![]() |
Kanamasın Yürekler
Senin bakışların uzun kar ışığı Yanıldım yıldızlara bakarken Bir kaç adım ötemde, Karanlık kuyuların kör bakışında Bir muhalif sestin duyulmayan. Gönüldür bu; Simli aynaların,dışarda havalanan uçakların Yürek uğultularıdır paralanan. Birlik önsözüdür; Yarım kalmış sayfalarımın. Tamamlanmak üzereydi Gönül uzlaşması, Bir virüs hainliği Çökertmek isterken atlasımı Koparılmak istendim Bin yıllık duygularımdan. Sen şeytandan ummasaydın Çıkış umudunu, Kapanırdı defterinde Ayrılık sayfaları. Ben kendime bile soramam Kimliğimi, Sana dokunur diye, İnsan olmanın erdemine sığınırken... Ayrılık tohumları senin bahçende Yeşerirken bir ağu gibi, Ehl-i Salip çarmıhlarına kandın. Bir çarpı çekilmiş vatanımın üstüne Çıngıraklı yılan itinasıyla. Ben oraları bilirim; Seninle aynı koğuşlarda Kaç şafak saydım. Senin burnun kanasa Ağlayan ben olurum Gülen eller, Tut bin yıllık ellerimi,soğumadan Kanamasın yürekler... |
Kapı
Durduk bir kapının önünde Sorduk anahtar kimde? Dediler:Anahtar cebinizde, Girebilmek için içeri Eğilip bükülsenize... |
Kara Bir Kurşun Gibiydi Gözleri
Yuvalarından start almış Kara bir kurşun gibiydi gözleri Bir sevda masalı anlatıyor Dilinden değil, Gözlerinden çıkan sözleri. Sönmemiş bir volkan gibiydi Gözleri, Bir mermi hızıyla düşer yüreklere, Silinmez izleri. Gözlerinden süzülen ışık değil Yıldız kümesi, Yakar gönülleri yakar Kara gözlerinden fışkıran Güneşin kızıl alevi. Bakışları bir aşkın ifadesi Seven gönülleri yakan Ateş değil Cehennem nefesi, Bir sevda masalı anlatıyor Dilinden değil, Gözlerinden çıkan sözleri, Yuvalarından start almış Kara bir kurşun gibiydi Gözleri... |
Karadeniz
Karadeniz saltanat kurmuş gönlümüze İnadına kanatıyor kalbimizi Üstümüze üstümüze geliyor dalgaları Beyaz köpükleri çıldırtıyor Ölümsüz bir sevdanın ak elleri gibi Karadeniz'in her dalgasında ayrı bir sevda Ayrı beste yükseliyor şarkılarında Karadeniz bin şarkıya bedel Sahillerini döven sevdasında Bazen ağlar gibi döküyor hüzün yağmurlarını Bazen gülüyor deryada bin gül gibi Bazen şahlanıyor bir küheylan gibi Karadeniz yaşıyor bizimle biz onunla Sonsuza dek sürecek Kara bir sevda gibi Ve Karadeniz uzanıyor gönlümüze Boylu boyunca Homurtularında doğurgan bir kadının Acı çığlıkları Poyrazın kaldırdığı eteklerinde Azgın bir kedinin dinleniyor Sahili döven tırmıkları Bazen yağmurlarla yatışan öfkesinden Bir fısıltı yükseliyor gökyüzüne Kısılan sesinde hüzzam bir şarkının Özlem nidaları Karadeniz uzanıyor gönlümüze Boylu boyunca Bir sevda toprağının Eteklerini sulayan gönül atlası gibi... |
Karakteri İstiklâl Olan Adamın Ülkesi
Ne yaptıysak üryan *******e Giydiremedik gündüzleri Aydınlanma çağında. Nasipsiz fakirler gibiydik Şarkın yalnızlığında. Yolumuzu yapanlar, Yolumuzun üstüne koymuşlardı Elbiselerimizi, Üstümüze uymayan Ya da birilerince lâyık görülmeyen. Mevsimlik terzilere havale olunurdu Ölçüsüz kesip biçen. Ne bir ayakkabı alabildik Zevkimize uygun, Ne de istediğimiz ölçülerde, Bir kez,verilenlerle yetinmeye Alışmıştık, Kul olduğumuz zamanlarda. Ulûfe ağız değiştirmişti Ne gerekiyorsa biz veririz Ne yapılacaksa biz yaparız Vaadiyle kandırılmaya... Kesmeye dayalı bir düzende Sıkıntılar önce ses keserek Aşılırdı, Sesini kesmeyenlerin Nafakalarına el uzatılırdı. 'Beraber yürürlerdi onlar karanlık yollarda Ve de yağan yağmurlarda', Halksız ve korkusuz. Bir oyundur bu; Biri iner,biri binerdi Tahteravalli oynar gibi Uygarların denetiminde. Karakteri 'İstiklâl' olan Adamın ülkesinde, Sömürgecilere temennah çakanların Onursuzluğu yaşanıyordu, Ulusal onurumuzun gölgesinde. Bayramlar yaşardık Otuz Ağustoslarda Ya da Yirmi Dokuz Ekimlerde, Gene nutuklar atılır Şiirler söylenir O büyük adama övgüler düzülürdü. Sahte timsah gözyaşları Dökerdik şehitlerimize. Bu da çıldırtırdı gerçek yurtseverleri. İşte batıya gidin dedi ya; Biz de onu yapıyoruz derlerdi Utanmaz yüzler. Oysa Batı'nın,onu terkedinde Gelin dediğini unuttururlardı. Çağdaş olmadan batılı olmak Neye yarardı... Ne yaptıysak üryan *******e Giydiremedik gündüzleri Aydınlanma çağında. Gidebilseydik eğer; İdealleri yönünde, Çağ atlamıştık şimdi Uygarlık yolunda.. |
Kardelenler Yırtar Karları
İpek şaldan aşk devşirip elinle Yüreğime nakış nakış işledin Sözcük sözcük bal damlayan dilinle Sevdaları şarkı yaptın gönlümde. Yüreğinden kayıp gitmiş derine Kutuplarda donmuş gibi sevgiler Umudunun kaybolmayan ferine Yakamozun aksi düşmüş gönlünde. Kapıldığın ırmakların seline Türkü türkü seslenirken gönlümden Mızrab oldu saçlarının teline Esiyorken aşk ateşi ömrümde. Acı olmuş tomurcuklar gözünde Hiç gitmiyor hüzün çökmüş yüzünden Kardelenler baş kaldırmış özünde Karlarını yırtıp çıkmış dağında. Sevgindeki sönmüş volkan külüne Bir kıvılcım sıçratmıştım gönlümden Gonca gonca açan sarı gülüne Talip oldum ağlıyorken gönlünde. |
Kayboldum Gözlerinde Bir Ummana Dalarken
Bakarken gözlerinin o derin ummanına Nehirleri andıran sellerine kapuıldım Yağmurlar çiselerken pencerenin camına Bir kuş olup konmuştum rahmetinle yıkandım. Yüreğinin alevi gözlerinde yanarken Gecenin mehtabında söndürür Ay-yıldızı Sevdanın şarkısını nağme nağme yaşarken Gönlünde parıldayan aşkımızın yaldızı. Gülüyorken gözlerin mutluluklar saçıyor Ferinde canlanırken yaşamın çiçekleri Çölleşen ırmakların yeniden yeşeriyor Gonca gonca açıyor yaşamının gülleri. Kayboldum gözlerinde bir ummana dalarken Toplansın tüm sevenler şarkımızı dinlesin Bir ney sesi derinden gözyaşında ağlarken Gönlümüzün telleri mızrabınla inlesin. |
Kaza Kurşunu
Öfken denizler kadar kabarık Bunu anlar yüreğim Sevda çılgın bir rüzgârdır Senin sahillerinde durur Melek yüreğinde bir serseri kurşun Terazinin kefesinden fırlar Billâh bir kaza kurşunudur İkimizin arasında vınlar Senin lime lime yüreğine Bir türbe gibi kuruldum Söyle bu sevgi mi dedin İşte ben bu sözünle vuruldum Yıldızlar söndü bu gece Ay inmedi denizlere Bir sarıgül ağladı gönlümde Gece çökerken içime Söyle medyumuna Çözsün bu nice bilmece Ne olur uzatma bu kırgınlığı Yalnızlık sensizlikten de âzâde Gönlüm bin kez pişmanlıktan da öte. |
Kimbilir Belki Unutacak
Bir bıraksam aşk tatile çıkacak Bahar rüzgârlarının ardı sıra Meçhul iklimlere uçacak Yeniden doğmak için yeniden ölecek Kimbilir belki de hiç doğmayacak Bir bıraksam taç yapraklarından Sicim sicim yağacak Gözlerindeki yalancı bakışlarda Yakamozlarda doğan bir aşk ağlayacak Kompartımanlara bölünmüş yüreğinde Arıyorum o saf aşkımızı Her basamakta başka bir ayak izi Her basamakta ruhsuz bir yalnızlık Yol geçen hanına dönmüş tahtında Boş bir koltuk Korkuyorum oturmaya Bir rüzgârla yıkılırım diye Bir bıraksam baykuş bakışlarda Uykusuz *******de tükenecek Bir bıraksam yalnızlığa Sahte aşklarda kaybolacak Çılgın bir rüzgâr gibi Issız ve karanlık sahillere vuracak Bir bıraksam aşk tatile çıkacak Bir bıraksam kimbilir Belki de unutacak Bir bıraksam dinozor aşkımız Fosillerde sonsuza dek ağlayacak Bir bıraksam Bir..... |
Koparma Kanatlarımı
İçimizde zamansız bir zaman Hiç durmadan çekiyor peşrevini Detone sevdamızın bozuk tellerine Ayrılık düşlerimizin burçlarından uzakta Kızıl gözlü bir baykuş gibi Seyrediyor halimizi Yakamozu sönecek bir gecenin Hayallerimizi bitirecek tan kızıllığında Dilimizin söylediği sözler Kelebeğin kanatları gibi yapışır toprağa Bu aşk yüreklerimize emanettir Elele tutuşamadığımız dünyamızda Ne fırtınalara dayandık biz seninle Ne depremler yaşadık birlikte Gecekondu bir sevgi değil bu Saraylar inşa ettik yüreklerimizde Nehirleri tersine akıtamam Nereye akarsa akar ırmaklar Benim sevgim denizler kadar engin Senin gönlüne sızıntısız akar Ben seni severken karanlıkta dolaşan Kara gölgeleri izlemeyeceğim artık *******ini seven kızıl gözlü baykuşların Sesine ses veren bakışlarını da Ben seni severken içinde sessiz gölgemi Üzerinde seni ürküten gözlerimi hissetmeyeceksin Bir kıskançlık anımın çığlıklarını Duymayacaksın kulaklarında Senden aldığım dünyanı Geri veriyorum sana Ruhunda mahpus bıraktığım özgürlüğünü de Ben sevgimin kanatlarında böyle de uçarım Hayalin yeter bana Ey sevgili Bir tek şey istiyorum senden Koparma kanatlarımı Sonsuza dek uçayım sana... |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 09:11 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.