![]() |
TER
Dostum bir duvar gibi sessizliğin kalbimi taş mı sandı sen zamansız gül sunarken bana bile dikeniyle teriyle kan dı ben dostumla bir terledim başka sözüm kalmadı gül soldu bülbül yok oldu kalbime kırılmak kaldı acılar acılarda yandı külü ankaya kaldı köz köz oldu paralandı rengini nardan aldı neler oldu ah çağladı kim güldü kim ağladı. |
TESELLİ
Yaşaman bu değildi belki Sürüklenir sürüklenir gidersin Zaman o kadar hoyrat mı? Değil. Düşmüşsün bir kez Ötelerde yitirmişsin sevgini Yaşamayı tekmelemişsin olanca gücünle Çıkmazlarda bulmuşsun kendini Dakikaları kovmuşsun bir bir mutlu dakikaları Sonra gök gürültüsü gibi bir şey Uyarmış seni. Zaman o kadar hoyrat mı? Değil. Düşmüşsün bir kez Bir bardak şarapta teselli ararsın Ve derin hülyalarda kaybolup gidersin. Uzaklara gitmek istersin yaşadığın saatleri bırakıp Sevgi ararsın boş yere Yaşamak dilersin tanrıdan en mutlu Çabaların boşuna çıkamazsın o çirkeften Dedim ya düşmüşsün bir kez Ben böyle değildim dersin Sevgi ne ki boş şey o Bir türküde kahrolup gidersin. Zaman o kadar hoyrat mı? Değil. Düşmüşsün bir kez Bir bardak şarapta teselli ararsın Bir türküde kahrolup gidersin. |
ULUSTA BİR GARİP KİŞİ
Adım başında avuç dolusu yalnızlığımı çaldılar Sevinçlerimi karanlıklara ittim ki sorma Yüreğimi arıttım sevgilerden Akşama doğru umutlarımı rüzgârlara savurdum birer birer Irmak sularında ilk çağlardan kalma Bir aşk türküsü söyleniyordu Ve uzak ışıklarda yavaş yavaş yaşamalar tükeniyordu. Adım başında avuç dolusu yalnızlığımı çaldılar Yüreğimden bıçakladılar beni kızların gözleri önünde Yorgun bakışlarımı gözlerine diktim öylece Gözleri ki en sevdiğim Gözleri ki her şeye değer. Tedirgin bağırışlar çepeçevre sarmış yöremi Bütün kahrolmuşluğumla yapayalnızım Bir ninni tutturmuş gider kumrular Elini çiçeklere uzatır tutkunun biri Öylesine umutsuz öylesine kırgın. Adım başında avuç dolusu yalnızlığımı çaldılar Garipliğimi yüzüme vurdular hiç acımadan Yasak duygulara ittiler beni Sonra o azıcık gülüşümü kınadılar. Boydan boya ulus Ve ulusta ben Böyle umutsuz böyle yorgun... |
UZUN BEYAZ BİR ÇIĞLIK
Sen yok musun sen, Kanı kızılcık şerbeti gibi sunan Aldırmayan hiçbir şeye Geceye gündüze ahlat ağacına Sen yok musun sen, Adın yok mu şanın şöhretin. Seni fettan seni kancık Seni uçkunlar prensesi Uzun beyaz bir çığlık Olup tur bekliyorum. Sen yok musun sen, Ortadoğuda kan obur Bosna Hersekte canavar oluyorsun Üstelik U2 uçakları bir ön bilgi olarak Bulutların üzerinden seyrederken Cinayetlerin tiryakisi oluyor Demirden bir kalp takınıyorsun. Seni cani seni katil Seni kötülükler kralı Uzun beyaz bir çığlık Olup tur bekliyorum. Sen yok musun sen, İki ayaklı şeytan Namı diğer iblis Somalide örümcek Bosnada kertenkele Kudüste karayılan olup Fitne fücur Deli bozuk kalaşnikof Dağ başlarında kobra Ve roket ve ekolojik tahribat Ve bilumum müskirat ile Kızılcık şerbeti değil Kan kan kan sunuyorsun. Seni sürtük seni kaltak Seni fahişeler fahişesi Uzun beyaz bir çığlık Olup tur bekliyorum. |
UZUN BİR AYRILIKTAN SONRA
Ben artık gidiyorum merhametler tanığım olacak gidiyorum mikro filmlerimi sunacağım kalp atışlarımı uzun ayrılıklardan sonra ağıtlarımı sıcak yaz günlerinde yokuşlarımı ağlamamak için gözyaşlarımı ardımda bırakarak gidiyorum. Kalmasın omzumda bu istilacı günahkâr kimlik sırtımda kambur olarak durmasın gidiyorum uzak bir karanfille gidiyorum gökyüzü uzak ıhlamurların çınar ağaçlarının şehre pervaz duranların lahuti objelerini intikam sayarak gidiyorum içimde kırlangıçlardan kalma uçuşlarla yüreğimi yakıp kavuran bir ateşle gidiyorum. Güzel gözlüm tatlı sözlüm aşk var ya aşk mümkünü yok düşecek ardıma bu sokak benim şu cadde senin. |
UZUNCA BİR YOLDAYIM
Biliyorum her zaman atılacak ağların Cürmü kadar can alır baltalar yağlı ipler Esiyor baştankara bela getiren rüzgâr Yakacak ateş gibi yetişse otağların. Heybetinden geçilmez devrilesi dağların Gün gelse, günler gelse, girilse kapılardan Sabır dediğin nedir çatlayacak nar gibi Çarpacak suratına mutlaka sağırların. Serseri bir teori alıyor da bir anın Çekilen damarını sıkılan toprak gibi Eşkıyadır bir sürü öldürüyor sevdalı Yürekleri sinsice beklenen sabahların. Mecnun olmak vaktidir çağrısı uzakların Öğret ey bana aşkı hükmünü güzelliğin Hasret alır yükünü geceleyin sessizce Kıvamında tutarak bitimsiz umutların. Bilsem nerde konağı aydınlık yarınların Uzunca bir yoldayım hızarlar üzerinde Ah bana vahlar bana uzun ezgiler bana Ses etmem ki yıkılsın çalımı tiranların. |
VE
Bir karanfil sevincinden kıpkırmızı oluyordu Ben sırılsıklam aşıktım Kuşlar mı çekilmişti Yoksa bahçeler mi eksilmişti hayatımızdan Şehir şehir olamıyordu bir türlü Gözleri parıldamıyordu insanların artık Ben aşkımdan ölemiyordum. Bir karanfil sevincinden kıpkırmızı oluyordu Alnında haleler taşıyan insanları tanıyordum Gizli bir yanımı ele veriyordum İçimde bir kırlangıcın harika kanat çırpışları Uzak mıydı ah uzak mıydı bakıyordum. Her şeye rağmen bir karanfil Benim bütün karşı koymalarıma aldırmadan Kayıt altına almadan aşksız ölümleri Nefessiz kalanları korkularından Yani her şeye rağmen Bir karanfil sevincinden kıpkırmızı oluyordu. |
VE
Kim bilir simitçinin dünyasında neler var Simitçinin dünyasını ben bilmem Benim dünyamı simitçi bilmez.. Bazısı altı katlı apartmanda oturur insanların Bazısı köpeklere ayrılan yerde; Tanrısını severek. Dünyanın serseri gidişidir bu.. Ve insanlar birbirlerini sever Birbirlerini sömürür, Birbirlerini öldürür. Yaşamak savaşıdır bu Simitçinin Sömürücünün Ve öldürücünün… |
VELİKA
Burada bir adet yosun imgesi kullanmak gerekiyor su sesiyle kıble arasında kuzeye bakmalı ilkin sarı ve beyaz çiçeklerin yağmuru altında kayın ağaçları gürgen alazlanan ateş gözünüz aydın arkadaşlar güneş göründü su sesine karıştı ışıltıları. Ey şuara suresini yoruma muhtaç olan kuşlara nefes veren flüt imgeler devşiren kızancık muhacir pınarhisar rüzgârı aniden gelen yağmur. Çocuklar Salıncaklar Dört kelime işçisi İki de şiir kaçkını adam Bir Hızır birde İlyas. |
VESSELAM
Oturmuşum ah ile geceleyin İşte tabiat İşte kavak yelleri İşte kalbim Sözü yoksa aşka dair kimsenin Diyeceğim başka şeydir vesselam. İşte bu ağulu ezgiler kalbime yazılmıştır İşte bu sessizce yürüyen hayat İşte acılar denizindeki gizemli dalga Ateş gibi olan yalnızlık Diyeceğim başka şeydir vesselam. Mutlaka tutulmuştur tutanakları Bütün cinayetlerin Hayretler içerisinde bir zaman Bütün suçlar ve bütün göz yaşlarıyla Bize yıldırım gibi olan destan Kırmak gerekiyor artık kalbini yalnızlığın Diyeceğim başka şeydir vesselam. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 12:06 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.