![]() |
*Uyan Halkım
“Önkuzu hey Önkuzu / önde gider ön kuzu / anası Dursun demiş / durmaz, gider Önkuzu” N.Y.Gençosmanoğlu alır mı yakışık hiç durmak Türk’ e, sorarım: çevremizde bunca *** yatar da pusar arım? .. batı’ ya mı ilensem içimdeki puşta mı nerde benim el-ensem? yiğitliğim tuşta mı? kuzey’ im rahat artık, hem beyaz var hem kızıl... şimdi oldular sürtük: dün yaptığına üzül! doğu’ mda bir bulmaca: islâm siyaset olmuş... doğum da bir bulmaca: cenin cine satılmış! .. güney’ im mi? .. sormayın... silahlar hiç susmuyor! .. kalbime konar mayın: kafamız hiç basmıyor! şimdi düşünme vakti, boş geçecek zaman yok! .. ATA’ nın bize akdi; son kaleyiz: aman yok! ne ölmek var, ne dönmek; şahadet son perdemiz... ufku açarak dinmek, yaşamak tek derdimiz... uyan, uyan ey halkım: son kalemizde saf tut! yaşasın büyük ülküm, asil kanımızda kut! |
*Uyanış/1
(Bilge Kaan’ dan Atatürk’ e uzanan uzun, upuzun bir yolun kilometre taşlarında yazılıdır istikbal öğretimiz!) ……………………….. ……………………….. Bilge Kaan’ ın hitabeti gelir sonra aklıma! titrerim usuldan usuldan, giderek bir depreme döner titremelerim! .. bakmayın bu günkü sarsaklığıma: bütün umutsuzluğuma inat; yeniden doğarım umutlarımla, kalkarım ayağa,şahlanırım, dünyaya asil bir selâm çakarım --yepyeni bir fasıldan! .. gök çökse, yer delinse ne çıkar? ! . göğü tutar kaldırır, -çöküntüyü doldurur, --ufkumuzun sonsuzluğuna odaklanırım! “Ben bir Türk’ üm, dinim, cinsim uludur! ..” soysuz utançlar/gizlenişler öldürür beni, soylu başkaldırışlarla ayaklanırım! “Muhtaç olduğun kudret, --damarlarındaki asil kanda mevcuttur! ..” işte yiğitçe/Atatürkçe bir hitabet, işte beynimi çepeçevre saran düstur! .. …………………. …………………. |
*Uzatmalar
Hak edeceğin güne yazdım. / Kazıdım hayallerime en seçkin beyitlerimi, / Sarhoş olup sızdım! / Başka baharlara erteledim ümitlerimi, / Fark edeceğin güne yazdım! / Kadınım, kısrağımsın; yaşadığım gel – gitlerimi / döneceğin güne yazdım! / Öle yazdım, yine yazdım! .. Birdenbire kapatmadan saçlarımı kar beyazlar, Kimi elâ, mavi, yeşil, kimi kahverengi baksın! Dönsün etrafımda nurdan ışıklar altında kızlar, Hasret kalmış yüreğime renk renk sevdalar bıraksın! Aman eksik olmasınlar; birbirinden güzel yüzler, Yürüsünler ardı sıra, coşkun ırmaklarca aksın! Bir neşe – i muhabbetle şakısın bütün ağızlar, Kıvrılsın ince bedenler; bendesi olsunlar raksın! Raksın içinde yükselip işreti saran alazlar, Bu günahkârın gönlünü olabildiğince yaksın! Gözlerinde parıldayan ışıl ışıl yakamozlar, Afakımda pür nûr olsun, ruhumda şimşekler çaksın! Yalan! Hepsi yalan cânân! Ruhsuz bütün bu avazlar! Mümkün mü saadet bulmak, bende sen olmayacaksın? |
*Ümide davet
karamsarlık, omuzlarımdaki yük “kurşun ağırlığınca”… çaresizlik, göz bebeklerimdeki kara… ümit, bir derin dondurucuya seralanıp konmuşken; sanılmasın ki arada bir parlayınca içimizdeki kor / ateş yangınlara verdik ara! mümkün mü hayata dönmek bunca ağır yanmışken? ! . kâbus, aydınlığımızı engelleyen bir şemsiye: çöreklenmiş tepemize; kımıldasak hislenir! .. aldım / alacağım son nefesinizi diye diye adeta Azrail olmaya heveslenir! .. ey ümit! .. çık girdiğin tabuttan, kâm alalım hayattan! savur üzerimize buzdan kristallerini… ayetlerden bir fânusa al bizi; hissedelim Tanrı’ nın ellerini, bırakalım tuttuğumuz nefesimizi! .. ey kendisini yer yüzünün halifesi sanan sen: misketlerle kandırılan çocuklardan değiliz! bab’ ların senin olsun, kimmiş şu şövalyeler: tükendiğini mi sandın mazlumlar ordusunun sen? .. ulusunu peşkeş çeken alçaklardan değiliz, hiç değiliz sizin bildiğiniz “halklar” dan! büyük geçinen ufaklardan değiliz! .. hoş geldin ümit! |
*Yaprak Düşmeden Yere
beni seviyor musun? geliverdi aklıma, döküldü dudağımdan… sahi ey en sevgili! aç gözünü, kör müsün? nasıl bir sevgidir ki kalbimden vuruverdin körelttiğim okumu alarak sadağımdan? beni seviyor musun? içime ökselenen asalak düşünceler tüneyerek bir dala; uyur gibi, zor konar… yorumcu tutsak etmiş: beynimde düş inceler; zavallı yüreğimde ilenç, intizar kanar! .. beni seviyor musun? hayatı çok mu kolay buldun, oyuncak yaptın? ya bahçemde çiçekler soluverirse bir gün? ! . kar düşmüş saçlarımı örüp salıncak yaptın; yahut gün batımında karlar erirse bir gün? .. beni seviyor musun? inadım inat deyip bekliyor musun hâlâ? kılı kırk yararım bak, zaman altındır şimdi… son güzde son yaprağın düşmesine beş kala var mısın: ellerinle toprağa indir şimdi? .. hâlâ seviyor musun? bozalım saatleri, delilleri yırtalım, takılmasın gözümüz eskimiş takvimlere… kafdağı hayaline bir bilet ayırtalım; sözümdür! el sallarım yaprak düşmeden yere! . |
*Yâr/sızım
halâ suskun ar/sızım… kabuğunda yine hangi düşlere daldın? hangi yanlış hesaplardan çıkan bakiyedir ki bir başına kaldın? geçmek bilmiyor sızım... saklanma yaratılarını yorgan yapıp altına... kurma daha fazla sakil düşler... türkuaz perdelerde yansıyan karaltına gölgem düşer. bense uzak mesafelerde beklerken çaresiz; kayıp gölgeme hasret, ölüme umarsızım. öylesine ayarsızım... kanıma dek işleyen bir illet şu yâr sızım. bilmez misin yârsızım? ! . |
*Yazgı
Dışarıda kar yağıyor, Hasretlik içimde kor/ateş; Yanıyor yüreğim/yüreğim yanıyor, Görmez misin ak düşen saçlarımı? Kapatmak için yazgımı Alnıma uzanıyor... |
*Yazgı/sızımsın
ey ruhumu tutsak verdiğim dipsiz karanlık yüreğimi ateşleyen ilk kıvılcım telvelerinden vurgun yediğim yanarken üşüdüğüm -üşürken dilediğim sen- donarken yandığım -yanarken özlediğim sen- ey yâr vazgeçemediğim beneklerindeki mabedine sığındım aç bütün kapılarını aşkımın sen halini istiyorum arınmış dudaklarına sığındım dudaklarıma bırak bütün günahlarını yaşamak istiyorum kollarına sığındım sar beni! geçmişimdir senedim saçlarımın aklarına sığındım gör! martıların doyumsuz çığlıklarından sor beni önce yaşat sonra vur! ………….. |
*Yoktunuz
yoktunuz! k u ş t ü y ü n d e n minderler sermiştim yüreğime rengârenk çiçekler derlemiştim kırlardan her biri birbirinden güzel kokan -ordan/burdan- tevazusuna hayran olduğum sevdiğime / size fakat yoktunuz! yoktunuz! . yaban karanfillerinin boynunu büktünüz üzdünüz papatyaları gelincikler süzülüp kaldılar -gelseydiniz başucunuzdaydılar- oysa siz yüreğimde ne kadar büyüktünüz -büyüklüğünüze(!) saydılar- yoktunuz! .. şimdi hissediyorum dilinizden dökülen t ü y d i k e n l e r i n i n dokunuşlarını inceden inceden ondan soğuktunuz ondandı tafranız düşünemedim önceden özür diliyorum şimdi k ı r ç i ç e k l e r i n d e n bir bir aman diliyorum dönenceden değiştir ne olur yörüngeni, değiştir! .. |
*Yüreğime Buz Yürüdü
sen ordasın ya güzelim? .. ayrılıklar oldum olası kızdırır beni… hele bir de akşam olunca hani burgu burgu olur içim, beynim karıncalanır, avuçlarım terler, kararır gözlerim… hasılı, bedenim kıvrım kıvrım kıvranır… sen ordasın ya güzelim? .. koca çınar üşür… dayanamaz kış ayazlarına – sorma, niçin? – üşüdükçe büzüşür; sarılır son ümitlere dal dal sorgulayan ******* için… sen ordasın ya güzelim: tenimdeki tuz kurudu… yol göründü artık kaderin makûs ağına… çabalıyor son kez elim: var, git artık kaf dağına… sen ordasın ya güzelim: yüreğime buz yürüdü! .. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 01:56 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.