeli….. Mi Mi Gidi Gidi Iıh ııh Eşofmanların içinde terle Sabah yürüyüşünde Güneş güneş Şişman kadınların nefes alışları İçi geçmiş adamların gözlerindeki ateş Koş koş koş Sen ben o ve herkes sabahlara koş Gelecek Gene gelecek Bütün mor dağlar, karşısında kızıllıklar Mavi bir sakinliğin içine içine salınarak çakılllar Kalbim, damarlarımda kinsiz nazarlar Kör oldu gözlerim görmekten herşeyi kör Ellerim, şehrin sakin sakin sessizliğini arar… Gel saatlerine yakın şimdi, Akdeniz Şehirleri Tık Tak yazlara Tik Tak yazarlar. 19/02/2007 Lara Nevin Kalafatoğlu |
Soğuk Haziran
soğuk bir yaz gecesinin buzluğuna kondu ruhum sen soldun mu güneşim gittin mi bu diyarlardan oysa eski zamanlarında Akdenizin ateş gibiydi yüreğim bilirim körebeyi seversin portakal ağaçlarına düşmüş çiçeklerin benden saklanır kokusu güney yellerinin es biraz azgın dalgalarını koştur kıyılarına benliğimin meltem yumşaklığında konuş benimle yavaş yavaş yüreği azgın ruhunun esiriyim sana es diyen için kasırga olma sev kendini ve beni belki benim sakinliğimi dinler dağların yaz gecesine açmasın kardelenlerim üşütme beni yakınlar uzak şimdi yalan olmasın duygularının gercekliği içimde kırılmış kristaller acıtır beni oysa sana vermiştim sonsuza dek bütün benliğmi güller soldu şimdi dikenlerinden kan damladı parmaklarıma bir çizgi çizdim yüreğime izinden kıpkırmızı kanayan acıttın beni soğuk haziran nevin kalafatoğlu Nevin Kalafatoğlu |
Solmayan manolya
bilmek bir katre ölümdür göz derinliklerindeki aşkı ruhunda geçmiş zamanların tadı ikinci kez ölümdür sana gül kırmızı ne fayda yaşayan bir ağaç olmadıktan sonra hayat solmuş bir anıdır uzaklar acı bir tadtır kaybedilen anlar sen günlerden bin günsün bende güllerden bir gül bense koklandığında solan bir manolya içimde hüzün damlaları gönlümde ilk bahar sevda yelinden akdeniz rüzgarlarından artakalanlarla yaşayan bir ağaç gibiyim solmayan manolya sevda kokularımla başbaşa içimde binbir aşkla gözlerimde papatya sonsuz kırlar gibiyim.. 04.04.2004 Nevin Kalafatoğlu |
Sonsuz Aşk
aşk dondu buz kristalinin içine kondu iki kalp yandı yandı tutuştu bir oldu bitmesin dedi sevgili ne olur bitmesin yakarışı oldu eros Beydağlarının zirvesine kondu görürsün dedi sevdiğini işitirsin dedi sesini şiirlerini yanarsın yanar yanar ateşler ama dokunamazsın uzaksın işte olimpos böyle bir aşk dedi sevgili yakmasın bizi duman olup uçmasın gök kubbeye gökleri kıskanırım yıldızlar bile görmesin galaksiler keşfetmesin ikimizi sen ve ben ve aşkımız bizim olsun sadece bizim zeus gönder gücünü dedi sevgili dondur bu aşkı cennet bahçeleri kurulana dek sakla aşkımızı dedi sevgili en zirvesinde evrenin kristal bir buz küpünün içinde sakla kalbimizi cennetde buluşana dek sonsuzluğa kavuşana dek 22.01.2004 Nevin Kalafatoğlu |
Sonsuz aşk
kırılan bir kalbin kırılan sahibi kırılan bir kadehten içti mey o mey ki ismi aşk kırılan bir ışığın altında elerin birleşmesi kırk ışık huzmesini yakaladı birlikte aldılar başlarına koydular aşklarını kutsadılar biri mavi biri pembe eflatun sabah mor gece al aşk oldular.. kırıklar kaynaştı beyaza döndü evren ışıdı gökteki en parlak yıldız oldular.. işte ben hep o yıldıza bakarak seni anarım sonsuz aşk......... Nevin Kalafatoğlu |
Sonsuza Kadar
Bazen bir şarkı gelir uzaklardan ve birkaç kelime, değişir dünyanız hayatımızın sürgünlerindeki kayıp günlerimizi anarız Şarkı biterken şiir yeşerir içinizde... Dalgalarına koşarız duygularımızın. Bazen dokunmak istesekte günümüze, uzaklardayızdır. Gözlerimiz takılır boşluklara, hayallerimiz bir gösteri sunar delişgen ve anlamsız. Geceyiz biz, Şairiz neler beklerler bizden, hemde neler,neler… umutlar mucizeler hep almak ya da dokunmak isterler hayallerimize, saklarız suskunluklarımızda. Bazen bir gülücükle sımsıcak olur kahvemiz, bazen bir buzlu çay serinliği gibidir sevgimiz. Hayal kapılarımızda bekleyen binlerce insan vardır oysa, onları sadece biz biliriz.Hissederiz. Kimi vurgun,kimi bedbah, kimi sürgün,kimi mutlu, oysa biz gerçeklerdeyiz.Hemde dibine kadar yaşarız gerçekleri sezgilerimizde. Biliriz trenlerin hangi zamanlarda geçtiklerini istasyonlardan, biliriz de susarız. Donuk bir mavidir o anlar güneşsiz ve soğuktur, üşürüz. Bir çocuğun çığlığıyla yıkarız tüm sistemlerini dünyanın bazen ve o istiyor diye sevgilimize bir Saray kurarız ayda ve etrafına yıldızlardan kandiller asarız.Gözlerimizde bir damla yaştır mutluluklarımız. Ama nedense hep kapısını bulamaz sevgili ve sarayda yapayalnız şiir öreriz bir ters, bir yüz ve giyeriz üstümüze üşümesin diye yüreğimiz Sıcacıktır içimizdeki aşk, dışımızda hep papatyalar açar bu yüzden aldanırlar… Gözyaşlarımızla ıslanır evren ve gelincik misali söner bir gecede kırmızılar, sırılsıklam ve perişanızdır. Hayat bu yüzden mor biraz. Şiiriz biz Isimsiz kahramanların kelimeleri, hayatın bütün edepsizlikleri,nakedilmiş gökkuşağı renklerinde yüreğimiz, karman çorman olmuş mevsimlere dokunuruz biz, sıcak havaların soğuması misali,suskun suskun gökyüzüne bakar gözlerimiz,öylesine. Solduğunda güneşimiz hüzün birikir içimizde. ******* gelir ardarda… Heyecanların yansımasında bir bilmece gibidir yıldızlarımız, her gece uyku arası bir kadeh şarap gibidir,yıllanmış anılarımız. Yalnızız biz. Mor bir ışıktır güne hasretliğimiz, tek bir yıldıza takılmış bir gözdür hayatımız. İsmi Aşktır. Aşklarımız aşktan öte bir devrandır ömrümüzde,belkide dönenceleri göklerin… *******in doğurgan kelimeleri güne değdiğinde bütün harflerin notaları konuşur,sus deriz, aslında. Sus bilmesin hiç kimse… İstemdışı bir sıralama başlar dokunduğumuz her yerde ve melodi akar parmaklarımızdan. Issız dışa vuran bir şelale olur… Gariptir Şair yüreği tektir göçmen bir kuş misali yorgundur bitaptır… Kelimeler birleşir o anlarda içimizdeki ıssızlık şarkı olur… ’İncecikten bir kar yağar tozar elif elif diye’ ve yazar kalemimiz. Dönülmez bir yoldadır şair Durdurulamaz satırlar…Heceler dans eder,ruhun ritminin resmi çizilir kağıtlara. Görünmez. Özgürlüğün en güzel yolunda salınarak dolanır şiir etrafında binbir çiçekler bazen kuru, bazen dipdiri Duygular bekleyenlere koşar binbir kalp atar aşklar doğar… Ve yaşam dokunur şaire hayat verir. Biter sevgilinin hasreti. Aşk budur işte Yaşar tüm insanlar sevgiyle Sonsuza kadar… 10/02/2006 SİDE Nevin Kalafatoğlu |
Sor Es
savurur kadehlerdeki suretleri boğazdaki akıntılar.. batarken güneş Vaniköy bakışıyla.. altınlaşır dilber dudaklar.. kadehler kaybolur pırıltılardan gözler konuşur akşam üstleri eller buluşur şiirler tam o anda piyasadadır ötesi mehtapta...yakamozdadır bir Istanbul gecesi şiiri şiirinin acemisi... o hep oradadır.. oradadır. 19.12.2003 Sores Welat Demir'in İstanbul Adlı şiir'inden esintiler Nevin Kalafatoğlu |
Sorgulamalar 1
ol dedi oldum bilebildiğim kadar kal dedi kaldım kalabildiğim kadar sev dedi sevdim sevebildiğim kadar sakın kötülük yapma dedi yapmadım sakın hırsız olma dedi olmadım hak yeme dedi yemedim belki bir hata ettim bilemedim bilseydim ben en rezil olmanın ağırlığında erirdim nar gibi çatlardım nar gibi yaşamak zehir yaşamak derin yaşamak güzel yaşamak zor zor zor küçük dileklerim vardı vaz geçtim ben bugüne değin neyledim bilemedim bilemedim aşk dedim vuslatsa göğe içimden geçen bir çift kanat şimdi beni bu hale koyan kimdi çalan savuran neydi seneler önceydi miniciktim şimdi bir ömür geçti hiç birşey değişmedi insanlık aynı ben yoktum o insanın içinde ayna dedim ayna söyle bana sana hüzünle bakan bu gözler kimin o sensin dedi bendim bu dünyanın kahrını ben neden cektim bilemedim hamdettim azmettim bittim 15.07.2004 Nevin Kalafatoğlu |
Söylermisin
laradan kemere doğru bak orada bir yıldız izi olacak o izden tanıdım seni birtek ben bilirim yüreğini acaba derim dağlarda mı destania yoksa ak köpüklerde mi denizler mi güzel yoksa palmiyeler mi yürekmi heyecanlı heyecanlı yoksa imtihanlar mı senmisin yoksa seni tanıdınmı ne dersin söylermisin 05.02.2004 Nevin Kalafatoğlu |
Sözcük Kaydırmaca
bir sözcük attım suya su harelelendi dalgalandı dalga dalga büyüdü harelerin vardığı bir kıyıda bir insan üzüldü bir sürüsü bekledi öbür sözcükleri açmışlar gözlerini sus sözünü atmıştım oysa suya ve şimdi bir sözcük attım suya sevgi hadi bekleyin harelerini suya atın bir bardak su bile olsa içine işlesin insanlığın üzülmesin biri Nevin Kalafatoğlu |
Su Altında
bir koç olduğumu unutmuştum daldığım diplere diplerden dileklere kaydığımı kurmuştum bir kadın olduğumu unutmuştum daldığım diplere yüzdüğümü yüzlere düşlerimi kurmuştum bir cocuk olduğumu unutmuştum daldığımda diplere hayallerimi hayaline yosun gözlerimi kurmuştum suyun serinliğini unutmuştum daldığımda diplere gerçek yüzümle yüzleştiğimi kurmuştum baktım tüm zamanlarda kendi kendime ölümü görmek gibiydi suyun dibi affettim kendimi... sende afdile geniş zamanlarda sende dal derinlerime benimle bak yüzüme affettim seni... 04.01.2004 Nevin Kalafatoğlu |
Sus
ne olursan ol ama insan ol özgür ve tek yalnız olmanın erdemini taşı dost ol kendine önce sonra bize gel gel gözlerindeki sevgi nur olsun... insan olmak ise onur olsun kalbinde... dağıt sözcüklerinle şiir olsun yüreğinin bilinmezliklerinde sus senin olsun gizlerinin gizlerini gizle sus sus sus sadece gülümse öfken sevgilin olsun Nevin Kalafatoğlu 04.03.2004 Nevin Kalafatoğlu |
Susarak…
Boşa geçen yılları nasıl anlarsınız biliyor musunuz? Elinizi açtığınızda bir şey kalmadığını gördüğünüzde Ne yaptım ben diye sorduğunuzda kendinize Kocaman bir hiçe her sabah günaydın dediğinizde Herseye boş vermişliğimizde Acaba nedenlerimizi anlarmıydık Ve neden sizliklerimizi Hayatı doldurmalıyız birikimlerimizle … Bir gülen göze merhaba dediğimizde sevinmeliyiz Umutlarımızı yaşatan, bizi önemseyen her söze merhaba demeliyiz. Sevmeliyiz hemde gerçek bir aşkla tükenmesin diye dokunmadan etliye sütlüye… Aldığımız bütün güllerin yapraklarını kurutup biriktirmeliyiz. Onlara dokunup mutluluklarımızı hissetmeliyiz. Dinlediğimiz şarkıları düşlemeliyiz neden ve niçinlere bakmadan… Denizlerin seslerini dinlemeliyiz, Dans ettiğimiz mehtaplı *******e hep gitmeliyiz. Boşa geçen hayallerimiz olmasın diye öldürmemeliyiz onları… Gözlerimizi kapatıp dokunmalıyız düşlerimize Ve neden sizliklerimizi unutmalıyız. Hiç olmadığımızı bilmenin hazzına varıp Boşa geçen yıllarımızla yaşamalıyız. İçinde düş izlerimiz… Uyumalıyız burnumuzda bahar kokularıyla… Sımsıkı sarılarak anılarımıza…ellerimizi vermeliyiz hayallerimize Yaslanmalıyız bir ağacın gölgesine… Susarak… Öylesine… 10/09/06 LARA Nevin Kalafatoğlu |
Şahsına Özel Kadın ve Ege
şimdi yanımda olsaydın elin elimde olsaydı sana bu kadar yakın sana bu kadar uzak ben şahsına özel bir kadın yalnızlıkların dansını bırakıp kolların beni alsaydı yanımda kalsaydın elin elimde olsaydı ege yolları aşıkken gözlerini bana bıraksaydın ellerinle gözlerinle benim olsaydın 16.01.2004 Ege'den geçip giden anılar Nevin Kalafatoğlu |
Şairler Buluşmuş
kısmetmiş güzel yürekler birleşmiş gönüller güzelleşmiş sesler ellere eller yüzlere kavuşmuş kadehlere şiirler uçuşmuş mumlar yanmış yürekler konuşmuş bir peri ucmuş her masaya konmuş aşklar coşmuş meşkler coşmuş şairler buluşmuş kelimeler uçuşmuş günlere bir tatlı masal olmuş yüreklere 6 aralık 2003 şairler buluştu. Nevin Kalafatoğlu |
Şaka(yık) Zamanları Mor Düşünmeler
uyanırken toprak yeni zamanlarına şakayıkların renk renk açar dünya dünya bir karmaşaya girer yaşananlar sanki şaka içimizdeki iyileri koparıp koyarız vazolara yeni bahar deriz gelsin odamıza sakın dokunmayın şakayıklara bırakın aşklarını yaşasınlar koymayın vazolara bahçelerde açsınlar kokuşuyor gizlenen herşey gibi içimiz kötülerimiz ayaklarımızın altında vurur birbirimizi yeni baharlarda bırak cocuk bırak artık bu kin kusan büyüklerin ellerini sev dünyanın açan bütün bahar çiçeklerini yıkanan beyinlerin kusmuklarından üresende sen bir damla aşkla geldin yaşama bahar gibi ol..ve sevgi dağlarda açan tüm kardelenler gibi orkide zehirlenmelerinden kurtarsın yüreğin seni gör çocuk lanetlenmiş 20.yy insanlığını hisset.. yaşa milenyumun sevgi çağında bir umut olsun gezegen birleşmeleri sana gök mavi.. bak gök mavi kararsada bomba dumanlarından gök ve ölüm çığırtkanlarından çocuk ver elini bana... Anadolu ol sımsıkı tut elimi uçuracağım seni..Marsa belki.. orada mutluluklar bir sevgi, bir aşk bir demet çiçek, çocuk doğurmadım ben seni sev kardeşini ve sev beni genlerini taşımasamda geleceğinin mutluyum şimdi... sarı irinlerinden gübre sun, şakayık zamanlarına yüreğin gelincik ruhun nar çiçeği düğün çiçekleri olsun yoluna serili bakma arkana...hiç kavgasının zehirlediği insan renkleri aldatmasın seni mavi gözlü adam gibi ol...gülümse bana bak daima ileri ve mavi... koy önüne dünyayı cocuk ve al ellerimi beni düşün mor ve herşeyim sevgi... hepsi senin içindi... nevin kalafatoğlu 29.03.2005 Nevin Kalafatoğlu |
Şarap Kadehimdeki Şiir
kekremiş sirkedir dostum şarap şiirsiz içilmez hafif bir mey sarhoşluğunda kalbim güldür kahkahalarını duy kalbim içinde kızıllıklar serefine sevdalar ve bir ömür var binbir anlar.. anılar şarap kadehinde şiir gibisin sen arzular yudumlarımın rengi nar içimde binbir çiçek aşk hala bahar yaz geldi geçiyor ben bahar sen bahar şarap tadında aşk yıllanmış sevdalarım var....yar... bir kadeh içindeki şarkılar kadar şarap ve anılar.. Nevin Kalafatoğlu |
Şarkıcı
salınıyor şarkısında kuşların notalarından çalıntılarla çığlık çığlığa gözlerini kapa şarkıcı hüzünlerini asın duygular sen sesine dal daldan dala şakıyan çığlıklarda kimsesiz öyle kal nota kırıklarını topladı kalbim başalıyor bestem içinde bir aşk bir bahar.. ve notalar... Nevin Kalafatoğlu |
Şarkılar Çağlasın Gök Kubbede
kıyının öte yakasında kaldı çakıl taşlarım burada kumlar denizin sesi şırıltılar içinde bıraktığım anılar Olimpos'ta terketmiştim aşkımı bir zamanlar Belkıs topluyor şimdi sevdalarımı dağlar yakınken uzaklaştılar güneşi getirdiler bana güneş yak beni aşkınla öldür beni Sidenin tapınaklarında sunak taşındaki peri esir pazarlarındaki köle gibi ayaklarımda prangalar yaksın sevdan tutuşsun dalgalar yakamozlar ağlasın esaretime kölen olayım duyularımın kurbanı ben kanı nar şifası bütün tanrılar mozaik mozaik adımladığım Side al beni yelkenlilerin gittiği yere aşk olayım sana sıram sıram göz yaşlarımdan çağlayanlar buğulu gözlerimden anılar bırakayım kalp yaralarına nar aşk yaralarına al olayım bembeyaz bir gül olup solayım şarkılar çağlasın gök kubbede içinde hep ben olayım Nevin Kalafatoğlu |
Şeffafım
bakışlarının delip geçtiğini her yeri bedenimin varlığını hissettiğini biliyorum bardağındaki su olduğumu pencerendeki cam içindeki aşktı saydam dedinki aşk yalan yalan malan dağlarda seffaf ışık bana kamaşık derinlerdeyken gözlerin klometrelerce burnundaki kokun mokun şeffaffım sana biliyorsun biliyorum odandaki havayım seninleyim uzak diyarlarda adımlarında adım madım umrundaydım belki Fransa'da Marsilya belki italya'da Sicilya belki mısır'da iskenderiye belki Tunus'ta bir kaşık kuskus yudumlarına ortak mortak aşkımla dolu bir kaşık maşık seninle ve daima Akdeniz'de bir aşık yalan dolan yok mok benim meffafım ben şeffafım 20.12.2003 (seffaf anlardan) Nevin Kalafatoğlu |
Şiir Bitti
şiirdi.. şiir bitti... şair gitti şaire uçtu göklere.. yıldızlar küstü aya.. aşk vardı... hoş sedaya... şiir bitti şair gitti şaire baktı aya deniz küstü semaya ben bittim diplere erdim geldin artık sen benimdin şiir şair şaire bitti şiire 18.11.2003 Nevin Kalafatoğlu |
Şiir Değil şiirin cenazesi...
Edeb......i.....yat(ır) Taciz nasıl bir seydir... Kokar mı pis pis Yoksa kanar mı kitabın sayfaları Şiir midir bu saldırgan bilinç altı Örfü müdür Martların 8 lerini kutlayanların saf saf Şiirli delikanlılar mıdır? Bencil tutsaklarmıdır kefensiz yatan sayfalarda Kalemleri mi? Bozuk Yoksa ruhaniyetleri mi? Mısralar mı? Düşüren maskeleri .......................... Ben derim ki aşkın katili işte bunlar imgesiz şair müsveddeleri Şair hiç değil, duygu katledicileri... Sussun mu? Edeb Kelamlarım mı Edeb...i Yoksa yazdıklarım Edebiyat cenazesi mi! ANTALYA / LARA 12.03.2007 Nevin Kalafatoğlu |
Şiir Denince
Şiir Denince yıldızlar gökleri terkedip yerlere indiler.. bir gün yerlerdeki karadelikler yıldızları yutmasın sakın bir güneş doğsun istiyorum kocaman bir mehtap büyüsün Tekirovadan gökyüzü parlasın ışıl ışıl Sidede batan güneşin.. ışıkları aşktan kızılıklardan sevgi dağlarda büyüdü kardelenlerle görüldü sularda yakamozlar sevişti heyecan kuşlar aşk mektuplarını iletti sevenlere Belkısta bir arya yukseldi...sımsıcak içten gelen Antalya uyandı sessizce Akdeniz şiir oldu... biz şair 27.05.2004 Nevin Kalafatoğlu |
Şiir Dolunayındayım
bir mehtap dökülür ya sulara dolunay ışık olurya koya yansır dağların morlukları yüzüme morarır ******* şiir olur Akdeniz o *******se sessiz şimdi şiir okunuyor sahilde... bense çakıltaşlarını sayıyorum bitmiyor bitmiyor bu gökyüzü kapanıyor üstüme üstüme ağlıyorum içimi yakıyor bu soğuk ay bulutlu gök su mor gözyaşım sessiz 15.12.2005 Nevin Kalafatoğlu Başka bir dolunaya... Beach Parkta şiir kussun *******.. Nevin Kalafatoğlu |
Şiir gibi Kadınlara
aroması uzak diyarların misk kokulu ruhun sevgiyle dolu kalbin çiçekler gibi muhteşem kadın sevgilisi şiirinin sen bir bakışınla aşk bir bakışınla sevgi dokunuşlarınla nakşolan güllerin,duyguların alemlerde dolaşır adın ben buradaydım hep şiir'di adım... 14.12.2003 şaire dostlara istek üzerine sevgilerimle.. Nevin Kalafatoğlu |
Şiir gününüz kutlu olsun
şiir gününüz kutlu olsun hergün şiir gibi güzel ve lirik sevgi dolu ve aşkla kalın.. sevgilerimle Nevin Kalafatoğlu |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 09:52 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.