www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Adult eski arşiv (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=376)
-   -   Zülfikar Yapar Kaleli (https://www.cakal.net/showthread.php?t=137768)

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:23 PM

*Veli De Bir, Deli de!
Eda kıvrak, naz ince
Şehir de bir, köy de bir!
Ecel donu giyince
Paşa da bir, bey de bir!

İnsanlar kısım kısım
Derdim var isim isim
Bitecek mi bu mevsim?
Aman da bir, oy da bir!

Parsellenmişse yürek
Ona hürriyet gerek
Ne umut var, ne erek
Kazançta bir, zay da bir!

Yazık değil mi yazık?
Heybede yoksa azık…
Kalbinde sicili bozuk
Bayan da bir, bay da bir!

Yiğit benzer volkana
Lüzum görmez kalkana
Pusulasız yelkene
Liman da bir; koy da bir!

Akıl ki ermiyorsa,
Kalp karar vermiyorsa
Göz iyi görmüyorsa
Yıldız da bir, ay da bir!

Lisan, lisan değilse
Lütf-ü asan değilse
İnsan, insan değilse
İnançta bir, soy da bir!

Konuştuğu dil haram
Hükümdara olmaz ram
Deliye her gün bayram
Düğünde bir; toy da bir!

Dostlar karardı ayım
Biliniz ki hastayım
Artık özge yastayım
Zarar da bir; fayda bir!

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:23 PM

*Yâ Rab, Yok Mu Elinde…
Bunca tevekkülün, bunca niyazın
Mükafatı görülmezse yanarım…
Hayrı yok babanın, ananın, kızın
Güle değer verilmezse yanarım…

Her taraf dinamit, mayın tarlası
Elinde sadece duanın hası
Baş koyulan bu iş ömür pahası
Şer defteri dürülmezse yanarım…

Deryalar yutuyor dere lığını
Enginler ne bilsin koyun sığını
Ana ki, bilmiyor analığını
Akıl, fikir derilmezse yanarım…

Babanın bir karış aklı havada
Kızının dimağı zikir,duada
Gönlüne bir sevgi,aşk, sevda yada
Duyarlılık örülmezse yanarım...

Büyüğü muamma, ufak bilmece
Hayatı tekdüze, afak bilmece
Gözünü açtığın şafak bilmece
Bilinmeze girilmezse yanarım…

Umarım Mevlâ’dan ola bir ışık
Ortam allak bullak, karmakarışık
Oğlan ne peşinde, kız kime aşık
Gerçek yere serilmezse yanarım…

Küfür ile ömür boyu savaşıp
Kovada boğulup, deryada coşup
Bütün zorlukların üstünden aşıp
Biraz sefa sürülmezse yanarım...

Herkeste bir hava, kendine övgü
Muhabbet başlayıp, bitmezse sövgü
Şu muhtaç olduğun, ölmüş şu sevgi
Doğrulmazsa, dirilmezse yanarım...

Muhtaç koyma kulu yaban ilinde
Kaleli el açmış, dua dilinde
Biraz huzur Yâ Rab, yok mu elinde
Mutlu sona erilmezse yanarım! !

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:23 PM

*Yasaklı Yürek
Her taraf kar boran, sislik dumanlık
Garip anam ağlar, Harşit ıslanır
Güneşi çaldılar, kalan karanlık
Harşit ıslanınca gönül uslanır.

Yüreğim yasaklı, yüreğim içli
Yıllardır, yılların dargını küsü
Ben sana tutsağım, muhabbet suçlu
Sultan sofrasının garip türküsü

İster bülbüle sor, istersen güle
Şafak güneşinin yolu olmuşum.
Ben mahkum, azadı yasaklı köle
Ben bende ben diye seni bulmuşum.

Susayıp bir yudum sevdalanmışken
Goncalar kurudu, umutlar bitti
Hayalleri sonsuzluğa salmışken
Arzular firari, güneşe gitti.

Bulutlardan göz yaşımı almışım
Gençliğimi doğmaz güne gömdüm ben
Umutları sonsuzluğa salmışım
Neden? Son muhabbet türküsü neden?

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:23 PM

*Yeter Bunca Beklemek…
Ayrılık göründü ufukta gülüm,
Çıldırmak zamanı! Çıldırmalısın...
Hasretin, özlemin yarısı ölüm!
Kaldırmak zamanı… Kaldırmalısın…

Ocak yanmasa da dumanın tüter
Derya kabul etmez, rüzgârlar iter
Senin bu talihin beterden beter!
Soldurmak zamanı, soldurmalısın…

Hangi nefis arzulamaz övgüyü
Hangi akıl kamil, hangisi iyi
Öz gönlüne nefes gibi sevgiyi
Doldurmak zamanı… Doldurmalısın…

Mazlumu sömürüp yutanlarını
Bol keseden nutuk atanlarını
Şu nefsin ayaklı şeytanlarını
Öldürmek zamanı...Öldürmelisin…

Derle gönlün çakar almazlarını
Topla demet demet solmazlarını
Talihin olmazsa olmazlarını
Oldurmak zamanı… Oldurmalısın…

Dosta yönelsin de bana el olsun
Yeter ki el etsin, sitem gel olsun
Lale olsun, sümbül olsun, gül olsun
Yoldurmaz zamanı, yoldurmalısın…

Gönle koyar ise dünya varını
Sabrı yoksa kayıp eder arını
Arzulara yitik sevdaların
Buldurmak zamanı, buldurmalısın…

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:23 PM

*Yılanlar Öç Dediler
Gölgemi toparladım, bedenime üşüştü
Çingene ipi çekti, yılanlar “öç” dediler!
Ak şafağı beklerken, göğün merkezi düştü
İsmail tekmil teslim, kurbanlık “koç” dediler!

Hüzün duvarlarıyla örülmüş gök engini
Kar altında kardelen, sevdadan “geç” dediler!
Hayatın sonbaharı kuşanmadan rengini
Yıldız yağmalanırken, kuzguna “seç” dediler!

Güneşin gölgesine kara yazı yazanlar
Resul’ün her buyruğu, başlar “taç” dediler!
Alevlenen gönülde kaynıyorken kazanlar
Kerem’in küllerini süpürsün “saç” dediler!

Kuzgunlar peşimizde, çakallara bayram var
Baykuşlar toplandılar, maziye “kaç” dediler!
Suyu göğe bağladım, bulutu yaptım duvar
Karanlık rahimlerin özrüne “baç” dediler!

Baykuşlar güneşlensin, yaşasın köstebekler
'Davranma sel götürsün, davranma hiç” dediler
Ak dedeler al torun, nineler çağrı bekler
Rahmet ol, şerri süpür, en büyük “suç” dediler!

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:23 PM

*Yıldızlama

Yarda seyrek sakal, yerde karınca
Derlemiş, denk etmiş azın azını
Tavukta hasretlik göğe varınca
Örselemiş keloğlanın kazını

Saksağana akıl verir kel karga
Saksafon methiye düzerken orga
Ayak basmayınca beyler. Kadırga
Ot bürümüş, ıtır örtmüş yüzünü

Kedi palazlanmış haram süt ile
Çakal yoldaş olmuş uyuz it ile
Kavgası var pirelerin bit ile
Kene var ki unutturmuş izini

Göle dadanınca ördek kaçığı
Karabataklarda döşün pöçüğü
Dikten dalar boynuzlunun küçüğü
Manda çalar aygır atın sazını

Cılız oğlak karıştırmış yuvayı
Akbabalar mesken tutmuş ovayı
Bu sene gömüye girmemiş ayı.
Tilki tutmaz olmuş han’ın sözünü

Semaya yükselir tül ince ince
Örümcek mahirce ağı örünce
Şivan düşer akreplere görünce
Yanılır, iğneler kendi dizini.

İtler ürer, keyfi olur kurtların
Yola çıksa ardı gelir dertlerin
Nefesi kesilir iki cırtların.
Üzerinde yırtar kaputbezini

Göğü kuzgunların göçü bürümüş
İzan sarp, yol yalın, yaya yürümüş
Harami kurtların içi çürümüş
Unutmuşlar haysiyetin yazını

Kartallar kargaya ömrünü sormuş
“Bu akıl işidir” cevabı almış
Altta köstebeği görünce dalmış
Kargaya vakfetmiş yürek közünü.

Martılar hamsiye hücum edende
Uykulu ayılar homurdar inde
Derler ki; “siper al, bir yere sin de.
Bir hamlede çıkar çaylak gözünü”

Kuyruğuna girmiş sivrisinekler
Bir tekmede sütü döker inekler
Bağımıza bağban olmuş dönekler
Yellozlar da çeker olmuş nazını

Çöplüğün arkası olunca yokuş
Çınarın dibine tuz döker baykuş
Haramzadeler ki, haremi alkış
Duyar hayat bulur, yazar tezini

Tazılar beğenmez körpe etini
Çullukçular arka tutar çetini!
Denilmedi daha sözün bütünü
İşte, söz yitirmiş sözün özünü

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:23 PM

*Yirmi Üçte Doğmuşum…
Bin dokuz yüz yirmi üçte doğmuşum
Sevgi olmuş, güneş gibi ağmışım
Zor şartlarda, karanlığı boğmuşum

Çiçekleri çimenleri dövmem ben
Eylülleri, mayısları sevmem ben

Hayat imtihanda, bıçak sırtında
Yüzümüz yüz olsun hakkın katında
Bir göz at çevreye,bir ses ver,tın da

Ağaları, paşaları övmem ben
Eylülleri, mayısları sevmem ben

Hayal tükenmişse ölüdür umut
Hayatın yegane gülüdür umut
Düşkünün parası, puludur umut

Menzil ırak, binek yorgun ivmem ben
Eylülleri, mayısları sevmem ben

İçte birlik olsa dağlar dayanmaz
Hastalar, ölüler, sağlar dayanmaz
Hoyratça yolmaya bağlar dayanmaz

Özümde yaraya süremezken em
Eylülleri, mayısları sevmem ben

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:23 PM

*Yolculuk! !
Islanmış tenine kurulmuş tuzak
Seller sükut etmiş, durulmuş gider.
Soğumuş bedeni, sevgiden uzak
Hasret beklemekten yorulmuş gider.

Arzu kabarınca kabına sığmaz
Dolunay vaktidir, yıldızlar doğmaz
Denizler tükenir, yağmurlar yağmaz
Sevdası toprakla karılmış gider.

Hasretler söylenmiş, sevgi anılmış
Hayalin gölgesi “tutku” sanılmış
Akıl serap görmüş, dimağ yorulmuş
Gönül bu görmeden vurulmuş gider.

Sevgi buharlaşır, yükselir yerden
Kavuşma arzusu belirir birden
Görmesi istenir, gözleri körden
Hiddetten yüreği yarılmış gider.

Gözler sürmelenir, yüzler aylaşır
Yanakta gül açar, kaşlar yaylaşır
İki dudak bir fincanı paylaşır
Küreksiz sandala kurulmuş gider.

Uzanmış yatağa boylu boyunca
Yüzünü kapatmış, arzu cayınca
Sitemler yollamış kendi huyunca
Tutunduğu daldan kırılmış gider.

Ak suyla yıkanmış, krem sürünmüş
Sükutu ar bilmiş, sessiz bürünmüş
Her hâl ayan olmuş, her hâl yerinmiş
Beyaz bir bornoza sarılmış gider.

Ağzına, gözüne pamuk koyulmuş
Biraz kaçık, biraz deli anılmış
Bu şekilde sevdiğine sunulmuş
Bütün dünyasına darılmış gider.

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:23 PM

*Yükümü Almışım!
Pervanesi kırık, dümeni bozuk
Yükümü almışım okyanustayım.
Gelene eyvallah, gidene yazık
Ben ben de eridim, halsiz, hastayım.

Zerresi hoşuma gitmez demedim
Nesnede alamet saklı muhakkak
Hamaset, hasiyet bitmez demedim
Sırrın körfezinde canlar var ak ak

Neden bunca elem, niye bunca naz
Naçarım, halimi sorma birtanem.
Bu sitemli bakış, gönülsüz niyaz.
Bu aciz kulunu yorma birtanem.

Gönül var okyanus, duygu var sırlı
Saygı var samimi durmayı bilmez…
Diller var dikenli, düşünce kirli
İnsan var, insana varmayı bilmez!

Anlatmaya yetmez, bu kelam noksan
Elbette, gayrette mürüvvet beştir…
Samimiyse sevgi, değilse yeksan
Hak yanında insan kudrete eştir

Hayallerim beni boşluğa iter
Arzularım döver, umut baç ister
Ateşim olmasın akıttığım ter
Yarabbi yanıltma, doğruyu göster

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:24 PM

*Yüreğim Yusuf’ça

Düğümledim bölük pörçük duygumu
Gülüm boğazıma ilmek atarken
Azatlığa konuk ettim kaygımı
Özge dilim hem pervasız, hem arken.

Gözyaşıma kilit vursam durur mu?
Bir bedende iki yürek vurur mu?
Bu bendeki cehennemlik gurur mu?
Yüreğim Yusuf’ça sessiz yatarken.

Bir söz derim bin pişmanlık süresi
Tokmak vursam çatlar arzın küresi
Müminin imanı, Türkün töresi
Mecalsizdim aşkın beni satarken

Kaç kere yalvardım kendi dilime
Gam bağında bohça verdi elime
Sırat-ı müstakim üzre halime
Gülle atıp, tankla topa tutarken.

Bağda filizlenen çınar kururken
Yüreğimde gökçe kösler vururken
Bu sevgiye layık olmak dururken
İsyan ettim kaygım beni yutarken


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 06:05 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.