![]() |
Kalem
Kalemin dost olabileceğini Bilmezdim bu kadar, Her dediğimi dinledi bir bir Usanmadı Ama biraz boşboğazlığı var Sır tutmuyor hiç, Söylediklerimin hepsini kâğıda Anlatmaktan utanmadı... Alper Kürük |
Kalp Atışları
Gel,kalbimin üstüne şöyle başını bir koy Atışlarını değil,isyan edişini duy. Tik taklarıyla her gün gönül kapını çalar Tek atışına bile başkası kapı açar. Gönlünün kulakları bana karşı kapanmış Cümle âlemi duyar,bana ise yabanmış. Kalbim çırpınışlarla bir gün gelip duracak Farkına vardığında vakit geçmiş olacak... Alper Kürük |
Kalpler
Bir doktorunki kadar Acıyla delik deşik olmuş, Bir kadınınki kadar ürkek, Ananınki kadar yufka, Çocuğunki kadar sâf, İnsafsızınki kadar pek, Katı,yumuşak,yaralı kalpler Çarpar çeşit çeşit... Aşk olmasa kalpleri Birbirine ne ekler? Yıkılır mı insafsızın sur gibi kalbi İncecik merhamet oklarıyla? Esir eder tabiat şair kalbini Sonbahar yapraklarıyla... Yavrum diye çarpar Ananın yufka kalbi, Dolaşır damarlarında kan kan Al kandan da sâf yavrusu. Aşıkların kalbini burkan Kavuşamamak korkusu. Vicdanı deler insaf. Yumuşatır yufka kalbi Acındırıcı bir lâf. Namus diye çarpan kalpler Değişmez cana namusu. Bütün bunların yanında Geleceğe ilk açılışında Uykulu gözlerle bakan, Herşeyden temiz ve kaygısız Yeni doğan yumurcağın kalbi var Hayat...Hayat...Hayat...diye atar... Alper Kürük |
Kanije'nin Esir Mehmetçiği Destanı
Macaristan'da Balaton Gölü... Gölden çıkar Berk Irmağı Karışır Drava'ya. Irmağın ortasında Dümdüz bir adacık Adacık ortasında Bütün görkemiyle 'Kanije'... Adanın kıyıları Sazlık,bataklık. Türk'lere Macaristan Yetmiş-seksen yıldır Ederken mallık Kanije Alman elinde Bırakılamazdı artık... Kaleyi almak için Ardı ardına Yapıldı çok seferler. Esir düştü her akında Nice Türk askerler. Yine denendi talih Bin altı yüz yılında. Güvenliydi kale... Uzaktan uzağa birkaç topla Elbet geçmezdi ele. Topların açtığı gediklerden Saldırmak gerekti hemen. Ama sazlar olmuş çengel, Öte yandan bataklık Yürüyüşe oluyor engel. Kaledeki zindanlarda Çürüyen Türk erleri Çıkarılıp zindandan *******i Kinle,nefretle Örüyorlardı delikleri Zincir kamçılar altında. Bu zoraki çalıştırma Ne de olsa geciktiriyordu zaferi. Ama zafer gecikirken Onların da içinden Parlıyordu isyan alevler.... Yine karanlık bir gece Uykuya dalmış Kanije... Tatlı bir öç hissi geliverdi Esirlerden bir gence. Sabah zindana dönerken Yolları geçti esirlerin Barut mahzeni kulesi önünden. Kapı aralıktı Cephane çıkarılıyordu içeriden. 'Allah! Allah! 'dedi fırladı öne Tuttu nöbetçiyi gırtlağından Sürükledi mahzene. Önce hıncını aldı ondan... Kaya gibi dayandı Demir kapının arkasına. Karanlıkta bir kıvılcım yandı Parladı iri bir kav, Kin,intikam,özgürlük Sanki olmuş bir lâv Birdenbire boşandı. Ateş aldı bin kantar barut Sarsıldı koca kale Ve göklere uçtu kule... Bütün kaleyi kapladı Tam iki saat bir duman, Mehmetçiğin şehit ruhu Çıktı açtığı gedikten Artık dileği olmuştu O koskoca delikten Şimdi giriyordu Şanlı Ordu. Göğe uçan kumandan Seyreyledi kalesini havadan... Alper Kürük |
Kanije'nin Savunma Destanı
Kanije denince gelir akla Koca 'Tiryaki Hasan' Ki yerleşmişti saraya Delikanlıyken 'Sultan Süleyman'. Kılıçtan keskin zekayla Herkesi bıraktı kendine hayran. Türk'ü temsil etmek için gelmiş dünyaya Cesur,zeki ve kahraman... Macaristan'a bir seferde Toplar çamura saplandı. Samurunu çıkarıp sırtından Salıverdi çift mandayı boyunduruktan Koşuldu onların yerine... Bu fedakârlık üzerine Kahraman erler toplandı Koşuldular onlarda bir bir Ağızlarında TEKBİR Çıkardılar topları çamurdan. İçten sevdi herkes Paşa'yı Seçmişti asker o an Kendine yaraşır 'Baba'yı. Birgün Paşa gönüllüce gitti Kanije'ye kumandan. Avusturya'lı Ferdinand Emrinde elli bin düşman Kış çatar çatmaz Fırsat bu fırsat Geldi dayandı kaleye. İçtiler and Kaleyi vermemeye Başta Tiryaki Hasan Ve kendisi gibi bir avuç kahraman. Yardım ümidi kesildi bir yandan, Topladı önce eratını Yükseltti mâniviyatını. Kale önündeki söğütler ile Yaptırdı barut, Baş vurulacak son çare idi hile... Türk Serdarına güya Yazdığı gizli mektuplar Geçtikçe düşman eline Sardı kâfiri tatlı bir rüya... Tam yetmiş gün Hasan Paşa Nâil oldu emeline Kaleyi vermedi düşman eline. Rastlamaz mektupların Böylesi güzeline. Bir mektubu şöyle: 'Askerim haddinden fazla, Depolarım dolu cephane,erzak Bizi etmeyin merak'. Bir diğeri böyle: 'Cephanem,erzakım yok, Çarpışmam diyor erat Çabuk yetişin,imdat! ' Çılgına döner sevinçten düşman Kafası karışır kumandanın. Getirilir bir mektup daha o an Yine Tiryaki Paşa'nın; 'Erzakım,cephanem yok dedim Kandırdım düşmanı Kale önüne çektim. Yola çıktığınız haberi geldi... Dileğimiz Vatan için ölmektir, Düşmanı iki ateş arasına Artık kıstırdık demektir...' Paşa'nın emrindeki İki dönme hıristiyan Kaçmıştı kaleden. Haberdar ettiler düşmanı Kalenin feci hâlinden. Birkaç gece geçmeden Ele geçti bir mektup: 'Muvaffak oluyorum hilemde Güya kaçmış gibi benden İki casusumu soktum Düşman arasına sezdirmeden. Onları kandırmak için Kalemi kötüleyecek, Düşman da bu karda,kışta Kalemizin önünde Gafil,gafil bekleyecek... İç yüzü budur işin Aman çabuk yetişin! ' Ertesi sabah iki hâinin Mızraklarda kesik başı Bağırdı kale önünde bir Alman: 'Hasan Paşa...Hasan Paşa... Hilen meydana çıktı, İşte adamlarının hâli, Çıktık say senle başa...' Yetmiş gün böyle geçti Hep mektup uçurarak. Yapılan birkaç hücumda Topçubaşı 'İncekara Ahmet Ağa' Atış yaptı sola,sağa... Attığı her gülle tam hedefini buldu Etti düşmanı perişan. Karlı bir kış gecesi Koca Tiryaki Hasan Bir huruç yaptı ansızın Bozguna uğrayan düşman Gelip vurdu zannetti Türk Serdarı arkadan. Kimi nâmert öldü Kaçtı canını kurtaran. Harp meydanı sanki Kâfir kanından bir göldü Suladılar atlarını bu gölden En önde Tiryaki Hasan Ardı sıra bir avuç kahraman. Kanije duvarları değil Sarmıştı onları Vatan Ebediyyen ve gönülden... Alper Kürük |
Kanunlar Diyarı
Kavramış insanları her taraftan Sımsıkı sarmış onları bağlarıyla. Bahseder kimi Devletten,kimi tabiattan... İnsan zarurî uyacak her birine. Bir tarafta' Yer Çekimi Kanunu ' Canın isterse uyma Bir daha rastlanmaz eserine... Öte yanda 'Cinsî Cazibe Kanunu '... Bırakıyor insan kendini onun İster istemez seyrine Kaybediyor yolunu. Eğer olmasaydı içinde korku Saymazdı hiçbirini insan oğlu Tek uyardı ikincisine... Alper Kürük |
Kapalı Çarşı
İçim dolu dert, İçim dolu umut Dertten umuttan pazar kurulu içimde Ne ararsan bulursun Tek arayan olsun... Kıskanıyorum seni KAPALI ÇARŞI Senin aydınlığa açılan O kadar çok kapıların var Benimse içim her yanından kapalı Açılacak bir dostu bile yok. Senin malların kapış kapış gider Bende dert çok,umut çok Kuru umut neye yarar? Herkes derdi neylesin? Herkes dertliden kaçar. Senin o geniş kapılarından Aydınlıkla birlikte giren insanların Karanlık kâlplilerinden biri de benim. İçim dolu dert, İçim dolu umut Neyleyim,böyle geçinip giderim... Alper Kürük |
Kapalı Kutu
Ah şu karanlık gece Yorgan altına sokar herşeyi Kapalı kutu mübarek... İçine almış kilitlemiş; Köpeklerin dalaşmasını, Gariplerin sessizce Yıldızlara karşı ağlaşmasını. Daha neler neler... Rujlu dudakların rujunun Öpüşürken gizlice Bulaşmasını. Ne diyeyim daha Bu kadarı yeter 'Açtırma kututyu,söyletme kötüyü...' Alper Kürük |
Kapılar
Kapılar da azap çeker Tıpkı insanlar gibi. Açılıp kapanırken Çıkardığı o sesler Azabının sesleri. Kimi kapanmış iyice Dünyasından bıkıp İçine kapanan insanlar misâli. Kimi gerilmiş gerildikçe Gelsin,geçsin diyor ahâli. Kimi Devlet kapısı Başında boy boy memurlar, Kimi han kapısı Önünde gurbetçi yolcular. Bu kapı,şu kapı Hepsi insan yapısı, Dilerim açık olsun Her an 'Hâcet Kapısı '... Alper Kürük |
Kara Bulutlar
Bulutlar geliyor kara gözlümün memleketinden Bulutlar geliyor,kara bulutlar Kara düşünceler dolu. Nedir bu boğucu hava? Kara bahtım mı çekiyor bulutları? İstemiyorum artık onları. Nerdesiniz ey eskiden Nerdesiniz başımda esen Kavak yelleri? Dağıtın,dağıtın bulutları. Benim göğüm mavi olmalı her an Denizler kıskanmalı göğümü, Ruhları yakan Aşk sesleri doldurmalı göğümü. Bir ben sevmeliyim hayatı Bir de bana banzeyenler Deniz hasretiyle yanarken. İşte gelsin o zaman kara bulutlar Biz dalalım yine kara düşüncelere, Elbet tatlı tatlı bir yağmur yağar Ve kara düşünceler rengini içirir *******e Duyarım o an burcu burcu toprak kokusunu Toprağı sevdirir kara bulutlar bana, Duyarım derin sessizliklerde Ölülerin bölünmez uykusunu... ... |
Kara Sevda
Aşk bir tatlı uykudur Ama hastalık değil. Yokmu şu kara sevda İşte hastalık budur. İnsan bir tutulursa Artık kara olur dünyası, Tüm âlem derman olsa Bulunmaz derdinin devası. Baktığı herşey kara Yalnız sevgili nur, Morarır gözlerin altı Kara kara halka olur. Bir siyah kasvetli dağ Gelir gözlere oturur, Ruhu yakan bir ateş Durmaz,fışkırır gözlerden. Zavallı Rahmi bey Rahattı bu derde düşmeden önce... O,bu derde düşünce Aldı onu düşünce Düşündü ince ince... Gün gün eridi,soldu, Gece sayıkladı, Gündüz uyukladı, İştahı kesildi,boğazı kurudu Kaldı bir deri,bir kemik Şimdi oldu rahmetlik... Alper Kürük |
Karadul
Aydınlık çıkarmak zor zifirî karanlıktan Ak tavşanı çıkarmak kolay kara şapkadan, Hurafe kazınamaz örümcekli kafadan Ağ yırtılır,karadul bir köşeye saklanır Uygun zaman gelince yeniden ayaklanır. Bir zorlar ülkesinde yıllardır bu yaşanan Şanssızdır hep kurunun yanında kalıp yanan, Zıtlıklar yakasını hiç bırakmaz bir yandan, Ateş söner geride bir sıcak külü kalır Elini küle sokan yanınca akıllanır... Alper Kürük |
Karamsar Bir Günüm
Kinlensem hayata her gün yeniden Yine de olanı değiştiremem. Ben yine yalnızım Ben yine ayrıyım sevgiliden. Sevsem hayatı sanki ne çıkar Beni seven biri olmayınca. Ben yine sevgisiz Ben yine öksüz biriyim Gönlünce,umudunca sevgiyi arar... Yaşamaya zorlayıp kendimi Her günün günce kıymetini ah bir verebilsem, Karanlıkları sevemiyorum bir türlü Bir türlü keyfimce geçmiyor gecem. Bağlansam hayata sımsıkı Sevsem insanları kucak kucak sevgilerle, Ölümü unutamıyorum hiç İlk aşkımı unutamadığımgibi... Alper Kürük |
Karanlık
Herkes kendine göre Bir sır dostu seçer Onunla içli-dışlı Ölesiye eder arkadaşlık. Bana ise sırdaş oldu Kendiliğinden karanlık. Dertleşirim her geceyle başbaşa Yalnız, seçerim mehtapsız *******i Hatta korkarız konuşurken Uzaktaki yıldızların Bize kulak kesilmesinden. Aydınlık günlerden Koparıp getirdiği dertleri Anlatır bana durmadan Dinlerim onu candan. Ben de seriveririm dertlerimi önüne Saklar benimkileri Herkesten ayrı,herkesten uzak Kalbinin en loş En görünmez hücresine. Çıkıyorum hergün Yepyeni dertlerle önüne... Bıkıp dertlerimden birgün Korkuyorum kaçmasından. Beni terkediverirse elbet Aydınlık nasıl olsa Görünecek arkasından... Koskoca bir kilitle Kitlenirken dertler hücresi Belki de bambaşka bir insan Oluveririm o zaman... Alper Kürük |
Karanlıklarla Uyanış
Karanlıkta yüzer gözlerim Apaydın yıldızlara doğru Uzandıkça uzanır. Yarım aşkları döker damla damla Ağlamaklı mahzun gözler Kızardıkça kızarır. Ben koyu karanlık *******de Kör düşüncelerle uyurum, Uzakta,çok uzakta birkaç yıldız Belki beni uyanık sanır. Haklıdır yıldızlar bence Gündüzleri dertle uyuyan gönlüm Gece karanlıklarla uyanır... Alper Kürük |
Kardelen
Çıktın da Toroslarda karları dele dele Tüm dünya hayran kaldı sen emsalsiz güzele. Baharı bekleyip de binlerce çiçek açar Kışın karın üstünde açansa tek çiçek var. Kış olmasını bekler çamlarıyla bu belen Çünkü açmaya hazır o güzelim kardelen. Nasıl oluyor da kar çiçek açar gör,şaşır Güzeli yer üstüne o kardelenler taşır. Alper Kürük |
Karın Büyüsü
Sevgimi indiriyorum sana Harf harf,bir bir Lapa lapa yağan kar tanelerinde Aç avuçlarında oku,biriktir Kartopu olsun ellerinde... Tekrar bana at kendi kartopumu Tam isabet vuracaksın kâlbimden Boşuna dondurma olur mu? Sevgiyi tutamasa bile yârin elleri Unutma,kar taneleri Avuçlarına değince erir İzi bir hâtıra olur,ıslaklık verir... Alper Kürük |
Karla Randevu
Ha kar,ha sen İkiniz de aynısınız. Herkes hemen hemen Kardan randevu almıştır Kış mevsiminde. Senin randevuların da tıpkı Onunkiler gibi. Az mı bekleyen oldu onu Randevusuna sâdık sanarak Odunla,kömürle karşılayarak. Aynı benim seni elimde Bir demet çiçekle beklemem gibi... Odunlar,kömürler yandı kül oldu Elimde çiçek buruştu,soldu, Karın keyfi çattı,geldi oturdu Yüzlere oturan şaşkınlık ile Ama geç de olsa sözünde durdu. Senden bir habercik çıkmadı bile... Alper Kürük |
Karpuz Kabuğu
İçini yiyip seni de Denize atıverdiler değil mi? Yalnız sen değilsin Böyle atılmış Kendi hâline bırakılmış. Hasret,acı ve aşk bitirdi Bir sevgili bıraktı beni Tıpkı seni bırakanlar gibi Kendi dertlerimle başbaşa. İkimiz de şuna sevinelim karpuz kabuğu, Başıboş,serbest,almış başımızı Gidiyoruz kendimizin de bilmediği bir yere. Karpuz kabuğu, senin için boş ama Ben insanım ne de olsa İçim dolmağa meyilli, Artık şimdiden sonra Zannımca gerek hep dert dolsa. Karpuz kabuğu, senin içini Tam tavında yediler Ondan çıkarmazsın sesini. Vakitsiz içimi yedi hasret... Daha ben şu yaşımda Hasretliğe dayanacak tavda mıydım sanki? Aşk dersen işte ona bir şey diyemem... Çünkü aşk ne çağ dinler ne tav. Her neyse gidiyoruz işte böyle Senin batman bir dalga elinden Benim can alıcım Azrail. Karpuz kabuğu,deniz üstünde Ne de hoşuma gittin yüzerken... Alper Kürük |
Kartlar
Kiminin kırmızı kart almaktan ödü kopar... Kimi var bir yeşil kart almak için can atar... Kimisi blöf yapar elde tek karta yatar... Bir de 'hâmil-i kart ' var idi bir zamanlar... Kartlar kolaylaştırır yaşanan zor hayatı, Kimi kartlarla buldu mevkiyi,salatanatı... Ne tazesi fark eder, olsun yeter bayatı... ÜSKÜDAR'ı çok geçti ele geçiren atı... Alper Kürük |
Kasabın Kalbi
Adamın kasap olduğuna bakma Onun da bir kalbi var Kesip kıydığı etten yapılı. İşine bakıp da düşünme sakın Doğuştan câni ruhlu diye, Oysa tanırım onu Karıncayı ezmekten korkar... Korkar ama ne yapsın ekmek parası Koca öküzü,boğazlar,bıçaklar,satırlar... Dünyanın hâli bu: Yaradılışa göre iş Cana göre eş Ayağa göre yol bulmak Güçtür kardeşim çok güç. Konuşma ile anlaşma devri geçti O bir zamanlarmış İnsanların konuşa konuşa anlaştıkları zaman... Oysa şimdi sözler anlaşmazlık yaratıyor... Sosyal adaletçiyim,halkçıyım demekle Sosyal demokrat olunmaz. Sağcıyım demekle de müslüman olunmaz. İnsan yaşamını çok kısa durdurmalı İnsan önce kendini tanımalı. İnsan insanla içten anlaşmalı Sağduyu ile birleşip kaynaşmalı... İnsan sarrafları eksildi artık Zira çoğul insanlar Maddesel ruhla altına yönelik, Parasal yollar,yöntemler yaratmak işi - gücü, Altını anlamaktan insanı anlamaya zaman ve gerek yok. Bu süreç Maddenin maddeyi tanıyamayacağı Ana kadar uzayacak İşte kıyamet o zaman kopacak... Alper Kürük |
Kaş
Doğa sanki bir nakkaş Güzel eseri bu KAŞ. Dantel dantel oyulmuş MEİS seyre koyulmuş... Dağlar ağaçca fakir Deniz oldukça bâkir... Mayo ıslak,dingin baş Denizle bütün uğraş. Manzara hoş çak flaş Gel kendin gör,kendin şaş... Balık taze ve bol aş Hayat sade ve yavaş. Sen de buraya ulaş İşte:şirin,küçük KAŞ... Alper Kürük |
Kavuşma
Anamın fedakârlığını unutmam hiç Sütünü paylaştım çocukluğumda Uykusunu böldüm *******i... Anam günlerini bana hasretti. Felek bizi ayırdığı gün Koca erkek olsam da Yine büyümemiştim anamın nazarında Bilirim,ayrılığın acısını duyurmamak için Benim duyacağım acıyı da o çekti Kendi acısına üstelik. Anamı o acılar mahvetti... Bu kavuşma sahnemize gülmeyin Ben erkektim,ağlayamazdım Öylesine gülüp geçiştirdim Ama anam tutamazdı gayrı yaşlarıı... Anam şimdiye dek yine iyi sabretti Anam bunca yıldır bana hasretti... Alper Kürük |
Kavuşmak Arzusu Ya Da Sigara
Sen Ege tütünüydün Ben ağaçtım dağ başında Herşeyden uzak ve sessiz. Ne yeller esti başımdan... Ne seller aktı altımdan... Daha dolmamıştı çilem. Kâğıt fabrikasında beni birgün İpince sigara kâğıdı yaptılar. Bilmiyordum ne olacağımı... Belki bir rüzgâr önünde Uçup gidecektim bilmediğim bir yere Belki de suya düşüp İçin için eriyecektim. Bir başka ihtimâl çıktı karşıma: Hayat bizi karşılaştırdı. Sen çok körpeydin Varlığımla sardım seni Sen beni içten destekledin Ben seni kucakladım. Ateş,aşkımız oldu bizim. Sen duman duman ayrıldın benden Ben kül kül ayrıldım senden Ateşin bitimine dek. Sen gökte bulut oldun Ben yerde toprak, Şimdi bende tek istek: Birleşip çamur olmak... Alper Kürük |
Kayak
Bir kayak kafilesidir zaman... Geçeceği yerlerde yer yer Uzanır sarımsı otlarla Yeşil filizler... Kayak sessizce geçerken Ezer,yeşildi,sarıydı demeden Otları,filizleri birden. O yollarda daha binlerce tohum Kimi batar,kimi çıkar... Eski olsun,yeni olsun Kayağın tabanından Kurtulabilen yaşar. Bir kurtulsa,beş kurtulsa Ucu-sonu belirsiz kafilenin Kurbanı olacak nasıl olsa... Alper Kürük |
Kaybolan Yıllar Değil
Kaybolan yıllar değil gerçek kaybolan benim Şimdi nerelerdeler sayısız sevenlerim? Tozlanan aşk yoluma akan göz yaşı nerde? Bir vuslata yücenin eğilen başı nerde? Kaybolan yıllar değil gerçek kaybolan benim Beklediğim tek sensin bense hep bekleyenim. Kaybolan yıllar değil gerçek kaybolan benim Beni tertemiz saran bir sendin,bir kefenim... Alper Kürük |
Kaypak Zemin
Çevrilidir hakikatler diyarı Hayaller diyarıyla. Biri bir tozlu yol ki Yürüdükçe toz bulaşır ayağa. Diğeri kaypak bir zemin... İnsan bu... Yürürken tozlu yolda demin Geçiverir bu tarafa bazan Ayağı kayar Düşer hayallerin kucağına. Başı yarılır,burnu kanar Aldırış bile etmez. Çünkü bu zemindeki yürüyüş Daha temiz,daha rahat. Tozlu yolun Ağır yorgunluğu yerine Tatlı bir yorgunluktan başka Bu yolda hiçbir şey geçmez İnsanın eline... |
Kazanç - Kayıp
Derler ki arayan bulur Zahmeti cana dokunur, Şu hayat denen muamma Yolunda ömür mahvolur. Aradım her yerde seni Aradım her şeyde seni Bulmasına buldum amma Kaybettim bendek beni... Alper Kürük |
Kedim Ve Ben
Kedim, Ne olur dilinden anlayabilseydim... Ben senin dilinden anlamam Sen benim. Sana neler anlatmak Seni dinlemek isterdim. Diyeceksin ki:'işte kendin gibi insanların Dilinden anlıyorsun ya Diyeceklerini onlara de...' Haklısın,gel bir de onlara sor Onlar da karşılarında Dinleyecek bir adam arar... Ben seni dertsiz gördüm de Şöyle içimi döküvereyim dedim. Şu ki senden tek isteğim Dertlerime insanlar gibi yabancı kalma Dinle beni horlama... Alper Kürük |
Kelebek Ömrü Hâyâl Saltanatı...
Ufkumda zaman zaman yanıp yanıp da sönen Aklıma düştüğün an hâyâlimde görünen... Bir hâyâl sevgilisin hâyâllerle kurulu Saçından tırnağına kadar sevgiyle dolu. İçimi seyredersin o süzgün bakışlarla Gönlüme aşk işlersin sevgiden nakışlarla. Sevgi Samanyolumun kuyruklu yıldızısın Hâyâl denizlerimin güzel deniz kızısın. Kurduğum hâyâllerle yoktan seni yarattım Gönlümde sevgilerle büyüterek yaşattım. Sen rüyama girdikçe uykularım şenlenir Çevremde gezindikçe gönlüm hep neşelenir. Hâyâl kelebeğimin hâyâl yüklü kanatı Kelebek ömrü kadar bir günlük saltanatı... Alper Kürük |
Kıbrıs Destanı
Kahpe Yunan'ın kahpe kurşunu Albayımı alnından vurdu... Mehmetçiğim artık hiç durur muydu? Vuruyordu...vuruyordu...vuruyordu... Vuruyordu Yüce Yaratan için, Vuruyordu şehit komutan için, Vuruyordu KIBRIS ve VATAN için, Vuruyordu hak için, Vuruyordu buna müstahak için, Vuruyordu,şeref için,şan için, Vuruyordu Demokrasiye imân için, Vuruyordu can için,canan için, Vuruyordu taşıdığı kan için, Vuruyordu Ulu Kahraman için Vuruyordu yeni bir destan için, Vuruyordu bu topraklar uğruna Bu topraklarda tüm yatan için: ATA için,OSMAN için,ALPARSLAN için... Vuruyordu...vuruyordu her an için, Vuruyordu BARIŞ için,cihan için, Soysuza dedirtinceye dek aman için, Vuruyordu ak günler getirecek Yepyeni bir yakın zaman için... Alper Kürük |
Kınalı Keklik
Hasretliği demeye varmaz dilim Dudaklarım titrer hasretlik sıtmasndan, Kavuşmayı dile sen hep sevgilim Ayrılık kelimesi çıkmasın ağzından... Benden sana uzanan yolları Kendine çek iplik iplik, Avcı değil seni dört gözle arayan Ey sevgili kınalı keklik... Alper Kürük |
Kırık Ayna Parçasında Mutluluk...
Ekmek kırıntılarıyla nasıl Seviniyorsa kuşlar, Mutluluk kırıntılarından Umutlanıp biz de Uçabilseydik onlar kadar... Mutluluğunu seyredemezsin boy aynasında Kırık bir ayna parçasında İşte tüm mutluluğun gözükür Kendini görebildiğin kadar... Kiminde büyük parçalar Tamına sahip değil kimse, Bunda gocunacak ne var? Yeter kendini net görebildinse... Alper Kürük |
Kırk Biri Doldurunca...
Kalbimde kök salıp tek gülsün açan Kanımla sulanıp bende yaşayan. Emsâlin bulunmaz,sen:yediveran, Kırk bir maşallahla korur Yaratan... Bende bulduk,sende bulduk biz bizi Tanrı uygun görmüş her ikimizi, Kan yerine sevgi bedenimizi Dolanır,doldurur canevimizi. Birleştirmiş Allah kaderimizi Nazardan korusun biz çiftimizi, Fânide terketsek birbirimizi Buluşup da süreriz bâkimizi... Alper Kürük |
Kırk Yedinci Yıl İçin...
Seni dün tanımıştım,yıllar kırk yedi bu gün Şükrederim Tanrı'ma aşkım sâf,gönül gülgün. Mutluluk sana gelmez,sen ona koşacaksın Zorlarla kucaklaşıp,aşkla barışacaksın. Dudağından çıkanı kâlbin onaylayacak Sevmenin,sevilmenin gerçeği budur ancak. İki tende bir canla yaşamayı bilirsen Bir can kalıveririz yıllar geçse sen ve ben... 23.Haziran.2006 -Cuma/ANKARA |
Kırmızı Elma Ya da Kadere Rıza...
Ben bir kırmızı elmayım içini kurt yemiş Elden değil ne yapayım ALLAH'ım istemiş... Gerçekle bir olmuyor ki görünüm,gösteriş Emrine şükür RAB'bim kaderim böyle imiş... Alper Kürük |
Kıskanan Kıskanana...
Mevsimler hayatı doldurur bir bir Biri çıkar peşinden diğeri gelir, Hayat ancak mevsimlerle sevilir Sana bahar desem yazlar kıskanır. Besteyi sevdirir notalar,sözler Besteyle açılır gönülde gözler, Sevmesini bilen sevgiyi söyler Sevmiyorum dese kızlar kıskanır. Her telde gezdirdin güzelim beni Unutmadım,unutamam o teni, Bülbüllere öğrettiğim besteni Çaldırmak istediğim sazlar kıskanır... Alper Kürük |
Kıskançlık
Sen de güzeldin sen de Güzelliğini kabul ettirdin hiç zorsuz Tıpkı güzel olan herşey gibi. Güzelin dostu çok olur Düşmanı da ondan kalmaz, Dostlarına gülsen de Yaşar giderdin bir arada Düşmanlarınla korkusuz. Günahına girdiler senin Balon balon uçurdular yalanları Çekememezlik ne demek bilirsin. Düşmanın dili uzun Keşke kopsaydı kökünden... Kanaktın gönülden yana amma Güzellikten yana olgun... Dilleriyle bağladılar seni Kıskandılar beni sevmeni... Alper Kürük |
Kısmette Varsa...
Rüzgâr aşk polenleri taşır,bahar bambaşka... Sevgiye dâvetiye uçan kuş,açan çiçek... Gerçekten şayet biraz saygınız varsa aşka Çekingenlik yakışmaz çağrıya uymak gerek... Uçuşan polenlerden olursa kısmetiniz Toprağınıza düşer aşkınız filizlenir, Sizi seven de olur hem siz de seversiniz Kaderde âşık olmak yoksa elden ne gelir? Alper Kürük |
Kış
Kış geldi. Her taraf soğuk. İnsanlar,çehreler uyuşuk. Tanıdığım simalar Dargınlar bana sanki. Yüzüme ülümseseler dahi Soğuk bir gülümsemedir ki Soğukluk verir insana. Her taraf soğuk, Her taraf sessiz, Hava her zaman bozuk, Kış günleri neşesiz... Alper Kürük |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:46 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.