Oltanın Ucundaki Solucan

Bu gün işiniz yok,
Şöyle deniz kenarına gidip,
Elinizde olta,balık tutmak istediniz.
Kıyıda skin bir yer bulup,
Oltanın ucuna da bir solucan taktınız,
Sallayıp oltayı denize attınız.

Şöyle arkanıza yaslanıp,
Hayalinizde bir çizgi film izler gibi,
Kapatın gözlerinizi,
Siz deniz kıyısındasınız,elinizde olta,
Ucuna taktığınız solucan,
Gözleriniz çizgi film izlemek ister gibi,
Beklemeye başlarsınız.

Suyun içindeyse oynaşır bir başka dünya,
Oltanın ucundaki solucan varya,
Balıklara yem olmamak için,
Başlamış şakira gibi kıvırmaya,
Bir yandan kıvırırken,bir yandanda
Şarkılar söylemektedir balıklara,
Bütün balıklar toplanmış başına,
Hayranlıkla seyrederler solucanı,
Oltanın ucundaki solucan,
Onlara şarkılar söyleyip,
Göbek atmakta.

Böylece akşamı edersiniz,
Tek bir balık tutamadan,
Ama elinizde yetenekli bir solucan,
Hala göbek atmakta.

Böyle beklemedik mi?
Sevgilinin penceresinin önünde,
Pencereye çıkıp,bir yüzün görmek için,
Sokağın bir ucundan,bir ucuna,
Dolanıp durmadık mı?
Dudaklarımızla ıslık çalıp,
Nice aşk nağmeleri döktürmedik mi?
Yani solucan gibi raksedip,
Bir uçtan bir uca,sokakta,
Şarkılar söylemedik mi?

Ve sonra deniz kıyısındaki,
Balık tutan adam gibi,
Sabahın ayazını yemiş,
Buz tutmuş bir halde,
Titreye titreye evlerimize,
Süt dökmüş kedi gibi,
Dönmedik ‘’Mİ’’?

Ondan güzel göremedim,

Ne venüste, nede ayda,
Ne yaşadığım dünyada,
Ondan güzel göremedim,
Kadehlerde kayboldumda,
O güzelin sinesinde
Alev alev yanamadım.

Onu,Unutamıyorum.

Ben Mİ yi,
Sarı saçlı,mavi gözlü,
Suyun öte yakasından,
Boşnak damarlı,
O kadını çok sevdim.

Bana bakan gözlerini,
Kulağıma fısıldayan,
Tatlı dilini,
Göğsüme başını dayayıp,
Derin derin iç çekerek,
Beni koklayışını,
Koynumda cilveyle oynaşmasını,
İşte o sarı saçlı,
Mavi gözlü kadını,
Çok sevdim inanın.

Onu sevdiğime,
Bir onu,
Birde tanrıyı,
İnandıramadım.

Sabahları,
Yatağıma gelip,
Mutlu *******den sonra,
Ellerimle yüzünü sarıp,
Dudaklarımdan ateş gibi,
Öperek haydi sevgilim,
Sofran hazır demesini,
Unutamadım.

Her sabah,
Mavi gözlerinden,
Işıklar saçarak delicesine,
Koynuma atılmasını,
Seni seviyorum demesini,
Tenimde eriyip,
Ben olmasını,
Asla unutamıyorum.

Oynama Benimle Balık

Oynama benimle balık,
Bırak seni,kendimde yaşayayım,
Sen yoksun nasıl olsa,
Olmayacaksın hiçbir zaman,
Sana olan sevdamı,sensiz de olsa,
Dilediğim gibi yaşayayım,
Kelimeleri inci gerdanlık yapıp,
Şiirlerimde olsun,söyleyeyim.

Sana aşık olmamın,
Sorumlusu sen olsan da,
Uyku tutmayan *******de,
Hep sen geliyorsun aklıma.
Seni düşündüğüm *******de,
Yıldızlara soruyorum seni,
Nerelerdesin diye?
Çoban yıldızımı arar gibi,
Seni arıyorum burada bir garib,
Bırak beni kendimle,
Kendi içimde yarattığım,
Sana olan aşkımla,sensiz,
Biçare garib de olsam,
Dilediğim gibi yaşayayım.

Oynayın,Oynayın Kızlar.

Oynayı Oynayı gelin kızlar,
Sallayı sallayı gelin kızlar,
Çalkayı çalkayı,oynayın kızlar,
El ele verip,halkayı sarın kızlar,

Oynayı,oynayı halayı kurun kızlar,
Geliyor düğün alayı,oynayın kızlar,
Vursun davullar,çalsın zurnalar,
Şenlensin düğün alayı, kızlar.

El ele verin kızlar,
Öte köyden duyulsun sazlar,
Sizi seyreden gençlerin,
Vallahi inanın, yürekleri sızlar.

Öğüt Dinler misin?

Kulağın varsa dur,
Bir öğüt vereyim de dinle,
Kör menfaatin için,
Riya elbisesini sakın giyme,
Yaşam bir nefestir amma,
Öte yakadan dönen yok,
Ham nefsine bir an uyup,
Üç kuruşa,aşkımı satıp gitme.
Eşek olduktan sonra,
Sana da,bana da,
Palan vuran bulunur,
Nasıl olsa.

Öldüm de,Haberim mi Yok Ne?

Senden üstüme düşen,
Yağmur değil,kar değil,
Çiy gibi yağıyorsun üstüme.
Her yanım ıslak,
Sert bir rüzgar esmede,
Buz tutuyor dört yanım,
Kütük gibi,buz kalıbı gibi,
Kaskatı kesilmişim.
Hani sevda ateşi,
Isıtırmış derlerdi ya,
İçimde sana olan sevdam,
Isıtmıyor bir türlü,
Kaskatı bir halde,
Kütük gibi olmuşum,
Ne sevdanın ateşi,
Isıtıyor bedenimi,
Ne yarına olan özlemim,
Yoksa,yoksa ben,
Öldüm de,
Haberim mi yok ne?

Ölmek ve Yaşamak

Ölmek mi zor; yaşamak mı?
İnsan silueti halinde ama
Yoksa yok olmak mı?
Doğanın derinliğinde
Ama alabildiğince özgür.

Yada nükleer enerji olmak,
Öfkelendiğinde patlamak
Yok etmek bütün kötülükleri,
Ya da kötülükleri yaratan
Tüm kötülükleri.

Ölmeye Terk Eder miydin?

Her yer karla kaplı,
Beyaz gelinliğini giymiş doğa,
Bense beyaz ölümü düşlerim,
Bembeyaz kefenler içinde.

Seni düşünüyorum şimdi,
Ellerin ellerimde,
Gözlerim mavi gözlerinde,
Telli duvaklı bembeyaz,
Gelinliğinin içinde.

Dışarda yağan kar’a ve,
Gelinlik beyazlığına bakarken,
Daldığım düş dünyam,
Binlerce bahar’ın ve,
Binlerce Güz’ün anısına
Aldı götürdü beni,
Kendimi bir kez daha,
Gözden yitip,sessizlikte saklanan,
Hayaletlerin önünde,
Dikilirken buluverdim,
Her yanı kaplamış sessizlik,
El ele tutuşmuşlar,ikimiz gibi,
Sessizliğimiz ve yalnızlığımız.

Seni her düşlediğimde,
Sen sisler arasındasın,
Hayalinin kulağına,
En kutsal sözleri,ilahileri,
Fısıldadığımı biliyor musun?
Eğer bilseydin güzelim,
Bana yazmayı bırakmaz,
Yalnızlık kalesinde beni,
Sessizliğinle bir hücrede,
Ölmeye terkeder miydin?

Ölüm,Yaşam,Sen Olmayınca.

Ah yüreğim,ah,
Neler ettin bana,
Bir güzele aşık edip,
Engin denizlere saldın.
Düştüm Korsan eline,
Küreğe mahkum oldum.

Tek bir arzum var,
Varacağım ilk liman,
Senin limanın olsun.
Yansa da canım,forsa da,
Sanki ellerim sana sarılmış,
Acıyla,ama umutla çekerim,
Sana doğru kürekleri.

Asılırım aşkının imanıyla küreklere,
Sana kavuşma düşlerimle,
Mavi gözlerinde,enginlere,
Bakacağım bir gün diye.

Sana kavuşamayacaksam eğer,
Saraylar verseler de bana,
Ülkeler fetheden orduların,
Başında komutan yapsalar da,
Sen yoksan sevgilim yanımda,
Dünyaları bahşetseler bile,
Sensiz,bir an bile yaşamak,
Ölümden de zor gelir bana.

Ölüm;
Yaşamın değerini gösteren,
Tek şey değilmidir?
Yaşam sen olmayınca,
Ne kadar değerlidir?
Sen olmayınca....?
Yaşam? ? ? ? ? ? ? ? ?

Ömrün Rubaisi.

Bak ömrümüzü yüklenmiş,Gidiyor kervan,
Biz de gideceğiz onun ardından,
Biz olmayınca dönmez sanma sakın,
Dönecektir yine her gün devran.

Bizden öncekiler de gitti,
Toprak oldular şimdi,
Bir kadeh gibidir ömür,
İçtik kadehleri,Tüm kadehler bitti.

Ömür Kervanın Geçiyor

Sabah kalktığında,
Bak bir camdan dışarıya,
Göreceksin/
Geçmekte olan ömür kervanını.
Gitmektedir akıbetine doğru,
Ama nasıl?

Senin kadehinden,
Baldıran zehirinden/
Daha acı veren,
Yalan zehrini içirdin,
Bir nebze olsun/
Acımadın.


Bu akşam yine/
Yeni bir eğlenceye koşarsın,
Yalan dolu kahkahaların/
Çınlayacak ortalıkta,
Kadehinle zehir sunacağın,
Birini/
Nasıl olsa bulacaksın,
Alay edecek ve/
Yalan aşkına meze yapacaksın.


Ve anladım ki yaşam,
Göz kamaştırıcı/
Bir kadındır.
Büyüler güzelliğiyle/
Bizleri,
Kim ki anlar,
Tuzaklarını/
Kurtarır kendisini,
Yalanların ve,
Şuh kahkahaların büyüsünden.

Öteki Köye Gitmem

Ölümde gelecek,
Bu ten’e bir gün,
Ondan öte köyde yok,
Olsa da fark etmez,
Ben gitmem nasıl olsa,
Belki o köyde,
Karşıma çıkarsın diye.

Öyle Bir Haldeyim ki

Öyle bir haldeyim ki,
Yüklü canım kendi olgun meyvasıyla,
Yüklü canım meyvasıyla.
Kim şimdi gelecek ve yiyecek ve doyacak?
Canım kendi şarabını taşıyor.
Kim şimdi döküp içecek ve çöl ateşini serinletecek?

Bir ağaç olaydım çiçeksiz ve meyvasız
Çünkü bereketin ağrısı daha keskin çoraklıktan,
Ve hiç kimsenin almayacağı zenginin acısı
Büyük kimsenin vermediği dilencinin kederinden.

Bir kuyu olaydım kuru ve kavruk
İnsanların içini taşladığı
Çünkü böylesine dayanmak daha iyi ve kolay
Yaşayan bir su kaynağı olmaktan
Gelip geçecek ve içmeyecekse insanlar,
Ayaklar altında çiğnenmiş bir saz olaydım keşke,
Çünkü daha iyidir gümüş telli bir lir olmaktan
Ev sahibi parmaksız,
Ve çocukları sağır bir evde,

Sevgiliye ulaşamayacaksam,
Niye yol olayım gidemeyeceksem,
Derin bir yar olaydım deniz kıyısında,
Sevgilisine ağıt yakanların
Sevda Şarkıları söylediği,
Kulakları duymayan, gözleri görmeyen
Dilleri suskun bir koca adam olaydım,
Sevdiğine ulaşamayacak olacağıma.

Öyle Uzaksınki Düşlerime.

Düşlerime,
Öyle uzaksın ki,
Bu gece düşlerimde,
Aradım seni,
Bulamadım yine.
Her yana baktım,
Hatta,
Kayıp eşya bürosuna bile,
Sen yoksun,bulamadım.
Birde yorgunluk çöktü üzerime,
Ama yılmadım,arıyorum,
Ve seni bir gün,
Düşlerimde de olsa,
Mutlaka bulacağım.

Öylesine Kazıdın ki,Kendini Yüreğime

Her şeyle,
Herkesle,hatta,
Tüm evrenle bile,
Savaşabilirim.
Ya seninle?
Öylesine kazıdın ki,
Kendini yüreğime,
Sökemiyorum bir türlü.
Her gün,biraz daha,
Beni benden,
Söküp alıyorsun.
Sana karşı neden,
Zayıfım böyle?
Sevmek insanı,
Bu kadar mı?
Güçsüz kılar.
Bende benden,
Hiç bir şey kalmadı,
Her bir hücrem,
Senden bir iz taşıyor,
Kısacası sevgilim,
Her an,her şeyimle ben,
Sen oluyorum.

Öylesine Yaşa

Hayatını,
Anılarını,acılarını,
Düşünerek değil,
Yeni anılar yaratmak için yaşa.

Gönlünü ferah tut,
Ama,sakın aşık olma,
Yoksa,yanarsın sende ben gibi,
Yalnızca anılarını,
Ve acılarını yaşarsın,
Hemde bir başına,
Yapayalnız ve özlemler içinde.
Deniz kıyısında,martılarla söyleşir,
Sevda kuşunun kanadına,
Sevdanı yükleyip yollarsın O'na.

Sen beni dinle dostum,
Boş ver her şeye,
Artık hayatını yaşa.
Anılarını ve acılarını,
Düşleyerek değil,
Yeni anılar yaratmak için,
Boş ver anasını satayım,
Boş ver gitsin be,
Öylesine yaşa.

Özgür Bırak İçindeki Kendini

Ben sendeki,
İçindeki o kadını,
Bana sevda türküleri söyleyen,
Herkesten gizlediğin,
O muhteşem kadını sevdim.

Ama sen;
İçindeki kadına,
Özgürlüğünü vermezsen eğer,
Dışındaki o kadın,
Esiri olduğu maddi dünyada,
Nasıl kimliğini bulacak?

Bırak işkence yapmayı,
Kendinle birlikte bana,
Kimse sana,
Kendine ettiğin,kadar,
İşkence edemez.
Artık anlasana.

İçindeki kadını,
Hiçbir koşul koymadan,
Özgürlüğün kollarına bırak,
Yaşasın doyasıya aşkını,
Varsın tadına kadınlığının,
İçindeki kadınla birlikte,
Kavuşsun kendini,
Çılgınca seven erkeğine.

Özleminde,Cehennemi yaşıyorum

Özleminde cehennem gibi,
Yalnızlığı yaşamanın,
Sana ulaşmayı isteyip,
Asla kavuşamamanın,
Kahpe feleğe söylenip,
Ah diyerek acı çekmenin,
Her gece yıldızlara bakıp,
Yaşlı gözlerle,
Seni düşlemenin,
Sokaktaki ayak sesinden,
Kapıdan hemen girmeni,
Kollarını açarak,
Boynuma sarılmanı düşlemenin,
Her sabah bülbülün,
Gülüne ağıtlar yakmasının,
Gün doğunca,
Kızıl gül'ün har'ında,
Alev alev yanmanın,
Velhasıl sevgilim,
Sana kavuşamamanın adını,
Kara sevda koymuşlar.
Seni sevdiğim için,
Pişmanda değilim,
Yeniden ve tekrar,
Beni cehenneme koysalar,
İbrahim gibi,
Ateşlere katsalar,
Dağları aşırtıp,
Gurbet il'e atsalar,
Her yağmurda,ayazda,
Yar hanesinin önünde,
Nöbetlere tutsalar,
Yine de kahredip,
Kör olsun kader,
Diyemiyorum,
Ne sensiz,ne aşksız,
Yaşanmıyor ki! ! ! ! ! ! ! ! !

Özleyeceğim Seni.

Yine çıldıracak gökler,
Kükreyecek her yana,
Sevdaya,aşka olan,
Öfkelerimi.

Kaybolacak sonra ışıklar,
Her yan karanlığa boğulacak,
Aynı yalnızlığım gibi.
Ben yine sabahı bekleyeceğim,
Güneşi,ışıklarını,
Sonra esen bahar yelinde,
Kokunun gelmesini bekleyecek,
Seni,sarı saçlarını,
Mas mavi gözlerini,
Teninin tuzunu,
Ben seni,sevgilim seni,
Özleyeceğim.

Panik İçindeyim.

Bir panik içindeyim ki,
Sorma?
Dün bütün yıldızları,
Güneşe bağlamıştım.
Bu gece gökyüzünde,
Tüm yıldızları,
Öyle bir başına yalnız görünce,
Bir panik başladı ki,sorma?
Güneşte yok ortalıkta,
Halbuki ben,yıldızları,
Güneşe bağlamıştım,tek tek.
Ve gecenin bu vaktinde
Güneşte yok,
Yıldızlar bir başına sahipsiz,
Hepsi düşecekler,yeryüzüne,
O yüzden bu gece ben,
Panik içindeyim.

Parktaki Bankın Önündeyim.

Yağmur yağıyor sağnak,
Sırılsıklam dolanıyorum,
Ellerim cebimde,
Pardüsemin yakaları kalkık,
Ne çare ki yine de,
Sırılsıklam olmuşum.
Sen sıcak odanda,
Koltuğuna kurulmuş,
Odanın camından,yağan,
Sağnak yağmura ve,
Koşuşan insanlara bakıyorsun.
Düşünüyor musun acaba?
Şimdi nerdeyim, diye?
Merak edersen eğer,
Hani elele tutuşup,
Düşlerimizi konuştuğumuz,
Yarınlar için birlikte,
Yanak yanağa,
Hayallere daldığımız,
O parkın ortasında,
Sağnak yağmurun altında,
Pardüsemin yakası kalkık,
Ama sırılsıklam bir halde,
Beni terk edip gittiğin,
Üzerine adımızı kazıdığımız,
Sımsıkı sarılarak oturduğumuz,
Parktaki o bankın önünde,
Seni ve o günleri düşünüp,
Sağnak yağmura inat,
Bardaktan boşanırcasına,
Göz yaşı dökmekteyim.

Pembe entarili kadın

Bir sabah,
Daha horozlar ötmeden,
Bir türkü sesi,
Uyandırdı beni,
Kalktım gittim pencereye,
Gün ışığı bahçeyi,
Doldurdu dolduracak,
Baktım ki bahçede,
Pembe entarili bir kadın,
Arka bahçeye ektiğim,
Yakamozları,
Toplamakta bir bir,
Bir sevda türküsü,
Tutturmuş söyler yanık,
Belli ki yakamozları,
Sevdalısına götürecek,
Bakınca cama doğru,
Bir selam verdi,
Mavi gözleriyle,
Gülümseyerek,
Döndüm usulca geri,
Uzandım yatağıma,
Gözlerim kapalı,
Kulaklarımda,
Yanık sevda türküsü,
Dinlerken öylesine,
Uyuyuvermişim.

Pervaneye Döndür Beni.

Ya oldur artık,
Ya da öldür beni,
Ya' yarim' bana gönder,
Pervaneye döndür beni.
Dilersen Mevlanaya mürit et,
Dönemezsem aşk ile eğer,
Değirmene çark et beni,

Yeter derim,duymazmısın?
Yanar yüreğim alev alev,
Bir kez olsun,görmezmisin?
Yoksa'benden gayrının mı?
İlahısın?

Pir Sultan Ettin Beni.

Koca adamdım,şimdi içerimde köz yanar,
Ancak sevdalımın elinde,bu ateş söner,
İçtiğin o şaraptan sevdiğim,bana da ver,
Burada yalnız kodun,yanar,yüreğim yanar.

Gönlümü arşa çıkardın,şimdilerde zordadır,
Görenlere sor,benim gönlüm sendedir,
Yaptığın kul hakkını yemekten de kötüdür,
Bir selam olsun sevdiğim,kelam et gönder.

Bir hayal kurdum sen yüzünden kendime,
Aklım ermedi gitti,bu dünyanın fendine,
Gitmek istedim,bırakmadın beni kendime,
Sen demedinmi? Gel yol ortasında der beni?

Koca adamdım,ettin beni Pir Sultan,
Dönen dönsün,ben dönmezem yolundan,
Dönüpte mahrum mu kalayım senden?
Dönersen dön güzelim,ben dönmezem yarimden.

Bütün tanrılar hakkımda fetvalar da yazsa,
İşte ip,işte sandalye,işte boynum,asarsa,
Elinde var kalem gibi hançer,işte kafam önünde,
Yüreğin elverirse kıldan incedir boynum keserse,
Dönersen dön sevdiğim,ben dönmezem aşkı'M'dan.

Pir Sultan Gibi sevdim.

Koca Adam oldum, ama dünya fani,
Kim döndürür başta başa evreni,
Sevdiğimin bir çift sözü üşüttü beni,
Uludağa konmuş, baykuş’a döndüm,

Koca Adam söyler, güzelsin ey güzel,
Bir ay geçti, ne selam gelir, ne haber yazar,
Ey güzel ismin şimdi cennetü ala da gezer,
Boz ovada koyun yaymış, çobana döndüm.

Derdim çoktur ağalar, hangisine yanayım,
Aşk acıma nerden derman bulayım,
Topladım aşk bahçesinden kırmızı gülleri,
Gözleri görmez, kör olmuş aşığa döndüm.

Pişman Olmak Üzerine

Kendini,
Koca orman içinde,
Koca ağaçların ortasında,
Gencecik bir fidan mı sandın?
Koca ağaçlar olarak seni,
Sarmaşıklarımızla dolayıp,
Güneşini kapatarak,
Kurumaya mı bıraktık,
Rivayetlere bakarak aldanma,
Kendine sor bir hele,
Yaşam boyu pişman olmak,
Mümkünmüdür hadi söyle?
Pişman olmak her dem,
Kendine acımak demektir,

Yağan yamurda,sıcak güneşte,
Esen yelin kanatlarına tutunarak,
Koca ağaç oldukta bir gün bile,
Pişman olmadık,bak hele bize,
Sende; yağan yağmura,esen yele,
Bırak kendini sıcacık güneşe,
Sal yapraklarını,açsın çiçeklerin,
Dağıt,dört bir yana kokularını,
Sevdalılar konaklasın gölgende,
Başlarına taç yapraklarından sar,
Saçlarına birde çiçek takıver,

Sevmeye gönlün olmadı hiç,
Sevilmeyi bile beceremedin,
Bırak aşklar yaşansın gölgende,
Sen yaşayamamış olsan da,aşkı,
Hiç olmazsa aşıkların söylediği,
Güzel aşk şarkılarını dinle.

Postacımız Rüzgar

Deniz kıyısındayım,
Güneş yükseliyor göklere,
Tatlı bir yel esiyor yine.
Ve ben esen rüzgara,
Öpücüklerimi bindiriyorum,
Sana götürsünler diye.

Sizin oralarda da,
Esmeye başlayınca rüzgar,
Çık bahçeye,dağılsın saçların,
Sende öpücüklerini yükle,
Sizin oraların rüzgarına,
Ben sahilde bekliyorum,
Rüzgar küçük de olsa,
Güzel bir selamını ekle,
Pul yapıştırmana da gerek yok,
Postacımız rüzgar nasıl olsa.

Resmin Hala Duvarda

Resmin hala duvarda,
Beline sarılıp,
Dudaklarını öptüğüm zaman,
Attığın kahkahalar,
Hala çınlıyor odamda.
Her gece resmine bakıp,
Kahkahalarını dinliyorum,
Gözlerimden süzülen yaşlar,
Islatıyor camları,
Yağmurda yağmıyor dışarda,
Anneme anlatamıyorum,
Camların neden ıslandığını.

Rubailerim

Ben bir güzel sevdim ağalar, beyler
Onun için taşa vursa beni hep eller
Gündüz onu hayal eder, gece düşlerim
Taştan taşa vurur beni kara yeller.

Kırmızı güllerimi topla artık, Dest’ eyle
Ellerim ellerinde, tut artık dost eyle
Saz telleri söyler sevdamı besteyle
Sevdim seni güzelim, sar beni mest eyle

Bir yanda gözlerin, diğer yanda deniz,
Nice yıllar sürer gelir bu çaresizliğimiz
İki mavilik arasında çaresizlikmiş zaman
Ellerim duada, dilerim tanrıdan el aman

Rüyalarımdaki Kadın

Ne zamandan beri,
Uykumda ya da,
Uyanıkken,daima/
Yanıbaşımda bulduğum,
O kadının hayaliyle,
Uğraşır dururum.

Gecedir,yalnızımdır,
İlişiverir,
Yatağımın kenarına,
Gecenin sessizliğinde,
Duyarım göksel sesini.
Ne zaman gözlerim kapansa,
Narin parmakları/
Dolanır dudaklarımda.
Gözlerimi açtığımda,
İçimi bir korku sarar,
Kulak kesilirim sessizliğe.
Boşluğun,
Fısıldayan sesini dinlerim.

Acaba derim?
Yalnız kalmaktan hoşlanan,
Ruhuna hayallerinden,
Eş,dost biçen,
Birimiyim diye?
Sorarım kendime? .

Biliyorum ki,
Bu düşsel kadın,
Gerçekten düş dünyamda,
Benim kadınım olmuştur.
Yaşamın tüm sevinçlerini,
Tüm dertlerini onunla,
Hep paylaşmışımdır.

Böyle tatlı hayaller içinde,
Uykudan uyandığımda,
Yanı başımda,
Yastığıma eğilmiş,
Sevgi dolu gözlerle,
Muhteşem bir kadın güzelliğinde,
Günaydın koca adam,
Diye seslenerek,
Ve dudaklarımdan öperek,
Beni uyandırmaktadır.