![]() |
Kalsa
Her mevsim geçiyor,bari güz kalsa, Bahardan arta bir solgun yüz kalsa. Vazgeçtik mis kokan bahçeden-bağdan Razıyız çiçekler nice az kalsa. Maviden yeşilden ümidi kestik, En uçuk renklere dönük göz kalsa. Örtmese bir beyaz kül üstümüzü, Yaz yangınlarından biraz köz kalsa. Dallarda tek yaprak unutsa rüzgâr, Sararmış solmuş bir kuru haz kalsa. Susmuş şarkılardan geriye kırık Ve dökük birkaç söz ile saz kalsa. Kumda izimizi silse de deniz, Denizde bizden bir damla iz kalsa. Yılmaz Aybar |
Karabatak
Yalnızlıktan kaçamazsın,o sana Hayaller kurdurur,düşler gördürür, Sevdalar,dostluklar ve neler daha, Akıl-sır ermeyen işler gördürür. Kaçamazsın yalnızlıktan,o senin İçindedir, unutsan da arada, Dalsa bile binbir ufka gözlerin, Sonra bakarsın ki,yine orada! Yalnızlıktan kaçamazsın,o seni Deniz eylemiştir ve dalar-çıkar Sularında karabatak örneği Dalar-çıkar-dalar son güne kadar. Kaçamazsın yalnızlıktan,yazgındır, Ne yapıp et ona alışmaya bak, Bırakmaz yakanı-öyle azgındır- Öteki dünyada da karabatak. Yılmaz Aybar |
Kargaşa
Hoşgörüye takmış herkes kafayı, Yâni her tersliği hoş mu görelim? Bırakıp bir yana farklılıkları, Yalanı gerçeğe eş mi görelim? Hoşgörü hoş şeydir yerinde ise, Kökleri sağlam ve derinde ise, Akıl rehberinin izinde ise, Aklın bir yolunu beş mi görelim? İyilik-güzellik amaç değil mi? Terslikler tamire muhtaç değil mi? Doğruluk eğriye ilâç değil mi? Bütün değerleri boş mu görelim? Değerler bir dalda karar kılmazmış, Kişiden kişiye aynı kalmazmış, Renkler ile zevkler tartışılmazmış, Karayı aklayıp iş mi görelim? İşte bu anarşi-kaos-kargaşa, Ne gelirse bundan gelir hep başa, Göz yumup böyle bir berbat gidişe, Düzelir diyerek düş mü görelim? . Yılmaz Aybar |
Karşıtların Âhı
Liberaller öne kattı dünyayı Bezirgân aklıyla güttü dünyayı Ticarî mal diye baktı her şeye Kargaşa içine attı dünyayı Herkesi müşteri olarak gördü Palavralarla aldattı dünyayı Koalisyon kurdu körşeytan ile Haramzâdelere sattı dünyayı Canına okudu tüm değerlerin Mânen ve madden kirletti dünyayı Terör belâsına çanak tuttu hep Huzur hasretine itti dünyayı Geçmişi mum ile aratır oldu Nostaljiye mahkûm etti dünyayı Karardı bugünler ve de yarınlar Karşıtların âhı tuttu dünyayı Yılmaz Aybar |
Kavuşamayanlar İçin
Dağ dağa kavuşmaz,insan insana Kavuşur demişler ve inanmışız, Gün güne eklenmiş yıllar yıllara, Elbet bir gün diye umutlanmışız. Şu yalancı dünya denilen yerde Biz nerde kalmışız,kavuşmak nerde, Ayrı duraklarda düşmüşüz derde, Tutuşmuşuz için için yanmışız. Hasret ateşinde erimiş zaman, Bir yığın kül olmuş geride kalan, Meğerse dağmışız,başımız duman, Biz de kendimizi insan sanmışız. Yılmaz Aybar |
Kaybedişler
Üzülme sevdiğin terketti diye O benim en güzel parçamdı deme Daha ne parçalar terkeder seni Görürsün yeteri kadar kaybet de. Yel eser yerinde o gülüşlerin Ümidin sararır solar düşlerin Güvendiğin tepelere kar yağar Düz ovada sarpa sarar işlerin. Kalelerin birer birer yıkılır Eğilir gittikçe boynun bükülür Kalırsın yenik ve darmadağınık Yüreğine pes bayrağı dikilir. İster ödül olsun ister hediye Verdiğini tek tek alır geriye Böyledir bu kahpe dünyanın huyu Sermayen yüklenir er-geç kediye. Kaybetmek de doğal kazanmak kadar Türlü kılıklarda karşına çıkar Seni canından da eder sonunda Tamtakır bırakıp kabire koyar. Yılmaz Aybar |
Kayıp Cennet
Çocukluk,ey benim masal iklimim, Sen de masal oldun zaman içinde, Unumu gönlümce eleyemedim, Çürüdü kalburlar saman içinde. Çok masal dinledim ömür boyunca, Hiçbiri yerini tutmadı senin, Hele gün geçip de akşam olunca Dizi hep gözümde tüttü annemin. Çocukluk,ey benden uzak sevgili, Yeniden seninle olsam diyorum, Bir olmaz duaya âmin der gibi, Kayıp cennetimi bulsam diyorum. Yılmaz Aybar |
Kedili Şiir
Kedimi nasıl anlatsam size Neresinden başlasam Bilmem inanır mısınız Gülmesinden başlasam Bazen gülüyor inanın Titreşiyor bıyıkları ince ince Belli ki kendi gençliğini hatırlıyor Ağaca çıkan kedileri görünce Bahardı mevsim Kedim de kuşların ardındaydı o günler Daların en delisince çiçeklenmiş hayâllerle En olmayacak işlerin ardındaydı o günler Şimdi güz Uyuyor uyanıyor kedim ocak başında Hayatından hoşnut her şeye rağmen Isınıyor kuşsuz ağaçların ateşinde Sizin de vardır böyle bir kediniz Veya olacak O zaman inanacaksınız benimkine Aklınız başınıza gelecek Yılmaz Aybar |
Keşmekeş
'Neye niyet neye kısmet'ler gırla Boşuna harcanan gayretler gırla Hayat adındaki şu keşmekeşte 'Pes yani'dedirten hayretler gırla Yılmaz Aybar |
Kılavuzu Karga Olanın
Varlık mı,yokluk mu,aslolan nedir? Niçin verilmiştir bu hayat bize? Yaşama tutkusu nereden gelir? Hangi güç hükmeder kaderimize? Aslolan ticaret diyor kimisi, Bu kafa yüzünden bugüne geldik, Sömürdük doğayı canavar gibi, Her şeyi kirlettik,ozonu deldik. Köşe döne döne başımız döndü, Sonunda sıkıştık en pis köşeye, Bahtımız karardı,şansımız söndü, Vedâ ettik şöyle içten neşeye. Aptallıkla damgaladık erdemi, Ahlâkı bir eski palavra saydık, Biraz tokgözlülük önerenleri Dinozor zannettik,kadavra saydık. O yüzden dünyamız can çekişiyor, Ölüyor toprağı,havası,suyu Ve hâlâ o kafa sürüp gidiyor, Kadavra olmanın tuttuk yolunu. Kılavuzu karga olanın derler Gagası pislikten kurtulmazmış hiç, Diyenler elbette doğru söylerler, Görünüyor işte ortada sonuç. Yılmaz Aybar |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 01:19 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.