www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Edebiyat (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=268)
-   -   Ümit Kilislioğlu Özger (https://www.cakal.net/showthread.php?t=143154)

GooD aNd EvıL 03-28-2009 12:44 PM

Kendini hor görenle,
Kendini beğenmiş
Nasılsa bir araya gelmiş.

Pek iyi anlaşmışlar...
Biri efendi olmuş, biri köle...

Ezilen bir gün dayak yemiş.
Önce oturup bir güzel zırlamış,
Sonra insan olduğunu hatırlamış.

Ölçmüş, tartmış,
Buna bir çare bulması artık şartmış.
Kapı zaten açıkmış,
O da vurmuş, çıkmış.

Dışarıda hayat zor, meşakkatler katlıymış
Ama özgürlük de pek tatlıymış.
Efendiliğe zamanla iyice alışmış
Ve ondan sonra hep kendisi için çalışmış.

Öteki ilk zaman çok kızmış
Ama nafile! Artik yalnizmiş.
Önce biraz ağlamış,
Sonra silmiş yaşını;
Günlerce düşünmüş,
İki elinin arasına alıp başını...

Doğru yolu bulmuş sonunda
E, aklı varmış onun da!

Sonunda olmuş kendisi
Sadece kendisinin efendisi.

Engelleri böylece aşmışlar
Ve bir gün bir yerde nasilsa,
Yine karşılaşmışlar

Ne birbirlerine bağırmışlar, ne yalvarmışlar,
Ama doğru bir sonuca varmışlar:

Atabilmek için sağlam bir dostluk temeli
İnsan dengede kalmayi bilmeli.

(Kapılar kitabından)

GooD aNd EvıL 03-28-2009 12:44 PM

Bir su damlası insan...
Yağmur olup yağar yeryüzüne
Bereket olmak, şifa olmak için,
Kalplere sevinçle dolmak için.
Korkma! Başaracaksın, kendine güven!
Bir tesadüf değil ki bu serüven!

Güneş ışığı altında renkli çakıllarla
Mücevher gibi parlamak da var,
Fırtınalı *******de dövmek de sahilleri.
Geriye doğru akmak olmaz, hep ileri!

Bazen tutar hevesimiz,
Bırakırız kendimizi yükseklerden, şelâle oluruz.
Bazen ilahî bir musıkîdir sesimiz,
Kendimizi sakin kuytularda buluruz.

Bazen sıcak diyarlarda gezeriz, iklimi kurak
Belki de kuruyan bir derenin yatağıdır son durak.
Daima denize ulaşmayı dile
En çaresiz anlarda bile.

Dualar kabul olur,
Su damlası bir anda kendini yağmur altında bulur.
Dostlar yardıma koşar,
Dere yataği dolar, su coşar.

Geçmiştir artık tehlikelerin en yamanı
Şimdi zaman, tarlaları sulamak zamanı.

(Kapılar kitabından)

GooD aNd EvıL 03-28-2009 12:44 PM

Bitirince evin işlerini,
Alır eline şişlerini.
Kaçırmaz komşuların
Geliş gidişlerini.

Gezme koymamışsa usuna,
Yatar öğle uykusuna
Akşama doğru uyanır,
Bir güzel boyanır.
Gelmeden koca,
Allıklar, farlar
Edilir boca.

Güzel bir karşılama töreni
Kıskandıracak cinsten göreni.
Yemekten sonra salona geçilir,
Kahveler içilir.

“İstersen güzelim,
Çıkıp biraz gezelim”
Hemen gözleri parlar,
Ortalığı bir çırpıda
Toparlar.

Dönüşte ayakkabılar,
Sağa, sola fırlatılır,
Alelacele yatılır.

Uyanır uyanmaz alır eline fırçayı,
Taranır, süslenir
Sonra da demler çayı.
Taze ekmek alınır
Bizimki salınır,
Radyo da nedense hep
Avaz, avaz çalınır.

Kapı aralığında yanağa
Kondurulur küçücük,
Sıcacık bir öpücük.

Allah bazı erkeğe
Böyle iyi eş yazar,
Aman değmesin nazar.

GooD aNd EvıL 03-28-2009 12:44 PM

Kaçış bir aldanıştır,
Kendini özünle tanıştır.

Boşuna gitme uzak diyarlara,
Hakikati kendinde ara.

Bu iş başka bir iştir
İstersen otuz iş değiştir,
Aynı sorunları yaşarsın
Hatanı düzelttiğinde onları aşarsın.

Yedi kez evlensen de,
Aynı soluğu hissedersin hep ensende.

Aynı öğretmendir o, değişik kılıklarla;
Hep sana gereken karşılıklarla.

Dersini almadıkça sen,
Mutluluğun tadı kalacak hep damağında;
Yüz yaşına da gelsen,
Sayıklayacaksın merdivenin aynı basamağında.

Bir yere varamazsın ev, mahalle, şehir değiştirerek,
Değişikliği içeride yapmak gerek.

(Kapılar kitabından)

GooD aNd EvıL 03-28-2009 12:44 PM

Otuz iki yaşındaydı
Dul kaldığında...

Önce ne olduğunu anlayamadı
Şaşkındı kalabalık dağıldığında
Ağlamadı, evlatlarını düşündü;
O gün çok uzun bir gündü...

Topladı kendini, mecburdu.
Oyaladı onu el işleri,
Ve komşuların dikişleri;
Kendine sakin bir dünya kurdu.

Bazı akşamlar canı sıkıldı ama ahbaplarına gitmedi.
Kiminin yetişkin oğlu evdeydi, kiminin kocası.
Yine de isyan etmedi.
Şükür, tütüyordu ya bacası!
Yetmedi...

Mahalleden biri musallat oldu.
Namuslu kızdı;
Gül benzi sarardı, soldu.
Başka yollardan geçti,
Kurtuluncaya kadar,
Akla karayı seçti...

Çocuklar büyüdü sonunda,
Evlendi ikisi de.
Bir gün aynaya baktı,
Saçlari apaktı.
İlk toruna kocasının adını verdi.
Sağ olsaydi kim bilir ne çok severdi!
Öleli yirmi yıl olmuştu
Öyle ya, resmi bile solmuştu.

Yıllar yilları izledi...
Ne köşk düşledi ömrünce, ne saray.
Hastalığını tam beş ay,
Çocuklardan gizledi.
Öldüğünde yüzü nurluydu.
Belli ki artık huzurluydu.

(Kapılar kitabından)

GooD aNd EvıL 03-28-2009 12:45 PM

Bir bahçeden geçtim
Gündüzle gecenin buluştuğu anda
Bir pınardan içtim
Yerle gök arasında bir mekânda.

Ayrılmadım ne tenimden, ne canımdan
Bir göle girdim korkmadan derinliğinden
Melekler geçti yanımdan
Nasiplendim kanatlarının serinliğinden.

Düş ile gerçek birbirinde gizli
Anlamsız kalmış çabalar
Çocuklar gördüm gül benizli
Öğrencileri ana babalar.

Kimi yaşlılar vardı
Yanlış rıhtımda bekler
“Kendinize gelin! ” diye seslendi
Ana karnından bebekler.

Salkım söğütler eğilip yerlere kadar
Selam durdular
On üçünde kızlar
Uzun giysiler içinde eteği dar
Geçip karşılıklı oturdular.

Ben şekilden şekle girdim
Her gördüğüm şeyle birdim.
Rüzgâr oldum, söğüt oldum, kuş oldum,
Yağmur oldum, kum oldum, yokuş oldum.

Erenler geçti uzaktan
Altlarında atları
Üstlerinde bembeyaz bulutlar
Ve melek kanatları.

GooD aNd EvıL 03-28-2009 12:45 PM

Sakın vazgeçme cehaletle savaşmaktan
Ümidini kesme aydınlığa ulaşmaktan
Arayış içinde bütün insanlar
Biri anlamasa seni, biri mutlaka anlar.

Bir kandilsin karanlıklar ortasında.
Görüyorsun herkes sevgisizliğin yasında.
Işığın hele bir farkedilsin,
Etrafın bir kıvılcım arayan başka mumlar tarafindan kuşatılacak,
Bilgin, sen eriyip bittikten sonra da yaşatılacak.

Boşa değildir gelişler,
Tek başına olmaz yükselişler.
Karşıla onları bir zarif kelâmla,
Hafifçe eğilerek selâmla.

Işığın fitillerine değsin.,
Onlar da gidip başka mumlar önünde baş eğsin.

Böylece,
Milyonlarcası yanacak
Bitecek gece,
Etraf gündüz gibi
Aydınlanacak.

(Kapılar kitabından)

GooD aNd EvıL 03-28-2009 12:45 PM

Kapındayım yorgun, derbeder..
Çaresiz, beklemedeyiz
Acı, ben ve keder.

Gençliğimi koymuş da ortaya,
Kaybetmiş gibiyim iki zarla.
Al içeri, ısıt biraz,
Dilediğince azarla.

Hiçbir şey sorma,
Anlatacak mecalim yok
Devleri yendim,
Tükendim.

Ya da kov beni
Gönder, gitsin
Ne olacaksa olsun,
Artık bitsin.

(21.3.2004)

GooD aNd EvıL 03-28-2009 12:45 PM

Kar ülkesinin düğün mevsimi.
Her gece buz padişahının sarayından
gelinler geliyor,
kimi telaşlı, hüzünlü kimi.

Sessizliğin müziğiyle,
döne döne dansediyorlar telli duvaklı,
manzara eşsiz.
Karlar altında sırlar saklı.
Gökyüzü koyu lacivert, güneşsiz,

Bir kenarda bekliyor beyaz atlar,
yanlarında sabırsız damatlar.

Dansı biten kız,
eteklerini açıp yere oturuyor,
öylece saatlerce duruyor.

Her sabah
kıskanç ateş prensi ilk iş
güneşi gönderiyor
Ne geliş!
Kar taneleri çaresiz,
yavaş yavaş …
eriyor.

Ümit Kilislioğlu Özger

GooD aNd EvıL 03-28-2009 12:45 PM

Ona sevdayı götürdüm altın tas içinde
Bin umutla, heyecanla, ürkek ve de narin
Görecek halde değildi aşkı, gözü yarin
Gülüyordu gönül önce, artık yas içinde.

(1. Ağustos.2004)


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:43 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.