Naçar Kaldım.

Okyanusun ortasında,
Fırtınaya tutulmuş,
Yelkenliyim şimdi.
Dayanılmaz etkisiyle tayfun,
Esiyor dört bir yandan,
Ne yelken kodu,ne direk,
Kırdı kopardı hepsini,
Naçar kaldım,yalnız,

Çıldırmış gibi bulutlar,
Habire çakmakta şimşek,
Tanrınınmı bu gazap?
Yoksa senin mi bilmem?
Bir sancak tarafından vuruyor,
Bir iskele tarafından dalgalar,
Yıldırımlar yağdırıyor gökyüzü,
Üzerime,üzerime.

Bense ellerim semaya açılmış,
Gönlümse sana yönelmiş,
Bir tanrıya dua etmekteyim,
Birde senin sesini duymayı,
Nasıl beklemekteyim?

Ne senden bir ses gelir,
Ne tanrıdan bir yardım,
Tek bir umut bile vermez,
Kaldım anlayacağın,
Senden sonra,
Çaresiz.

Nasıl Anlatsam

Nasıl anlatsam aşkımı dostlar size,
Ciltler dolusu lügatlar durur önümde,
Aşkımı anlatacak kelimeler kifayetsiz,
Aşkımı anlatmaya yetmiyor kelimeler,
Yalnızca söyleyebileceğim tek şey;
Seviyorum dostlar, aşığım ben ''O''na

Nasıl Bir Aşk Bu?

Ben seni hiç yaşamadım,
Ne gri-mavi gözlerine baktım,
Ne mis kokunu çektim ciğerlerime,
Sen boynuma da sarılmadın hiç,
Şöyle doyasıya dudaklarından,
Öpemedim de seni,
Neden öyleyse neden?
Senden başkasını görmüyor gözüm?
Nasıl bir aşk bu?
Söyler misin bana Mi?

Yazdığın şiirlerinde,
Yıldızları üstüme serdiğin,
*******i düşlüyorum,
Her gece yıldızlara bakıp,
Seni görüyorum binlerce,
O yüzden ben yalnız,
Seninle dolu *******i,
Bir başka seviyorum Mi.

Nasıl özledim?

Çok uzaklarda kaldı,
Ten tene uyuduğumuz,
Can cana doyasıya,
Çılgınca sevişmelerimiz.
Göz göze bakışıp,
Neşeyle güldüğümüz,
O günleri,seni,
Sıcaklığını özledim,
Sana sarılıp uyumayı,
Dudaklarının ıslaklığını,
Parmaklarımı saçlarına dolayıp,
Derin uykulara dalmayı.
Nasıl özledim?

Naz etme gel

Seninde saltanatın yıkılır, etme güzel,
Vakit varken haydi durma, cana gel,
Bir güle benzer güzelliğin, sonu yok,
Bir gün kurur gidersin,naz etme gel.

Ne Büyük Suçmuş,Seni Sevmek.

Ne büyük suçmuş,
Seni sevmek?
Keşke yüreğimi,
Ellerinle göğsümden,
Söküp çıkarsaydın,
Belki o zaman,
Seni sevmeme,
Engel olabilirdin.

Ama bu gönül,
Bende oldukça,
Söksende yüreğimi,
Yalnızlık cehenneminde,
Çarmıha gersen de,
Bedenimi parçalara bölüp,
Kurda kuşa yem etsen de,
Seni sevmeme,
Engel olabilir misin?

Üzüntüm ne
Biliyor musun?
Sensiz geçen yıllarım,
Seninle geçseydi,
Güzel günleri el ele,
Yaşayabilseydik,
Gözlerimizin enginlerinde.
Ben seni,
Sen beni,
Birlikte düşlerimizi,
Yaşayabilseydik.

Ne Dersin.

Sana ben,
Bana sen,
Şimdi bana gelsen,
Gözlerime bakıp,
Bir gülsen?
Seni dersem,
Bir gül gibi,
Doyasıya koklasam,
Boynuma sarılsan,
Beni yalnız başıma,
Bir daha bırakmasan,
Ben sen olsam,
Sen ben olsan,
İkimiz bir birimiz,
Hayır,hayır,
Bir bedende beraber,
Bütünleşsek ikimiz,
Tek vücut olsak,
Bana bakan seni,
Sana bakan beni görse,
Özlemde,yalnızlıkta,acıda değil,
El ele,yan yana olsak,
Aşkımızın ateşinde,
Doyasıya yansak,
Söyle bana güzelim,
Ne dersin?

Ne dersin?

Haydi kalk pencerenin önünden,
İn bahçeye hemen,
Yürü nar ağacına doğru,
Kırmızı çiçeklerinden,
Birde kocaman meyvesinden,
Kopar benim için,
Koy bir sepetin içine,
Hatçe teyzeyle gönderiver,
Bende iki satır yazıp,
Teşekkür edeyim sana,
Gönül bahçemden bir tane,
Kırmızı gül koparıp,
Hatçe teyzeyle sana,
Göndereyim hemen,
Sen henüz,
Pencerenin önüne,
Kurulmadan hemde,
Elinde kırmızı gül,
Birde mektubum,
Sana yazdığım,
O satırları oku,
Seni ne kadar sevdiğimi,
Ne kadar özlediğimi oku,
Bastır kağıdı göğsüne,
Gül’üde başına takıver,
Git aynanın önüne,
Bak kendine şöyle bir,
Yüzündeki o sevinç dolu,
Allanmış yanaklarınla,
Bakınırken öylece,
Koşup geleyim bende,
Sarılayım beline,
Özlemle,arzuyla,
Saçlarını koklayıp,
Öpeyim seni doyasıya,
Ne dersin?

Ne Oldu Bana Böyle

Bu nasıl bir şey?
Çocukken ben,
Tüm çocuklar gibi,
Annemden başka kadını,
Sevebileceğimi düşünmezdim.

Ne oldu bana böyle?
O’nun gittiği günden beri,
Annemi bile düşünmez oldum.
Aşk denen şey,bu mu?
Ne olur bana söyle.

Ne Sen Varsın,Ne İzin Var Duvarda

Daraldıkça yüreğim,
Bir kasvet sardı ki,
Sormayın gitsin.
Uzanmışım divana,
Gözlerim duvarlarda,
Senden kalan,
İzleri aramakta.
Nafile artık,
Ne sen varsın,
Ne izin kalmış duvarda.

Böyle sensizliğe hayıflanırken,
Dişlerim kenetlenmiş öfkeye,
Gecenin bir vakti,
Vurdum kendimi kırlara.

Aklımda yine sen varsın,
Sen olmayınca yanımda,
Bu yürek,bu gönül,sensizliğe,
Nasıl dayansın a gülüm.

Kaldırıp başımı göklere,
Dişlerim kenetli,
Kaşlarım çatık,
Yıldızlara çevirdim,gözümü,
Karanlık gecenin koynundayım,
Pırıl pırıl parlıyor,
Gökteki yıldızların,
Bana gülümseyen yüzü.

Bir umut kıprıdadı içimde,
Ya Allah,Ya settar diyerek,
Gökyüzüne,demir niyetine,
Bıraktım umudumu,
Yarın yine geleceğim,
Göklere bıraktığım,
Umudu vira edip,
Hayaline yelken açarak,
Yine seni düşleyeceğim.

Ne Zor Şey,Seni Anlatmak.

Ne zor şey,
Yazarak anlatmak seni,
Sana olan aşkımı.
Satırlarda her şeyi,
Yazarak anlatabiliyorum da,
Seni bir türlü,anlatamıyorum.

Ciğerlerimi dolduruncaya,
Seni içime sığdırıncaya,
Çektiğim kokunu mesela,
Okşadığım sarı saçlarını,
Gözlerinin maviliklerinde,
Kaybolduğum anları,
Dudaklarımız kilitlendiğinde,
Bulamadığımız anahtarı,
Sıcak yatağımızda,
Kördüğüm olup yattığımız,
Ben sen,sen ben olduğun,
Bir beden,bir ruh gibi,
Birlikte yıldızlara yükseldiğimizi,
Sabaha karşı göklere bakıp,
Ay’ın tanık olmasını istemeni.

Velhasıl güzelim,
Yalnızlığımı ve sensizliğimi,
Kelimelerle anlatıyorum da,
Seni bir türlü anlatamıyorum.
Denizler dolusu mürekkep,
Bende kalem olsam,
Anlıyorumki sevgilim,
Seni kelimelerle yazarak,
Anlatamayacağım.

Neden Ayrıldık Biz.

Bir güz zamanı,
Ayrılmıştık seninle,
Şehir terkedilmiş gibiydi,
Sahildeydik ikimiz,
Martılar bile uçmuyordu,
Ağaçlar dökmüş yapraklarını,
Ortalık,sarı renge bürünmüştü,
Güneş solgun,
Cılızlaşmıştı ışıkları,
Sanki tüm evren,
Kapanmıştı içine,
Hatırlarmısın bilmem,
Deniz çılgına dönmüş,
Dalgalarıyla saldırıyordu bize,
Ayrılmayın, ayrılmayın,
Sarılın diyordu birbirinize,
Öfkeyle gönderiyordu,
Dalgalarını üstümüze,

Ortalıkta kimseler yoktu,
Yapayalnızdık ikimiz,
El bile sallamadan,
Uzaklaşıp gitmiştin.
Şimdi de yalnızım,
Kimseler yok ortalıkta.

Bir tek yer açık,
Hayyam’ın meyhanesi,
Bunları orada yazıyorum,
Ve soruyorum şimdi,
Sahi sevgilim,
O kadar sevişirken biz,
Neden ayrılmıştık?
Neden?

Neden Böyleyim ben.

Neden böyleyim ben?
Geç kalıyorum hep.
Elimden uçup gidiyor,
Düşlediğim umutlarım.

Yaşadığım günleri,
Paylaşmak isterdim seninle,
Adımlarım mı yavaş?
Çabalarım mı yetersiz?
Sana ulaşmak için,
Zamana yetişemeyen,
Bozuk saat gibiyim.

Yüreğimin tik takları,
Yavaşladı mı ne?
Yorgunluk çöktü bedenime.
Ellerim soğumuş,
Gözlerim donuk,
Her yer bulanık,
Ölüm meleği,
Almaya gelmiş sanki,
Vakit dolmuş demek,
Seni,sensiz yaşamaktansa,
En güzel şey,
Ölmek.

Neden Çaldın Beni Benden.

Neden?
Soruyorum sana?
Neden çaldın,
Beni benden.

Bırakıp gidecektin madem?
Beni bana bıraksaydın,
Sen sana,ben bana,
Herkes kendine,
Ait olsaydı ya?

Şimdi,
Bedenim burda,
Ruhum,benliğim,
Ve yüreğim senin yanında,
Nasıl yaşayacağım burda?
Ruhsuz,yüreksiz,
Bir başıma?

Neden Düştün Düşüme

Sarı saçlarını,
Ellerimle ördüm,
Aşkına ihanet eden,
Bir vefasız sevgili,
Ben seni gördüm.

Kabuslar içindeyim,,
Neden düştün düşüme?
Tüm kapıları kapattım,
Sen girmeyesin diye,
Ne yaptım da girdin?
Uykularımda düşüme.

Neden Karanlık Bu Gece

Gökyüzü karanlık,
Bulut da yok hani,
Kördüğüm olmuş *******,
Yıldızlar saklanmış,
Ay’ın arka yüzüne,
Halbuki bu gece,
Yıldızlara soracaktım seni,
Düş bahçelerindeki,
Dilek ağaçlarına,
Astığım gözyaşları mı,
Görmüşmü? Diye,
Ne bir yıldız var ortalıkta,
Ne ay görünür,
Bulut da yok hani,
Neden karanlık bu gece.

Neden Sevdiğim Neden?

Aramızda,
Çin Seddi gibi duran,
Ayrılık duvarını,
Seninle birlikte,
Örmedik mi?
Her gün bir taş sen,
Bir taş da ben,
Üst üste düşünmeden,
O koskocaman,
Ayrılık duvarını,
İkimiz birlikte örmedik mi? .

Şimdi duvarın bu yanına,
Tüm duvar boyunca,
Seni beklediğimi,
Seni sevdiğimi yazdım,
Kim bilir duvarın,
Öte yanında sende,
Beni beklediğini,
Beni sevdiğini,
Yazmışsındır.

Neden be sevdiğim neden?
Bir birimizi bu kadar severken,
Ayrılık duvarını ördük ikimiz,
El ele birlikte,
Sevinçle sarmaşırken,
Islak dudaklarımızla,
Özlemle öpüşürken,
Kurduğumuz düşlerin kanatlarında,
Enginlere uçarken,
Güzel ve mutlu yarınlarda,
Sevgi dolu yaşam,
Hayal ederken,
Neden ördük bu,
Ayrılık duvarını biz.?

Şimdi sen o yanda,
Ben bu yanda,
Derin derin ah çekerken,
Kendi yalnızlığımla,
Acı içinde yaşarken,
İşte haykırıyorum,
Tüm evrenin önünde,
Seni sevdiğimi,
Haydi uzat sende elini,
Yeniden kanat açıp,
Düş dünyamıza uçalım,
Bir daha sevgimizin arasına,
Duvar örmeyelim.
Ne dersin?
Sevgilim.

Neden Söz verdin?

Dün gece,
Derin uykudayken,
Düşüme geldin birden.
Bakışlarımızda yandık,
Ve sarıldık özlemle,
Sustuk ikimizde,
El ele tutuşup,
Merdivenleri indik beraber.
Sen bana sarılmış,
Ben sana dolanmış,
Sarmaşık misali kördüğüm,
Gün ışıyıncaya kadar,
Ne güzel seviştik.
Hiç ayrılmayacağız diye,
Söz verdik birbirimize.

Gün ışıdı,
Uyandım aniden,
Ve sen yoktun,
Düşlerime girerek,
Ayrılmayacağız artık,
Diyerek söz vermiştin,
Neden?

Neden Yıldızlar,Bu Kadar Uzaktalar.

Neden durmaz hiç?
Geçip gider zaman,
O gittiğinden bu yana,
Geçti mevsimler,
Tükettim baharı,yazı,
Mevsim şimdi hazan,

Hala merak ederim,
Göz açıp kapayıncaya,
Neden biter gündüzler?
Doğmakla batma arası,
Gider güneşin ışıkları,
Bir nefes alımı mesafesinde,
Al nefes,ver nefes,
Başlar gecenin karanlığı,

Neden yıldızlar?
Bu kadar uzaktalar?
Tıpkı sevgilim gibi,
Yıldızların olduğu o yer,
Orası da gurbet midir?
Yoksa sıla mı?
Ondan mıdır ulaşmaz?
Sevgilime kavuşmak için,
Her gece ettiğim dualar,
Yaşadığım bütün yıllar,
Güneşe hasret kaldım,
Her anım gece oldu,
Her yanımı sardı,
Hain karanlıklar.

Neler mi Oluyor Buralarda?

Neler oluyor demişti oralarda, Merak içinde,
Dedim; bir güzel ava çıkmış, elinde kocaman olta,
Bir aşık dolanır ortalarda, kos kocaman bir alık,
Etrafı dört duvar, hapishanesinde atmakta volta.

Oltanın ucuna takmış / bembeyaz bir Mine/
Kocaman bir balık / zokayı yutmuş mu ne?
Çok büyük bir balık / Balina mı / Koca Adam mı ne?
Çeker keyifle sudan / Başlar def çalıp eğlenmeye.

Aşığın cezasını kesmiş hakim / hücrede müebbed,
Suçu / aşık olmak / karşılıksız sevmek bir güzeli,
İnanmak safiyane gönlüyle, sarılmak bir kızıl güle,
Kanıyor şimdi yüreği, sarılınca o kızıl gülün dikenine.

Ah demez ama, yansada ateşinde sevdanın,
Hangi aşık ödememiş bedelini / karşılıksız sevmenin,
Sevmek güzel şey, hepiniz sevin /sevilin, amma! ! !
Sevecekseniz adam gibi sevin/sevenlerle asla alay etmeyin.

Nerede Bu İnsanlar

Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar,
Yer yüzünde yalnızım sizin kadar,
Arıyorum her yerde,
Nerede bu insanlar?

Altmış sekiz kuşağının,
Sahipsiz bırakılmış genciyim,
Yürek aynı yürek,Bilek aynı bilek,
Bu kavganın verilmesi için,
Adam gibi yürekli insanlar gerek,
Güzel bir dünyaya kavuşmak için,
Güzelliğe iman edenler gerek,

Arıyorum seni,çoban yıldızı gibi,
Gökte değil,yerde olman gerek,
Sevgiye,aşka,güzelliğe ulaşmak için,
Sevgiye aç,aşka aç,sevda ateşinde,
Yanmaya yürekli,sevgili gerek.

Ben varım güzelim,
Varımda; ya sen,
Nerelerdesin,
Kendinden haberin var mı?
Ya istemlerine,arzularına,sevdana
Ulaşmak için neler yapmadasın?
Çık kafesinden,kurtul zincirlerinden,
Seni yaşamak isteyen sevdam,
Seni yaşatmak isteyen aşkım,
Beklemekte arzularıyla bak,

Neredesin Ey Güzel

Yenik düşmüşüm yalnızlığın pençesine
Ellerim havaya açılmış, dua edercesine
Damarlarımda bir sızı inletircesine
Neredesin ey güzel
Neredesin, gel kurtar beni
Demeye de dilim varmıyor
Seni üzmek mi?
Hiç istemediğim şey,
Seni eski aşklardan daha büyük
Bir aşkla sevmek
Seninle birlikte
yeniden yaşamaya
Başlayacağımız günü ve
Bunun başlangıcı olacak
Buluşacağımız o günü
İnan güzelim
Dört gözle bekliyorum.

Neredesin Ey Neyzen!

Bozuldu ülkem insanı,nerede vatanım,
Yüzümüz kalmadı bakacak,kabrine Ata'mın,
Tükürür billahi yüzümüze Çanakkaleden,
Gelen hep, seçtiğimiz,edepsizden,rezilden.

Kuru sözler ile beni rahatsız etme,
Davulu dinlerken,kulak mı asarım Kös'e,
Bu seçilmişleri mi,bize layık gördün tanrım?
Anladım neden,eşekleri insan kılığında yarattın.

Un döken zamlara kalkmış yeniden,
Vallahi zamcılık bunlara yetmez gibidir,
Susun,fazla karıştırmayın bunların işlerini,
Ele aldıkça büyür,Çünkü.......k gibidir.

Kükre be,kafayı millete tut,çünkü yutar,
Bu işin sırrıdır,siyasetçinin aklına yatar,
Para eder mi buşt karşısında caka,
Sen söyle,medyada yazar elbet bir yalaka.

Aç gözünü hey,zırlamayı bırak,
Sen yarına,geleceğine bir bak,
Çocuklarını şimdiden alıştır zulme,
Bu sözümü uyarı bilde,tedbire bak.

Neyzen'e 21 Yüzyıldan selam 10

Başları türbanlı Ama, kıçlarından ne haber,
Halkımızı tekkelerde,tarikatlarda becerirler,
Ne olur bakın son kez,kutsal kitabımıza,
Bunlar mutlaka ve kat'a cehennemliktirler.

Neyzen'e 21. yüzyıldan selam 3

Nayloncunun başı her yerde göründü,hem de,
Yüzünde sahte bir gülücük,hala sırıtıp duruyor,
Kedinin yavrusuna verdiği lağım faresi gibi,
Medyacılarla el ele,halkı soyup,boğduruyor.

Neyzen'e 21. yüzyıldan selam 4

Nasıl olsa binecek üstüme avrupalı,
Semerimle,nalımı enseledi kasımpaşalı,
Hoşbakanım,yularım bari başımda kalsın,
Beni at zannederek,gem takacak amerikalı.

Neyzen'e 21.Yüzyıldan Selam 7

Aklı geldi başına amma,iş işten geçmiştir,
Böyle aksak dilencilik,kabakta patladı,
Blair,Chirac,Shröder attı bol kese'i siyasiden,
On dakika sitayişle,Teyyip ile Gülümüzü aldattı.

Neyzen'e 21.Yüzyıldan Selam 8

Ampulcüler,vicdan ile dini şöyle dediler,
Menfaat nerde ise,o cenaha yollanırız,
Kalkınacak sanma bu vatan ile halkını,
Dini biz,halkı uyuşturmak için kullanırız.

Neyzen! Neredesin?

Vatanın her bir kalesi elden gitti gider,
Kemal denen hergele hep buna güler,
Babası deyyusu ekberidir halbuki ülkenin,
Ta dinini s...yim o pe........ki dinleyenin.

Sümerbank,girmiş ta anasının ortasına,
Durmaz,yunan oğlu Atatürk’e bile küfreder,
O nun bunun çocuğu,Düşünmez mi ki hiç?
Elbet Gün gelir hesap sorulur,ta vartasına,.

Seyreder istihzayla tayyibi muktedir kişi,
Vatanı parsel parsel satmaktır tek işi,
Menfaat nerde ise o tarafa yollanırız,
Dini biz,halkı uyuşturmak için kullanırız.

Özüköklü paşa,kuru laflar ile endişemi ihlal etme,
Bumudur,bu halkın sana verdiği vatan görevi,
Yapacak kudretin yoksa,sus da adam sansınlar seni,
İstersen emir ver,üzülmem,aldır da assınlar beni

Bu danışıklı döğüşe,mahkemelerde ortaktır,
Para paylaşılsın da,rezaletle barış olmaz,
Seyredenler ama dır,görürler sanma sakın,
Kafese koysalar da, kargadan bülbül olmaz.

Anlatırım size,işte memleketimin hali,
Kalmadı harice karşı,yüzümüz olsa dahi,
Yüzümüz mü kaldı,bakacak kabrine ecdadımızın,
Tükürür billahi,çehremize vatanın tarihini.

Şu yeni ampulcü düzen nasıldır bilmem,
Bizde değer,adamın servetidir,parasıdır,
Eğer bu halk,hırsızlığı etmeyecekse kabul,
O zaman bu ampulcü rejim bize aykırıdır.

Yeni yüz yılın bir ilkesi var,hak kapanındır,
Söz medyada haykıranın,mantık ise şarlatanındır,
Geçer mi ele bir makam,..öt yalamayınca,
Bütün makamlar,pez.......enk ile buşht olanındır.

Herkes susmuş,istemem böylesi bir kader,
Dersimi aldım,nasihat bile istemem,eğer,
Varsa halkımın gidişe dur diyecek hali,
Zalimin her yumruğu,öldürse de değer.

Neyzen’i Anarken.

Kuzey,buz gibi soğuk,her yer karla kaplı,
Zorlukları aşmak için,insanları çok canlı,
Başarmak için kullandıkları insan aklı,
Çalıştıkça kazanır,o yüzden insanları varlıklı.

Güneye indikçe ortalık ısınır,her yer sıcak,
Çalışmaz insanlar,tembelce dolanır,aç ve çıplak,
Rehberleri olmuş,afyonlaşmış din satan tarikat,
Kaderidir insanların,bu cehennemi yaşamak.

Bütün tarikatlar taarruzda,yoktur başka işi,
Başlar açık,kıçlar çıplak,geçirirler kışı,
Bunlar hep tarikat denen karanlığın işi,
Dilsizdirler,konuşur yalnız baştaki kişi.

Her yandan tasallut altında,ne bile diyemez,
Koyun gibi gezinir ancak, meee bile demez,
Bir yanda cihat,diğer yanda tarikat,ses edemez,
İyice bir baksa,bunların ciğeri,beş para etmez.

Parselleyip satmak için,çevirirler her yanı,
Kutsal söylemler dillerinde,konuşturmaz insanı,
Cami önlerinde kurmuşlar, dizi dizi tezgahı,
Satmaktalar,gelen geçen herkese,koca Allahı.

Her taraf dolmuş,fakir fukara,garip gureba,
Dillerinden düşmez,hiçbir zaman bu sad’a,
Kıçından donunu bile alırlar, bunlar insanların,
Ulus olmaktan vazgeçtik,ümmet olmamız yakın.

Müslüman mahallesinde,satılmaz der salyangoz,
Cepleri dolarla doludur,yatlarla gezer zırtapoz,
Bulunduğu her ortama uyar,sanki birer yap boz,
Bir uyansan ey millet,bunlar olacaktır ortalıktan toz.

Uyan ey halkım,oynanan bu kötü oyunu boz,
Bak şarka,kalmış mı tek bir ulus? şimdi hepsi yoz,
Kaderinle oynayanların oynadığı,bu oyunu boz,
Kötü kader oyununun bağlarını elinle,kendin çöz.

Neyzene 21.yüz yıldan selam olsun 1

Buş’un palyaçosu,şu kasımpaşalının halini gör,
Yurdun Sinesine ne ihanetler ekiyor,
Yuları küffarın elinde,türban da dilinde,
Bu amerikan eşeğini,360 arap atı zor çekiyor.

Neyzene 21.Yüzyıldan Selam 5

Ey tanrı,Var mısın,yok musun,
Akıl erer mi senin sırrına,de bana
İçeriz ya sabır diye peymaneni,
Hekmetinden bir kez olsun vermezsin.

Gizlenirsin bir yokluğun içinde,
Hem ademin,hem şeytanın içinde,
Her bir dinin ayrı ayrı cininde,
Kendine eş,bizi küfre ortak edersin.

Aşk olursun,canımızı yakarsın,
Leylaları karşımıza dikersin,
Acımadan ayrılığa düçar edersin,
Sevilmeyi bile,bize haram edersin.

Bozuktur kurduğun düzen,
Kimse edemez asla akort,
Ceylana kaç dersin,aslana aport,
Hikmetini kimse bilmez,ayan edersin.

Şeytan olur görünürsün ateşte,
Dile gelirsin seher vakti bülbülde,
Bir parlayış parlarsın ki güneşte,
Yalanına kendin bile iman edersin.

Bir iradenle adam edersin eşeği,
Karnı tokken,batar ona döşeği,
Gazabından korkarız çakınca şimşeğin,
Tufan olur,.memleketi viran edersin.

Görürler seni her velide,delide,
Hem Alide,hem pandelide,
Maymuncuk gibi her kilide,
Hem uyar,hem de viran edersin.

Zengin eder,kasalara kitlersin,
Fakir kılar,garip başım bitlersin,
Bir deri,bir kemik,beni ciltlersin,
Acılara canlı canlı kor edersin.

Neyzene 21.Yüzyıldan selam 6

Bay puşt,düştü yaralandı dediler,
Mel'un yıldız çabuk kalkar,dulunur,
Sen köpeğe,kuduz deyip geçiver,
Bir öldüren,nasıl olsa bulunur.

Nezarette

Nezaretin camından
Yıldızlar nasıl görünür bilir misiniz?
O kadar uzaktırlar ki
Elinizi uzatıp bir dosta tutunmak gibi uzanmak istersiniz
Elinizi uzattıkça kaçarlar sanki sizden
Dualarınız bile ulaşmaz olur.
Öyle bir yalnızlık sarar ki sizi
Duyduğunuz yalnız
Az önce uygulanan işkenceden kalan ince bir sızı
Haykırmak istersiniz gökteki yıldızlara ve Ay’a
Yalnızsınızdır kimse duymaz sizi
Sade bir insan sevgisidir suçumuz,
Mutlu olsun isteriz herkesin
Sorarsınız insanlara neden bizi yalnız; korsunuz?
Görünür delikten ara sıra işkencecinin yüzü
Yuvarlak ve vahşice bakan gözlerinde belirgin bir neşe
Çıldırmamak için kaykırırsınız gündüz güneşe
Dışardan çıngırak sesleri gelmekte, geçer koyun sürüsü
Hayır değil, bunlar olamaz benim ülkem insanımın sürüsü
Sevdalanmak, aşık olmak gibi bir mutluluk dileriz
Yalnızca insan gibi, ama insan gibi yaşamak isteriz.

Nezarette soğuk mu soğuk bir kara yalnızlık
Konuşursun kendi yalnızlığınla, yalnız başına
Diğer koğuşlardan gelir iniltiler, siner yanına
Kendi sızını ararsın, duyulmaz artık aranma boşuna

Hayali canlanır bir güzelin, yüzünde tatlı bir tebessüm
Canlanır gelir oturur yanına, sarılmak istersin
Seni böyle gülümser görünce çıldırır işkenceci
Yaptığı onca işkence gitmiştir boşu boşuna
Alır falaka odasına yermisin yemezmisin demez vur ha vur
Çünkü gülen bir yüzle çıkmışsın herifçioğlunun karşısına
Onlar ki mutluluğun düşmanıdır bu böyle biline
İnsan sevgisi kimseye bulaşmamalı sevmek kimin haddine
Ali Osman Yılmaz

O An Seni Düşünüyorum.

Zaman Zaman,
Gözlerin dolarsa yaşla,
Enginlere dalıp,
Uzaklara giderse,
Bil ki o an,
Seni düşünüyorum.

Kulaklarında bir uğuldama,
Bir çınlama sesi varsa,
Bil ki o an,
Seni anıyorum.

Gece ansızın uyanırsan,
Gecenin bu saatinde,
Bil ki,duvardaki resminle,
Senin hayalinle konuşuyorum.

Gözlerin yaşlanıyorsa şimdi,
Bil ki,bende burada,
Seni düşünüp,seni ağlıyorum,
Sen akıyorsun yanaklarımdan,
Güneş ışıkları,sabahın tazeliğinde,
Göz yaşlarımdan süzülüp,
Aşkımızın gök kuşağını,
Boyamaktadır yeniden.

Görüyor musun bak?
Gökyüzünde ne çok,
Gök kuşağı oldu.
Her biri aşk acısı dolu,
Göz yaşlarımdan süzülen,
Her sabah gün ışıklarıyla,
Sana olan aşkımın renkleriyle,
Sana olan sevdamı gösteriyor.

İşte şu an yine,
Gözlerimden süzülen,
Yaşların renklendirdiği,
Ve sabahın taze ışıklarıyla,
Yeni bir gök kuşağı çiziyorum.

O bir an.

Yaşarken hep,
Canım acıdı.
Hep bir kavganın,
İnsanı olmak zorundaydım,
Ülkem için kavga,
Yaşamım için kavga,
Bende varım diyebilmek,
İçindi hep.

İşte karşınızda bir insan,
Sevmeye aç,sevilmeye muhtaç,
Aşkı yaşayamamış,
Öylesine geçmiş zaman,
Rüzgarın önüne kattığı,
Dalından düşen,bir yaprak gibi,
Bir sağa,bir sola savrulan,
Yaşamdan istediği,tek bir şey,
Gözlerinin gördüğü,
Yüreğinin kıpır,kıpır attığı,
Sevinçle kollarını açıp,
Doyasıya sarılmaktı ‘O’na,

İstediği hiç olmazsa,
Sadece o an’dı,
Ve ne kadar mı?
Yeter,yeter ki olsun,
Yeter,sadece,
O bir an.

O gece,

O gece,
Gökte Ay vardı,
Bütün yıldızlar bize,
Serenat yapmaktaydı,
İkimiz o gece,
İncir ağacının altında,
Senin deyiminle,
Kaplumbağalar gibi,
Sevişmiştik,delicesine.

Hani o gece,
Bir yavrumuz olursa,
Kaplumbağalar gibi,
Üç yüz yıl boyunca,
Bu geceyi ve aşkımızı,
Anlatsın asırlarca,
Söylesin tüm evrene,
Bu gecenin ve aşkımızın,
Meyvesi olduğunu,
Kutsasın tüm insanlar,
O nu ve aşkımızı.

O güzel dünya için ayaklanın.

Evlilik iki bireyi,
Evli olmasalardı,
Evli olanlarından,daha iyi,
İki insan yapabilir miydi?
Ya da daha iyi,
İki insan olanı gördünüz mü?
Yalansız,dolansız ama!
Görmediniz,göremediniz,değil mi?

Belki evet diyecek,
Belki hayır diyeceksiniz,
O, iki bireyin,
‘Evlilik denen kuruma,
Nasıl katıldığına bağlıdır’,
Diyeceksiniz hemen.

Hiç bir evliliğin,
İki bireyi,
Evlenince daha iyi insan,
Daha iyi iki birey yaptığını,
Ben hiç görmedim,
Siz gördünüz mü?
Bakın bir amma,
Baskı altında kalmadan,
Yiğitçe itiraf etsin,
Mümkün mü? Sorun bir.

Kendini ve diğerini,
Beş yıl,on yıl,ya da yirmi yıl,
Tanıyarak evlenen gördünüz mü?
Kendine bile bu hakkı,
Tanımayanlar,nasıl birlikteliklerine
Güzellik ve mutluluk katacaklar?

Sorun,sorun bir kendinize,
Hatta evli olduğunuz partnerinizi,
Karşınıza alın,ona sorun,
Nasıl ve ne diyebilecek?
İçten bir yanıt yok,kem ve küm.
Öyleyse neden? katlanılır,
Dayanılmaz acılara,
Ve yeni acıların kaynağı olunmaya.

Yeni bir yaşamı,mutluluk kuşunun,
Kanatlarında,kendi mutluluk dünyasına,
Uçurmaya hazır olmadan,
Yaşamlarınızı,yerden yere vurmaya,
Ne hakkınız var,ey bireyler,
İnsan siluetindeki yaratıklar,
Hadi birde burdan bakın,
Gerçekler karşısında kendiniz,
Ve gelecek nesilleriniz için,
İnsanların mutlulukla yaşayacağı,
O güzel dünya için ayaklanın.

O yok diye ağlamayacağım artık

Yalnızlık canıma tak etti,
Öfkem kabardı yine,
Gideceğim evlerinin önüne,
Gece boyu yatacağım,
Penceresinin önünde,
Belki bana döner diye,
Yağmur,kar,boran,fark etmez,
Başımın altına da bir taş,
Koydum mu yastık niyetine,
Sabahı edeceğim,
Yaşlı gözlerimle.

Güneş ışıklarıyla birlikte,
Sesleneceğim sevdiğime,
Hadi,dön artık,dön diye,
Gelmez naz ederse eğer,
Öfkemle birlikte evine,
Bir bidon gaz döküp,
Cayır cayır yakacağım,
Yanacakmış,evle birlikte,
Düşünmeyeceğim bile,
Sonrası kolay,
Varacağım kendi evime,
O yok artık diye,
Ağlamaktansa günler boyu,
Selam olsun diyerek,
Sesleneceğim ölüme.

Okyanustaki Yalnız Adadasın

Sevgilim!
Senin yaşamın;
Diğer adalardan ayrılmış,
Yapayalnız bir ada gibidir.
O adanın limanlarından,
Kaç gemi giderse gitsin,
Başka adaların limanlarına,
Sen adanda yalnızlığın ıstırabıyla,
Acılar içinde olacaksın.

Issız bir adada,
En yakın dostuna bile,
Meçhul kalacaksın.
Yanındaki insanların,
İlgisinden,anlayışından,
Çok uzaklarda olacaksın.

Yaşadığın o dünyanda,
Altın dolu kasaların ardından,
Çırpınan bir yürekten başka,
Yada; Altın kafesteki,
Suyu boşalmış kabın başında,
Yalnızlığa mahkum,
Çırpınan kanarya gibisin.

Aslında içinde gizlediğin,
Asıl kendini bir görebilsen?
Onun sevgi dolu yüreğinin içindeki,
Aşkını,sevdasını,
Her yana söyleyeceksin.
Sevgi dolu ruhunun ardında,
Sevgilinin gözlerinde yaş olup,
Doyasıya akabilmek için,
Yalnız bir bulut gibi çırpınan,
Güzel bir ruhun olduğunu,
İçindeki kendine,
İyice bir bak,
Göreceksin.