|
Ebedi Karanlık
Konuşma benimle, sus artık Zebaniler çağırıyor uzaktan Yaşam denen şu sarp yoldan Çıkıyorum artık bayram edin Şekeri alınmış çocuk misali Ağlıyordum *******i sessizce Hayat ta denen bu işkenceden Kurtuluyorum artık sevinin Seviyorum diye aldatıldığım Bekliyorum diye yalvardığım Kızınca kovamadıklarım oldu Şimdi susun, haberleri izleyin Hayat sonu gül bahçeleri içinde Olur da bir huri gelir, gelmesin Hiç yoksa orda yalnızlık isterim Beyaz bir kefen ile huzur isterim |
Elveda
Elveda, bu son vapur gidiyorum Umutlarımı martılara bıraktım Sandallarında iplerini çözdüm Gidiyorum tek başıma uzaklara Ağlamak dahi gelmiyor içimden Korku var bende anlayamadığım Beklide seni yalnız bırakmaktan Dönemem artık geriye, elveda Kısa bir aşk şarkısıydı bizimkisi Ozanların ağıtlarıyla bitmemeliydi Ben istemedim gitmeyi aslında Bileti bana sen aldın. Elveda… Güven sana bıraktığım hatıralara Onlar seni ben olmasam da korur Sakın bakma ardımdan dönmem Elveda bahar yüzlü zalim yar |
Elveda İstanbul
Ağlama mahsun yüreğim Bilemediler seni sevmeyi Sakın hüzünlenme inat et Ben ağlarım hiç susmadan Basıp geçtiler tam üzerine Sevgiyi nedir bilmeyenler Gün gelecek güleceksin Ben ağıt yakarın gidenlere Delice sevmiştim halbuki Şiirlerime dahi almıştım onu Hatta sadece ona yazmıştım Ağlama yüreğim sus ne olur Bir senmi terkedildin sanki Bir senimi kandırdı bu felek Güçlü ol intikamını ben alırım Hemde destansı bir intikam Tüm İstanbul kan kokacak Elimde bir şarap şişesiyle Ben belki göçerim bu diyardan Sen hatırlanacaksın her an İstanbul beni al sadece beni Dokunma sakın saf ruhuma Sana söz veriyorum İstanbul Sevgililerin sana kalacak Sokaklarında kanım akacak Bir elveda şiiri olsun benden Sana ve biten umutlarıma Bitirilen masum umutlarıma Elveda İstanbul unutma beni |
Ermeni İti (Mikdat Bal'ın 'Bırakınız Zırvalasın' Adlı Şiirine)
Sen kim yazar olmak kim Elindeki lolipop değil kalem Okuyan sübyan değil adam Burası gavuristan değil vatan Ermeniye de destek verdin Sen Türk evladı değilmisin Aklınca entel olmaya çaban Uğraş bakalım bir gün kazanacan Mikdat'ım yazdı okumadınmı Zırvaladığını hala anlamadınmı Biz bu vatanın evladıyız tanımadın Soyum Türk'dür dinim İslam Bizim soyumuz belli ezelden Börteçinede benim ceddimden Ermeni itleri varya bizi katleden Sana yemek olarak kemik veren Savun bakalım soysuzların soyunu Firavunu savunsan alırdın oyumu Mehmedimi şehit edeni savundun Benden oy yerine bir şamar kazadın Mikdat'ım sen konuş dinleyenin var Bu ülkede zırvalayanlar da yazar Ama sen dinlenirsin onlar bakar Onlar benden ancak 'Afkuru' kapar |
Eski Güzellikler
Nerede o eski güzellikler Baharda uçuşan kelebekler Eşsiz kokusu olan güller Hani nerde kim sakladı Baharın güzelliği başkaydı Aşk ile çırpınan gönüller Rengarenk açan çiçekler Hani nerde kim sakladı Yazları neşeli olurdu herkes Denize gider yüzerdik Çeşit çeşit meyveler olurdu Hani nerde kim sakladı Son bahar aşk mevsimiydi Yapraklar başka bir güzel Hafif bir soğuk olurdu Hani nerde kim sakladı Hasat zamanı kışa hazırlık İki misli çalışırdı herkes İsyan yoktu sadece azim vardı Hani nerde kim sakladı Kış gelirdi beyaz gelinlikle Göz kamaşırdı o güzellikle Kestane olurdu soba üzerinde Hani nerde kim sakladı Yok o eski güzellikler kalmadı Sanki birisi onları bizden sakladı Ama saklamakta bence haklı Hak etmedik ki biz onları |
Eskiyi Attım
Bak hayata tekme attım Neşemi sende bıraktım Anıları çöpe attım Tüm resimlerini yaktım Sabahlara sitem yaptım Geceyi kardeşim saydım Şimdi ben yanlız kaldım Sahte bir sevdaya kandım |
Ey Güzel!
Ey temiz kalpli dilber! Sen beni hiç sevmez misin? Sahteleri bırak desem bırakıp bana gelmez misin? Ey siyah gözlü dilber! Sen bana hiç bakmaz mısın? Sana şiir ile seslensem kalbini bana açmaz mısın? Ey kiraz dudaklı dilber! sen beni hiç duymaz mısın? Sana sevgimi haykırmadan gözlerimden görmez misin? Ey huri yüzlü dilber! Sen beni hiç bilmez misin? Ağaçta ki bülbülden bahçedeki gülden anlamaz mısın? Ey bahar kokulu dilber! Sen beni hiç aramaz mısın? Sokakta ki dilenciden Sağır Sultan'dan sormaz mısın? Ey ipek saçlı dilber! Sen beni hiç sevmez misin? *******in rüyanda benim ile dans etmez misin? Ey pamuk elli dilber! Sen bana hiç gülmez misin? Yalan aşklardan usanıp sarayıma kaçmaz mısın? Ey tatlı sözlü dilber! Sen bana hiç gelmez misin? Şu üç günlük hayatta benim kadınım olmaz mısın? Ey sıcak ruhlu dilber! Sen bana hiç yazmaz mısın? Yolladığım nameleri mum ışığın da okumaz mısın? Ey kalem kaşlı dilber! Sen bana hiç koşmaz mısın? Aşkın cennet bahçesinde kor olupta yanmaz mısın? Ey zarif belli dilber! Sen bana hiç acımaz mısın? Gözyaşımı görünce al mendilin ile silmez misin? Ey fidan boylu dilber! Sen beni hiç anmaz mısın? *******i yatmadan bana selam yollamaz mısın? Ey pembe yanaklı dilber! Sen beni hiç görmez misin? İnsanların kelamı olmadan şarkılardan duymaz mısın? Ey benim olmayan dilber! Bu deli kim sormaz mısın? Siyahii'nin sözlerinden hiç kendini duymaz mısın? |
Fakirlik Sebebim
Umutlarım kayboldu sisli bir gecede Onları arıyorum şimdi her hecede Hatta bazende afacan bir bilmecede Birde ulu Mevlama yaptığım secdede Gözyaşlarım kayboldu sahipsiz sözlerde Ellerim tutmaz oldu sahte gülüşlerde Kendimi arıyorum şimdi meyhanede Bazende kuytu ve karanlık köşelerde Gülüşüm kayıplarda çalındı belkide Sitem ettim kahpece düşüncelerimde Kavga ettim denizle martı seslerinde Çalanlara lanet ettim şiirlerimde |
Fatih'in Gelini
Mehter takımı yaklaşıyor Sesleri dağları titretiyor Heybetleri düşmanı korkutuyor Bahadırlara güç veriyor Önde padişah Sultan Mehmed Arkada aslan parçası yiğitler Dillerinde tekbir,Allah-u Ekber Konstantinapolise ilerliyorlar Sultanımın yanında sancaklar var Birinde Kelime-i Şehadet yazıyor Birinde Kelime-i Tevhid parlıyor Birde al bezde ak hilaller var Tarihin akışı değişiyor ellerinde Artık adıda değişti İstanbul oldu Sus be artık gafil Bizanslı yeter İstanbul artık Müslüman oldu İstanbul Fatih'e aşıktı ve kavuştu Bırakmaz artık onu ve torunlarını Fatih bize bir gelin gibi bıraktı onu Biz onu bir ana bir bacı gibi koruduk |
Fatih'in Mekanı
Güzelliği karmaşasında saklı Fethini Peygamber müjdeledi Herkes dünyaya hükmeder İstanbul'a sadece Türkler Genç bir kız misali zarif Fatihi gibi kuvvetli Bir şehir düşünün heybetli İstanbul'u düşünün usulca Kulak verin altın boynuza İyi dinleyin ezan seslerini Her yanı buram buram tarih İstanbul bu Fatih'in mekanı |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:04 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.