Nerede Şimdi

Yalan mı yaşanan bunca günlerim.?
Yalan mı söylene onca sözlerin.?
Mazideki seni arar gözlerim,
Sevgiler umutlar nerede şimdi.

Yalan mı yazdığın tonla mektuplar.?
Yalan mı verdiğin bolca umutlar.?
Yalan mı sardığın çılğın akşamlar.?
Buseler dudaklar nerede şimdi.?

Özlemler ruhunu sarardı hani.
Gözler görmese arardı hani.
Yürekler hasretle yanardı hani.
Dökülen yaşlar nerede şimdi.?

Bir ömür hasretle yanar mı insan.?
Her güne bir zehir katar mı insan.?
Aşk çemberinden kaçar mı insan.?
Sınırsız sevişmeler nerede şimdi.?

Geçen her günün dönmez geriye.
Sevdamızı acımasız gömdün maziye.
Bırakıp gittin döndüm deliye.
Kokun sıcaklığın nerede şimdi.?

Sensiz bir dünya döndü kabire.
Yetti tahammülüm kalmadı sabıra.
Tükendi umutlar kırıla kırıla,
Aydınlık günlerim nerede şimdi.

Nereden Bileceksin

Gözlerime demir attığın,
İçin için bağrımda yandığın,
En ahraz saatlerde,
Aklına takılır mıyım bilmem ki.
Neredeyim.
Ne haldeyim.
Hangi düşler ülkesinin,
Hangi kayıp köşesindeyim.
Nereden bileceksin sensizliği
Hasretimi nereden bileceksin.

Çöl akşamlarında
Yıldızların üşüdüğünü,
Yakamozların her dolunayda
Bu körfeze düştüğünü,
Dalgaların kumsalı okşadığını,
Çakıl taşlarına seni anlattığımı,
Nereden bileceksin sen.
Falezleri yüreğime bastığımı,
Nereden bileceksin…

Bu şehrin ıssız sokaklarında
Deli divane dolaştığımı,
En koyu *******de
Gözlerini aradığımı,
Hasretinle ağlayıp
Gülüşünle aydınlandığımı
Nerden bileceksin sen.
İntihar eden umutlarımı,
İki gözüm, nereden bileceksin.

Sevdanı yüreğimin,
Yedi kat derinliğine gömdüğümü,
Gözlerime doğmadığın
Her gün yeniden öldüğümü,
Aşk çölündeki girdabım olduğunu,
Zincirlere vurulduğumu,
Nereden bileceksin sen.
İçime çöreklenmiş tutkunu,
Nereden bileceksin.

Hülyanla ürperdiğimi,
Gamzelerine düştüğümü,
Saçlarında yediğim vurgunu,
Nereden bileceksin sen.
Nereden bileceksin….

Nisan Yağmurları

Deli bir rüzgarın avuçlarından
Savruluyorsun kuru yapraklar misali
Koparıyor saçlarını ellerimden
Bu fırtına.Gelmeyeceksin besbelli

Yüreğime bir kor düşer
Saçlarımda uçuşur kar taneleri
Şimşekler beynimde üçer beşer
Gözlerimde nisan yağmurları

Öderim Bu Aşkın Hesabını

Seni sevmenin bedeli
Hüzün mevsimini yaşamaksa
Kahrolmaksa ******* boyu
Acılara teslim olmaksa her şafak
Bir yaprak gibi savrulmaksa
Rüzgarların dümen suyunda
Kaybolmaksa evrende sevgilim
Öderim bu aşkın hesabını
Ne varsa yaşanmış
Hepsini benim adisyonuma yaz

Seni sevmenin sonucu
Boş kalsa da ellerim
Yansa da hasretinle bedenim
Okyanuslarda
Dalgalar gibi çırpınsam da
Kayalarda çığlık olsam
Zincirlere vurulsam da
Öderim bu aşkın hesabını
Bütün günahların
Hepsini benim adisyonuma yaz
Öderim bu aşkın hesabını
Dola saçlarını boynuma
Beni,
Gökyüzündeki yıldızlara as

Ödüm Kopuyor

Güm gider de tepelerin ardına
Karanlığı döker diye ödüm kopuyor
******* uzar uzadıkça
Kabuslar çöker diye ödüm kopuyor

Avuçlarından bir kor düşer içime
Mevsimsiz karlar yağar saçıma
Kervan bulunmaz sana gelen göçüme
Hasret yüreğimi söker diye ödüm kopuyor

Ölüme Tükeniştir Doğmak

Turnalar misali kanat çırpar,
Hayat denen yolculuk yeryüzünde.
Özgürlük türküsünü söyler,
Dalgalanır mavi gökyüzünde.
Yol alır iki koldan sevdalar,
Kurar otağını rüzgarın kanatlarında.
Beyaz bulutlara yazılır aşk.
Kara *******de şimşekler çakar.
Tutuşur yıldızlar yanar gözlerinde,
Avuçlarında kırmızı güller açar.

Uzak ülkelerin toprak kokusudur,
Ufku sarıp ciğerlerine dolan.
Bir bakarsın kırlangıç fırtınasıdır,
Bazen de süt limandır yaşam...

Ölüme tükeniştir doğmak,
Başlarken bir yeni ömre.
Sesiz sürükleniştir yaşamak,
Düşmektir toprağa,her gün katre katre.

Ömrüm

Yalnızlığın pençesinde
Çırpınıyor yine ömrüm
Türlü düşler bahçesinde
Geziniyor yine ömrüm

Talih bilmem nerde döner
Kalpte yangın nasıl söner
Bir gün olur sızım diner
Avunuyor yine ömrüm

Kabus olur sensiz gece
Vuslat meçhul bir bilmece
Tükeniyor hece hece
Siliniyor yine ömrüm

Paramparça

Güneş, nazlı nazlı
Selâmını verirken falezlere,
Baharını yaşıyordu
Körfez kenti Antalya.
Ben ve umutlarım el ele,
Sevdamsa sımsıkı zulamda.

Bir yanımızda kumsal,
Uçurumlar bir yanımızda.
Güneş çile saçıyor sabahlara,
Güneş hançer gibi sırtımda.
Çığlık çığlığa kuşlar
Palmiye dallarında,
Apartmanlara inat,
İnat kaldırımlara...

Burası hesaplaşma yeri.
Aşkımız yol ayrımında.
Bir yanım mavi dünyalar,
Bir yanımda yorgun kayalar.

Köhnemiş balıkçı motoru
Yırtarken sabahın bakireliğini.
Feryatlar yankılanır falezlerde.
Havalanır kuşlar gökyüzüne,
Düşer umutlarım suya.

Bense uçurumlarda kanatsız,
Bense saçılırım yerlere,
Ölürüm paramparça.

Postacı

Her sabah yoluna baktım,
Kapımı çalarsın diye.
Gönlümü açık bıraktım,
Bir selam koyarsın diye.

Geçerken koştum kapıya,
El uzattım postacıya,
Umutlarım bir sancıya,
Dönmeden gelirsin diye.

Belki bir mektup yazarsın,
İçine resmini koyarsın,
Birde halimi sorarsın,
Ölmeden anarsın diye.

Kopmadan hayat telinden,
Bir mektup yar kaleminden,
Yetiştiripde tez elden,
Karşıma gelirsin diye.

Çalmadın bir gün kapımı,
Sormadın bir gün halimi,
Ne de buldun sen yarimi,
Sancılarım dinsin diye.

Sana Geldiğim Günlerde

Saçlarında rüzgarlar,
Yüreğinde bayır kuşları çırpınır
Sana geldiğim günlerde.
Gözlerinde gökkuşağı ışıklar,
Yanaklarında güller açar
Sana geldiğim günlerde.

Alır giderim seni, çok uzaklara.
Bir kumsal olur, son durağımız.
Teslim oluruz serpiştirilmiş taşlara,
Dalga dalga, coşar duygularımız.
Sarar, koklarım seni, bakıp ufuklara.
Akşam olur, gece olur,
Dudaklarında gün solar
Sana geldiğim günlerde.

Uçarız bir şahinin kanatlarında,
Yalçın kayalara konarız.
Bir sedir ağacının koynunda,
Çılgın düşlere dalarız.
Kızıla boyanmış toprak,
Beyaz kır çiçekleri açar.
Kızıla boyanmış gökyüzü,
Bulutlarında kumrular uçar.
İki sevdalı serçe, toprağa düşer.
Sana geldiğim günlerde.

Saatler son nefesini verirken,
Dönüş vakti kapımızı çalar.
Baş başa kalmışlığımız biterken,
Havayı bir hüzün kaplar.
Mavi gökyüzü ağlar
Sana geldiğim günlerde.
Yedi renk karanfiller,
Umut açar, sevgi açar,
Sana geldiğim günlerde.