![]() |
Yalnızlıklar Piano Piano
akdenizde bir şehir kalabalık gibi kum tanelerinin içinde gömülüdür yalnızlar opera aspendos'da aşk şarkılarının çığlıkları belki eylüldeyiz terklerin çoğaldığı anlardayken aşıklar hani der ya Alpay şarkısında 'Eylülde gel' diye seslenir ya Akdeniz kokar ya yanık şarkısında dalar ya gözler ıraklara kadınlardır terkedilen ateşli sokaklarda danseder ya Carmen Granada'da öbür ucundaki operada Akdeniz'in yalnızlar operası yazılmadı daha bu ucundan öbür ucuna aşk sarhoşu kadınların esen gönüllerde esmer tenli keskin bakışlı adamların aşk sokaklarındaki sardunyalı camlarında artık kış sevişmeyen kadınların sevişmeyen adamların yazılmamış opera da kalan notalarında parmak uçlarındaki dokunuşlar aryalarında yalnızlıklar piano piano 08.01.2004 Nevin Kalafatoğlu |
Yanıtlamalar 1
siyah bir gül koklamaya kıyılamayan ******* gibi deniz *******inin rengi mordu son lacivertin son cizgisi insanlığımın muhasebesi yükledim tüm gelgitlerimi sorguladım yanlışlarımı ayıkladım midye kabukları gibi siyahtı içi sedef gönlüm gibi dünyanın kirini aldı çeperim gözümde son pırıltıları ferin görmesin gözlerim sonsuzluğunu kara deliklerin yüzümü verdim aya ışığını aldım ışıklarımı özledim bir zamandır karanlıklarda güneşsiz kaldım dedim bitti mi dünya bittimi... ı Nevin Kalafatoğlu |
Yansımalar 1
Aynadaki suretimde Seni gördüm dün gece Ellerin ellerim olmuştu Ellerim ellerin... Nevin Kalafatoğlu |
Yansımalar 10 (son)
evet 10 yazıldı bugün karneme.. yalan ne bilmiyordum... yansımalar... hayaller.. gercekler... birer düştüler... gerçek dediğinin yalansa adı eğer..son bugun artık kırıldi aynalar...camlar... aktı sular... kalmadılar.... çunki hepsi yalanmış... herseyı...........öğrendim bu gün.... 03.11.2003 Nevin Kalafatoğlu |
Yansımalar 11
ışıklar yandı rengarenk bir beyaz düş üstüne yansıdılar renklerden en koyusu mordu ve gece turuncu bir ışık yayıldı sarıya kaçan sırça saraydan şaşırmışlığını gördü beyaz baktım uzaktan hersey bembeyaz biraz yüksekten sağdan ve soldan derken uçuyordum ışığın iz düşümlerinde yoğunlaşıyordum yemyeşilleşip masmavileşiyordum Nevin Kalafatoğlu |
Yansımalar 12
içnden sözcükler gecerdi dolu dizgin bir küheylan koşardı doğunun gizeminde Nemrut'tan yansırdı ışık geçmişe geçmişten geleceğe işte o ışık kilitlerdi gözleri o batmayan güneşin feri muhteşemliği kimindi bir doğu bir batı doğuştan batışa doğru gelen varoluşun gerceği yansımaların dansı hayatlarda yaşanır gelip geçenler şimdi ışıkları aşırır saklanırken *******de yeni güneşin izleri Nevin Kalafatoğlu |
Yansımalar 13
ayışığı yansımalarından yarım yarım ışıkların havai fişeklerin yıldızlarıyla asılı kaldı gökler rengarenk oldu ******* aşk ışıklarının bu kadar yakın aşkın bukadar güzel olduğunu bilirdi gönlüm şimdi yansımaların tüm denizlerin üstünde ki yakomazların izleri aşka koşuyor akdeniz havai fişeklerle coşuyor gökyüzü yıldızlar rengarenk güneşten yansıdı *******e gökkuşakları altında binlerce yılın aşkları ateş renginde yansıyor yansıyor sevda şarkıları Nevin Kalafatoğlu |
Yansımalar 14
yansıyan bir yamuk dolunay izi yamukluğu perişan gülüyor yer kürede dağların kızı serhat ellerinde bir küçük sızı bakıyor yamuk yamuk ağzını bıçak açmıyor gökyüzünde binlerce uçkun ışıklarını salıyor akdenize yansıyor semadan ışıkların hızı zaman geçiyor evren daha da kararmakta sular daha da kararmakta çalılıkların içinde bir çift göz izliyor bizi sakladığı ayıplarını örtüyor çirkinliklerin değil mi yansımayan yıldızın gizlerinde yamuk mehtap izlerinin parlıyor inlerinde çakal gözlerin Nevin Kalafatoğlu |
Yansımalar 15
Yansımalar 15 sokaklarda dolanırken insanlar.. baktılar öylesine, uzaktılar mavi yansımalardan. anlamsız bir hüzün sarmıştı bir zamanlar yürek siyahtı, o zaman güneşi emen bir gök vardı kara geceydi tüm saatler.. yıldız yansımalarına kalmıştı aydınlıklar mehtapta şiir okumuştu iki izmir bir istanbul ayın izleri düştüğü anda suya yandı yakomozlar ağladı mavi lacivertti çünki bir cakıltaşı attım denize o an deldim zamanların tüm karalarını denizlerden uyudum derin sustum uzun dinledim gök kubbeyi dans ediyordu deniz rüyamda uyandım yansımalarla mavi mavi uzandım suya, su da aya güneşi bekledim şiirimde doğdu pembe ufukta halelerin dansı çakıltaşıyla gün başladı mavi önce güneş parladı ince ince gece oldu mor şiir oldum o an doğdum mavice Nevin Kalafatoğlu Nevin Kalafatoğlu |
Yansımalar 2
dibini göremediğim göl suyuna bakmistim... bir cakıltaşı atmiştim suda siluetleri görmüstüm... harelerin arasından bana gülümsiyen gözlerini... yakalamıştım... sende benim gozlerimi yakalamıstın... neden gulmuyorlar demistin. golun dibindeki su bulanık demistim anlıyamamıstın... Nevin Kalafatoğlu |
Yansımalar 3
gecenin sessizliginde pencerem penceremde cam yansimam fonda karanlıklar doruk yansımamın ardında sen elin belime konuk gozlerin karanlıklara donuk pirıltısız.... Nevin Kalafatoğlu |
Yansımalar 7
elimi tutmuştun Büyükada dönüşünde.. utanarak...sıcaklığın yayılmısti... bedenime vapurun bayrak direğinin izi yansıyordu denizin köpüklü sularına... gurup vaktiydi... profilimi seyrediyordun... kaçamak bakıslarla.. bense bilmemezliğe kapılıyordum... ne kadar saftık..ne kadar guzeldik o anlarda.. simdi kaldık ikimizde... sadece hatıralarımızdaki yansımalarda... ne güzeldi ihtiyarlığı aşıklığın... adadakı komşularının bizi aşık edip uçurmuşlardı bize 21 lerdeydik...hatırlarmısın... evlenmiştik... Nevin Kalafatoğlu |
Yansimalar 4
gunes dogmustu... pırıltıları sarmisti....evreni.. sabahtı... ısıklar yansıdı gozlerinden neşesini sordum.... sensin içime doğan demistin pırıltılar ondandır... cok şasirmistim... utanmistim... Nevin Kalafatoğlu |
Yansimalar 5
ayaklarımı suya soktuğum anlardı sahilde... yuruyordum... hışırtıları bacaklarımda dans ediyordu denizin.. bir sarkı dilimdeydi herzamanki sabah erkendi... dağların yesilini arıyordum sularda... ıslığının sesini duydum arkamdan kasketin tersti... yeşillere kosuyordun...beni bağıraraktan... o an yansıdı suya yeşiller... cam gobeği gibi beni sardılar yansımalar... Nevin Kalafatoğlu |
Yansimalar 6
Killing me softly çalıyordu müzik yansıyordu içeriden... iki kisilikti masalar... içeri girdigimde bir kırmizi karsıladı beni... loş.... ve kirmizi mumlar yanan bir masa... gullerle donanmıstı... kırmızıydı herşey pırıltiları vardı altın yaldizları...aşkın şuh bir masaydı...oturuyordun... bende bilirmiscesine kırmızı bir ruj sürmüştüm senin için kadehlerimizde gozlerimiz...birleşti...yansıdılar bu ilk yemeğimiz... Nevin Kalafatoğlu |
Yansimalar 8
bir hikaye idi mektuplar.. gerçek gibi bir aşkı anlatan... gonderilemeyen........ gönülerde... kalan senelerce..........gemilerde.. bir horozlu aynaydı.. ışıği odanın içinde... sevgiliyi çağıran... Amasranın tepelerinden... aşk için yalvaran......... Nevin Kalafatoğlu |
Yansimalar 9
Sesamos'taki batan güneş kızıldan altına duşerken zaman...... zaman ışıkları argonot postuna yansıdı altınpost oldu... aranan o bir Koç oldu... altınboynuzlu... kizillarla barışık..... gökten yansıdı.... Karadeniz.... bir yıldiz batıya.... ateş oldu.... ve Koç burcu doğdu... Nevin Kalafatoğlu |
Yap (ay) 2
Bak şimdi karşında Bir dokunuşla yok et O Bunu gerçekten istemek Bu korkutur seni Onu Bir fıstık ve badem Lezzetindeyse Sevişmek Kavrulur tutku Aşksa yasak Ne güzel şeydir Rüyalarda kıvrılarak uyumak 26.06.2006 / LARA Nevin Kalafatoğlu |
Yap (Ay) 3
Sabahın erken gün ışığına takılı Alaca aydınlıklara doğru Ay dolun Ve dağların yansımalarına fondun Çil bir sarı lira Güne uygun Güneşin ilk ışıklarınaydı aşk İçime sarılmışlığındı var oluşun Çılgın bir rüzgarın serinliğindeyken uykum Bedenlerin iniltilerindeyken zevk Doğan güneşin işgaline boyun eğişim Deli gibiyim sana Gitme ay Bırakma beni dağlara yapayalnız Serin berraklığına al beni Ateşe atma Gerçeğimin, en bulut haline bak da git Dağlarıma kon sabah rüzgarlarıyla ışık ol Tad tenimi ıslaklığınla Gece ıssızlığındayken aşka Yasak bedenimi Yok ol ve ya al beni yanına… 12.06.2006/LARA Nevin Kalafatoğlu |
Yap(ay) 1
belirir çizgin, enin de sonun da sen çizginin dikin de ben keskin bir açı bu aşk pozitif olursa bir çizgi her şey negatif... eğriyse şık 03.06.2006/LARA Nevin Kalafatoğlu |
Yapayalnız
nilüfer nasıl salınırdı! suyun dibi pis ve batakken bile gururla yüzerdi sevdiğine mor bir menekşe düşmüştü bir gün içinde bir nilüfer, bir menekşe, mavi nehir gökte bir yıldız, bir ay suda yakamoz bir cakıltaşı, bir martı vardı denize denize... kumtepeciğinin üstünde bir şarkı, bir aşk bir hüzün, bir köşk bir hasret, bir mor nilüfer nasıl salınırdı... yapayalnızken bile! Nevin Kalafatoğlu |
YapBoZ (PuzzeL)
bir mahsen nemli şarap kokan ahududu müzikli bir karamboldeyim kadehlerde yansımalar piyano başında alkışsız çalan ünlü adam bir ceviz tanesi tabağımda yanında yalınlığı peynirin tadı aşk uçuştu gönlüm bir boğaz akş****** birden İstanbul gölgelendi gözlerimde gözyaşlarımda inciler siyahken bakışlarım Aksu`da Akdeniz kokan gökyüzü ne kadar yakın... yıldızları topladım demet, demet senin için Paşabahçe tadında bir nostalji yüreğimde piyanoda bir adam sessiz anılar ve şarkılar tuşlarda parmaklar dansetmekte gözlerim vişne şarabından süzülmekte içime işlemekte sesi bir sevgili düşlenmekte gönlümde, hep takıldığım o adam yıldızlar demet demet gökyüzü... süzülmekte gözlerimden incecik ay! sen... sevdiğim hep, sen... anlatılamayan şarkıların şarap evinde anılarımda gezen paramparçaydın yapboz adam (yeni düzenleme 18.12.2004) Nevin Kalafatoğlu |
Yasak sorular
çözülme zamanlarını yaşamışlığım bir delici bakış esaretinde sorgularının bilirmisin en zor soruların cevapları acıdır bilinenden öte o bir yürek gömüsüdür dokunma onlara sakın dokunma bana acılarımın izidir sana çözülmelerim şu anlarda oysa biten zaman anılarını bir saksıya dikmiştim her gece su verdim saksılarıma ne kadar güçte olsa unutulmamacasına her sabah gözlerimin izinde açtı şiir çiçeklerim dokunma yüreğimin yapraklarına küsme bana çiçeği dalları gibi dokunuşlarından korkarım geri çekilir bütün duygularım 0 noktasına yeni bir tomurcuk olsa da hayat ya koparılırsa korkusuyla ölürüm sorma sakın sorma bana aşkı ve benim anlaşılmamışlıklarımı koydum bir sepet içine kurutulmuş güllerimi her an gözlerime dalıp beni sorgularınla yorma Nevin Kalafatoğlu |
Yaşama Kavgam 2003
bir mısra bile dökülmüyor dudaklarımdan içimde bir hüzün kanlı bıçaklı akan satırların içinde gizli anılarım yaşamım kavgam deniz ve gök kuşağı melekler aldılar beni ölümün içinden acısı yüreklerinde saklı yaşamı verdiler bana sokaklar karanlıklar sundular sevgilerini hünerlerini ellerini yüreklerini dostlar yaşıyorum şimdi içimde bir hüzün kanlı bıçaklı... 21.09.2003 Antalya Tıp Fakültesi,SSK hastanesi doktorlarına ve çalışanlarına Benden hiç özverilerini eksik etmeyerek yaşama dönmemde emeği geçen isimleri sayfalar tutacak olan sevgi dolu Antalya'daki ve Istanbul'daki dostlarıma Teşekkürlerimle... Nevin Kalafatoğlu |
Yaşamak
kolay değil yaşamak yarın kadar yakınken ölüm kolay değil bir hayatı taşımak bunca yük bunca dert bunca mutluluk kolay değil buluşmak o bilinmeyende bilinenleri birden bırakmak başka bir boyut mu yaşam ruhun şeffaflığına ermek toprakla bütünleşmek başka meyveler vermek üstünde yediveren sarı güller açan bahçelerde varmak gök kubbeye ses olup çağlamak düşünmeli yarın kadar yakınken ölüm kolay değil yaşamak insan olarak 25.02.2004 Nevin Kalafatoğlu |
Yaz Biraz
Selam dostlar bir bayram daha geçti son demlerindeyiz 3. günün... Hayat bir telaş içinde dolu dizgin güne yetişmek ne mümkün... derken... Antalya tüm konuklarına kapısını açmış ve kucaklamış... mutlulukların içinde adı konmamış yalnızlıklar gözlerde kaçış renkleri solgun insanların...gelen konukların içnden sesleniyorum.. onlarla olmak ve olmamak diyerek... hepinize merhaba... dedim ve....birazda kendime döndüm....sonu da olsa bayramın... hoş kalın nevinka YAZ BİRAZ… Direnmek ve itiraflar ve ben üstüne birkaç kelam. Sebepsiz direnişleriniz var mıdır kendinize bilmiyorum Ama ben öyle bir sabaha uyandım şimdi. İtiraflarım var. Direnmek sebepsiz olur muydu? Benliğinizde gömdüğünüz sabırların taşması olursa evet, oluyor. İşte sabah zihin dinginliğimde fark ettiğim buydu… Düzayak giderken düşünceleri mide gömmüştüm, kaçıvermiştim sabırla direndiğim birçok şeyden günler boyu… Sebepsiz direniş demiştim. Sizlere nedenlerimi anlatmayacağım, sadece paylaşmak istediğim bu tur duygularımın nasıl farkına varabildiğim. Bir beyin haritam var benim, zihnimde bölgelerine ayırdığım ve o içimdeki her ŞEY i sakladığım. Biliyorum herkesin var hani bilinçaltı denen sanal şey, bazen farkına varamadığımız bize hükmeden görünmez geçmişimizin çöplüğü İşte çöplerimi elimle temizlemek istemem yüzünden savaşım var kendimle… Zamansızlık düşmanım benim Bugün benim O nedenle bu sabah anarşistim. Sabah uyanışlarımdaki saflığım öyle güzel ki. Ve öyle özgür ki… Direnişlerim bilinçsiz ve saf… Kontrolümden çıkmış, gün doğumunda özgür… O anlar en güzel yalnızlığım benim. Bilmem sizlerde hisseder misiniz bu duyguları, kendimi koruma kalkanlarımın açık olduğu anlardır o anlar işte, bu noktada direnişim başladı bu sabah. KONUŞACAĞIM KENDİMLE… İtirazım var sana HAYAT, itirazım var Bayram bugün tüm sevdiklerim uzaklarda, yalnızım. Bu yalnızlık bu sessizlik bu hiçlik duygusu direnmemin en yüksek noktasını oluşturuyor… Kıskancım kendime, kızgın ve üzgün ve beceriksizim. Elimde olmayan davranış biçimime ve vericiliğime itirazım var. Kimsiniz Ta uzaklardan gelen ve bir gülümsememe ve günaydın dememe hasret ilk kez tanıdığım insanlar, Neden hep benden almaktasınız Bir kahve içiminde, üç mutluluğu arayan kız, mutsuzluk ve hasretlerinizi bana anlatmaktasınız… Hep yaşamdaki şeylerden artırılmış ve keşfedilmediği için beklenen özlemleriniz Beklentileriniz umutsuzluk çöken gözlerinizde bir pırıltı yaratmak için gülümsediğim insanlar Sevgimi size verdiğim için ruhuma yapışıp emmektesiniz gene… Binlerce kere anlattım hepinize doyun artık bırakın beni kendime Her sorunuz işkence ve her anlatışım sabırla aydınlanmanız için size Düşünmek sizinde elinizde… Anlayın artık, beni bana bırakın ne olur. İtirazım var kendime… Beni putlaştırıp, acılarımı gömdüğüm beyin derinliklerimden çıkarmaktasınız. İnsanım bende sizin gibi, sizin gibi acılarım var ve özlemlerim. Sadece yaptığım düşünmek ve gülümseyerek sevmek her şeyi Olduğu gibi Direniyorum bugün, yatağım en korunaklı yerim, yorganım kalkan Düşüncelerim özgür, darmaduman ve tutuklanmamış henüz Yokluklarında sevdiklerimin, hem de Sessizlik çökmüşken evime kalkıp yazmalıyım. Direnmenin nasıl beni yorduğunu ve ağrıttığını anlatmalıyım… İtirazım var sana hayat, tembellik yapmayarak düşün zamanlarımı çaldığın için. Öfkem var sana Kadın. Senin gölgende kalarak kendime dönmediğime kızmaktayım, küçük kız olmak lığımda kalıp Ben dediğim o özel kadını kendime tanıtmayıp hep kaçtığım ve yorduğum için itirazım ve itiraflarım var kendime bu sabah… Klavyemin başına geçtiğim an direnç ve sabır denen o muhteşem ikilinin gücünü bombalamaktayım yine. Yıkıp tüm güçleri yerine Taze bir ben koymalıyım. Uykudan uyanmak gün doğumunda yeni bir hayat demek su an size. Benimse anlattıklarım gelgitlerim. Yaşanmışlıklarım anlık, aylık, yıllık, bir ömür bir arpa boyu işte. BOMBALADIM KENDİMİ Şimdi düşüncelerim ve duygularım köşelerine koşacaklar gene. Yeni bir batışın ardından ve güneş gibi parlayan enerjimle… Klavyem güç kaynağım ve gün ışığı ile besleniyorum… Mutluyum çöplerimi size de anlatarak temizledim bu gün Kıssadan belki hisse olur diye… Özgürüm artık kendime. ***** Gerçekler ufukta ki gemi Sen ve kendi yokluğundaki sevgi Bir ben vardır benden içeri Düşünmeyi düşün sevgili Söz meclisten dışarı Gönülden içeri Bul ve yaşa kendi kendini Dost Derki kelam uçar, Sen de tanı kendini… Yaz biraz… İyi bayramlar dilerim. NEVİN KALAFATOĞLU 05 KASIM 2005 ANTALYA Nevin Kalafatoğlu |
Yaz yağmuru gibisin
nasıl sıcaktı nefesin bir okadarda içtendi sesin sen gibisin güllerin sarılığından beyazlığına aktığı mevsimdesin kırların güneşin aşkıyla kuruduğu günlerin serinliğisin sen sevgili içimdeki en ateşli anları dindiren yaz yağmuru gibisin gelip geçen vurup kaçan 18.06.2004 Nevin Kalafatoğlu |
Yazildı Şiir Yılmadı Şair ve Diriliş
öyle bir günde sevmek yüreği o yürek ki açtır bilinmez ana yüreği çaresiz baba yüreği bitaptır evladın kıymetlisi Ilgazdır Ilgaz bir bitap bir bitaba der bilirim ölümün eşiğini görür yüreğim işte mucize anlardır bunlar başlar aşk dolu novalar patlar semada dağılır sevgi semaya taşar dünyayı bir kırmızı gül kaplar bakarsın sevilmek ne güzel şeydir yazarsın sevgini şiirler yaşar arif olan anlar ki anlamayanlar sadece bakar bakar Eser Ilgaz Ilgaz rüzgarlar Akdeniz coşar yasanan aynı duygular bir baba yazar dostlara iki ana ağlar kadere İstanbul ölmemenin hüznünü yaşar.. Antalya da taşar anılar tekrar yaşanır o anlar.. yaşamak çok güzel Ilgaz umut esintileri ismini söyler yaşam seslenir bir Ilgaz bir Nevin iki ana bir baba kardeş dostlar binbir 24.02.2004 Nevin Kalafatoğlu |
Yazma
yazma, ne olur yazma.. bazen içime çöküyor acısı satırların.. gülmek istiyorum artık..gözlerinde yıldızları parlatmak..seninle ayı yerine koymak...hemde aynı yerine yakomozları görmek istiyorum denizde ******* parlasın istiyorum havai fişeklerle mutluluk gönder bana.. bembeyaz güllerle koklamak seni ve gülmek kollarında.. gülümsemeli gözlerim, dalmalı, sana aşkla sesini duymalı gökler.. ve içime sevdan doğmalı... yazma artık elem şarkılarını buralarda.. aşkını anlat bana..varsa! ! ! karanlıklar aydınlık köşeleri bilir yazma.. bu şiirleri anlamını anlamak istemiyorum, bunalımlarının sözlerin bıçakladığı bir kalp ölmesin anla.. acımasın artık içim aşk ve sevda.. benim istediğim... derinlerinde yakaladım gözlerinin izlerini bakışlarındı kumrularla dans eden..sokaklarda... hadi bırak bu dip dalışlarını *******inin günü doğur bana bugun yeni yıl armaganını ver büyük bir paket yıldızlardan kocaman yürekli sevdan ve aşk satırlarında.... 01.01.2004 Nevin Kalafatoğlu |
Yıldızlardaki meleğim
olsaydın şimdi delişgen cılgın bir romantik isyankar ve tatlı sevgidolu zümrüt gözlü benim birtanem olacaktın saçların siyah ve dalgalı bakışların keskin ve kararlı gönlün derya deniz rüyalı bir aşık olacaktın parmakların uzun ve biçimli sesin ahenkli ve işveli çiçekler içinde bir deli ve ben tüm edilgenliklerimi sana vermiş olacaktım sen benim ışığım sarı gülüm ve güllerin içinde gördüğüm aşk bebeğim olacaktın Elif'im yıldızlardaki meleğimsin şimdi benim.... 34 saat yaşayan sevgili kızıma kayıp yıllarımdan kalan bir armağan annesinden şimdi onunla dost olmak vardı.. Tüm annelerin,anne olmayanların ve olmak istemeyenlerinde...günü kutlu olsun... Nevin Kalafatoğlu |
Yoksa Bir Sevgilimi...
gönlümden hasretlikler geçerken onca bilinmezlikleri taşırken yüreğim.. beni sevdiğini söyleyen cümlelerin vardı... üstü kapalı... toz dumandı gönlümde yaşattıkların... belirsizlikler içinde terk ettiğin bendim... senin belirsizliklerinden artanlarla yetinen.. yağmur bulutları kaplardı hep... içimi aniden..... yok olan sesinden... umursamazlıkların af edilir gibi değil.. bir güvercin ayağına takılabilecekken notlar sanal boşluklarda beklenen... mutluluklardı sözcükler... şair yüreğimi dağlardı.... okunan satırlarda... nedenler.. bahaneler... şiirler bır sevgili...mi.....hiçmiyim yoksa ben... neyim... Nevin Kalafatoğlu |
Yürüdüm gittim
duygularımı saldım sokağa sokak yok bakakaldım arkasından kalp yok gözlerimden geçti binlerce görüntü senaryo yazdım satırlar dolusu şiir kitap yok yazdım inatla duvarlara yıkıldı yazdım gök yüzüne yağmur oldu dayanamadım isyan ettim ben aşksız suya yazdım sayfalar su kurudu en sonunda kuma yazdım dalgalar sildi izleri bakakaldım ufuklara yalnızlık göründü güneş battı ay cıktı dünya hali dedim yürüdüm gittim Nevin Kalafatoğlu |
Yürüyüşün Karanlık Sokakları
Adım sesi Adım sesimin özlemiyle yürümek Adım sesimi karanlığa kaydetmek iç güdülerimle Adım sesli sokaklarında kadınlar toplamak ve bir suya bakarak karanlık bir kırmızıyı dilek olarak atmak dökülen şelaleye Çiğneyerek zevk almak şeytani duyguları Nefsin en zevkli yerlerine sarılarak Sevmek yeni doğan bebeğin aydınlık çığlıklarını Ana olmak gökyüzüne yeniden Gömülen benleri yudumlamak üstüne Bir çay ve sıcak Bir daha daha bir bardak Karanlık sokakların sessiz derinliğinde Almak yıldızlardan gecenin büyüsünü Bir duman tüttürmek bulutlarına gökyüzünün Kaydetmek birer birer boşalan zehirleri Korkarak sokaklarda yüreğin sesini Bütün yürüyüşlere katmak insanı ve sevgiyi Kadınlığın yalnızlığında Geçmişteki ayak izleriyle buluşmak Allahın verdiğini hissetmek benliğinde Şükretmek ve yürümek Sokak karanlıklarıyla örtmek kendini Dönmek barışa ve sevgiye Gülümseyebilmek Yeni doğacak güne ayırmak sevgiden Yeniden aşk olmak üzere Dönüşün adım seslerindeki melodilerle Adım seslerinin izinde Sokak lambalarına merhaba demek Gibiydi Kendimi tekrar sevebilmek sevgimle 13.12.2006 /LARA Nevin Kalafatoğlu Nevin Kalafatoğlu |
Zehir zemberek..
saf ve temiz.............. bakışlı delişken ruhlarda gözlerden akarken inciler....................kara kara kapkara........................................... kara firtinada....... gri.................koyu mavi bir şimsek akan billur tanesi benimki kadar şefaf içime..................................zehir zemberek! 03.11.2003 Nevin Kalafatoğlu |
Zırdeli
gece fırtına fısıltılarını dinledim uzak denizlerin izinde ak saçlı eski yazların anıları düşüncelerimde duygularımın yanlızlığında gezindim serkeş bu gece mordan da derin sessizliği yırtan, yıldız ay bensiz ruhuna üflemiş karalar bağlamış dağların etekleri yakamozlarında kızılıklar denizlerin acıyorum yar.. hiçlerin çokluğunda gözlerini arıyorum sesin yasaklardan kopmaz çıldırtır beni deliyim sana zır deli soyu sopu zerdeli 07.08.2005 Antalya Nevin Kalafatoğlu |
Zor Birtanem
Yıldızlarda biriktirmiştim şiirlerini Seninle yıldızlardan toplamak istemiştim Kavuşamamanın tadı bitmiyor sevdiğim Zor birtanem Uykusuz *******imde Göğün kızıllığı gözlerimde Hasretin pınarları yanaklarımda Parmak uçların dudaklarımda Şiirlerini topluyorum Kalbine akıyor Zor birtanem Kalbinden toplarken rüyalarındaki Şiirlerimi Şarkı söylüyor biri 'Duyuyor musun beni' Tan ağarırken içimde Sen uyanırsın Bense uyuturum seni Zor birtanem yeni duzenleme Nevin Kalafatoğlu |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 09:52 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.