![]() |
Hûn In Yên Ku Ked û Pîvanên Me De
Digerînim bar û bîderan bi çend hezar çavên zîldanê, Bi çirûskan dan bêjing, cewher in, breşînin ber û ber! Hatin wezinandin, bes breşînin, stûyê min bin wan de Şikestiye, ew giraniyên we ne di ked û pîvanên min de. Digerînim weke kareka xezal- bêkes û bêmal- ber malan Yara min ne hembeza min de ye, di bin sînga min de ye. Hinekan got: bê cil e, bê hiş e; parsok e, kîsê xwe jî heye Yekê jî got: solçiriyê min, bi destek birêşa dara a xamekê Ji wan hinekan jî got, yên ku derdên dilan de hêj dişebitin: Yara vî kesî winda ye, yên ku di sînga wî de kêş û axîn in. Digerînim birêşa rewşa xwe wekî kesekî bi bawarî, bêxem. Min ne got, guhdarî kir; rewşê got: min bîder ne çand, erdê Yên rêçên me de ne ceh û genim in, ne jî nîsk in û garis in; Sosin in, simbul in, nêrgîz in, asmîn in...ji bo wan, hemiyan. Sewta Berbangê Abdullah Karabağ |
Işık Gibi Yaşamsal
Babamın dördüncü, annemin ikinci eşinden, sondan ikinci çocuklarıyım.Yaşıtım, ışıklı gölgemdir. -Ömrüm, niçin gölgelisin, niçin ışıklısın? Işık ve gölgenin yaşamsal oynunda çok canlısın.Gel, kurul gölge- me, ömür ömre dertleşelim. -Hoş geldin, diyorum sana, ömrüm! Güneşli günümde çorak gülüşlü, susuz, örtüsüz ay mısın; içersin yaşam suyumu kendi ömrünce. Gölgeyim, diyorsun öm- rüne ve senden daha sağlam ömürlüyüm.Mani’yle mi söy- leşiyorum, ışığın meyvesiyim,ustam ışıktır, diyorsun. Ve ömürden ömreipince bir tel gibi ışırım kendimi gölgeleyerek. -Gölgem, mademki benden ömürlüsün; sen dur,ben söyleyeyim benzersiz yazgımı. Batacaksa ömür salım, varsın batsın! -Şirin ömrüm, dertsinme! Dört büyük kutsal söylemin sızısıevmektir…Ve biraz zendî, biraz vedaî, biraz renîdir. Sınavda ustan akıl, düzende koruyucun vicdan’dır. Ömürsel ışığın bir yeni gölgesi, bir başka taze candır. -Ayrılırken son sözüm: Ne dilersin benden, benden ömürlü gölgem? Bensiz yolculuğunda at mı, yakasız gömlek mi, bir damla su mu? -Hiçbir şey, sevgili ömrüm! Işıklı birlik gölgemizden başka. Yıldız Dalı Yasaklı Gönül Abdullah Karabağ |
İguana
Balinam muson beratlı Dili-Jakarta seferli Ulusun özgür iradesi Adalar denizinde REFERANDUM Oy sayımı şarapnel sandık açımından Ne gezersin maskeli balo kertenkelesi Doğu-Timor’da Galapagos’tan Darwin pasaportlu sınır tanımaz Kaptan Cousteau’nun çömezi iguana Suharto’yu müzeye kaldırdım Sedye sargı bezi getirdim sana. Balinam muson beratlı Dili-Jakarta seferli Ulusun özgür iradesi Adalar denizinde REFERANDUM Oy sayımı şarapnel sandık açımından Ne gezersin maskeli balo kertenkelesi Doğu-Timor’da Galapagos’tan Darwin pasaportlu sınır tanımaz Kaptan Cousteau’nun çömezi iguana Suharto’yu müzeye kaldırdım Sedye sargı bezi getirdim sana. Balinam muson beratlı Dili-Jakarta seferli Ulusun özgür iradesi Adalar denizinde REFERANDUM Oy sayımı şarapnel sandık açımından Ne gezersin maskeli balo kertenkelesi Doğu-Timor’da Galapagos’tan Darwin pasaportlu sınır tanımaz Kaptan Cousteau’nun çömezi iguana Suharto’yu müzeye kaldırdım Sedye sargı bezi getirdim sana. Halkalı Seher Abdullah Karabağ |
İnsan
Saat gibisin Beyin komutlu Düşünmek çalışmak değiştirmek senin işin İleriye işler ibre Biri ya da birileri çevirirse geriye Uyar Kumsalı okşayan meltem gibi Aldırmıyorsa Dillendir suskunluğunu bir daha bir daha söyle İnsansın Ökse serçe için kurulur İndir bilincini kefesine Üçyüz altmış’ı sayar ibre Kendinden ileriye Başın dönmesin birlikte başardım diye. Şarkım Karanfilde Kalsın Abdullah Karabağ |
İzler
İzlerini izledim bugünün dünü’nde Koparabildiklerimi düğümledim Dokunan günlüğümün sayfalarına Yürüdüm yürüdüm…duraksadım İster istemez kızılır Gizlemişsin bizi ayıran izleri Vazgeçemedim izlemekten İzledikçe derinleşti günlüğüm Ürkek yumuşak şirindi izlerin Yürürken bir yaprak hışırdadı Dünü bugünü’nden ileri peşim sıra Bugünde yarını dünsüz yürümüşüz Perdesi kapandı mı uzun yürüyüşlerin Sanmıyorum Yaprak yapraktı güleç izler İzler yaprağı yürütüyordu peşi sıra İzlerdeki çok ışınlı çelenkle dönersen günlüğüme Diğer sayfaları birlikte izleriz. Yıldız Dalı Yasaklı Gönül Abdullah Karabağ |
J'ai des Fleurs
Un cimetière, comme jardin botanique À coté d’un village monumental, On bénit cédants qu’ils reposent ici; Toutes choses chacun de nous, Tout le monde parle les mots de saints. Il a des arbres �* chaque de ses coins: Palmiers, cyprès, sapins et les êtres; Toujours et pour toujours �* garder de tombes, Elle [ci-gît], il [ci-gît], obéissants �* quelqu’Un. Je suis un arbre qu’il regarde les autres, Voil�* trois belles se trouvent au milieu de cimetière: Un laurier, un lierre, un olivier rustique. Quelqu’un fait des seaux de ses fruits, Quelqu’un prêt, comme un câble maniable Pour s’allonger �* l’eau de puits. Laurier; une reine, une belle jardinière! Elle porte l’eau seau par seau, Arrose les fleurs des tombes. Quel laurier, quel lierre, quel olivier; Attendez-moi, j’ai des fleurs, Je vous donnerai mes fleurs! Boucles de Canicule Abdullah Karabağ |
J’accepte de Lire Tous les Tons
Il fait beau, j’ouvre tous les pores aux soucis Il fait claire, j’ouvre tous les yeux des sosies Qu’ils se répandent dans les cils aux charmes J’accepte de lire tous les tons de mésestimes. Il fait noir, j’ouvre tous les rayons de jaunes Il fait du mal, j’ouvre tous les nerfs optiques Qu’ils se rendent violet dans les teints peinés Je continue �* lire tous les vers de mon corps. Il est temps de prendre �* accourir aux champs Ceux qui s’avaient couverts les soucis récents Avec lesquels donc, il faut qu’on soit heureux Et je finis de lire tous les contes fantastiques! Boucles de Canicule Abdullah Karabağ |
Je m’Ecoute Dans les Confessions
Une place de mon corps sur la terre commune Qui convient avec les secrets en excuse sacrée Où la pince-sans-rire sous les ponts de paroles, Me reposant, je m’écoute dans les confessions. Convive de mon poste qui y atteint au sublime, Un voyageur spirituel qui s’attend �* son apogée. Etouffer ses pensées, comme dans l’eau trouble, S’en aller ou s’échapper, sculpteur de mon âme! L’atelier d’un artisan de mon corps musculaire: Son maître ou sa maîtresse et sang de mon teint Sans scie, sans tranchant et ma statue en bronze Qui vous sourit ou vous elle souriez, sans doute! Boucles de Canicule Abdullah Karabağ |
Je me Souviens de Toi
J’ai relu ton intimité sentimentale �* plusieurs fois La mienne aussi, tête-�*-tête, passer aux aveux. S’éprendre: je t’ai vue �* un défilé oriental. Je t’ai choisie au marché de vierges punies Nous en avons quitté, la main dans la main Parmi les voix commerciales et nos voix mouillées Notre partageur était le pariant de bouton en cuir: Tu t’es installée �* une chambre confortable Et la mienne, une autre simple de chez moi. Autant que je sache tu auras demeuré infinie; Malgré toutes insistances je ne t’ai prises [�* mon lit, jamais! Sous des saucées de temps: un jours de moi Tu es sortie de la maison tranquillement, J’étais au seuil de passés, pour t’épier et ressaisir. Il y avait une foule en colère �* la place de la ville, Tu t’y es fuie pour leur participer; J’ai souri et t’ai enviée de ce moment favorable, Je t’ai suivie sans vous avoir tourné le dos. Libérez, ai-je dit chacun marche pour soi! Boucles de Canicule Abdullah Karabağ |
Kabartmalar-B
Temmuzdu Burdur Güllenmeliydin kopardılar Güllenmeliydin kopardılar Temmuzdu Burdur Güllenmeliydin kopardılar Kol ile birleşemeyen küçülür Kol ile esneyemeyen kırılır Kol ile kaynaşamayan çürür Güllenmeliydin kopardılar Temmuzdu Burdur temmuza yazılandı Sol kolum sağ kolun şenlendir Kol budandıkça dallanır dallandıkça allanır Gül koklamalıydın kopardılar Temmuzdu Burdur temmuza yazılandı Sağ kolum sol kolun güllendir! Lacivert Oyalar Abdullah Karabağ |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:11 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.