www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Edebiyat (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=268)
-   -   Nisan Serap Muratoğlu (https://www.cakal.net/showthread.php?t=145017)

GooD aNd EvıL 05-02-2009 10:43 AM

Buhur






*Tanrı kanatlarını düşürdü üzerime Naci Kasapoğlu




Ateş sıçrayınca göğe
Kutsal bakışlar
Meryem’in sancılarında
İhtirasla tükettiler nesillerini

Kora döndü yerküre
Cehennem katilleri
İnancın gölgesinde
Bağışlanan acıları öldürdüler…

Ve eski fotoğrafların külleri
Ağıt gibi savruldu yüzüme
Gözlerimde nilüfer izleri
Dudaklarımda soyunan karanfiller

Yazgımın tanığı
Güneş çocuklarının avuçlarında
Terleyen kan
Anısız aşkın kederiyle övündü

Öfkemin kalabalığından habersiz
Suyu öpen kardelen
Işığın büyüsüyle
Çoğaldı bedenimde

Güzelliği terk etti
Kristal harfler
Ve izlerini sürdüler
Islak yeleli tümcelerin

Çırpınan yalnızlığıyla
Dingin uykuyu özleyen
Geceyle sevişirken ay
Ölümün gölgesine bağışladım rüyamı

Buhurla yeşeren vicdanın
Köklerini besledi utanç yaşlarım
Yaprağın kırılan sesiyle
*Tanrı kanatlarını düşürdü üzerime

GooD aNd EvıL 05-02-2009 10:43 AM

Bukağı

Bir kış, bir yaz değmeden birbirine geçiyor, ömürler.

Aynalarda çekilen sürmeler yorgun, ayna yorgun…
Şehir yorgun, şehirli yorgun…

Gün kavuşurken geceye; hayat yorgun,
yalnızlık yorgun…

İnsan yorgun! …

Kimseden kalmıyor, kimseye hatıraların başucu kandili misali, ışığı ve sıcaklığı…
Kalmıyor, sevdalara adanan rüyalar, sabahlara…

Unuttuk…Unutulduk! ...

Güneşi doğuda unuttuk! Güneşe yürüyecektik oysa…
Öz yanacaktı göğsümüzde köz, Anadolu…

Yediverenlerin gölgesinde, kınalı elleriyle toprağı yoğuran anamızı, unuttuk!
Oyalı yemenisine kar düşen gelinin içli türkülerini, unuttuk!

Ker*** duvarlarında demlenen tarhana kokusunu,
Saman doldurulan sedirde o tatlı huzuru…

Ceylan gözlü eşeklere yükleyip bereketi,
Kasaba yolunda inceden sarıp da tütünü dinlenirken, umut etmeyi unuttuk! ...

Dağlarda kardelenleri, su başında serinlemeyi kuşluk vakti
Omuzunda sazıyla, ozanları..

Dökülüp giderken Kızılırmak boyu
Dönüp de gelmeyi gurbetten, unuttuk!

En çok!
En çok da “Adiloş bebe” seni unuttuk!

Ceylan derili koltuklara, devlet babaya emanet ettik! Seni…

Dön yüzünü “adiloş bebe” dön
Biz, unuttuk yüzümüzü…

Gelmiyoruz göz göze
Dokunmuyor gölgelerimiz birbirine
Duymuyoruz seslerimizi!

Çerkezliğimizi, Lazlığımızı, Boşnaklığımızı, Dadaşlığımızı, Kürtlüğümüzü,
Türklüğümüzü, insanlığımızı, unuttuk!

Bukağı vuruldu bize!

“Adiloş bebe”

Dön yüzünü, yüzüne
Dön yüzünü, toprağın yüzüne
Dön! ...

GooD aNd EvıL 05-02-2009 10:43 AM

Bulutları Tutuklu Nisan

Kalbimle girdiğim
Ve her seferinde yenildiğim
Bir savaştı aşk.../

“Aradığınız aboneye şu an ulaşılamıyor
daha sonra tekrar deneyin”

Haklıydı
Hiç ulaşılmamıştı aşka..

Hangi mavi gezegenlerde
Eros’un okuyla uçuyordu
Şimdi aşk

Kim bilir...

Düşünmek geçiyor
Düşlemek uzak şehir
Yalnızlıklarıyla

Bana rüzgarı anlatma demiştim
Parkların dallarına astığımız
Yıldızlar üşüdükçe
Ürperen teninden
Anlardım gitmek istediğini..

Ayrılıkları biriktiriyor
Göğüme bağımlı bulutlar...

Çırılçıplak
Soyunmalıyım

Çırılçıplak...

Derime aklamalı
Sulusepken yasaklar

Kalbime bakmalı
Hiç açılmamış bir mektup gibi

Öyle bakmalı ki
Aşkın oluklarından
Taşmalı seslerini yükselte yükselte
H a r f l e r i m

Serkeş bir rüzgara
Aldanıp dağıldı bulutlar

Okunmadı
Hiç açılmadığı gibi

Yağmuru tutuklu
Nisan’ım

İçine kapalı
Kendine ağlayan
Bir mektup..

Rüzgara küsmedim
Buluta küsmedim
Aşka da

Nasıl bir
Coğrafyaysa hayat
Yenik düşen düşlerimle

Sesini sesime gömen
Alın yazımın baş tacı

Kendi sessizliğinde
Aralanan her kapıda
Islak gözlerimde
Buluşan harflerimle

Kayboluyorum.

GooD aNd EvıL 05-02-2009 10:43 AM

Buruk Hayat...

Kadehlerin ardına savrulmuşuz
Bir yudum, bir yudum daha serilmişiz anılara

Kahır *******ine dem vurup
Susunluklar arasında yok olmuşuz

Neydi bu koçum! ...Neydi!

Hayatın bir kadehlik
Kırmızı şarap tatında ki buruk yanı...

Sırça köşklerden geri kalmışız
Esbap da tanımaz olmuş bizi...

Kimliğimizi bırakmışız en işlek karakolda
Bir tek iç cebimiz kalmış hatrı sayılmayan

Ver bir yudum daha koçum!
Köşede ki meyhaneyi bilirim nasılsa

Adi herif! Kandırır milleti, karıştırır rakıya hayayı
Düştük nasılsa ocağına ya! ..Bir yudumuna konarız elbet

Neydi bu koçum! ...Neydi!

Doğuşların ardında ki ölümlerimiz
Biz emmemiş miyiz anamızın memesini
Helaldi koçum emdiğimiz ak süt helaldi! ...

Arsız olmadık hayata, bağlandık sevdayla
Kör oldu iki göz bir yürek ki tam şuramda!

Meğer koçum! ...Meğer!

Felek çembere alırmış bizi görememişiz
Ne sevdam kaldı! ...Ne emeğim! ..
Ceset bile olamıyorum ya, ne garip hayat bu

Gülme be koçum! Gülme

Yarasa gibiyim gecenin kanını emen
Kuytular da rastlıyor gibiyim azraile
Umduğu gibi çıkmıyorum ya, o bile vazgeçiyor benden

Neydi bu koçum! ...Neydi!

Hayatın kırmızı şarap tadında ki burukluğu neydi! ....

GooD aNd EvıL 05-02-2009 10:44 AM

Butlan

Gölgeme çöken
Üvey gecenin kasvetiyle
Çırpınan şehir
Anlıyor beni

Kırlangıçların
Hüzün şarkısını fısıldayan
Rüzgarın büyüsü

Ellerimde soyunan
Bir roman
Anlıyor

Trafik ışıklarında yüzüme
Acımasız kırmızının
Yansımasıyla
Tedirgin bekleyişim

Eksildikçe
Yerine koyduğum
Herevelazımlar
Anlıyor

Kaçışlarıma bahanem
Kırılan topuğumun
Sızlanışı

Sokak lambasına
İşemekten haz alan
O haylaz kedi
Anlıyor

Güvenilmiş yalanların
Altında ezilen yüzler

Sesimde kısılan
Alınganlığım
Anlıyor beni

Kopçası kopan sütyenimin
Zavallı göğüslerimi özgür bırakmasıyla
Ödüllendirdiğim
Hayat
Anlıyor

Bir serçenin
Yokluk penceresine
Döktüğü yaşlarla
Karanlıklar prensinin
Ön sevişmesinde
Soğukluyla anılan
Ölüm

Ve bir de sen

Anlıyorsunuz beni
Ama yanlış
Anlıyorsunuz sevgilim…

GooD aNd EvıL 05-02-2009 10:44 AM

Büyük Saat Paramparça

Ölü

Ölüm

Ölümlü

Yüz

/

titriyor ışıkları gecenin

yarılıyor gövdeler

düğüm düğüm gölgeler

uçurumun kıyısında uyanıyor

/

şıngır şıngır karışıyor

deminde buğulanan

üç göz

ve

an söz

iyilik ve kötülük

ve iyilik kötülük

yordu(lar)

küstah bir oyun

yoruldu(lar)

hayatın sırtında

/

panayır kurulu

memelerinde diş izleriyle

çorapsız

yalın

ve ayak

durdu gecenin omuzunda

dilinde dondu hayat

/

yağmur kesildi

buluttan

umuttan çıktı bir kıvılcım

yarı gün

yarı ay

kim bilir kaç ömrün gürültüsüyle

yandı tarih

/

dinliyoruz

kulaklarımızda asılı yıldızlar

intihar bekçisi

bir kaç zebaniyle

gözlerimizde

meteorlar

yüzümüz soğuyor

sevişme sonrası

duyuyoruz

SENİ SEVİYORUM

bana HATANI bağışla

/

büyük saat paramparça

endülüs'e sığınıyor

ve soğuyor özümüz

aç parantez

sevgi yok

kapa parantez

ölümlüyüz...

GooD aNd EvıL 05-02-2009 10:44 AM

Büyüktü Dünya

Akbaba'nın gölgesi
Vuruyordu mavzerlere

Korktu çocuk!

Solgun ve baygındı
Hanimeli ile küstümotu
Savaşa gidişin rehaveti vardı

Masumdular

Barıştan çıkış kehanetiyle
Cehenneme savruldular

Kızıldı karanfilin yüzü
Gecenin yüzü hep hüzündü

Şahlanan atlar bir de
Kırmızı karıncalardı, düzlükte koşan

Büyüktü dünya,
Onlarsa....

GooD aNd EvıL 05-02-2009 10:45 AM

Büyülü İntihar






kızıl yeleli atların
lâl sesleriyle
geçtim
…/zamana tutsak
mesafeleri

şehirlerden yüklendiğim, ad’lar
ilkgün ışığımdı
gövdesinde yaşamın

inandım
çoğalan hücrelerime
kor gibi düşseler de
inandım

soyağacımın köklerine sarılır gibi
sarıldım
…/ sanrılı hayata ve ad’lara

uzağımda saklı gölgeleri
ellerimin karanlığa
yenilmesiyle
buldum

kırgın ve yalnız gecede
ay sevişmesine imrenen
ateşli dudakların
bulutlu evine
savruldum

soğudu tenim
belleğim

gözlerimin ıssızlığında
hızla yağdım aşk’a
…/ yüzümde heyelan

uzaklara sürülen mavilerimle
eskiyen ad’ların
büyülü intiharına
eşlik eden çan sesiyle
karışıyorum
toprağa

ölüm
şaka yapıyor olsa gerek
hayatsa …/
bir o kadar ciddi

GooD aNd EvıL 05-02-2009 10:45 AM

Cam Mavi






Anılar atlasında
Ret edilmiş coğrafyanın hikayesidir
Eskil harflerle kader diye
Annemin yırtığı çarşafa
Yazılan

Jilet kesiğidir cam mavide saklı
Sarışın hüznüm

Hayat açlığıyla yutkunan
Cüzzamlı şiir saçağında
Yaşamak ölümü

Derilerimin serpildiği mevsimlerde
Işık cinayetleriyle
Karanlığa gömülü zevkler
Dökülür kangren
Bedenimden

Anlarım
Belleğimin tuzak
Sevişlerini

Anlarım
Sevgilinin gözlerinde
Eskiyen yüzümü

Acıyarak süzülür
Bükülerek
Büyüyerek
Büyüleyerek
Ağzımın koyağında
Gizlediğim notalar

Şarkım söylenmez
Cam mavide saklı
Sarışın hüznüm

Sicimlerle bağlı tabularıyla
İncelir babamın bıyıkları
Ve ekmek düşüyle terine konan
Martılar firar eder
Avuçlarından

Ah! Baba
Kabuğumu yalama

GooD aNd EvıL 05-02-2009 10:45 AM

Can






… bilmiyordum ayın arka yüzünün
yaralı olduğunu
kanarmış meğer
karanlığa yıldızlarla…

saatin kaç olduğunun
ne önemi var

kan fideleri ekilen
toprak ağlarken
gök ağlamaz mı

kuzeyden güneye
doğudan batıya
epriyen eller

kaç kilometre sonra
nereye varılacağının
ne önemi var

paslı yolculuk izlerini
örtemedi
o asi
rüzgar

… biliyorum ay
kangrendir artık
yıldızlar bahane
ilk evimiz karanlık

hangi yüzyıl
olduğunun
ne önemi var

dalgalarla yarılan
denizin sesine karışan
ölü inlemeleriyle
CAN çekilirken cihandan!


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 05:57 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.