![]() |
Cennet ile Cehennem Arası Doğumdan ölüme, çileyi çeken bedenler Zengin fakir aynıdır, giderken giyilen kefenler Bir yanda rokfor peynir, kahvaltı edenler Diğer yanda çokçadır, bir çorba içebilenler Ruhların yaradılışı aynı, erkek yada dişi Taşırlar bakımlı yada bakımsız bedeni İş bilenin vardır yürü ya kulum diyeni Diğer yanda çokçadır, bir ekmek alabilenler Kimi der zekiyim, ah bir param olsa Yada zengin akrabamdan miras kalsa Aslında onunda olacak hakkıyla çalışsa Diğer yanda çokçadır, alnına ter düşmeyenler Nerde güzel görsek derinden ah çekeriz Tanrım özene bezene yaratmış deriz Güzellik yürekte, bedenimize baksak ona benzeriz Diğer yanda çokçadır, bedenini cehenneme itenler Bilmeyiz bir avuç toprak bedenin mayası Yaratılışta herkesin aynıdır hayası Cennetle cehennemin dünyadır aynası Diğer yanda çokçadır, aynaya arkadan bakanlar Cennet ile cehennem arası Dünyada yaşamaktır açıkçası Adalet ikisinin tam ortası Diğer yanda çokçadır, ölmeden cehennemi hak edenler Kim sorsa elhamdülillah Müslüman deriz Arkamızı döner kul, ya da yetim hakkı yeriz Vermeden almak Allah’ a mahsus bilmeyiz Diğer yanda çokçadır, Allah’a şirk koşanlar |
Cennet Kaçkını
Vaktiyle ben bir güzele vuruldum Namı Arnavut,adı Nihal idi.. Gece-gündüz bir resmine sarıldım Saçı güneş,kaşları hilal idi... Ak tenine giyinirdi akları Bir bakışı aç ederdi tokları Öyle tatlıydı ki o dudakları Şeker değil,şerbet değil,bal idi... Şimdi yokluğudur beni eriden Döğe-döğe şu bağrımı çürüden O masum,o Cennet kaçkını huriden Eziyet çekmek dahi helal idi... Hüsam der,dünyamda sana doymadım Aşka düştüm ana,baba saymadım Çok güzel gördüm ben senden caymadım Gelenler,gidenler hep hayal idi.... |
Cenneti Getir Bana
gözlerinin içinde cenneti görüyorum uzakta bir sokakta usulca yürüyorum gurbette hasretinle sevdanla yanıyorum cenneti görüyorum galiba ölüyorum ve sen yanımda yoksun Allah beni affetsin sen ne biçim bir dertsin seni çok seviyorum cenneti getir bana suyunu içir bana gönlünü geçir bana bak dayanamıyorum |
Cennetteki Cehennem
Ben seninle gelmem Nimetlerle dolu cennete bile Gitsem seninle cennete Sen cenneti bile Çevirirsin alev alev Yanan cehenneme |
Cesaretin Var mı
Ben gönlüme aldım seni, Hiç tereddüt etmeden bir dakika bile 'gider mi' diye düşünmeden Canımı, ömrümü kaybetmeyi göze alıyorum, 'acaba değer mi ? ' diye düşünmeden. Her günümü, her anımı seninle geçiriyorum Sessizce, delice Herkesten habersiz, Kimi zaman senden bile... *******im de senin, rüyalarımda, Hayallerim, ümitlerim de. Kalp atışlarım sevginle her dakika her saniye Bekliyor gelir mi, ararmı diye. Ben gönlüme aldım seni, Hiç tereddüt etmeden bir dakika bile 'gider mi' diye düşünmeden Canımı, ömrümü kaybetmeyi göze alıyorum, 'acaba değer mi ? ' diye düşünmeden. Meydan okuyorum şimdi sana, Cesaretin var mı? Yaşadığın bu aşkı haykırmaya, Yada en azından Seni Seviyorum diye bağırmaya... Cesaretin var mı unutmaya. Son noktayı koymaya. Bu kadar yalandan sonra Cesaretin varmı aynaya bakmaya... |
Cevapsız Sorular
Uykusuz *******in şafaklarına, Umutları sordum, cevap vermedi... Başıma küskün şu ak saçlarıma, Acıları sordum, cevap vermedi.. Yokluğunda içimdeki boşluğa, Sancıları sordum, cevap vermedi... |
Ceviz Ağacı
Başım köpük köpük bulut, İçim dışım deniz, Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane parkında, Budak budak, serham serham ihtiyar bir ceviz. Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında. Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane parkında, Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl. Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril. Koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil Yapraklarım ellerimdir tam yüz bin elim var, Yüz bin elle dokunurum sana, Istanbul'a. Yapraklarım gözlerimdir.Şaşarak bakarım. Yüz bin gözle seyrederim seni, Istanbul'u. Yüz bin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım. Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane parkında, Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında. |
Ceviz İle Sincabın Hikayesi I
Dağ ile yeksan olmuş şehirde Tarihle harmanlanmış insanlar yaşıyor sessizce. Bu şehirde evdeki bir sincap kafeste. Camdan sızan güneşe bakıyor her gündoğumunda. Bir zamanlar hür olduğu günleri anımsıyor, İçi burkuluyor ama nafile,kafeste birkere. rahat etsin diye yapılan koca kafes dar geliyor. Fındık,fıstığında tadı yok. Derken...birgün kafesin kapısı açılıyor kazara Gözleri ışıldamaya başlıyor önce. Kalbi deli gibi atıyor.işte fırsat!ne duruyorsun Atıyor kendini açık pencereden dışarı. Asfalta tutunamayıp kırılan tırnakları Umurunda bile değil ki. Telefon direkleri,elektrik telleri derken Çıkıyor bir zamanlar hür olduğu dağlara Ne kaçış ne büyük çabadır bu. Soluk soluğa.paniğin verdiği, özgürlüğün sevdiği yılmayan hırsla. Ne parçalanan tırnaklarından sızan kan, nede almakta zorlandığı nefesti derdi. Özgürdü artık,yaşasın hürriyet! Gördügü ilk ağaca tırmandı.zarif ti,naifti olmadı. İkinci ağaca tırmandı.çok büyük ve tırnaklarını acıtıyordu Üçüncü ağaca çıktı.önu istemeyecek kadar küstahtı. Dördüncü ağaca çıktı.dalları yardımcı yaprakları berbattı. Yuva yapacak birde kovuk vardı. Güneş batıyor ufuktan yavaşça, Yorgunluğunun farkına vardı usulca. Bir denemeye daha fırsat yoktu. Tırnaklarıysa fena sızlıyordu. Dişiliğinin verdiği güdüyle Yuva yaptı kovuğu bu tuhaf dürtüyle. Kuyruğunu yastık mısali kıvırıp, Başını üzerine koydu.üşümüyordu. Şehri aydınlatan ışıklara uzaktan bakıyordu nihayet. Maziyi ve kaçışını düşünüyordu Yavaş yavaş dalarken tatlı uykusuna. |
Ceviz İle Sincabın Hikayesi II
Ormanlarla kaplı alacalı dağa vuran güneşin ilk ışıkları Gözlerini kamaştırdı.oğuşturdu,oğuşturdu. Yuvasından çevreyi izledi uzun uzun. Her yer kuş sesiyle inliyordu. Birden yüreğini tarifsiz bir sevinç kapladı, Coşkusuna diyecek yoktu doğrusu.karnıda acıkmıştı. Ürküyordu yiyecek aramaya,yıllarca önüne konulmuştu. Çevresini kolaçan etmeye başladı yavaşça,aradı,taradı... Gökyüzündeki atmaca gözüne ilişti,korkusuda bir hayli pekişti. Mucize de bunun ardından hemen yetişti. Aman Allahım,biraz uzakta duran bir cevizdi. Açlığıda korkusuyla pek çelişti. İkinci kez gözleri parladı.atmacaya baktı,kuşlara baktı, Hatta uykusundaki gelinciği bile atlamadı. O cevizi mutlaka alacak!! Cevize gelince; Önceki fırtınaların birinde uzağa savrulmuş. Diğerleri kalmış,o!yinede savrulmuştu. Tilkinin biri koklayıp bırakmış, başka bir sincapsa kabuğu kıramamış vazgeçmişti. Ceviz öylece kalakalmıştı yapayalnız. Dönüş yoktu kararlıydı. O cevizi mutlaka alacak!! Birden fırlayarak koştu aşağı,aldı cevizi ağzına. Atmaca bile yetişemedi onun hızına! Tekrar kovuğundaydı cevizle birlikte.yaşasın!! Bir hamle,olmadı. İkinci hamle,buda olmadı. Biraz durup düşündü,taşındı. Bu ceviz başka ceviz diyerek. Nihayet zarif ve akıllıca yapılan üçüncü hamle geldi. Yaşasın!ceviz açıldı.sincap mutluydu,cevizde. Onun tadını sincaptan iyi kim bilebilir bu devirde. |
Ceylan Gözlüm
''-Unutsun! '' demişsin... Gözü Ceylan'ım, Şu mahzun tavrını, takışın neden? Demedim mi sana: ''-Fedadır canım.'' Kederli gözlerle, bakışın neden? Gördüğümden beri çektiğim çile, Sensiz *******im gelseydi dile, İçime koyduğun kızıl kor ile: Yüreğimi böyle, yakışın neden? Gözü Ceylan'ım, sen gittin gideli, Hicranla ödendi aşkın bedeli... Duysan'a diyorum: ''-Ey sevda seli,'' ''-Kanımın içine, akışın neden? '' Bir ışın demeti...Hışımla solup, Bir anda boşalıp, bir anda dolup, Beklenmedik anda, Yıldırım olup: Kalbimin içine, çakışın neden? |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:47 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.