![]() |
'Mudurnu Havasında...'
mudurnu havasında mis gibi kekik kokar hele kaplıcasında şifalı sular akar... eli bıçaklı yarim salkım saçaklı yarim güzeller başı olmuş çarpık bacaklı yarim... bağımda açtı leylak dalından uçtu leylek kız ben senin derdinden dolaştım aylak aylak... yüce dağın başında yavru bir maral gezer gönül yarin peşinde o yarda canım üzer... sular gibi durusun yar yüreğimin korusun yar kem gözlerin nazarından tanrım seni korusun yar... yare kına yakarım takıları takarım bana gelin gelince kuş sütüyle bakarım... bu dünyada ölüm var yardan bana zulüm var yol verin karlı dağlar bağda gonca gülüm var... sevdiğim bahar dalı yarim bana sevdalı aramıza girenler dikenli kara çalı... abdullah atay der ki; sen ölümlü bir kulsun sonu olan bir yolsun bu dünyada sev sevil yüreğin şifa bulsun.... Abdullah Atay |
'Mudurnu'nun Evleri...'
mudurnu’nun evleri tarihi birer müze gelince görürsünüz gerek yok fazla söze... yavru ceylan avlanmaz gönül yarsız eğlenmez mudurnu’nun kızları ‘bindallı’sız evlenmez... uslanmaz yaramaz gönlüm yerinde duramaz gönlüm nazlı yarin eller aldı o sana yaramaz gönlüm... fidan gibi boyu var ne de güzel huyu var benim güzel yarimin meleklerden soyu var... kar yağar ayaz olur her taraf beyaz olur geçme kapım önünden eller görür söz olur.. yaylaya varılacak bal kaymak karılacak bal kaymak karılınca nazlı yare verilecek... kuzusun kaybedince meler hep garip koyun yar gurbete gidince adımı garip koyun... gurbet yolu sapadır dağın ardı tepedir söylediğim maniler kulaklara küpedir... bindallı: düğün ve kınalarda giyilen yöresel bayan giysisi... Abdullah Atay |
'Mudurnu'nun Yiğidi...'
mudurnu’nun yiğidi atadandır öğüdü yar gurbete gidince yakar döker ağıdı... yarim güller suluyor sularken de dalıyor gonca güller yerine yaprakları yoluyor... yarin zülfü dolaşık bu gönül yare aşık nazlı yarim gelince uykuyla aram açık... yarimde bin bir eda o yare canlar feda deli gönlüm yüzünden başımdan gitmez sevda.. . yarim baharın dalı yarsız gönül bir deli beni baştan çıkaran yarimin şakrak dili... karanfil ocak ocak topladım kucak kucak bu sevdamızın sonu bilmem ki ne olacak.. yarimin odasında suyla dolu kovalar gönül yar sevdasında güzelleri kovalar... a benim nazlı yarim çorbası tuzlu yarim düğünümüz tez olsun davullu sazlı yarim... Abdullah Atay |
'Mudurnu'nun Bağları...'
mudurnu’nun bağları yemyeşildir dağları yari güzel olanın geçmez gençlik çağları... susuz dere çağlamaz gönül yarsız olamaz sevdiği güzel olan hep güler hiç ağlamaz... bağda gülün sarısı hoş kokuyor doğrusu ben yare kavuşunca geçti yürek ağrısı... değirmenin suyu yok önünde de kuyu yok benim nazlı yarimin hiçbir kötü huyu yok... bahçelerde gazelim kaç gel bana güzelim zalim anan duymadan vuslat bağın gezelim... değirmenin taşları su akınca dönüyor yüreğim ataşları yar bakınca sönüyor... gergef bezeten güzel gönlüm azıtan güzel iğnesinin gözünden beni gözeten güzel... gülüm var burcu burcu sevgidir gönlün harcı milletimizin vardır ata’ya vefa borcu... Abdullah Atay |
'Mudurnu Şirin İlçe...'
mudurnu şirin ilçe dostluk sohbet iç içe gönlünüz bayram eder siz buraya gelince... dağların başı kardır gönülün aşı yardır gizli sevda çekenin dünyada işi zordur... dağda ceylan meleşir yar sinemde eğleşir yardan ayrı gönüller garip garip ağlaşır... evlerinin önü kar göyneğinin yeni dar ay battı şafak attı çok beklettin beni yar... bağda üzüm yayarlar bir de tek tek sayarlar çirkinleri değil de güzelleri soyarlar... yarin allı fistanı gül kokuyor mis teni başkasına bakarsam kör bıçakla kes beni... yarim göynek yıkıyor yıkarken de sıkıyor çok bekledim gelmedi o yar canım sıkıyor... abdullah atay der ki; garibin ahın alma yetim hakkını çalma atatürk’ün yolunda hep yüksel,hiç alçalma... Abdullah Atay |
'Bağ Yanında Bahçalar'
evinin önü duvar feryadım kurt kuş duyar bir zalimin yüzünden gezerim diyar diyar... şu dağın ardı kayın duyun dostlarım duyun bugün yarim geliyor cümle aleme yayın... gülün bağına girip öter bülbülüm garip bu dünyadan göç eyler güle canını verip... yar bağında üzüm var üzümünde gözüm var haber verin yarime ona bir çift sözüm var... bağ yanında bahçalar yar yanımda saz çalar çaldıkça da göğsünde çözülüyor kopçalar... zalimdir acı gurbet sabret yüreğim sabret yardan haber gelince geçer bu sancı elbet... bu ayrılık zor oldu yandı yürek kor oldu her dertten yıkılmazdım sebebim o yar oldu... bahçelerde zerdali çiçek açmış her dali bu benim deli gönlüm nazlı yere sevdali... dağda ceylan meliyor sesi yürek deliyor sus artık deli gönlüm yar bu gece geliyor... Abdullah Atay |
'Dallarda Serçe Gönlüm...'
vakitsiz gül derilmez boşa gönül verilmez sinemdeki bu yara yar gelmezse sarılmaz... kekliğim seker gider gözyaşı döker gider yari güzel olana her gece şeker gider... evinin önü ceviz aramızda var deniz çirkinleri oynatıp güzelleri severiz... bağa güller dikerim güle şerbet dökerim nazlı yarin peşinde nice diller dökerim... alnımdaki yazı yar yüreğimde sızı yar seni çok sevdiğimi sen gönlüne kazı yar... dallarda serçe gönlüm dillerde sırça gönlüm bu ayrılık yüzünden şimdi binparça gönlüm kahveyi kaynatırlar fincanda eğletirler mudurnu’nun gençleri güzeli oynatırlar... yar peçeni aç da gel al bohçanı kaç da gel yoluna güller döktüm gece saat üçde gel... yüksek yüksek tepeler üstüne kar sepeler sevgi dostluk bilene açılır hep kapılar... Abdullah Atay |
'Gülüm Var Evlek Evlek...'
yar peçeni aç da gel al bohçanı kaç da gel yoluna güller döktüm gece saat üç de gel... tabağımda üzüm yok el kızında gözüm yok yarim bana darıldı barışmaya yüzüm yok bu ellerin kızları sürmelidir gözleri hiç akıldan çıkar mı yarin tatlı sözleri... bahçelerde darı var yüreğimin koru var neden hala gelmedin herkesin bir yari var... yardan ayrılan yiğit eline alır kağıt kağıdın üzerine yazar döker hep ağıt... bahçelerde gül biter dalında bülbül öter sılaya dön sevdiğim ayrılık artık yeter... . gülüm var evlek evlek üstüne konar leylek yarimi eller aldı gülmedi bana felek... dağda yayılır koyun soyun sevdiğim soyun seveceksen candan sev sevene olmaz oyun... bir yar sevdim dillice eli yüzü bellice mudurnu bekarları kız alır bir pilice... Abdullah Atay |
'Kiraz Dolu Bahçalar...'
kiraz dolu bahçalar ben söylerim yar çalar yarim küsmüş gidiyor elinde de bohça var... evinin önü dere selam söyleyin yare yare neler veririm geliverse bir kere... gönül bağım virane gonca gül dermeyince garip gönlüm divane sevdiğim gelmeyince... badeleri iç de gel al bohçanı kaç da gel el ayak çekilince gece saat üç de gel... bağda bülbül ötmüyor gonca gül dermeyince yangınlarım bitmiyor nazlı yar gelmeyince... bal kaymağı karayım nazlı yare varayım bu dünyada gülmedim neden bahtı karayım... kışlar geçer yaz geçer sevdiğine naz geçer nazlı yar da olmasa bu ten candan vaz geçer... evinin önü bostan haber gelmedi dosttan yar gurbette olunca gönül kurtulmaz yastan.. gönül verdim zalime acımıyor halime yeter ki yarim olsun giderim ben ölüme... Abdullah Atay |
'Yarim Giymiş Karalar...'
bahar geçer yaz geçmez gönül yardan vazgeçmez yarin gönlü var ama anasına söz geçmez... yarim giymiş karalar yüreğimi yaralar düğünümüz tez olsun takılacak liralar... on ikiye on kala halıları ser yola senin gibi bir güzel nasip olmaz her kula... anam bacım baştacım yarsa gönül ilacım dünya benim olsa da onlara ben muhtacım yar gönlünü tart da gel kapıları ört de gel zalım anan duymasın gece saat dört de gel... çeşme önü taşlıdır yarim kalem kaşlıdır yardan ayrı kalanın iki gözü yaşlıdır... dağda yayılır koyun soyun sevdiğim soyun seveceksen candan seven sevene olmaz oyun... gülüm var ocak ocak mis kokar köşe bucak senden başka yarim yok açıver bana kucak... Abdullah Atay |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 01:59 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.