![]() |
Gerçeğin ve düşün okudur,
Kamber'in sinesine saplanan. Bir tuz bastı yarasına, bir tütün. Belki de sinesinde sakladığı yaranın sabrı, tuz ve tütün arasında bulduğu doğrunun acı veren hatırasıydı. Gün ve gün her gün bitmeyecekmiş gibi çekerken anılarını geceden sabah erkenciydi. Her sabahın tetiklediği akşama dek devrilen yaşamın dominolarında. Her gece dizdi Kamber taşlarını yeniden, dizdi taşlarını, usanmadan. Dizmeseydi eğer, Kambersiz düğün fala |
Ağaçlar
kavak ağaçları dizelenmiş yanyana uzun uzun yaşlı Suyu bol bir nehir geçmektedir civardan. Kavak ağaçlarının yaprakları hışırdamaktadır rüzgarla suyu bol bir nehir geçmektedir civardan. Gökyüzü mavi birkaç saksağan gezinmekte birkaç saksağan tepede uzun uzun kavak ağaçları suyu bol bir nehir geçmektedir civardan... Balıklar nehirde nehirde balıklar birkaç adam da var ağ atmışlar suya uzun kavak ağaçlarının yaprakları hışırdamaktadır rüz |
Uzuuundu yolu
kaçan ve kovalayan vahşi hayvanlara davetkar doğası ile yol seyirlikti. Büküle düzele ine çıka geçtiğimiz yol adı kadar sanı kadar etkilemeyen bir şehre kavuşuyordu. Boştu şehir, durmadan yağmur yağıyordu Yağmadıysa bulutlar iniyordu şehrin üzerine duruyordu duruyordu telefon çalmıyordu. Kimi ne kadar ve neden beklemiştim? Anımsamıyorum. Burnumu yakan akasya kokusudur belleğimi dolduran, arılar vızırdıyordu ben ağlarken, kıyıya usul |
Para için satarlar adamı
gün gelir para ile satın almaya kalkarlar. işte bu da böyle bir kısır döngü, al sat,al sat kelepire çıkar sonu. |
Kalakalıyorum sensizliğin ortasında
koskoca şehirdeki kaldırımlar yutuyor beni. garip bir iç acıması yaşıyorum, kanasam, kendime aksam seni bulamıyorum. haykırsam yola düşsem sana varamıyorum. uzaklığınla yüreğime öyle bir yük alıyorum ki tasası başkasına kalmaz yeis frtınasına kapılıyorum. müzikler çalıyor sözsüz ve nakaratsız. yine de her şey seni anlatıyor söz söz adım adım. sabah gelirken ön koltuktaydım arka koltukta senin olduğunu düşünüp elimle elini tuttum elim ısınd |
Senin kalbinden sürgün oldum ilkin,
Bütün sürgünlüklerim bir bak1ma bu sürgünün bir süregi, Bütün törenlerin sölenlerin ayinlerin yortularin disinda, Sana geldim ayaklarina kapanmaya geldim, Af dilemeye geldim affa layikolmasam da, Uzatma dünya sürgünümü benim, Aşkın bu en onulmazından koparıp, Bir tuz bulutu gibi, Savuran yüregime, Ah uzatma dünya sürgünümü benim, Nice yoruldugum ayakabilarimdan degil, Ayaklarimdan belli, Lambalar egri, Aynalar akrep melegi, Zaman çar |
İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya. Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak; Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak. . . Herşey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir; Oluklar çift; birinden nur akar, birinden kir. Akışta demetlenmiş, büyük-küçük kâinat; Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat! . . Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne, Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine; Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek iç |
Mona Roza siyah güller, ak güller
Geyvenin gülleri ve beyaz yatak Kanadı kırık kuş merhamet ister Ah senin yüzünden kana batacak Mona Roza siyah güller, ak güller Ulur aya karşı kirli çakallar Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa Mona Roza bugün sen de bir hal var Yağmur iğri iğri düşer toprağa Ulur aya karşı kirli çakallar Açma pencereni perdeleri çek Mona Roza seni görmemeliyim Bir bakışın ölmem için yetecek Anla Mona Roza ben bir deliyim Açma pencereni perdeleri çek Zambaklar e |
Kurbağalara bakmaktan geliyorum, dedi Yakup
Bunu kendine üç kere söyledi Onlar ki kalabalıktılar, kurbağalar O kadar çoktular ki, doğrusu ben şaşırdım Ben, yani Yakup, her türlü çagrılmanın olağan şekli . Daha hiç çağrılmadım Biri olsun "Yakup!" diye seslenmedi hiç Yakup! Diye seslenmedi ki, dönüp arkama bakayım Ve içimden durgun ve çürük bir suyu düşüreyim Ceplerimdeki eskimiş kağıt parçalarını atayım Sonra bir güzel yıkanayım da. Ben size demedim mi. . |
İhtiyar Balıkçı
İhtiyar balıkçı, Karayibler'de 85 gün olta salladıktan ve eve eli boş döndükten sonra bir gün iyice açılıp 'büyük balık'ı yakalar. Lâkin kıyıya dönerken, yedeğine aldığı, teknesinden yarım metre daha büyük olan bu kılıç, yol boyu kan kokusuna gelen canavar köpekbalıklarınca didik didik edilir. Bu korkunç mücadeleden elinde kala kala dev balığın iskeleti kalmıştır. Kan revan içinde, uykusuz ve bitkin sahile yanaşırken 'Beni adamakıllı yendiler... Hem de ne yeni |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:06 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.