www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Aşk sevgi ve şiir (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=117)
-   -   ***İşte size çeşit çeşit mektup*** (https://www.cakal.net/showthread.php?t=64994)

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:47 AM

Beni yanlış anlama Birtanem. Amacım kararan dünyanı dahada karatmak değil. Bir zamanlar ellerimde kocaman bir şamdanla dünyana girip içinde kararan ne kadar nokta varsa her bir köşesini aydınlatmaktı amacım , ama olmadı.
İçinde öylesine kuvvetli esen bir kasırga vardı ki , elimdeki mum alevi birden söndü ve bende seninle birlikte karanlığa gömüldüm.Şikayetçi değildim , nasıl olsa bir yolunu bulup seni çıkaracaktım aydınlığa. Ama olmadı sen inatla ban karşı durdun.
Oysa ne kadarda mutluydum.
Hayatımdaki vaktin sanırım doldu , artık gitme zamanın geldi. Kim bilir belki bir yerlerde benim gibi sana ihtiyacı olan birileri vardır , zorla tutamamya seni.
Anladım ki insan ne kadar severse öfkesi de o kadar büyük oluyormuş. Kızıyorum ama sana değil , öfkemin zamansız gelişine .Senin şafağın daralıyor benim nefesim.
Ne zormuş ayrılık.
Hani hiç gitmesen , hiç bitmesen diyorum ama işte sadece lafta kalıyor. Ayrılığımız dünyanın yerle bir olması kadar zordu.Hiç hesaba katmamıştık aramıza girecek kilometreleri.
Ama bir türlü sevmedin benim şehrimi aydınlığımı sevmediğin gibi........ve gittin.
Şimdi gidişinin vurgunlarındayım!!
YAŞAMIYOR DEĞİLİM AMA BENDE BU ŞEHRİ SEVMEZ OLDUM


alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:47 AM

Sen ..

Yüzümdeki gülüşlerin,ellerimdeki terlemenin,yüreğimdeki deli atışın sebebi...Her gece uykum,her sabah güneşim.Yıldızım,ay'ım,akan kanım.Bitmeyen masalım.Bahçedeki çiçeğim,çiçekteki rengim.Gökyüzüm,denizim,mavim sen...


Sevdamın adresi,aşkımızın menzili,içkimdeki tat,yaşadığım hayat sen...Sebebim,niyetim,geleceğim,geçmişim,bilinm ezliğim,belirsizliğim,kararlılığım,kararsız lığım sen ..Bitmez yolculuğum,sonsuzluğum.Sen,gözüm,elim,yüreği m. (kocaman) Bebeğim sen...

Hani gidecek olsan,yollarına sererim tüm kır çiçeklerini.Bilirim basamazsın çiçeklere de yine kalırsın benimle.Üzülecek olsan,içim erir,kalırım öyle.SENİ ÜZEN BİŞEY BENİ BİN ÜZER İNAN.Kırıyorsam seni,bu benim dengesizliğimdendir,şaşırmışlığımdandır. Kendimle kavgalıyım ben.Bir yanım sana tutkun,bir yanım çok bencil.Kayboluşlara vuruyorum kendimi,seni üzdüğümü bilmeden.Her kayboluşum yara açıyor sende biliyorum.


Ah ben,nasıl da vurdumduymaz olabiliyorum bazen...Bakma bana birtanem,içimdeki aşkın büyüklüğünü ölçme bunlarla.Seviyorum diyorsam seni,öyle.Gereğinden fazla oluyorum bazen,bağışla...Seni bilirim ben,bir tek seni.Seni söylerim,seni duyarım her yerde ve her zaman.

Sensiz olmaya gücüm yok artık,sensizliğe katlanmak benim harcım değil.Seni her şeyinle,ay parçası yüzünle,duruşunla,gülüşünle,bakışınla,ko nuşmanla,çocukluğunla,olgunluğunla,kızgınlı ğınla, şaşkınlığınla,güçlülüğünle,zayıflığ ınla kabul etmişim bi kere.NE DEĞİŞ,NE DE DEĞİŞTİR BENİ.Biz böyle sevdik birbirimizi.

Seni sen yapan ne varsa kabulümdür hepsi.


Seni özlemek diye bir şey de var bu hayatta ve bu bazen öylesine dayanılmaz oluyor ki...YOKLUĞUNU YAŞAMAYI BECEREMİYORUM,ÜZGÜNÜM.İçimdeki o 'fazla korkak'yokluğunda çekiliyor bir köşeye ve ben güçsüzlüğümle başbaşa kalıyorum.Katlanamıyorum anla,sensizliği 'yok' hükmünde sayıyorum.

Sensizlik diye bir şey yok,öyleyse sensiz kalmak da yok.Şimdi hangi denizin kıyısındaysan,hangi göğün altındaysan önce o sonsuz maviliğe sonra da başını yukarı kaldırıp yıldızlara bak.

Aşkımı,yüreğimi,içimdeki seni mavilere yükleyip gönderiyorum,tut onu.Tut ve bırakma...Ben maviyi sende buldum,beni BAŞKA RENKLERLE KANDIRMA...

Mavi'm



alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:48 AM

Kendime bile anlatmaktan korktuğum bir gerçek vardı. Gizliden gizliye bildiğim ama asla yüzleşmeyi istemediğim bir gerçek… Sana bakarken, sana dokunurken, seni öperken su yüzüne çıkan ve hemen sonrasında unutmaya çalıştığım, göze alamadığım, utandığım, öfkelendiğim, kaçmaya çalıştığım ama her seferinde daha çok canımı yakarak yakalandığım bir gerçek…

Sensiz olmak gibi bir ihtimalim yoktu benim. Sana her baktığımda, her dokunduğumda hissediyordum bunu; Sen hayatımı ele geçirmiştin. Nefesimi senden alıyordum ben. Sen yanımda olmadığında ölüme bu kadar yakın duruşum bundandı. Sen yanımda olmadığında nefes alamıyordum ki.

Sen yanımda olmadığında ruhum benimle olmuyordu. Sen yanımda olmadığında sessiz sedasız ruhsuz bir hayalet oluyordum. Yaşamım seninle birlikte yanımdan gidiyor ancak sen döndüğünde yaşamıma kavuşuyordum. Ben sadece senin yanındayken yaşıyordum.

Seni bu kadar çok sevmek beni korkutuyordu.

Sen bana dokunmaya başladığında geliyordu dünyanın tüm renkleri geriye. Sen yokken öylesine renksiz olan bu yaşamın birden bire hiç görmediğim, hiç bilmediğim renklerini görüyordum, gözlerim kamaşıyordu varlığından.

Seni öyle çok seviyordum ki.. Korkuyordum sensiz kalmaktan.

Yaşamı reddediyordum böyle zamanlarda. Masallar anlatıyordum kendime. Kimsenin bilmediği, sonunun hiçbir zaman gelmediği, mutluluk ve sevgiyle dolu masallar. Yalnızca sen ve bu masallar olsun istiyordum hayatımda. O zaman mutlu oluyordum işte…

O zaman korkmuyordum…

Yaşam bu demekti benim için…

Yalnızca Sen demekti.

Yalnızca masal...


alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:48 AM

Sicim misali yağdırırken yağmurları ben,
Giderken sen...
Farkettim;
Her adımında bir kulaç daha derine çekildi yüreğim
Dipteyim!!!

Boğulmadan evvel çıkmalıyım deniz(in)den;ki ciğerlerimin bir boşluğunda bari olma sen...

Saçlarının kokusunaydı aldanışım,ve o anlamlı bakışlarınaydı tüm anlamlarım.

Aşk olan güzelmiş...yalan
Güzeldi zaten bana aşk kokan...


Onca zaman geçmiş,kaç mevsim devrilmiş...Bir damla eksilmemiş gözlerimden.Günahını çekiyorumbu sevdanın...sırf senin yüzünden!
Karşıdan karşıya geçiyorum uzaklaşırcasına hayatın(m)dan,bir arpa boyu yol alamıyorum ben...

Aşık olan anlam aramazmış...yalan
Anlam doluydu gözlerin inan...

Konduramıyorum,yakıştıramıyorum sana gidişi.Belki de yediremiyorum...bilmiyorum.Hatta kendimide kandıramıyorum.Geri dönecek diyemiyorum mesela kendime,bitmedi diyemiyorum...

Dilim tutuldu gidişine...çözemiyorum...

Çöz bu düğümü...
İçimi bağlayan ipleri kes...azad et beni
Yuvarlanmak istemiyorum,
Yine sana gelirim diye...
Ki olur da kesmezsin ipleri,itiverirsin beni yokuş aşağı
Kendimi kapında bulmaktan korkuyorum
İlmek ilmek işlemişsin tenime diye
Kendimi sana adamaktan korkuyorum...

Yine de;
Sadece düşmeyeyim diye
Son kez tut beni...



alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:48 AM

Melekler duymuyor sesimi.. KaranLık işte..
Yine heryerde sessiz gözyaşLarım.. KeşkeLeri yok edemiyor korkuyorum !!!
İnancım kaLmadı benim...

ve sessizLik hakim geceme..
ve sensizLik..
ve ben ağLıyorum hergeceki gibi.. sessiz sessiz..

gözyaşLarım akıyor içime.. damarLarımda doLaşıyor sen'Li sensizLikLer..
ve yüreğim bitik...
içime akıtıyorum ben gözyaşLarımı.. kimse görmesin,,kimse farketmesin diye..
ve sen yoksun yanımda yine...

bak !!
hayır yanakLarımda arama yaşLarı,
gözLerime bak...

yüreğime bak usuL usuL..
ve uzat eLini bir boşLuğa
yokLa biraz etrafı..
ne hissediyorsun..
hayır gördüğünü değiL hissettiğini anLat bana...
ve hissedemedikLerini...

bir deniz göz rengin..
sonbahardaki yaprak saçLarın...
yağan yağmurda bakışLarın..
ve eLLerin.. donmuş bi kaLıp buz parçası...
hayır gördükLerini değiL,hissettikLerini öğrenmek istiyorum ben...

bu ve bunun gibiLer...

oysa ne çok söyLeyecekLerim vardı sana
ne çok isyanLarım ve ne çok sawaşLarım vardı yarıda bırakıp kaçtığın...
rövanşını yapacağımız turnuwaLar vardı binLerce..
ve en büyüğü benim yüreğimdeki senin yüreğindeydi...
topLamı sıfır veren biz'in çıkanından ben kaLıyordum..
ve yüreğim bitik..
kaç gece indirdim yıLdızLarı yeryüzüne
ve kaçgece sakLambaç oynadık senLe ...
ben hep eb'e oLuyordum ... sen karanLıktan korktuğumu biLe biLe en kuytu köşeye sakLanıveriyordun..
ve sobe yapıp gidiyordun bir eLweda biLe demeden !
ne ben görebiLiyordum seni nede sen beni...


oysa..
oysa ne çok oyunLar biLiyordumda korkuyordum söyLemeye...
beLki bunLarda çekip gidersin diye..

ve ne çok sessiz gözyaşLarı biriktirdim içimde..
deniz oLdu şiştim,,şiştim ...
sen beni beyenmez oLdun ben daha çok şiştim...
bi sen sağLam kaLdın içimde.. bi sen sağLam yüreğimde...

ve gittin...

oysa neçok ağLadım yokLuğunda..
sana farkettirmeden...
ve sensizLiğin daLgasına inat bir damLa gözyaşı dökmeden...



alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:48 AM

Her gün daha çok seven bir ben vardı. Her geçen saniyede sana daha aşık olan,
her güldüğünde içi mutluluk dolan bir Can.

Zorluklar aşılmak içindi ve ben tüm zorlukları yenecektim. Bu sefer göz yaşı
olmayacaktı, bu sefer üzüntü olmayacaktı...

Kapıdan çıktın, aklımdan çıktın,
Ne hain çıktın sen, kalbimden de çık!
Oynamayı sevdin, aldatmayı sevdin,
Her kimi sevdiysen, git onu sev!

Arama sorma buna hiç gelemem...
Beni sevmeyen kadını ben hiç sevemem...

Hayat öyle hızlı geçiyor ki. Gelişin gibi gidişinde ani oldu. Her yeni gün bu
son diyorum kendi kendime. Bu senin için gözyaşları döktüğüm son gün. Ancak
zaman sadece beni hayattan daha da uzaklaştırıyor. Her geçen gün evimi,
yalnızlığımı daha bir seviyorum..

Beni görenler "senin gibi biri eve kapanır mı?" diyorlar. Bilmiyorlar ki sen
gittin. Bilmiyorlar ki yaşanmamış zamanlarım, sonu olmayan öykülerim var şimdi
sensiz yaşadığım. Bilmiyorlar ki ben eski ben değilim...

İnsan zamanı tüketmek ister mi? Ben istiyorum. Çok sevdiğim o şarkılar şimdi en
büyük acılarım oldu. Her şarkıda sen, her şarkıda daha büyük bir acı var artık.
Çok konuşan, hiç susmayan ben; şimdi gerekmedikçe konuşmuyorum. Konuştuğum
zamanlarda ne konuştuklarımı biliyorum nede söyleyeceklerimi. Belki de en
doğrusu bu. Bir daha hiç konuşmamak. Susuyorum artık. Sustukça susuyorum.....

Ne çabuk bıktın, ümidimi yıktın,
Her neden bıktıysan başkasını yık.
Oynamayı sevdin, aldatmayı sevdin.
Her kimi sevdiysen, git onu sev..!

Arama sorma buna hiç gelemem...
Beni sevmeyen kadını ben hiç sevemem...

Hiç böyle olmamıştım ben. Yaşamdan bu derece kopmamıştım. En kötü zamanlarımda
bile hep gülerdim. Gözlerimin içi gülerdi. İnsanlar yadırgardı, anlam veremezdi
bu duruma. Ama bilmezlerdi ki hayatımda sen vardın...

Şimdi de gözlerimin her dakika dolmasına, artık gülmüyor olmama anlam
veremiyorlar. Bilmiyorlar ki artık sen yoksun ve bir daha asla
olmayacaksın........

Arama sorma buna hiç gelemem
Beni sevmeyen kadını ben hiç sevemem..



alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:48 AM

Gözbebeklerinde kendim yerine başkasını gördüğüm insan; yalan söylerken bile nasıl bu kadar masum durabiliyordun?

Oysa ki sarılırken sana, başka bir tenin soğuk kokusunu varmış bedeninde. Bilmiyordum...

İçten içe ağladığım onca gecenin hesabını nasıl verebilirsin ki. Söyle; en fazla kaç intiharıma sebep olabilirsin? Yüreğimin sancılarını nasıl yok edebilirsin?..

Bu gece başka bir başka ölüm gecesi daha? Bu kez gem vurmadan geldim acılarıma... Senin yüreğin uçurum ve ben hiç korkmadan cesurca ölmeye razıyım kollarında...

Kahretsin. Sana son bir defa daha sarılmak için o soğuk kokuyu duymaya bile razı olmak ne kadar acı...

Korkularımı ve heyecanlarımı bir yana koyup, yanıma sadece her zaman hasret olduğum yüzünü alıp gidiyorum bu gece ölüme....


Peki bir geceliğine müsait mi yüreğin?

Sadece ölüp son bir kez gideceğim...



alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:48 AM

..İçimde sana dair bitmek tükenmek bilmeyen hisler var..

Sabah herzamanki gibi uyandığımda dışarıyı izliyorum -acıyla-. Yol gözlemek gibi algılansada, ben aslında yokluğu izliyorum kaldırım taşlarında... Camlar ıslak…

Ağlıyor kaldırımlar.. Sebepsiz yere üstüne basıp geçmene sinirli biraz. Birazda yokluğundan esintiler kalmış yüreğinde.. Kaldırımdaki yaşlar...

Yağmurlar yağıyor ardından. Yüreğimde büyütmeye çalıştığım bir bebek sesleniyor sonra.. Nedensiz çığlıklar..Yaşlar..Ezintiler..Kabuslar...

Gözbebeklerimden yüreğine hareket halini almış yaşlarım.. Yol uzun..Karmaşık, tehlikeli.. Sorgusuz sualsiz bir iz çekmiş görünmeyen yollar.. Kalbimde iğne küçüklüğünde bir delik açmış tümcelerin.. Neydi bu kavgalar?Neydi üzüntülerim?

Şefkatsiz bir gemi ile başladım dipsiz okyanusa.. Gittikçe batmaya başladım sonra. Sisli bir havada ufacık bir yürek arıyordu gemim.. Nedendir bilinmez yok oldu sonra...

Kaldırımdaki yaşlar gidişinden bu yana hala kurumaz. Hep ıslak..
Yağmurlar yağar, mevsimler döner, kardan adam yapmaya başlarız sessizlikten sonra.. Ama kaldırımlar hala ıslak...

Aynada bitişin eserini görür gözlerim. İnanamaz bu hale. Çığlık çığlığa kalır sonra.. İmkansızlıklar denizinde gemisi batmıştı çoktan,oysa...

Oysa önceden, bir varmış bir yokmuş yaşardık yaşamı. Üzüntüler bir var, bir yok..Sevinçler bir var, hep var..Sensizlik bir yok, hiç yok!

Ve sonra,
Gece olduğunda kabuslar bedenimi sarar.. Islanmış bir vaziyette kalkar ve yine camdan dışarı bakarım! Kaldırımlar hala ıslak, yine ıslak, hep ıslak.......



alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:48 AM

Gözlerine bakmayacaktım.. Hayır, bakacaktım.. Son buluşmamızdı ve doya doya sevecektim seni sanki hiç sevmemişim gibi.. Ellerini tutmayacağımı söylüyordum ama biliyordum, tutacaktım.. İlk defa, hiç bırakmamacasına tutacaktım ellerini... Sana sarılacaktım, doya doya sana sarılacak, kokunu unutmamacasına içime çekecektim...
Plan değildi.. Hayaldi...

Yanına geldiğimde tüm ağırbaşlılığımla kuruldum yanına.. Ardına sevgimi gizlediğim bir soğukluk koydum aramıza.. Sana birazcık meyledecek olsam, tavırlarından yaralanacağımı düşünüyordum... Soğuktum ben, seni düşünmüyordum, ben de istemiyordum... İstiyordum, kahretsin ki istiyordum ve sen bunu biliyordun.. Biliyordum..."Kocaman".. Hep öyle derdin ya, hep "kocaman bir sarılsana bana" derdin ya.. Aynen oyle sarıldın bana işte..Hayır sarılmadın... Ben "kocaman"ın bu denli "kocaman" olduğunu bilememiştim hiç.. Oysa ki hep böyle sarılrıdın bana... Aslında... Biliyordum belki de hep..

Gözlerim dolmuyordu. Sana baktıkça ağlamamak, "Seni kaybetmek istemiyorum." dememek için öylesine sıkıyordum ki kendimi, gözlerim hiç dolmuyordu.. Sonra sana baktım.. Yine sarıldın bana sadece ve ben, hiç değilse bir gün, seni kendimce sevebilmek istedim.. Sarıldım sana "kocaman"... Konuşuyorduk.. Havadan sudandı, sana dokunmak gibi bir amacım yoktu ...İyi niyetliydi, bakışında öyle bir sevgi vardi ki, sanki hiç sahip olamadığımı düşündüğüm bir şeyi kaybetmediğimi gösteriyordun bana.. Sorgulamadım.. Nedenini, nedensizliğini, anlamını, saçmalığını.. "Bir yerlerde", sevginin "bir noktasında" ulaşabilmiştik işte yine birbirimize.. Yüreğim yine seninle, sende çarpıyordu, yüreğini içimde hissediyordum, "biz" olduğumuzu hissediyordum... Sorgulamadım ayrılığımızı...

Garip bir sevgi sarmıştı sanki her yanımızı.. Sıcaktı, iyi niyetliydi, bizdendi, bize aitti... Sonra uyandın ve yüzümü göğsüne gömdüm ya... İşte o an dayanamadım.. Boşanıverdi gözyaşlarım kollarından aşağıya.. Denedim, engellemeyi denedim ama.. Kollarının arasında olmanın, yine seninle olmanın verdiği bir rahatlık, bir huzur vardı ya.. Tüm samimiyeti ve mahremiyetiyle boşalıveriyordu gözyaşlarım.. Yalnız senin yanında.. Ve yine, yeniden...
Ben senden başkasıyla paylaşmamıştım ki hiç dertlerimi, başka kimse görmemişti ki yüreğimi hiç.. Kimse anlamamıştı ki beni.. Ve ben şimdi, kollarında özlemimin tesellisini arıyordum... Özlemini teselli etmen için sana ağlıyordum... Garipti, saçmaydı.. ama gerçekti...

Bu hayatta beni bir sensizlik yıkabilirdi...
Henüz değildi, vakti değildi; ama bir gün dönmeliydin bana...

Bir gün, dönmelisin bana...

alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:48 AM

Bu gece yokluğunun dökümünü yapıyorum.
Aylar önce sensizliğe yazdığım şiiri okudum, bir de dün gece yazdığımı... Hiç fark yok... Neden azalmıyorsun bende?
Neden gidişin dün gibi?
Neden sana yazdığım her yazi, hep aynı yerde tıkanıyor?

Ben bugüne kadar kimseyi yokluğunda bu kadar önemsemedim
Kimseyi yoklugunda bu kadar özlemedim...
ve şuna emin ol; hiç kimse, yok'ken bu kadar sevilmedi...

Benim karşıma "aşk" diye bu sonucu çıkaran, yarım kalmışlıktan başka bir şey değil, bunun farkındayım..
Ama iyi ama kötü, bitmeli her hikaye!
Sen bitmedin.
Bitmeyensin..

Ayrılığın adını koyamadık sevgilim.
İşte bu yüzden kopamadık birbirimizden bir türlü..
Ben yarım kalan ve adı konmayan hiç birşeyi unutmam...
Unutamam..... içimde sızısı kalır.
Ya herşey yaşanacağı yere kadar yaşanıp sona ermeli ya da
ayrılık sözkonusu olduğunda bir daha kimsenin çıtı çıkmamalı!
Biz bunu başaramadık, ayrılamadık!
Sen yaşanıp da bitseydin eğer,hatrıma gelmezdin.
Seni bu kadar yazılası yapan, yarım kalmışlığındır..
O gecenin sabahında, ayrılığın aklına nerden geldiğini biliyorum...
Anlamıştın benim soyut' a tutkun oldugumu...
O yüzden gittin kim bilir...
Sevilmek için, güzel hatırlanmak için, kayıplara karışmayı tercih ettin...

oysa bu o kadar zor bir sey değildi sevgili...
Farkli bir dokunuş,ağızdan çıkan ve bugüne kadar kullanılmamış bir söz yeterdi zamanı durdurmaya.....
Ben, aşktan söz açıldıgında zamani durduramayan kimseyi sevemedim...
Ondandır belki de varlığında sevemediğim insanları, yokluğunda düşlemek....
Belki de onandır, yanındaylen yüreğinin gurbetine düştüğüm bir sevgiliyi, sılasında özlemek..
Yokluğun hiç de adil değil...
beni yok ediyor, seni var ediyor sevdiğim..
Evet seviyorum seni varlığına rağmen!
Üç mevsim değişti bu şehirde ama ben varlığınla-yokluğunun tezatını çözemedim...
seni yasamak istemiyorum! ....
öyle bir sen yarattım ki sen yokken, yaşanıldıgı an yitirir anlamini...
sen yokken yarattığım sen, yasakladı sana dokunmamı...
Sana düsman bir sen var içimde....
seni senle savaştıryorum, olan bana oluyor...
Uzun zaman önce bir yerden duymuştum bu sözü:
"HANI RUHLARIMIZ ÖPÜSÜR YA? BAŞKASINDAYKEN AĞZIMIZ..."
su an varliginla yoklugunun tezatini bu sekilde tanimliyorum, seni senle savastirirken maglup olan yüregime...

Varlığındaki seni, yoklugundaki sen kadar sevemezdim...
"Keske sen yanimda olsaydin,keske bir seyler yapip da seninle zamani durdursaydik" diye hayiflanmiyorum artik.....
Her ne kadar adı konmasa da bir kopuşun, her ne
kadar vazgeçmeyi beceremesek de, ayrilik ihtiyaçtandi bu hikayede....

Yazık! son sözü zaman söyleyecek...
Yazık! bu sefer hayatin acimasiz akisina biraktik aski...
Ben senden kalan ayriliga bile yas tutamiyorum adam gibi!
Bunu engelleyen senin varligin...
iste bu kadar güzeldir senin yoklugun...
iste bu kadar ayrilgina üzülmemi engelliyor varligin...


VARLIGININ CANI CEHENNEME, YOKLUGUNU ALMA BARI.....

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:48 AM

Artık sensizliği umursamıyor muyum nedir? *******i hala aklıma geliyorsun ama ne hayallerimde nede rüyalarım da istemiyorum artık seni… Seni hatırlatan her anı, her şarkı, beraber gidilen her köşe başı bana boş ve manasız geliyor…. Kimdi bunlara her baktığında ağlayan? Yüreğinin kanamasından nefes alamayan… ben mi?

Ara sıra senden haberler geliyor, gözlerime bakarak anlatıyorlar. Acımı görmek için, bundan zevk almak için…. Onlara bakıyorum… anlattıkları sana deli gibi aşık olan bana değil ki… kime anlatıyorlar seni? Ben seninle vardım, ben sende kayboldum, ben sende yok oldum…. yerime gelen seninle ilgilenmiyor ki…. Ufak da olsa bir ipucu arıyorlar gözlerimin içinde…. Ama artık bulamazlar…. Kim seni sevdiyse o senin gidişinle öldü….

Yeni birisiyim artık ben… hiç bir şey acıtmıyor canımı… Seninle birlikte duygularım da gitti benim. Gözümden bir damla yaş akmıyor, kanayan bir yüreğim yok artık…

Bunun için mi girdin hayatıma…. Benden yeni bir ben yaratmak için mi? Eski ben bu dünyaya dayanamayacak kadar mı zavallıydı ki bir an önce yok edilmesi gerekiyordu? Görevin bu hayata devamımı sağlamak mıydı? Görevin beni yüreksiz bırakmak mıydı?

Umarım başarının zaferini yudum yudum içiyorsundur… Umarım aldığın yüreğimi tepe tepe kullanıyorsundur… nasıl olsa o hep senindi…

Yarattığın yeni ben’in artık ne sana ne bir yüreğe ihtiyacı var…. Tebrik ederim…

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:48 AM

Sen bilemezsin yagmurum ben Düşerim semadan ellerine Islatırım yanağını, saçını Sırılsıklam olursun Dokunurum tenine nerden bileceksin Yağmurum ben Baharda yanıbaşına düşen her damlada ben varım Herçiçege hayat verir yüregim Ben yağmurum sen bilemezsin Düşerim semadan ellerine Beni göremezsin Pencerene vuran benim Yalnız *******de Camlara tutunur Seni izlerim öylece Bakarsın yağışıma buğulu gözlerle Hatıran olur düşerim yerlere Nerden bileceksin Yagmurum ben Islatırım sokağının En ücra yerlerini Herköşe başını bir damlam tutar Getirir ayak sesini serseri rüzgar Bekler seni hayalim Bekler damlalar Ama Bilemezsin sen Oysaki yağmurum ben.....

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:49 AM

Daha çok sigara içer, daha çok susar, daha az güler oldum sen gittiğinden beri...

Bilmiyorum görsen tanır mısın yeni "ben" i... Ben artık tanıyamıyorum ne yeni "sen"i ne de aynada gördüğüm yeni "ben"i...

Gel yanıma... Yardım et bana... Ya da gelme, beni bırak kendi halime... Bırak kalbim çırpınsın sevginle.. Kıvransın özleminle ve yok olsun yokluğunda...

Gözlerin gitmiyor gözlerimin önünden... Gecenin bir yarısı nefesini duyuyorum bedenimde, uyanıyorum aniden... Seni arıyor gözlerim ama sen yoksun...

Seni özlüyorum. Sevgini özlüyorum... Sıcaklığını özlüyorum... Varlığını özlüyorum... Artık hissedemiyorum varlığını... Sevgilim diyemiyorum sana... Dokunamıyorum sana... Bütün yetilerimi kaybettim sanki seni kaybettiğimde... En çok da sevme yetimi... Evet sanırım bundan sonra senden başka kimseyi sevemeyecek bu yorgun kalbim ve enkaz halindeki bedenim...

bak yazma yetimi de kaybettim sonunda... Yazabildiğim 2 kelime var; SENİ SEVİYORUM...

Kalbimin de anımsadığı tek kelime... Senin adın... Onu sayıklıyor her atışında....

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:49 AM

Bekleyişlere yüklemişsen aşkını, senin için en tanıdık sözcük ‘yarın’dır...
Aslında ‘o’ yoktur ve senin de beklemekten başka çaren yoktur.
Bu yüzden yarın senin için hiç bitmeyen bir umuttur.

O olmadan geçirdiğin hiçbir gün yaşanmış sayılmaz.
Yaşamadığın günler eklendikçe birbirine, yarına olan özlemin daha da artar.
Her gece gözlerini ’yarın olsun’ diye kaparsın, her gece o günü değil yarını düşünerek uyursun. Uyuyabilirsen tabii..

Gün ışığı varken daha çabuk geçer zaman.Gündüzdür, bir uğraşın vardır, ‘o ve yarın’ yine aklındadır ama yolların, sokakların kalabalığında daha az hissedersin yalnızlığını.

Ama o gece kahrolası gece..bir çöktü mü kentin üzerine geçmek bilmez saatler de seninindir artık. Ne yapsan olmaz, ne yapsan tüketemezsin dakikaları.
Oysa senin istediğin bu gecenin de bir an önce bitmesi ve ‘yarın’ olmasıdır.

Bugün yoktu ya ‘o’ belki yarın olacaktır.

Aylardır hasret kaldığın yüzünü belki ‘yarın’ göreceksindir.

Kadehlere sığınarak ve kendini sarhoşluğun kollarına bırakarak bitirmek istersin geceyi. Yapamazsın çünkü içki seni uykuya değil ‘yarınlı’ düşüncelere taşır.
İki satır kitap okuyamazsın. Sözcükler çoktan anlamını yitirmiştir. Belki bir iki şarkı dinlersn iigelir kafan dagilir ama zaten bilirsn ki her şarkıda o'nu hatırlayacgnı..

umudun vardır ya içinde ‘yarın’a dair; bir tek ona sarılırsın.

Yüzünde beliren gülümsemeyle kaparsın gözlerini.Zaten ne kalmıştır ki şurada ‘ yarın’ olmasına...

Sabahın ilk ışıkları yüzüne çarpar çarpmaz açarsın gözlerini. Heyecanla kalkarsın yataktan. ‘yarın’ olmuştur ya, geceki sıkıntından eser kalmamıştır.biraz kosusturmaca,biraz yorgunluk..ama yine yalnızsındır işte ve bu duygu bir bıçak gibi keser yüreğini... ince ince bir sızı hissetmeye başlarsın, tıpkı dün sabah hissettiğin gibi...

‘Yarın’ bugün olmuştur ve senin önünde yine sadece ‘yarın’ olmasını beklemekle geçecek bir bugün vardır.
Daha kaç gün geçecektir ‘yarın’ı bekleyerek bilinmez...

BEKLEYİŞLERE YÜKLEMİŞSEN AŞKINI VE ‘YARIN’I BEKLEYEREK TÜKETİYORSAN ZAMANINI, BEKLEME ......
Çünkü; O YARIN HİÇ GELMEZ.....!!!!!!!!!!!!!!!

alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:49 AM

Bir hayaldin öncesinde,adın konmuş aşk dilinde Ben senin sadece imkansızındım Kelimeler tükendi de,sen bitmedin bak içimde.. Bunu senden beklemezdim.. Hangi yalan ,hangi sebep.. Cevabın yok,bitti demek.. Belki de ben senin korkularındım.. Zorundayım,zorundasın.. Hangi yolun sonundasın.. Belki de sakladığın bi şey var.. Biri varsa aramızda Çığlıklarım yalnızlığa Bu ayrılık akşamında.. Gözyaşıma boğuldu dünya.. Sorma bana sensizliği.. Sorma bana gücün yoksa.. Gelen aynı giden aynı
Bırak beni yalnızlığıma..
Hangi yalan hangi sebep
cevabın yok bitti demek
Belki de ben senin korkularındım
Evet bu olmalı,bu şarkıdaki gibi ben senin korkularındım.Ürkek bir çocuk gibi kaçmana başka bir anlam yükleyemiyorum.Sevgimin büyüklüğü ya da gelecek hakkında kurguladığım cümleler seni uzaklaştırmış olmalı.Bak yine anlamlar yüklüyorum kendimce.Gülümseyişini sevda sanmam gibi bir şey bu.Gittin işte nedeni niçini önemlimi ki..

Sen cümlelerini tamamlamadın hiçbir zaman hep doldurulması gereken cümleler sundun.Biliyor musun İngilizce derslerinde en sevmediğim bölüm buydu fill in the blanks lerde iyi değildim ben.O boşluklar aramızda o yüzden.
Seviyorum seni ama "kendimi daha çok seviyorum ,özgürlüğümü seviyorum,söylemekten korkuyorum.
Seni sevmediğimi sanıyorsun ama seviyorum,çok seviyorum !
Yanılgılarım bu boşluk doldurmalarda başladı belki de.Şimdi senden kalan boşlukları doldurmaya çalışırken daha iyi anlıyorum bunu.
Gökyüzünde asılı kalmış yıldız gibiyim.Ne düşebiliyorum ne de saklanabiliyorum.Garip bir his bu.Bağırmak isteyip sesinin çıkmaması sensizlik öyle rahatsız edici. Keşke hayal olarak kalsaydın.
Gerçek olmayacak kadar güzel bir hayal.
Hayatında birileri var elbette boşluklar itinayla doldurulur nede olsa senin yaşamında.Sana mutluluklar dileyemiyorum.Üzülmüş incinmiş yanım izin vermiyor bana…Çünkü….
Akıttığım bunca gözyaşı adına bir kez olsun sen doldur boşlukları..Bir kez olsun son kez olsun.
Ya da boşver olduğu gibi kalsın her şey öyle boş..
Gelen aynı giden aynı
Bırak beni yalnızlığıma..

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:49 AM

Cevaplayamadığım sorulara hapsolmuş gidiyorum..Geçmişimden mi kaçıyorum,yoksa geçmişime mi koşuyorum..!!
Ne zaman gözlerimi kapatsam ; çok uzaklardan karanlıkları parçalarcasına bir çığlık duyuyor ve sonrasında beton kaldırımlara hızla süzülen bir kelebek görüyorum..
Buluşunca kelebek beton kaldırımlara,ben burada bir cam bardak misali parçalara ayrılıyorum..Sen..Sen düşüyorsun,ben ölüyorum…
Ölümlerden uyanmak ne kadar zordur bir bilsen..Seni oralarda yalnız başına bırakarak dönmek ne zordur bir bilsen..
Bilmiyordun…Bilemezdin böyle olduğunu..Ama bak..Bak ben hala katlanıyorum..
Kimseler duymasın diye biraz sonra işleyeceğim cinayetlerin çığlıklarını; şehirden uzaklaşıyorum..
Üzerlerine benzin döküp yakıyorum hatıralarımı…
Onların alev alev yanıp kül olmalarını ,yandıklarında çıkardıkları acı iniltileri duymamak için kulaklarımı tıkayıp,gözlerimi yumup bekliyorum..Sonra bir rüzgar esmeye başlıyor..
Dört bir tarafa dağılırken küller,açıyorum gözlerimi..
Küllerin altında seni görüyorum..Hiç bir şeyin bende yakamadığı seni görüyorum..
Bana o bakışın var ya..!!..İşte ben o bakışa yeniliyorum her zaman..
Gözlerimi silmekten nasır tutmuş parmaklarımla çıkarıp sen küllerin arasından yüreğime geri koyuyorum....Geri dönüyorum..
Cevabı olmayan sorular takıldıkça aklıma soluksuz çığlıklar atıyorum..Ben çığlıklar atarken sıcak yataklarında irkilen şehrin insanları şimşek çaktı sanıyor..
Boğazım düğüm düğüm,hakim olamıyorum kendime.. Gözyaşlarımı akıta akıta ilerlerken sokak lambaları yanmayan karanlık sokaklardan her taraf sırıl sıklam..
Gün doğduğunda herkes gece yağmur yağdı sanacak..Kimseler dün gece benim yine ağladığımı anlamayacak..
Yalnızlıklar şehrime dönerken kullandığım dar sokaklar..Gözyaşlarımın tuzundan aşınmış kaldırım taşları siz..Siz şahitsiniz.. Ben onu unutamıyorum..!!

Kalbimde yıllardır kabuk bağladı yaralar
Ödüm kopuyor, bir gün hepsi birden kanamaya başlayacak diye,yenilirim diye..
Yenilmeyeceğim, boyun eğmeyeceğim hiçbir şeye
Hep direnen bir yanım kalacak..
Dünyanın ölümünü gördüm, suyun toprağın
En yakın dostlarımın birer birer
Vakitsiz açan çiçeklerin, vakitli doğan çocukların
Ölümünü gördüm, ama kimse
İnandıramaz beni öldüğüne sevgilerin,aşkların
Leylalar ölür,mecnunlar yüreklerinde yaşatır Leylaları..Ama kah ağlayarak..Kah gülümseyerek..

alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:49 AM

Sen, hayatımın kadını..
İlk gördüğüm andan itibaren vurulduğum kadın.. Düşlerime giren ve beni sonsuz etkileyen.. Hayelle gerçek arasında gidip gelmemi sağlayan şahsiyet.. Benim olurmusun?

Diye başladı adam söze.. Aslında tümceleri anlam yüklüydü. Anlatamadığı okadar çok şey vardıki daha. Nerden başlasam diye düşünürken daldı konuya..

Birşeyler sezmek senden. Anlatamadığım o refakâr yüreğimi ortaya koymak. Senden de öte birşeyler hissetmek. Anlam katmak varlıklara...

Diye devam etti kadın.. Her tümcesi aklında soru işareti ile bitiyordu. Ne desem?Ne yapsam?Ne etsem? ...
Nasıl cevap verebilirdi sevdaya. Aslında istediği tek adam oydu. Ama nasıl diyebilirdi bunu ona?!

Her nerede olursan ol,benimle ol! İstemesen de kalbim seninle.. Sen nereye, kalbim peşinde...

Derken ağlıyordu adam. Saklamaya çalışıyordu sevdiğinden yaşlarını. Ne olursa olsun görmemeliydi(!) Onun için ağladığını anlarsa, daha çok üzülebilirdi...

Yüreğimde saklamaya çalıştığım hisler var.Anlam katamıyorum susuşlara. Nereye gidersem gideyim benimle ol...Bırakma beni yalnızlıklara...

Yeterrrr...diye haykırıyordu içinden kadın.Daha ne kadar dayanabilirdi. Yüreği küt-küt atarken karşında, düğümleniyordu tümceler boğazında...

Biliyorum, sende beni istiyorsun. Dayanmıyor kalbin karşımda durmaya. Sus-ma artık be kadın.. Seviyorum seni anlasana!!!

İsyan bayraklarını açtı adam. O da biliyordu aslında, içten içten ağladığını o'nun uğrunda..

Yüreğimde söyleyemediğim bir çift söz var.Dilimin ucuna geldiğinde tam, geri yutuyorum.. Nasıl anlatsam sana.. İnan senin kadar bende acı çekiyorum...

Ve, o da ağlamaya başladı ardından. Yaşlar gözlerinden kalbine doğru süzülüyordu.. Yüreği göl halindeydi ama anlatamıyordu!!!

Neydi ozaman bu karamsarlık senden yana..Acı çekmekmi istiyor yüreğin? Bayramlık ağzımı açtırma...

Sinirleniyordu yavaş yavaş..İstediği sadece bir çift söz ve kalbiydi aslında.Çok görüyordu sevdiği bunu o'na..

Yapma bana bunu.. Daha çok üzülmemi istemiyorsan yapma.. Nolur! Yap-ma...

Dayanacak ne güç nede zerre ümit kaldı kadında sonra.. Yere yığılmak üzereyken, tuttu adam son defa!

Seni seviyorum anlasana..!!!

Dedi adam son kez.. Kadın ise ağlamaklı bir şekilde;
Ben-de..... demeye kalmadan öbür dünyada......



alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:50 AM

Ezik cümlelerim... Bu yüzdendir, karşında konuşma cesaretimin olmayışı...
Sahte kahkahalar atmayı beceremedim bir türlü, özlemle kavrulurken yüreğim...
Silahını unutmuş bir asker gibi, kavganın ortasında şaşırmış gibiyim...
Bir sığınak bulamazsam, bu deli okların yüreğimi paramparça
etmeleri içten bile değil...
Korkum nedendir bilmiyorum.. Ölmekten mi? Hayır değil..
“Sensiz yaşamak”tandır belki de.....
Sen gidersen kalamam ben buralarda..
Ben gidersem sen kalır mısın?
Varlığınla yokluğun birken, gitsen ne değişir ki aslında?
Ama hayır... Gönlüm gitme-menden yana yine de...

Gitme!

Beraber göğüs gerelim bu oklara..
Tek bilek olup, yıkalım şu zindan duvarlarını...
Beraber söyleyelim zafer türkülerini..

Gitme!

Bak yağmur yağıyor şehrimize..
Bunca haksızlıklar yaşanıyorken.. bak yağmur yağıyor yine de...
Ayrım yapılmaksızın, dağa, taşa, çiçeğe, yaban otlarına..
UMUT! Var demek hâlâ..!
Neden alıpta koymuyoruz gönlümüze, yaralarımıza merhem,
yolumuza meş’ale olacak UMUDumuzu.....

Gece ay ışığını beraber izleyip, sevdamıza yeni anlamlar katmak varken,
Her şeyi anlamsızlaştıracak bu gidişin neden???

Bir kez daha söylüyorum bak..

Gitme!...


alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:50 AM

Şiir gibiydin okuyupta bitiremediğim...

dün gece ben yine sana susadım...yavaşça ayırdım ruhu bedenden..kalktım yanına geldim..uyuyordun..yine öptüm seni acıyan yerlerinden...yanına kıvrıldım sessizce...bir ölümün gizli bekçisi oldum yine..gitmene izin vermedi yüreğim..herşey yarım kalmışken..daha hiç birşey yerinde değilken..daha içimden geldiği gibi ,doyasıya canım diyemeden vermeye razı değildim seni...

ne oldu anlamadım henüz...ben kimseyi bu denli çok,bu denli yasak sevmedim..sevdim çünkü yasaktın kalbime..kalbim yasaktı sevmelere..artık sevgi yoktu yüreğime..yine yapamadım...
yine en saf duygularla sevdim..şimdi ne mi olacak?kalbimi rahat bırakacağım istediğini sevsin nasılsa yüreğim sevdi seni eğer birgün olurda gidersen o atsın kendini en uzun köprülerden...

ben kimseye bu kdr uzun yazmadım bitmek tükenmek bilmeyerek..yazdıkça yazasım geliyor tüm *******im feda olsun sana...

ilk defa benimsin dedin ve ben iilk defa seninim dedim...ilk defa farkettim sokakta oynayan çocukların haykırışlarını...ben ilk defa hayallerin sessiz çığlıklarını dinledim..ilk defa farkettim yasak sevmeleri,sevişmeleri..meğer ne güzelmiş sevmel,sevilmek..ne güzelmiş sevdiğinin dudakalrından değil alnından öpmek..ne güzelmiş sokakta oyayan çocukların masum gülümsemeleri...

meğer ne çok yakışıyormuş yeşil yaprağa,mavi denize,sevda yüreğe..meğer ne güzelmiş biryerlerde yaşadığını bildiğin bedende özlenmek...meğer ne kadarda güzelmiş en çok senin yanına yakıştırılmak...

ALıntı

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:50 AM

Yokluğum sarsmaz biliyorum acıtmaz içini derinden,sızlatmaz yüreğini bensizlik, bıçak gibi kesip atarsın yaşananları biliyorum.Aşka inancın yoktur bilirim ve bu her zaman içimi acıtmıştır senin sevgiyi aşkı yok saymaların hep bitirmiştir beni.Çoğu zaman bundan değilmidir zaten içimdeki çekip gitme arzularım nereye kadar dayanır insan severken sevgisizliğe aynı evde yok sayılmalara.Bitmez dediğim sevgim bitecek birgün,nefrete dönüşecek diye o kadar çok korkuyorum ki çoğu zaman susuyor konuşmuyorum seninle, nedenini hiç sormuyorsun bile senden kaçışlarım sevgimi sevgisizliğin karşısında yenilgiye uğratmamak için ama sen bunu hiç bilmiyorsun ki!



Çoğu zaman yastığıma akan gözyaşlarıma gizliyorum sana olan kırgınlığımı,neden diyorum neden bu kadar sevgisizliğe mahkum edilmem.


Neden bu seninle sensiz kalmalara saplanıp kalışım.Dünyalara değerdi seninle geçirilen sevgi dolu küçük bir an.Ne oldu bize güzel insan sevgiye dair paylaşımlarımıza ne oldu.Hani sen herkesten çok severdin beni ne oldu. Bitti mi sevmelerin söyle ,söyle ki umutlarım bitsin artık sevilmelere dair. Eğer ki yoksa yüreğinde bana ait azda olsa bir sevgi bileyim ve bitsin alayım sevgimi,umutlarımı gideyim buralardan ufukların ötesine gözümde yaşananlara ve karşılıksız seven yüreğime ait bir kaç damla gözyaşımla.

alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:50 AM

Gecenin karanliginda yildizlarla tek tek konustum seni.Yüzyillardir
bildigimiz ya da bilmedigimiz bütün büyük asklarin yükünü tasiyan
yildizlar anlatti seni bana ilk defa.
Yagmurun yagdigini küçük bir su birikintisine bakarak anlamaya calistigimiz gibi kimi zaman,seni sevdigimi ayin gökyüzünde sakli
duran yalnizliginda anladim.Vurdukça aydinligi sokagimdaki islakliga
mehtabi sandim gözlerinin denizinin ve geç anladim belki de ayin
isigindaki sahteligin çok daha uzaktaki yildizlari kapatamadigini.
Paylasilmayan bir yildiz aradim o gece;seni,yalnizca seni
saklayabilecegim.Yoktu;zaten her biri yikilmisligini anlatmiyor muydu
asklarin,isiklarini bir yakip bir söndürerek.
Ask ve ölüm vardi seni saklayabilecegim içinde.
Ask,her gün agzimizda dolanan anlamli-anlamsiz sarkilarda, bütün
duruluguyla türkülerde ve duygulari bir yürekten alip ötekine
konduran siirlerde yasar bana göre.Çagin tüm yozlasmisligindan büyük
bir pay kapan yine ask olmustur bütün direnmisligine ragmen.
Kirli sulara meydan okumaz mi saniyorsun kiyiya vuran baliklar?Tipki
onlar gibi ask da kiyiya vurmustur artik.Ve Kiz Kulesi'nin bekçileri
olan martilar neden kendilerini teker teker birakirlar kuleye çarpan
her dalganin önüne?Martilar gibidir ask da;bize çarpan her dalgada
ölür bizi korumak isterken.Seni tüm safliginla,artik yok olmak üzere
kirlenen askta saklayamazdim.
Ölüm ise hiçbir canlinin karsi koyamadigi bir anlamsizliktir. "Dogal
dengenin gerekliligi" derken anlamsizlastirmisizdir zaten ölümü.Oysa
o tüm esitsizliklere,haksizliklara aldirmadan karsilar her insani
korkunç bir soylulukl****endi yasamina ya da baskalarinin yasamina son
verenler ise artik sasamaz ayarini bozmustur ölümün saatinin.Ve seni
bu düzensizligiyle ölüme teslim edemezdim kendi ellerimle.
simdi bir yanimda ask,bir yanimda ölüm...Ikisi de acimasizliklariyla,
zamansizliklariyla beni beklemekte.Ben,seni seçiyorum,masallarda bile
rastlayamadigim ama su an tüm gerçekligiyle karsimda duran seni.
Yildizlardan ögrensem de duygularinin çiplakligini, ay isigiyla
anlasam da yalnizligin çirpinisini seni senden dinlemek üzere seni
seçiyorum.Askin ve ölümün yalanciliginda senin dogrularinla sana asik
olmadan ve senin için "ölmeden" tasiyorum benim dogrularima seni.
Seni sevgilim degil,bir gün mutlaka bitecek olan askim degil,
GÖKYÜZÜM YAPIYORUM NEREDE OLURSAM OLAYIM SENI HER ZAMAN GÖREBILMEK
iÇiN VE YILDIZLARLA AYI SENiN SAKLAMAN iÇiN

alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:50 AM

... BAŞKA DÜŞTE GÖRÜŞMEK ÜZERE
Başka düşte...bulamayacaksın...bulamadığını bir öncesinde...
tamam bunu öğrendim...
biliyorum ama...en acıtanı ne biliyor musun?...dedi kendi
kendine...!

...hani o gidişleri var ya...sessizce...suskun...

...kırılan sen oldğun halde...kendisiymiş gibi...
hani o
arkasına dahi bakmadan gidişleri...
hani senin "o an" "oracıkta" "ancak" arkasından baka kaldığın...anın
durması için yalvardığın,
tutup ucundan geri çevirmeye çalıştığı an varya,hani yapabilsen o merdiveni, hani yapabilsen o kapıyı,hani yapabilsen o sokağı tutup
ucundan geri çevirmeye canını bile verebileceğin o an...
...o işte en acıtanı o...

...hani o tıpkı elinden düşen en sevdiğin, en güzel "şeyin gibi"...hani o
tıpkı tutamadığın gibi...hani o tıpkı tüm gidenlerde yaşadığın gibi...
hani o bir ince sızı var ya içe içe akan...hah işte...tam öyle
incecik...yırtarak kayan...düşen
kanatan...acıtan...tutamadığın...parçalanan.. .tuzla buz olan...
zamana savrulan...zamanda akıp giden...hani o zamanla çatıştığın
ama zaman içinde yok olmayan herkesin inandığı o kocaman...
"zaman her şeyin ilacıdır" yalanı...
bunun bir yalan olduğunu tekrardan hatırladığın an...
ve kendini kandırmaya başladığın an...
istemeye istemeye inanmaya başladığın an...
...o işte...en acıtanı o...

...ama senin orada olduğunu hep bildiğin...
...ama senin hep hissettiğin...
...ama bir dahası olmayan...
...ama zaten hiç senin olmayan...
...ama senin hep bildiğin...
...ama senin hep hissetiğin...
...ama bir daha sana geri gelmeyecek olan...
...ama buna rağmen
...gelmeyeceğini bile bile senin beklediğin...
...o işte...en acıtanı o...

...sonra o kocaman kocaman, akıp gitmek bilmeyen zaman...
...o durduramadığın an'ın karmaşası tezatlığı...
...kördüğüm oluşu...
...o "acabalarla"."keşkelerle" dolu soruların...
...içindeki kısır döngülerin...
...ve o an...
...hiç bir şey yapamamanın çaresizliği
...o işte...en acıtanı o...

...belki de sadece çaresizliğin...

. ..çaresizliğim...lütfen beni artık acıtma...!

ALINTI

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:50 AM

Yasa büründü tüm *******. Gök kubbe, yıldızlı ihtişamıyla çöktü aşkımın üstüne, aşkın içinde biçare ruhum enkazında kaldı. Senin varlığınla kurduğum ne kadar toz pembe hayal varsa, üzerine siyah boya kutusu ters gelmişçesine siyaha boyandı. Bir an kaçmayı denedim buralardan, sensizlik alıştığım bir durumdu, sensizliğimde hayalin bir avuntu. Şimdi annesinin en sevdiği vazoyu kırmış bir çocuk gibi suçlu hissediyorum kendimi; seni sevdiğimi söylemekte keşkelerim olmasaydı derken kendi kendime, içim buruluyor. Düşünmeden yapamıyorum; bütün servetlerini ayaklarının altına dökerek sana sahip olmayı düşünen insanlar, sırf kendi egolarını tatmin etmek uğruna her şeyi yapmayı göze alanlar, sana mutluluğu da satın alabilirler mi? Gözlerin cezbedici zenginliğin rengarenk görüntüsüyle boyanır, sen ideallerinden vazgeçip, aşkını üç kuruşa satabilir misin ya da sattırırlar mı? Nasıl canım yanıyor bilemezsin, çakıl taşlarıyla dolu bir alanda top oynarken düşen bir çocuğun derisi yüzülen diz kapağından akan kan gibi yüreğim kanıyor. Yakamozlu *******de bir başka hayal ederdim seni, yakamozlu ******* bile şaşkın halime, hayallerim siyahı kadife gibi emdi, korkularım aydınlığa kavuştu, bu gece yarısı sabah olmak bilmez. Olsa ne değişir ki sevgili, sensiz olan her sabah sensizliğin üstüne doğan her güneş, ay benim için.

Başlamadan son bulacak sanırım bu aşk hikayesi... Tamamlanamamış bir beste, yarım kalmış bir şiir gibi olmasından iyidir sevgili, başlamadan bitmesi belki her ikimiz içinde en hayırlısıdır. Bunları ben söylüyorum. Savaşmadan yenilgiyi kabul etmeyen bir adamdım halbuki, maneviyatın maddiyata yenilmesine izin vermezdim ben, bana ne oldu böyle bilemiyorum. Bu belirsizlik her geçen gün, yüreğimde daha da şiddetlenen fırtınanın benden bir şeyleri koparıp götürmesine sebep oluyor. Senden, varlığından, gerçekliğinden ve beni hayata bağlayıp, hayallerde seni yaşamamı sağlayan bakışlarından birazcık cesaret alsam belirsizliğe sebep olan bulutları, karanlık dünyanın üstüne güneş gibi doğan o gülüşünle dağıtsan, canımı bile ortaya koyarak savaşacağım ama yoksun işte ve yaşananlardan bihabersin. Şu an yorgun bedeninle masum bir çocuk gibi, melekler gibi uykudasındır, rüya görüyorsun belki de, merak ediyorum sevgili, sende rüyalarında yer veriyor musun naçiz siluetime, sende sevmelerinin en yücesini, aşkların en temizini yaşıyor musun? Seninle yalnız kaldığım o an söyleyebilseydim seni sevdiğimi, sonunun yıkım olacağını bile bile söyleseydim, şimdi böylesine seni kaybetmekten korkuyor olmazdım sevgili. Düşlerime giriyor kaç zamandır; ellerinde paradan oraklarıyla yüreğimde aşkının can suyuyla yeşeren sarı saçlı başaklarındaki her tanesinde aşkımızı gösteren ekinlerimizi yoluyorlar, ikimizi karşılıklı bağlayıp; sıcaklığını bile bilmediğim o pamuk ellerine tütünden bulaşan kolaları alıp gözlerime sürüyorlar, resmen seni bir daha görmemen için gözlerimi dağlıyorlar sevgili.

Ben seni olduğun gibi seviyorum, bu insanlarsa bedenini, ruhunu bir eşya misali satın almak için çaba sarfediyor, bunları gördükçe canım acıyor, tüm bu yaşananlardan habersiz olduğunu düşündükçe, boğazıma düğümlenen ne kadar asi kelime varsa haykırmak istiyorum. Senin ağırlığınca altın verebilirler. Ya ben? Kalbimi, yüreğimin sınırlarına sığmayıp beni biçare eden aşkımı, sana hasret sevgimi verebilirim şu an ki sefaletimle...Seni koluna takıp bir süs eşyası gibi taşımayı düşünen bu zenginler gibi paraya boğamam belki ama sevgiye doymanı, aşkla sarhoş olmanı, aşk ateşiyle yanmanı sağlayabileceğim gibi o ateşte seninle yanmayı göze alırım sevgili.

Yoruldum, biliyor musun? Zemheri ayazında kalmışçasına üşüyorum sensizliğimde... Bir tarafım para değer vermeyeceğini söylüyor, bir tarafımda fırtınalar koparıyor isimsiz korkularım ve sen hiç birini bilmiyorsun. Dayanması en güç acı bu; evladını yitirmiş bir anne gibi feryat edesim geliyor içimden, acısını yüreğine gömen bir baba gibi sessizce ağlıyorum, damla damla sen düşüyorsun gözlerimden, incinirsin diye korkuyorum.

Meydan okurum tek başıma,
Kuşatılsa, aşkımı barındıran yüreğim,
Kafa tutarım tüm dünyaya,
Ölüm gelse keskin kılıcıyla üzerime,
Güler geçerim, sen yanımda oldukça,

Kalemimden kan damlıyor sanki sensizliğimde seni ölümsüzleştirdiğim şiirlerdeki kelimeler ok olup yüreğime saplanıyor yokluğunda ve ben seni öylesine çok özledim ki, ne zaman özlemimi yazmaya kalksam kelimeler kifayetsizleşiyor. Tıpkı sensiz hayatın kifayetsizleştiği gibi.

Hayallere bakarsan sevgili; zaman vuslata beş varı gösteriyor, gerçeklere bakarsan vuslatımız imkânsızlaşıp, aşkımız efsaneleşiyor ve şu an ben sensizliğimde; hayalinle, yalnızlığımla, aşkımla gece yarılarının zifiriliğini yaşıyorum. Bir hücrede mahkum nasıl hasretse güneşe, bende gerçekliğine öyle hasretim sevgili. Ne olur gittiğin o uzun yollardan geri dön ve seni göreyim gün yüzüyle, daha fazla sensizliğe dayanamayacak bu yürek...

Dayanamıyorum, yüreğime gömmek istemiyorum seni, gerçekliğinin başka birine ait olduğunu ve kendini onlara sunduğunu düşünmek istemiyorum. Eğer ki maddiyatı seçerse o yüreğin, işte yıkım o an olur benim için, o an aşkın enkazının altından cesedim çıkar, yatalak olur biçare ruhum, sensizliğimde değil ama bir eşya değerinde başka birine aidiyetinde ben, sen var oldukça yok olurum sevgili. Sessiz feryatlarımı duy gece yarısı, ikimizde uyanığız bak, rüzgar kokunu getiriyor bana, çığlıklarımı da sana getirsin ve yağmur yağsın yarın sevgili, belki o yağmurla bana gelirsin. Seni seviyorum.




alıntıdır...

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:50 AM

Belkide kaleme aldığım son satırlar bunlar. Sen şu an neredesin ve kim bilir kiminlesin diye sormadan gidiyorum. Sormuyorum ve bir daha sormayacağım. Sessiz sedasız birkaç satır karalayacağım ve gideceğim.

Biliyor musun; gitmek senin kadar güzelmiş yeni anladım…

Şu anda her zaman, her damlasına aşık olduğum yağmur yağıyor. Sensiz, damlaların cama vuruşunun bile tadı yok. Tamam itiraf ediyorum; sensiz İstanbul’un bile tadı yok. O boğazın kokusunu, dalgaların kayaları dövüşünü, soğuğunu, sıcağını, her an değişen havasını sevişim aşktan mıydı ki?

Yağmur yağıyor ve ben, sensiz bu güzellik bana haram diye bağırıyorum avazım çıktığınca. Gecenin en sessiz ve en bana ait olan saatleri.

Düşünüyorum da bu saatlerde nefes almaya başlamıştım ilkin. Biz zoru başarmıştık seninle, bir araya gelmesi belki de olanaksız şiirleri, şarkıları ve hatta suskunlukları buluşturmuştuk birlikte. Güneş üstümüze doğuyordu. Biz kuş seslerini keyifle dinliyorduk…

Aşkı aramıyordum ki ben. Sen ve ben, biz birbirimizi aramıyorduk ki. Ama bulduk birbirimizi. Bulduktan sonra başladı kendimizi aramalarımız. Yok olmayı düşünen ben, senin için binlerce yıl yaşamayı göze almıştım. Seni kalemin ucunda, sayfaların ortasında bulmuştum.

Ama sen……

Sen yaşamın içindeydin. Sana güzel sözler söylemek istedim hep. Kelimeleri süsleyip süsleyip sunmak istedim sana. Ama tek kelime çıktı hep dilimden. “Gelincik”… Bildiğim en güzel şeydi, sense hayatta tanıdığım en güzel şeydin…

“Bunları anı olsun diye yaşamadık.” Ateşe de yağmura da, uçmak istediğimiz için uçtuk. Öleceğimizi bilerek değil, öleceğimizi düşünmeden, istediğimiz için uçtuk. Ben ateştim, sense deli bir yağmur…

Neyse biliyorum ki senin sonun yok ama artık ben gidiyorum. Çünkü her sorunun karşılığı, hayat böyle diyerek de verilebiliyor.

Çünkü…

Çünkü ben aşığım hala.

İşte Gidiyorum…

Bir kaçış değil bu, yalanı yaşamaktansa bize bırakılan son şansı kullanıyorum belki de.

Kim bilir?…

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:51 AM

Biliyor musun en çok mektuba başlamam gereken hitap şeklinde zorlandım. Bir başlasam sonu gelecekti eminim! Ama sıradan sözcükleri hiç yakıştıramadım sana, yapmacık sözlere konduramadım seni... Sonra sana hiç mektup yazmadığım aklıma geldi, içim burkuldu, canım acıdı...

Bu mektubu sana gurbetten yazıyorum; sesine sözüne hasret, yüzüne hasret, sıcağına hasret gönlümle başlıyorum mektubuma. Seni o kadar çok özledim ki; Meğer hiç bir kucak seninki kadar sıcak değilmiş, hiçbir acı senin yokluğuna bedel değilmiş. Hiç ama hiçbir hasret senin özlemin kadar yakmazmış içimi.

En acısı, dost bildiklerim, yâr seçtiklerim toplanıp bir araya gelseler, senin çeyreğin bile edemezmiş. Bilsen ne zor bunları itiraf etmek kendime ve sana... Gurbet bile gururumu söndüremedi. Hâlâ gururlu, şımarık, kucuk kızınim. Hayır, hayır yavrunum. 'Ben artık bir genç kızım, başkalarının yanında bana yavrum deme.' derken bile böyle düşünüyordum inan. Şimdi içten bir seslenişine, Yavrum! hitabına öyle ihtiyacım var ki...

Hatırlıyor musun? İlk yürümeye başladığım anları anlatırken ellerimi bırakmadığın için sana kızdığımı, hırslandığımı ve bir an önce yürümek istediğimi söylerdin. Şimdi sakın bırakma ellerimi, anneciğim. Evimizin yumuşak halıları değil yürüdüğüm yollar, bir düşersem halim yaman. Ellerini, sevgini, duanı, desteğini ve sıcağını hiç esirgeme benden.

Hani küçükken en çok kimi seviyorsun diye sıkıştırıp dururdum seni. Ağzından "Seni!" cevabını alana kadar bırakmazdım eteklerini... Seni abimden, babamdan ve ablalarımdan kıskanırdım. Hâlâ büyüyemedim, hem şimdi daha çok kıskanıyorum. İçindeki sevgiyi ve gözlerindeki derin şefkati yalnız benim için sakla...

Ama yapamazsın degil mi? Ana yüreği dayanmaz... Senin sevgin hepimize yeter, ana olunca ben de anlarım değil mi? Aslında en çok bu huyunu seviyorum. Adaletini ve yufka yürekliliğini, anne şefkatini... Fakat hâlâ babam işe giderken boşalan yatağını en çok benim hak ettiğimi düşünüyorum.

Seni öyle özledim ki!..

Şu bilmem kim tarafından icat edilen telefon bile dindirmiyor içimdeki hasreti. Gurbetin yağmurları, söndürmeye yetmiyor içimde büyüyen ateşi... Beni buralara yollarken, "Daha güçlü ol!" diyordun ya, sana kavuşunca öyle bir sarılacağım ki, gücüme şaşacaksın. Sevgimin gücünü sen de anlayacaksın.

Yılların yükünü çekmiş, yorgun ama dimdik omuzlarını özledim.

Dolaplarımı düzenlerken, eşyalarıma bakıp bakıp ağladığın duyuyorum. Yahut arkadaşlarımla konuşurken gözlerinin dolduğunu... İçim acıyor ama bilsen nasıl seviniyorum. Yokluğuma alışamamış olman, mest ediyor beni...

Puslu gözlüm, dert ortağım! İnan içim içimi yiyiyor, ya bitmezse gurbet *******i, ya geçmezse hasret saatleri, ya vuslat ateşiyle bindiğim mavi tren getirmezse beni... Uzar da yollar kavuşamazsam sana, ya özlem alışkanlık olur da unutursan beni.

Ama beni unutmaman için hep dağınık bırakacağım odamı. Söylene söylene toplarken, yine gözyaşların ıslatacak eşyalarımı. Babam yine dalga geçecek, anlatacak bir bir ağladığını. Ya ben...

Arkadaşlarım çınlatacak odamın duvarlarını, hep anne kokan ilâhilerle... Güçlü ol demiştin ya, ben de yorganı çekmeden başıma hiç ama hiç ağlamayacağım. Ama sonra, Allah ne verdiyse...

Anneciğim! Gözyaşlarım söndüremez içimde yanan ateşi... Çünkü yokluğun, bilmem kaç nüfuslu şu kocaman şehirde kendini yapayalnız hissetmek gibi, imkânsız bir şeyi diz çöküp de Yaradan'dan dilemek gibi.. En azaplı günahlardan sonra sızlayan vicdanım gibi...

Gül kokulum, puslu gözlüm!

Sakin sensiz, sevgisiz ve duasız bırakma beni..

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:51 AM

Sensizlikte başladım yeni bir güne... Bu nasıl bir şey biliyor musun? Bilemezsin...
Bilseydin,aynı acıyı sende yaşatsaydın yaşatır mıydın bana bunu...iki gün oldu senle aynı şehirde değiliz.ne kadar tuhaf değil mi? Aynı şehirde olup da seni görmediğim halde sanki uzansam dokunacaktım sana ama burdan asla...
Gözlerim bir noktaya dalmış öyle; duraksadım bir an...karşımda hayalini hatırlıyor da ne düşündüğümü hiç hatırlamıyorum.
Geceyi seviyorum ya! ayrı bir güzelliği var karanlık çöktüğünde sanki bütün rezillikleri kapatıyor.
Offff! Gene yoksun yanımda... seni çok seviyorum ama yazık bunu sen bile bilmiyorsun. Ah sevdiğim yanımda olup da bana sarılmanı nasıl isterdim. Ama olmadı olacak mı dersen, aslaaaaaa......
Üzülme ama sakın ağlama seni sonsuz bir aşkla seviyorum.
Üzülme seni hayalinle yaşatmaya devam ediyorum,
Ne kadar sürer bende bilmiyorum!!!

Balkondayım şimdi,ya sen nerdesin? Bildiğim bir yerde mi?
Belki de sen de gittin benden sonra başka bir şehre kim bilir?

Burayı seviyorum. Denizin dalgasını dinliyor ve kötü değil hep iyi yönünle seni düşünüyorum. Hatalarını hatırlamıyorum,ihanetini unutuyorum.

Evde de kimse yok(!) resmini aldım karşıma, biraz denizi dinliyor, biraz seni seyrediyorum. Neler neler yaşıyorum. Kendimi dinliyorum da çok kızıyorum kendime.... Sonra elime kalemi alıp yazıyorum...

ben senden uzaktayım sevgili,
çok özledim sıcak tenini,
bir gün dönecek misin geri,
yoksa ben mi gelip alayım seni,
sevgili;
sen benim yüreğimsin,
ama sen hiç düşünmez bırakıp gidersin,
seni asla affetmeyeceğim bilirsin....
of ne zordu bu aşk(!)
seni sevmediğimi zannedip gidiyorsun,
aşk değil bu bir sürgün,kaçak
sakın arkaya dönme,
sakın sakın,
çünkü o an anlayacaksın
sana olan sevgimi,
seni seviyorum....

alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:51 AM

Hüzünler...
Düşüncelerimin en ağır yolculuğu onlar..

"Hep hakim olurlar bedenime,yüreğimin en can alıcı noktasına yerleşirler..Zarar verirler düşlerime,umularında bile olmaz..Sadece sıcak nefesini solurlar yüzüme bencilce.."

Hüzünler...
Linç ediyor yüreğimi konuştukça..
Konuştukça,düşlerim karanlıkta yüzer usulca...

Susacaksın...
Yutkunacaksın...
Ama konuşmayacaksın…

"Seni ve beni düşlerin ipine asıyorum..Düş’üp kırılacaksa eğer,bu uğurda kırılıp parçalansın her şey …Şunu bil artık..Konuşamıyorum hüznümün karşısında..Gözlerimde maziye çalan yaşlar birikti..Bu nem yavaş yavaş çürütüyor seni ve beni.."

Sana bir kelime daha sunamıyorum..
Boğazıma ilmek ilmek dokunan hep aynı his,aynı hüznün siması ve aynı hüznün bitik yüzü..
Bırak artık..
Bırak ki!
Hüznün girdabında esir kalsın yüreğim ..


Suskunluğumu kusmak istiyorum ..
Haykırırcasına bir suskunluk içimdeki..
Bağırdıkça ses çıkmıyor,ses çıkmadıkça bağırıyorum..
Gözlerimden birkaç damla daha düşüyor..
Düşüyor...
Düştükçe ölüyor..
Cesetleri ise hala sıcak koynumda..
Baksana..
Dokunsana..
Yeter artık,yeter...!
Konuşsana...!


alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:52 AM

İçim öyle acıyor ki koca bir boşluk yüreğimde yokluğun. Karanlıkların kapladığı yollarında kaybolmuşum. Nefes almak güç,yaşamak anlamsız, sensizlik dipsiz bir uçurum. Bense uçurumundan aşağı ümitsizce düşüyorum.

Şimdi, benden çok uzaklardasın sevginin ve umudun bittiği yerde, senin bitip sensizliğin başladığı yerde. Karanlıkta karalanıyor aydınlık yüzün, gitgide sen de yok oluyorsun yüreğinde.

Yüreğim bilmiyor ne hissettiğini. Elveda bile demeden çekip gidişinin sebebini soramıyor kimselere. Hasret rüzgarlarıyla ürperiyor içim, özlemin sel olup akıyor yüreğime. Dudaklarım da bir mühür söyleyemiyorum soranlara gözyaşlarımın nedenini.

Şimdi, sokaklarda esen başıboş rüzgarlar gibi sessiz ve durgunum. Ah keşke o rüzgarların getirdiği sıkıntıyı hiç duymasam, hep mutlu duygularla dolaşsam, kalbimin üzerindeki ağırlığı alıp gotürse şu rüzgarlar. Hafiflesem. Acıyla çarpmasa yüreğim,ayrılığın acısı kalbime vurmasa, gözlerim yaşlarla dolmasa...

Mutluluğum, göç eden bir kırlangıcın kanadında çok uzaklara gitti. Dönmesini bekleyemeyecek kadar yorgunum. Eğer bir gün dönerse tek umudum, gerçekten sevenlere miras kalsın mutluluğum...

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:52 AM

Ellerimin arasından kayıp gidiyor hayat....
Kendimi avutmak için bulduğum herşey bir süre sonra anlamsız geliyor....
Birşeyler biterken yanı başında neyle avuna bilir ki insan...
Kendimce oyunlar buluyor,sıkılıyorum bir süre sonra,kitaplar hiçbirşey anlatmıyor yada kendimi dinlemek canımı sıkmaktan başka birşeye yaramıyor....
Sense bir yerlerde kendine duvarlar örüyorsun....
Biliyorum ki ne kadar ararsam arayayım yanına gelebiliceğim bile kapı bulamayacağım...
Kendine duvarlar örüyor ve bizi dışarıya bırakıyorsun...
Olsun diyorum, ördüğün duvarları maviye boyuyorum....
Çiçekler ekiyorum dibine,büyümüyorlar...
Mavilerim soluyor,sen susuyorsun...ben ölüyorum...
Kendime yalanlar uyduruyorum,kendim bile inanmıyorum....
Oyunlar buluyorum sıkılıyorum durmaksızın birşeyler bitiyor içimde...
Sana sorduğum soruların hiçbir cevabı yok aslında duymayı beklediğim...
Sadece sesini özlediğimden... ellerimin arasından kayıp gidiyorumkendim bile tutamıyorum kendimi....
Ama olsun ben sana elimi uzatıyorum kurtar diye değil,sadece dokunmayı özlediğimden sana....

Senden başka bir nedenim yok....
Senden başka bir isteğim yok...
Senden başka hiçbirşeyim yok...

SENİ SEVİYORUM...

Duy diye değil....
Sadece kendime hatırlatmak için söylüyorum...

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:52 AM

Evinizin sizi içine sığdıramayacak kadar dar oLduğunu fark edeceksiniz...
Sokağa fırLıyacaksınız.. sokakLar da dar gelecek...
Tıpkı vücudunuzun yüreğinize dar geLdiği gibi...
Ne deniz mavisi açacak içinizi, ne pırıL pırıL gökyüzü...
Kendinizi ta$ıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kayboLacak kadar küçüLeceksiniz...
BiriLeri size bir$eyLer anLatacak durmadan...
''ÖnemLi oLan sağLık''
''Yasamak güzeL''
Bo$ver, her$eyi unutuLur''
Siz hiç birini duymayacaksınız...
Gözya$Larınızdan etrafı göremeyecek haLe geLeceksiniz...
O'ndan öLmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra koLLarında öLmek isteyecek kadar çok seveceksiniz...
Hep ondan bahsetmek isteyeceksiniz...
''öLüme çare buLunur'' ya da'' yarın kıyamet kopacakmı$'' deseLer ba$ınızı kaLdırıp 'Ne Dedin'' Diye sormuyacaksınız...
YaLnız kaLmak isteyeceksiniz...
hemde kaLabaLıkLarın arasında kayboLmek... İkisi de yetmeyecek...
Geçmi$i dü$üneceksiniz... Neredeyse dakika dakika ama kötüLere atLayarak...
OnunLa geçtiğiniz yerLerden geçmek isteyeceksiniz, Gittiğiniz yerLere gitmek...
Bu size hiç iyi geLmeyecek... Ama biLe biLe yapacaksınız...
Biri size içinizdeki acıyı atabiLeceğini söyLese, kaçacaksınız...
AsLında kurtuLmak istediğiniz haLde, o acıyı ya$amak için direneceksiniz...
Hayatınızın geri kaLanını on u dü$ünerek geçirmek isteyeceksiniz...
Aksini iddaa edenLerden nefret edeceksiniz...
Herkesi ona benzetip... Kimseyi onun yerine koyamıyacaksınız...
Hiç bir $ey oyaLıyamıyacak sizi iLaçLara sığınacaksınız...
Bir kaç saati kafanızda buLandıran ama asLa onu unutturmayan
Sadece bir müddet buzLu bir camın arkasından seyrettiren...
Bütün $arkıLar sizin için yazıLmı$ gibi geLecek...
Boğazınız düğümLenecek, dinLeyemeyeceksiniz...
Uyumak zor, uyanmak koLay oLacak, sabahi ipLe çekeceksiniz...
Bazen de '' hiç güne$ doğmasa'' diyeceksiniz...
Ner ******* rahatLatacak, sizi Ne gündüzLer
ÖLmeyi isteyip, öLemiyeceksiniz...
BeLki çivi çiviyi söker diye can havLiyLe önünüze çikana sarıLmak isteyeceksiniz. NafiLe...
Dü$üncesi biLe tahammüL ediLemez geLecek...
RüyaLar göreceksiniz gerçek oLmasını istediğiniz...
Her sıçrayarak uyandığınızda onun adını söyLediğinizi fark edeceksiniz...
TeLefonun çaLmasını bekLeyeceksiniz...
Aramayacağını biLe biLe...
Her çaLdığında yüreğiniz agziniza geLecek...

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:52 AM

Biliyor musun?

Yüreğime iyilik yağmurları yağdırmayı bırakalı çok oldu... Mevsimim artık hüzün...

Şimdi acılar biriktiriyorum...

Hiç anlatamadığımı ve anlayamadığımı sandın; oysa her sessizliğim yaşama dair ve bize dairdi benim...

Keşke, anlamak isteseydin yüreğini açıp!...

Gözlerime hiçbir zaman yalan konuşturmayı beceremedim, yüreğimin aynasıydı onlar, olduğu gibi yansıttılardı hislerimi...

Sana bir kez olsun yalan bakmadım...

Yalan konuşturamadım yüreğimi...

Yada yalan şarkılar söyletemedim...

Şimdilerde, gözlerim artık suskun birisiyle aynı dili konuşmuyorsan, susacaksın!...

Ben bunu bilirim...

Sana karşı duygularım sözlerden nice olduğu için susmaya karar verdim!...

Artık susuyorum!...

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:52 AM

Bu senin son gidişin miydi sevgili..?


Bu son gidişin miydi anlayamadım sevgili..Hani hep giderdin ve gelirdin ya geriye, bu da onlardan biri miydi..?

Uzun zaman oldu bu sefer, söylemek ve sormak zor geliyor ama bu senin son gidişin miydi sevgili...?

Küçük bir oyun oynuyor gibiyiz sanki. Ben ebe olmuşum sen saklanan...

Nerelere saklandın da bulamıyorum seni. “Ah işte ordasın” dediğim yerlerden hep başkaları çıkıyor, herkes hep bir ağızdan, dalga geçer gibi, “çanak çömlek patladı” diyor,bense garip bir umutsuzlukla geri dönüyorum ağacıma, kaldığım yerden seni aramaya başlamak için.

Bu son gidişin miydi, anlayamadım sevgili..Göremeyeceğimi sandığım zamanlarda birden karşıma çıkıyor, içimde yeni yangınlar bırakarak geri dönüyorsun. Kimlerin yanına dönüyorsun da uzun sürüyor sessizliklerin? Gittiğin yerlerde bana benzeyen ve tanıdık bir şeyler var mı bari.? Gülmeyi unuttuğun zamanlar, kimleri çağırıyorsun yanına..?

Hüzünlerini kovan yürekli biri var mı yani..? Hani bir anda gelip de o puslu havayı dağıtan, seni içmeden sarhoş eden ve güldüren, hüzünlerini bulamayacağın yerlere saklayan biri..Sen dayanamazsın yalnızlığa. Dokunmak ve karışmak istersin. Yalnız kalmak sana acılarını hatırlatır..bir kadının teninde istemeyerek bıraktığın acıları.

Yalnız kalmak sana çocukluğunun masum düşlerini hatırlatır..ağlamak istersin ama ağlayamazsın. Yalnız kalmak sana tutunamadığın sevgileri hatırlatır; çaresizliğini, yıkılmışlığını...arkanda bıraktığın, dokunmaya korktuğun özlemleri. Yalnız kalmak sana göre değil sevgili..Sen yalnızlığında kendinle karşılaşır ve ürkersin yüreğinin saatlerce sana karşıt konuşmalarından. Bu yüzden merak ediyorum ya, başkalarına da ‘hüzün kovan kuşum’ diye sesleniyor musun acaba..?

Bu son gidişin miydi, anlayamadım sevgili..Hani birden için çocuklar gibi şımarmak istediğinde, parmakların telefona gider, arar ve kusardın ya, dizginleyemediğin coşkunu ve manyaklığını..hani bir tek ben anlardım ya, senin bu ani çıkışlarını, serseriliğini ve türk dil kurumunda bulunmayan hafif meşrep kelimelerini ve cümlelerini..hani kimseyle böyle konuşulmaz deyip de, sınırlarını aşardık ya gereksiz kibarlığın ve nazlanmaların..

Uzun zaman oldu içimizdeki bu deliliği ve bastırılmışlığı dışa vurmayalı. Bu yüzden merak ettim, bu senin son gidişin miydi sevgili, anlayamadım...

Söylenmemiş ve çoğaltılabilecek bütün sözleri kendi adına söyledin ve gittin..Umuduma, çılgınlığıma ve kadınlığımın senin yanındayken güzelleştiğine inanırken, yokluğunu mutlu edemeyeceğime inandın ve gittin..

Sana karışıp, yüreğine akmama izin verip, beni göklere çıkartırken; bir anda yere indirdin, midemi bulandırdın ve ayrılığı sıkıştırdın parmaklarımın arasına, gittin..Ne kadar değerli ve farklı olduğumu anlatmakta zorluk çeken sen; yalnızlığımın en ıssız, en karanlık ve en savunmasız zamanlarında beni dinlemedin, gelmedin ve gittin..Sevmek bu kadar basit, bu kadar kolay ve taşınabilir bir eşya gibi hafif değil; çıkartıp da bir başka yere koyabileceğin. Bu yüzdendir ki sen beni hiç sevmedin sevgili. O “seni çok seviyorum” diye haykırdığın nadir zamanlarda bile, bunu söyleyen sen değil, senin geçmiş bir sonbahar’da bıraktığın, sana benzeyen ama sana çok yabancı olan sesindi.

Bu yüzden sen beni gerçekten sevmedin sevgili. Kendini daha ne kadar kandırabilirsin bilmiyorum ama sen acı çekmeyi seviyorsun... Bense balonlar patlatmayı, uçurtmalar uçurmayı ve yaşamayı seviyorum her şeye rağmen. Sen korkularını seviyorsun..bense, korkularımın üzerine gitmeyi, savaşmayı ve hatta gülmeyi kaybederken bile...

Artık biliyorum, bu senin son gidişindi sevgili ve benim son bekleyişim, son vazgeçişim sevdandan...

Artık gelsen de ne işe yarar ki..? Ben; sana olan kırgınlığımı, yokluğunu, özlemini, umutsuzluğunu sevmeye başladım. Ben senin giderken bende unuttuğun ve zaman zaman öksüzlüğüne ağlayan sevdanı sevmeye başladım. Ben senin artık beni unutan, merak etmeyen ve değer vermeyen yüreğini sevmeye başladım. Şimdi hangi tende üşüyorsun da titrediğini hissediyorum kilometreler ötesinden? Ben senin başka mevsimleri tanımak isteyen o heyecanlı ama tutunamayan bakışlarını sevmeye başladım. Artık gelsen de ne işe yarar ki..?

Parçaladığın sevgimi toparlayabilecek ve çiçekler toplayıp yollarıma serebilecek kadar güçlü değilsin sen. Sen, ben değilsin. Hiç olmadın ve olamazsın..O sakladığın yüreğine hiç almadın beni, hiç özlemedin, gözlerin hiç uzaklara dalmadı, belki de şerefime hiç kadeh kaldırmadın. Bu yüzden bu senin son gidişin olsun sevgili, ayrılığın hakkını ver. Böyle bir sevgiyi terk edebilecek kadar yürekli oldun, beni unutacak kadar da korkusuz ol. Özleme, yolunu yolumdan geçirme, sesime düşme, salaş meyhane masalarında konuşmalarımı arama, rakının yanında anma adımı..

Ayrılığın hakkını ver. Çünkü bunu sen istedin..

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:53 AM

seni hala sevdiğimi söylesem... Gözlerini özlediğimi... Nefesini özlediğimi...

Günesin doğuşuna ve batısına şahitlik ettiğimiz günleri özlediğimi...

İçimde büyük bir boşluk var o günden beri. Hani hatırlarsın beraber oturup denizi izlerken geleceğimizin olmadığından bahsettiğimiz o günden beri. Aklımda hala o an var.

Gelecekteki eşinin şimdiden çok kıskandığımı söylemiştim sana hatırlıyor musun? Hala aynı duyguları taşıyorum.Senin için neyim bilmiyorum ama; Sen benim diğer yarımsın.Sensiz büyük bir boşluktayım. Her tarafında sen olan büyük bir boşlukta nereye baksam sen varsın.

Seni görmemek için gözlerimi sımsıkı kapatmamda yine sen varsın karanlıkların içinde. Nefes aldığımda ciğerlerime sen doluyorsun. Seni düşündüğüm zamanlarda gözlerimden akan göz yaşlarım değil sensin damla damla ve sana olan büyük aşkım…

Ne kadar kalbimden sokup atmaya çalış samda olmuyor. Köklerini kestikçe daha da sıkı tutunuyorsun kalbime.

Unutamıyorum anla işte.

Bir kadın...

Sonumuzun ne olacağını asla bilemediğim, uğruna her şeyden vazgeçebileceğim...

Gözlerinde kaybolmak istiyorum. Sonsuzluğa karışmak...

Sarılmak istiyorum sana sımsıkı.

Yanımda olmanı istiyorum sonsuza kadar.

Bunlar için çok geç kaldım değil mi?

Farklı limanlara demirledik. Farklı rüzgarlar dolduruyor artık yelkenlerimizi ve farklı rotalardayız artık....

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:54 AM

Her gece bir kervan geçer ömrümden, başımı secdeye koyduğum yöne doğru. Her gece beklerim onu, elimde çıkınım. En Sevgili'nin kervanıdır, bilirim. Yârenler Yâri'nin denklerini taşır katarlar. Kardelen tohumu oldum, kolladım zamanı bilmem kaç bin gece. Zamanı kolladım, kum saatinin en üstündeki kum taneciği gibi. Zamandan geçip an olabilmek için... O an, ayağının bastığı olabilmek için yaratılmışların arasında. Sen'i arıyorum Ey Sevgili! Gözümün iliştiği, düşüncemin geçtiği, yüreğimin eriştiği her yerde, Sen'i arıyorum. İkliminde bestelenmiş her notada, vuslatına göçen kervanının izlerini haritalaştırıyorum özlem coğrafyalarında. Yedi iklim tam yedi bahar, gözlerimde güneşin rengi. Adı konmamış diyarlarda bile ararım Sen'i. Bu arayış; bazen güneşlerin çarpışmasıdır debdebeli. Bazen küçük bir derenin en durgun yerinde, kıyısında su içen karıncanın ayaklarını ıslatması oluverir köpük dalgacıklarıyla. O kadar naif, tılsımlı bir o kadar da... Bebeklerin avuçlarındaydın Sen. Fırtınada ve sonrasındaki dingin havada söylenir adın. mekân bin kuyu.Bastığım taşlardan silinmiş, sularda şimdi ayak izim. Suyun sırrını ateşe sormalı, ateşin sırrını pervaneye. Ya pervanenin sırrı? Dönmek olsa gerek, hep Sana dönmek. Yıldızlar, güneşler gibi döne döne yanmak. An döner, ömür döner, âlem döner... Her şey olursa, durmaz başım dâim döner. Dillerde adın gibi döner. Ellerimi açmışım Rahman'a, Sen'i arıyorum ey Sevgili. Sen'i arıyorum... Menekşe yaprağında meltem olur nefesim Sen'i söylerken. Kelebeğin kanadına nakşedilmiş rengarenk toz gibi serpilir Sen'i aradığım ******* ömrüme. Yıldızların geçtiği çizgide koşuyorum, ben bir karınca... Yeşil kuşlara bakarak koştum hep asumanda. Onlara özendim; kanatlarını açtılar onlar, ben yanık ellerimi. Takıldım çölde Sen'i özleyen kuşun peşine. Kafdağı dedim... Efsanelerdeki sevda ülkesinde bulmaktı hayalim efsununu. Ey Yâr! Sen'in diyârında bülbül, ikliminde açan gonca olabilmek hulyasıyla gözyaşlarımda dualarımı, dualarımda hep Sen'i istedim. neredesin?... Bir yağmur taneciğiydin düşen alnıma, kırk değil kırkbin ikindide. "Sen!" deyip yürüdüğüm yollarda saçlarım, omuzlarım, bir de yüreğim ıslandı çağlar ötesinden türkünü söyleyen sağanaklarda. "Yıldızların arasındaydı sanki gözlerinin ışıltıları, en parlak yıldızdı. Gökler ötesinde aradım hep tebessümünü. Ve nihayet, solunmuş bir nefesten de yakın, bir yürek atımlık benden de ben... Ve Gökçen bir bakışta buldum Sen'i... Ne Ankâ kaldı gözümde, ne korktum Kafdağı'ndan. İnsan dünyaya bir kere gelir. Öyleyse, yaşamamış olmalıyım bunca zaman. Her şeyim O'na ayak uyduruyordu, kalbimin tıp tıpları bile... Ne var ki; hazan kıskandı gülleri. Yaprakları savurdu Karayel. Büktü boynunu kardelen. Bana mevsim yine sonbahar... İmbatın estiği memleketteyim, üşüyorum. Şimdi ne Sen varsın En Sevgili, ne de Sen'i görür gibi olduğum cennet rengi. Kervan, katarlarını toplar oldu bu diyardan. Her şeye rağmen, hiç tükenmedi yüreğimin orta yerindeki ümit. Ateş böceği aydınlığıyla düştüm kör karanlıktaki yollara. Kör ufkunda vuslat çırağı bir ümid. Aradığım yine Sen!...

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:54 AM

Caddelerde sisli, puslu bir kış ikindisi. Ağaçlarda salkım salkım eski zamanlardan kalma anılar... Yapraklarda yere düşmeye hazırlanan yağmur damlaları... Bir yaprak kıpırdıyor işte, gümüşi bir damla usulca yere düşüyor. Sen sanki, yaprakların arasından bana müzipçe gülüyorsun. Beni her zaman şaşırtırsın zaten. Beni her zaman güldürmeyi bilirsin. Farkına bile varmadan bir şarkı dökülüyor dudaklarımdan "Caddelerde rüzgâr, aklımda aşk var."

Rüzgâr keskin ıslığı ile şarkıma eşlik ediyor. İstasyon Caddesi'nin tenhalığı nedense ilk defa içime dokunuyor. Arabaya binsem ve birlikte gezdiğimiz yerlere gitsem, evimde şiirler okuyarak telefonunu beklesem, telefonunun gelmediği zaman seni başka yerlerde arasam. Sonra sen gelsen yanıma, yine "seviyorum" desen, ben yine senin gözlerinde sonsuzluğa mahkum edilen aşkımı görsem. Ayrıca şarkılar gerçek oldu bu kez. Caddelerde rüzgâr, aklımda aşk var.

Yalnızım, üşüyorum, özlediğimse çok uzaklarda. Bahçeme melekler yağıyor, hepsi de tanıdık. Senden doğan, gözlerinde hayat bulan, bizi koruyan, kollayan ve en önemlisi ikimizi bir araya getiren melekler... Son kez yine seninle gezmiştik oraları. Sen kimbilir belki de, uzak bir kıtanın, uzak bir şehrindesin şimdi.

Benimse herşeyim aynı. *******i bodrum katlarına yağmur daha çok yağıyormuş, bugünlerde bir tek bunu ögrendim. Bir de *******i daha uzun sanki, bitmek bilmiyor. Bana anlatmak için neler biriktirdin içinde? Benim sana anlatacağım yeni birşeyler yok. Dedim ya, her şey aynı. Ama sanki biraz mahsunluk çöktü üzerime, bir de gülüşlerim sanki biraz azaldı. Sen olsaydın hemen anlardın. Sen benim herşeyimdin. Arkadaşım, dostum, öğretmenim, talebem, sevdiğim.

Koşulsuz bir sevgiyle sevdim seni, bağlandım. Sen kimbilir belki de, uzak bir kıtanın, Uzak bir şehrindesin şimdi. Benimse içimde kocaman bir boşluk var. Hayır, Üzülmüyorum, içimdeki boşlukta birtek özlemin yankılanıyor. Hayır, sana anlatmak için yeni şeyler biriktirmiyorum içimde, çok istesen hikayeler uydururum. Ama hikayelerimden önce itiraflarım olacak. Kendimden bile gizlediğim duygularımın itirafları. Sana aşık olmaktan delice korktuğumu, sana bakarken içimin titrediğini. Daha pek çok, sırrımı anlatacağım sana.

Gerçi anlatmama gerek yok, sen zaten hepsinin çoktan farkındasın... Sen kimbilir, belki de uzak bir kıtanın, uzak bir şehrindesin şimdi.

Bense odamda senden uzak. Hayır beni merak etme, üzülmüyorum. Biliyorum, ikimizde yoktuk bu aşk başladığında ve çok iyi biliyorum, sonsuzluğa mahkum edildi bizim aşkımız. Dedim ya, beni merak etme. Üzülmüyorum. Yalnızca biraz, biraz üşüyorum...

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:55 AM

Dağınık bıraktım, seni; yatağı. Bil ki kendimi de dağıtıp çıktım sen(lilik)ten...

Ben varsam, düzen olmayacaktı orda. Açtığın kucağa geldim, ki kucağın hiç kapanmamıştı...

Sıcağına hasret, serap misali düştüm kuytularına...
Karanlığı, sessizliği sevmedim.

Bencillik ettim, bencil olmayı sen sevdirdin. Ben, sen'de hep "bencil"dim... Anlamadın mı?!

Karanlıktan kork istedim.
Kork ki daha çok yaklaşasın gözlerime, kollanmayı sevdirdim sana,verdiğim sıcaklığımla...
Üşüme! İstediğin an, senindir sıcaklığım... Ayrılma iklimlerimden, yeter.

Üşü istedim, evet!
Üşüdükçe bul izlerimi; ulaş bana! Her seferinde karanlık olsun, soğuk olsun...
Yaklaş, daha da fazla...

Ne kadar üşümeni istediysem o kadar çektin soğuk iklimlere, habersiz kaldım kendimden...

Ne kadar kork istediysem, o kadar korkuttun "kırıkların"la canıma kastla...

Ne kadar aşıksan, o kadar gözü kara oldun...

Evet, dağıttım!

Bunu, bana sen yaptırdın.

"Bitir beni!" dedin,

Bitirmekteyim...


Ben, sen ne istediysen "hep" onu yaptım...


aLıntı ..

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:55 AM

Hep isterdim de tahmin etmezdim sana kavuşmanın bu kadar güzel olduğunu,
hatta aşkımızın imkansızlığı öyle sarmıştı etrafımı. Sanki bedenimde dinmek bilmeyen bir yara şerha , şerha kanamaya devam ediyordu yıllardır…

Öyle ki çoğu zaman nefes aldığımı, yaşadığımı hissetmiyor, yediğim aştan , içtiğim sudan tat alamıyordum. Senden başka hiç bir şeyi düşünemiyordum yanımda kim olursa olsun, hayatımdaki şeklin ne olursa olsun hep benim sevgilim olmanı istiyordum. Seninle sarılıp bir kerecik birlikte uyumak için neleri feda etmezdim, her gece rüyamda, gündüzleri hayalimde her daim sen vardın…

Telefonda sesini duyduğumda içim titriyor,kalp atışlarım hızlanıyor, sevgimi haykıracak tüm sözcükler dilimin ucuna değin geliyor ve çıkmak için bir tek ışık bekliyordu…

Öyle şeyler yaşadık ki , birbirimizi hiç istemediğimiz halde öylesine yıprattık, öylesine üzdük, yaraladık kimi zaman bile isteye kırdık kalplerimizi…Lakin ikimizden birine dışardan geldiğinde bu darbeler işte o zaman en kral şövalye, en güçlü savaşçı olup çıkıyorduk,onlara karşı… Çünkü biz bir birimizi çok seviyorduk, dosttuk, kankaydık hani , yasaklanan aşkımıza giydirdiğimiz elbisenin adı buydu “ Biz Kankayız “ Gerçi o da var ya ben hep güzel ve uzun sevdaların, aşkların önce dost olmaktan, iyi arkadaş olmaktan geçtiğine inanırdım, biz onu başardık ama aşkımızın aralanmış kapısını geç açtık.. Geç oldu ama inan hiç güç olmayacak meleğim, hiç pişman olmayacaksın…

Bile isteye hep başkalarıyla paylaştık birbirimizi “ Bak dostum bu sevgilim ……… “ demesek de benzeri bir çok boş şey ile kıskandık, kıskandırdık…
Öyle zordu ki seni bir başkasının yanında görmek, benim yüreğimde, onun yanında olduğunu bilmek öyle zordu ki yaşadığım son 5yılı hayatımdan cımbızla çekip almak istedim çoğu kez, ama öyle ya eğer o 5yılı yaşamasam o acıları yaşamazdık ama olmasa o bana 5asır gelen koca 5 yıl, seni de tanıyamazdım…

Ama gördüler işte ne yaparsak yapalım gizleyemedik sevgimizi, ne yapılırsa yapılsın sonunda aştık tüm engelleri…

Bilseydim o seni kırmaktan korkarak sakındığım usul öpücükle binlerce kıvılcımın alevleneceğini hiç beklemezdim…

Demem o ki sevgilim bugüne dek neler yaşadıksa yaşadık, bundan sonra sadece “BİZ” varız…Ben sana söz veriyorum Melekler şahidim olsun ki bundan böyle ölene dek hayatımda sadece Sen ve Ailelerimiz olacak. Sadece senin için yaşayacağım, sadece ikimiz için yorulacağım, gözleri, saçları sana benzeyen senin kadar sevgi dolu bir kızımız, yada Barış amcaları , doğrusu barış dedeleri gibi insan sevdalısı mert,cesur ve İnsan bir oğlumuz olmasını öyle istiyorum ki….

Şöyle bir düşündüm de “Can Tanem” sen benim neyimsin, neler yaşadık, Allah muhafaza bir gün bir delilik edip senden vazgeçmeyi düşünür müyüm ? gibi bir çok soru sordum kendime, ama inan düşünmesi bile güç BİRİCİĞİM çünkü sen çoktan benim Canım olmuşsun, sen ben de benden çok olmuşsun..
Hani her seviyorum dediğimde inanmaz, gülerdin ya. Hadi yine gül, hem de katıla, katıla aşkım çünkü seni hala ÇOK SEVİYORUM…

Öyle çok şeyler yazmak istiyorum , öylesine anlatmak istiyorum ki sana aşkımı ama nafile çünkü sana seni anlatacak senden daha güzel şeyler gelmiyor aklıma

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:55 AM

Bugün..."Sen'li düşlerle dolu uykusuz bir gecenin sabahında
yine sensizliğe uyandım..."


Seninle birlikte olmaya karar verdiğimde edindiğim risklerin farkında değildin.

Geleceğini ve mutluluğunu bir başkasının ellerine teslim etmek, savunmasız kalmayı baştan kabul etmekti senle olmak.

İşte seni böyle seviyordum ben. Sen benim gerçeğimsin uzun zamandır aradığım ama bir oyunun içinde bulduğum gerçeğim.

Seni dışarıya taşırken n’olur bana yardım et. Duygularım karıştı yine…

Güne başlıyorum, henüz ayak izleri ile süslenmemiş şehrim.

Ve işte ilk ayak izleri, tıpkı maviliğini kıskandırırcasına kendini göstermekten çekinmiyor geçmiş günlerimizde ki gibi taptaze bir günde bulacağım seni. Karanlığın hakim olduğu bir cennette yaşıyorduk seninle…

Uzaklardaydın, beni beklemeden gitmiştin ama bunu pek umursamıyordum. Kendimde açıklayamadığım koyu bir sessizlik ve düşlerimde imkansızlıklar yaşanıyordu.

Her uyanışta ölümü düşleyen bir ses ile çağrılıyordum. Yüreğimin yer altı insanları ağlıyordu. Yaşadığım dünyanın nöbetçileriydi çelişkiler.
Onlardan izin almadan dış dünyaya açılan penceremden dışarıya bakamıyordum.

Ve sonra geldi dediler, güneşi getirdi karanlık son buldu dediler.

İnanmadım… yaşamın allak bullak olmuş ve adına rutin dediğim koşuşturmacalarıma devam ettim bir süre daha.

Sonra bir gün penceremden bir ışık demeti girdi odama, çelişki nöbetçilerinin uykuda olduğu bir anda.

O parıldayan ve gözlerimizin sıcaklığa alışamamışlığına sunulan bir avuç ışığı geçmişimden gelen küçük bir çocuk getirdi bana…

Anıları ve düşleri alınmıştı çocuğun… Büyümeye odaklamışlardı beynini, kalbiyle düşünebilme yetisinden mahrum bırakmışlardı uzun bir süre…

Işığı gören gözlerim bir süre kendine gelemedi, işte tüm varlığıyla şimdi ellerimin arasında tutuyordum ve yüreğimden kayıp zamanlarım geçiyordu bir bir…

Kararımı vermiştim… Sana gelecektim…Tüm geçmişteki tüm acılarımı tekrar yaşamam gerekse bile bunu yapacaktım… Hırslarımı, nefretimi, kini ve kıskançlıkları , bir avuç ışıkla birlikte kızgın bir potanın içinde erittim, yüreğimin duvarlarında yankılanan acı ve korku dolu seslere kulaklarımı kapatarak…

İşte karanlık dünyanın o büyük ve aşılmaz denen kapısını açacak anahtar elimdeydi şimdi…

Evet… Çıktım o karanlık, iki yüzlü ve zalim dünyadan… İlk önce renklere alışmaya çalıştım ve her yanımı saran o müthiş ışığa…
Sonra yürümeye başladım ardıma bile bakmadan…

Arıyordum seni… Sanki hiç bulamayacakmış gibi…

Karanlıktan korkmuş bir çocuk misali yüreğim..

Hani uzatsan ellerini...Hani dokunsa parmaklarım dudaklarına...
Yüzümde hissetsem nefesini...

Geçecek gibi herşey..
Son bulacakmış gibi sonsuz çığlıklar...

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:56 AM

Ey sevgili bu sana bir isyan değil ağır bir fırtına sonrası bıraktığın hafif esintilerin etkisi bu bende sadece,oysa ne güzel başlamıştı herşey bir rüya gibi dostlara sevmem asla sizin gibi demiştim,ve ben sevmem sözüne yenildim.Seni bir çiçeğin suya muhtaç olduğu gibi sensiz yaşayamayacak kadar sevdim.Gecenin bir yarısı yatağımdan kalkıp yıldızlara bakar senin için dua ederdim.Sen benim göklere uzanan ellerimdin,ve allahtan tek dileğimdin.Yanımda olmadığın zamanlarda gözlerimi kapardım ve senli hayallere dalardım yani seni ozamanda yalnız bırakmazdım.Artık gözlerimi kapamıyorum seni kötü hatırlamak istemiyorum herşeye rağmen sana kıyamıyorum.Sana feryat etmiyorum.Benim yalnızlığımı paylaşan tek şahidim gözyaşlarımı sana yolluyorum.

Ey sevgili ne kazandırdın bana kaybettirdiklerinden başka uçsuz bucaksız bir denizin ortasında ardına bakmadan bırakıp gittin beni bizi denizin derinliklerine gömdün sen,içimdeki seni sen bitirdin.Sen benim nefes alışımdın ve uğrunda sonuna dek savaştım.Ama düşmanım sen olmamalıydın.Senden nefret edemezdim,ve en sonunda bende bu savaşı kaybettim.Başında kaybedeceğime sonunda kaybettim.hep mücadele ettim senin uğrunda ve elimden geleni yaptım diyerek avunuyorum şimdi zaferinden gurur duy en ağır bedeli ödettin bana seni sensiz yaşıyorum artık.

Ey sevgili sadece şunu bil ben seni yağmurlu birgünde tanıdım.Yağmuru çok severdim ve senide işte öyle birgünde sevdim.Hatırlar mısın?beni her yağmur yağışında hatırla demiştim sana,senede birgünde olsa yağmur yağacak ve sen beni senede birgünde olsa hatırlayacaksın.Yağmurlar sana acı,hüzün ve mutsuzluk getirsin.Vefasız sevgili yağmurlar senin doğacak güneş benim olsun.Biliyorumki o güneş birgünde benim için doğacak elveda sana ve acı veren aşkına elveda aşkıma...

Nǿ ŦΞДЯ™ 04-22-2007 01:56 AM

Hani bana derdin ya sen ...
YAPRAKSA HAYALLERİN, KURUMAZ...
Dallarım kırıldı...
Nerelerdesin...?


Sen yoksan zaman yok saatler ilerlemiyor artık.
Yokluğun dayanılmaz bir zamansızlık halinde işliyor içime.
Dakikalara bir yılın ağırlığını yüklediğin yetmezmi?
Beklendiğini ve nasıl olsa bekleneceğini bildiğin için gelmiyorsun değilmi?
Çektiğim tarifsiz üzüntüler sana kim bilir nasıl bir tat veriyor.
Yoksa gelirdin.
Böylesine bekletmezdin beni.
Zamanın çıldırtan karanlığına itmezdin beni.
Bir an için olsa unutabileceğimi düşünsen gelirdin elbette.
Ve bir daha ayrılmazdın benden.
Gururun seni unutmama razı olmazdı.
O zaman kendini unutturmak için gururunu bile ayaklar altına alabilirdin.
Oysa şimdi seni unutamadığıma o kadar eminsinki bunları düşünmüyorsun bile.
Bütün istediğin git gide artan bir güçle seni yalnız seni sevmem değilmi?

Yakınlarda biri bir şarkı söylüyor.'Bu bir yalan bu bir ceza.Bu bir talan gönlüm bu bir veda.Aşk değil keza.Ne bir tavır ne bir eda.Savur savrul gönlüm bu son elveda.'Zamansızlığımın ortasına hüzünlü bir ses karışıyor.Belki gelirsin diyorum.Böyle bir şarkı gibi girersin odama.Önceleri inanmam geldiğine.Kapıya doğru şüpheli gözlerle bakarım.Sonra sımsıcak bir heyecan sarar kalbimi.Ne söyleyeceğimi bilmem.Gözlerim gözlerine takılır kalır.Gelir yakınımda bir yere oturursun.
Verdiğin mutluluğun büyüklüğünü anlarsın gözlerinin içi güler.
Sevgiyle uzanır elin tam elimi uzatıp tutacakken yine bir şarkı gibi kaybolursun......
Yok yok.
Bir şarkı gibi gelme.
Hiç bitmeyecekmiş gibi gel hiç gitmeyecekmiş gibi.

Bir gün mutlaka geleceğine inanmak iyi.Bütün bu ümitler güzel.Fakat bir ses var kulaklarımda bana hiç gelmeyeceğini söylüyor.
Gelmek için seni unutmamı bekliyorsan,bu hiç gelmeyeceksin demektir.

Yada çok geç gelmiş olacaksın.Benden apayrı bir ben olacak karşınd****ulaklarım sesini duymayacak.Gözlerim seni görmeyecek.Kokunu ta içimde hissedemeyceğim.Ellerin bir mermer parçasını tutar gibi tutacak ellerimden.Avuçlarımın soğukluğu yüzümdeki çizgilerin derinliği sana o zaman yaşamadığımı söyleyecek.Ne kadar uğraşsanda seni hatırlamayacağım.Camlaşan ve bütün canlılığını yitirmiş gözlerime korkuyla bakacaksın.Çok istediğin halde dudaklarım seni sevdiğimi söyleyemeyecek.Ansızın korkunç bir paniğe kapılacaksın.Kaçmaya alışkın ayakların seni uzaklaştıracak benden.İçindeki yaşama gücü seni alıp çok uzaklara çok Uzaklar a götürecek.Adımın anılmadığı çok uzaklara...


Unutma.
Ben yoksam zamanda yok.
Unutma.
Nasıl sensizliği ben yaratmadıysam,o zaman tadacağın bensizlikte benim eserim olmayacak....


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 10:39 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.