![]() |
Kız Ve kadın
Akla karayı seçmek Belki kızla kadını Ayırmak kadar zor değildir. Göze çarpan bir işaret Bir fark yok ki... Eğer olsaydı Ölmüş Rahmi beyin dul karısı Birkaç kız cilvesiyle Kız diye yutturabilir miydi hiç Kendini tecrübesiz delikanlılara? Ömer beyin uzun ömürlü Uzun saçlı ve boylu ihtiyar kızının Hâlâ kız olduğunu bilselerdi Dul avrat zannetmezler Mutlaka evlenme teklif ederlerdi... Alper Kürük |
Kızıma...
Biricik kızım benim yaşın bastı kırk dörde Gülüşün deva olur,şifa olur her derde. Yan yana iki dörtler gelirse kırk dört eder Bulunduğun mecliste ne gam kalır, ne keder... Allah'ın izni ile ömür merdiveninde Nice basamaklar çık,mutlu yaşa evinde... Ana-baba duamız zırhtan elbise sana Kötü göz,kötü sözden sığın Yaratan'ına... Alper Kürük |
Kimlik Testi
Hani kimlik testi vardı bir zamanlar: 'Arkadaşını söyle kim olduğunu söyleyeyim...' Bu gün de geçerli aynen öyle... Biraz rötuş gördü sadece Değişen teknolojiyle... Ki o da şöyle: İzlediğin televizyon kanallarını, Okuduğun gazetelerini, Abonesi olduğun mecmualarını, Söyle gezinip bağlandığın internet sitelerini... Senin karakterini hemen bileyim, Sen saklar, açıkça söyleyemezsen Ben sana kimliğini, ne mal olduğunu söyleyeyim... Artık bu zamanda kimlik testi de böyle... Bilmem ki başka ne diyeyim... Alper Kürük |
Kimyacı
Nasıl ki sel gider de geride kumu kalır Aşk baştan gidiverir elde zakkumu kalır. Zakkum öyle bir ağaç al ve ak çiçek açar Onda hem zehir saklı hem de gizli deva var. Kimyager Toprak Ana neler neler üretir Fark etmez onun için tek ona tohum getir. Acıyı tatlı eder tatlıyı ise acı İşte böyle emsâlsiz akıllı bir kimyacı. Topraktan anlamayan su katıp eder çamur Ehli elinde toprak şekillenen bir hamur... Topraktır var oluşun kaçınılmaz dokusu Yağmur sonu kokulan en hoş toprak kokusu. Çekinme ver ömrünü,sakınma ver gönlünü O toprakta sonlanır ölümlünün son günü... Alper Kürük |
Korkma
Ölümün kul,kölesi ölene dek korkanlar Onlar ancak öldükten sonra korkusuz yaşar. Cesur üç günlük ömür uzundur yüz yıl kadar Yaşanan o ömürde ölümsüz bir lezzet var. Korkak kendinden kaçar,sığınır bir korkağa Gölgesinden ürperir,güvenmez sola,sağa, Düz yolda tökezlenir,mümkün mü çıkmak dağa? Son değil ilk düşen o kaçıp korktuğu ağa. Gel korkuyla yaşama şu kısacık ömründe Gerçek cesur olmasan sen de cesur görün de Göreceksin diz çöker korkuların önünde, Yarını yaşar kalbin,korkular kalır dünde... Alper Kürük |
Korkunç Dünya İnsanları
Arzular büyür apartmanlar boyu Zenginlik tüter burunda, Kafalar döner tekerleklerince Ele geçmez en lüks arabaların. Ufuktaki sisleri dağıtır hayâl, Kulaklarda maden şakırtıları; Allah'ı unutmuş diller konuşur: Para...para...para...mey...mey...mey... Cenneti dünyaya aktarır Çifte güzellerin çifte memeleri... Geçer zaman,gün kararır Günah kaplar sevaba örtük elleri Ölümdür artık tiksinilen şey... Alper Kürük |
Koy Ve Köy
Koyda mehtap ve deniz Gümüş sular, Köyde güneş ve buğday Altın harman. Koyda sandal Ki içinde âşıklar Köyde öküz ve döğen Üstünde köylü kızlar, Hafiften bir de kaval... Koyda karanlık altında Aydınlık umutlar, Köyde toprağa damla damla Haziran sıcağında Ter akar Bereket yağar. Koyda aşk,köyde aşk... Koyda umutlar,köyde umutlar... Koyda hayat,köyde hayat var... Alper Kürük |
Kör Kıskançlığa Dair
Elimde değil Kıskanıyorum. Dünya çirkinleşiyor gözümde Yalnız ve yalnız o güzel Bir o bana benden Ondan gayrısı el... O,benim için gerçek O,erişilmeyen umut Birgün ölecek Yine de kıskanıyorum. Tutuşup hûri oğlanlarıyla elele Bensiz bahçelerde gezecek Allah'ım yine kıskanıyorum Ellerini tutacak temiz elleri çek! Ne de olsa bir insan oğluyum... Kötü düşünebilirim ne de olsa. Allah'ım,Allah'ım kıskanıyorum Onu,niçin bilmiyorum? Bir türlü içim rahat etmeyecek... Alper Kürük |
Kördüğüm -1-
Tel tel kopuşmakta hayat sazımız Çoğumuz umutsuz,mutlu azımız, Ne çare böyleymiş alın yazımız İlmik ilmik çözülmeyen kördüğüm. Kimimiz ağladı,kimimiz güldü, Kimisi menekşe,kimi sümbüldü Tümünün sonunda boynu büküldü Bir kez değil bin kezdir bu gördüğüm. Bir tuhaf oluyor insan sevince Felâket başlıyor sevilmeyince, Acıyı tatlıyla birleştirince Karışık bir çelenk sana ördüğüm. Alper Kürük |
Kördüğüm -2-
Sen gidince arkandan Elime gittiğin yol kadar Uzun,upuzun bir iplik almıştım Makaralardan. Ayrılık günlerini bir bir Bağlamıştım düğüm düğüm. Yaşlar da bir taraftan Düğümleniyordu gözümde, En son düğüm sendin Sen gönlüme düğümlendin... Ki o kadar düğümlendin Oldun artık kördüğüm. İnan ne ben ayrılırım senden Ne de çözülür bu düğüm. Alper Kürük |
Kördüğüm - 3 -
Kimilerin hayatı engebesiz bir yoldur Önüne ne bir tepe, ne de çıkar bir çukur... Öyleleri düz yolda bile pek çok yorulur... Şans da onlara güler...ne dilerse o olur... Kiminin yaşamıysa bir iptir düğüm düğüm... Bir düğüm çözülürse gelir başka bir düğüm... Düğümleri çözmeye tek çözüm olur ölüm... Ölümü beklemekse âcizane bir çözüm... Hayatının yolunda oldum sana bir düğüm Çözmeye uğraşındı, gayretindi gördüğüm... Çaban boşa gidecek bu düğüm tam kördüğüm... Kurtuluşun yok benden...sen toprağım, sen göğüm... Alper Kürük |
Kötümser
Toprağı sevindiren Tanrı'm Toprak et beni de sevindir. Gönlümden bir parça toprağa düştü Anlıyorum acının ne olduğunu İnsan olduğumu anladım ya Unutmam bir daha. Toprağı sevindiren Tanrı'm Toprak et beni de sevindir, Ölüm benim için arzu Emir,senindir... Alper Kürük |
Köy Kahvesi
Dışarda soğuk,içerde sıcak Buzlu cam gibi olmuş camlar. Acı rüzgârın zehrini akıtıyor Parmaklarını sıkarak Kahveye giren adamlar. Ağası,çiftçisi,çobanı gelmiş kahveye Kimi altmış altı atıyor köşede, Kimi dinliyor ağaların sohbetini, Kimi arıyor ocak başında bucak... Tavla,domino taşlarının şıkırtısına Katılıyor ağaların sesleri, Hamama döndürüyor odayı Sigara dumanıyla karışık Sıcak nefesleri. Köyde olup bitenler... Yosmalarla yiğitlerin aşk hikâyeleri... Geçmişe ait efsâneler Dökülüyor ağaların ağzından, Kahvenin dumanlı havasına. Şu çatı altında duyulan sesler Açılan ağızlar hep ağaların, Nasıl ki dağda,ovada,açık havada Kavalı dinlenirse sadece çobanların |
Kuğulu...
Boynu bükük öksüzlüğün hüznünü, Gelin olmuş genç kızların hüsnünü Sizde buldum,sizde gördüm kuğular... Zor görülür bükükte bu zarâfet... Süzülüp yüzüşte onur,asâlet... Sanki salınarak geziveren yâr... Pembesi de beyazı da bir âfet... O bakışlar aşka,sevgiye dâvet... Ayna suda güzelliğine bakar... Enderliğindedir biraz da kıymet... ANKARA'ya,SEYDİŞEHİR'e kısmet... PARKTA, MESİREDE ismiyle yaşar... Alper Kürük |
Kul Ve İmân
Belki suçlu kurtulur Söylediği amanla, Allah bilir af olur Kul Allah'a imânla. Der ki Yüce Yaratan Bir iste bin vereyim, Ol ki beni tanıyan Af dile göndereyim. Sen kulsun hakların var Yaratan Tanrı benim, Hakkım var senin kadar Ben de senden isterim... Gel sen kulluğunu bil İstediğim bu senden, Hoşnut eylemen kabil Veririm ne dilersen... Alper Kürük |
Kumandan ve İlham
Harp içinde bir kumandan düşün Başı dertte,uykusuz... İşte ben onun gibiyim Hatta ondan da beterim. Onun askerleri var Kelimeler benim askerlerim... Bir gözcüm var ama İki yüzlü bir dostum. Bazan bucak bucak kaçar benden Bazan gelir kendiliğinden. O geldi mi büsbütün kaçar uykum, Bir değişme olur bende tümden. Getirdiği haberlere uyar Sokarım askerlerimi harbe Sıralarım saf saf onları. Bazan onun fikrine uyar Değiştiririm taktikleri,plânları. Kazandık onunla birlikte Şimdiye dek nice nice muharebe... Alper Kürük |
Kumsal
Sahildeki kumların suda çırpınışları Aşka gelen denizin budur kâlp atışları... Sanki sular yıllardır karaya hasret kalmış Kara da denizlere özlemlerle susamış... Birbirine kavuşan iki sevgili sanki İlk kavuştukları an böyle olur inan ki... Suların öpüşüyle kara yumuşaklaşır Aşkları hürmetine parçalanır,kumlaşır. Ayrılık gelir aşkın yerini hüzün alır Sevgi bitmez ortada izi bu kumlar kalır... Alper Kürük |
Kutlu Olsun
Onbir aya bir Sultan diye o tanımlanan Şükür olsun yaşadık bir kez daha Ramazan. Toparlandık bir daha Ramazan sevinciyle İnşallah geçer günler Ramazan bilinciyle... Bu iş bu ayda kalmaz belki ömre yayılır Sevgi,infak,paylaşma da ibadet sayılır. Diliyorum Allah'tan bayramlar olsun kutlu Yuvalarımız mutlu,tüm insanlar umutlu... Alper Kürük |
Küresel Isınma
Elleriyle soğutup dondurduğu ruhuna Medet beklediği şu ısınan küreyi de Bu hâle getirendir kaprisleri uğruna... İnsanın beyni gibi bencildir yüreği de... Yarattığın ejderden bu ne korku,bu telaş? Atomun patlayacak,küren seni yakacak... Sen sanal dünyalara bilgisayarla ulaş... İnsanlık ilk ânını tekrardan yaşayacak... Alper Kürük |
Küskünlük
Gün olur hayata küsüyorum tümden Fikirlerimle,umutlarımla... Birden geçiyor içimden Dolaşmak diyar diyar. Gün olur küsüyorum insanlara O an sen geliyorsun aklıma Aşkının hürmetine geçiyorum küskünlükten Sevmeye çalışıyorum insanları Yeniden,yepyeniden. Ölüm geliyor aklıma kâh İçim ürperiyor hafiften Ve tüylerim diken diken... Sanma ki korkuyorum ölümden Gencim,gençlik neler istetir neler... Yaşamak isterim ben de ölmeden Bu yaşta,bu çağda ölmek Çektirir insana bir derin eyvah... Alper Kürük |
L'amour
Je veux aimer et être aimé Je ne sait pas l'amoure encore, Je nais comme une fleure dans sa petite coeure. Alper Kürük |
Lâle...
Renk renk lâleler gelsin 'Lâle Devri' gelmesin Lâlelerle kimseler o devri özlemesin... Bir devre isim oldu o güzel çiçek lâle Bir İmparatorluk ki gördük geldi ne hâle... Hayır! koca Devleti yıkan ne bu çiçektir, Büyük Devletler yıkan vizyonsuz zihniyettir... Entirika,safahat...Osmanlıyı mahvetti Güzel,masûm lâlenin ismini de kirletti... Bir süre lâlelerin boyunları büküldü Şimdi başları yine dik ve yüzleri güldü... Çocuklar...hep çocuklar...işte onlar çiçekler... Artık lâleler değil ilgiyi onlar bekler... Zihniyet hortlatmaya simge olamaz lale, LAİK ATATÜRK'ÇÜLÜK ELDE BÂKİ MEŞ'ALE... Alper Kürük |
Lefkoşe - Barbarlık Müzesi
Böyle gaddarlık olmaz,bunu yapamaz insan Yapsa yapsa RUM yapar çünkü kökeni YUNAN... Bin Dokuz Yüz Altmış Üç- ARALIK- gün Yirmi Dört Çocuklar:MURAT,KUTSİ,HAKAN,ana:MÜRÜVVET. Ev sahibi:FERİDE GÜDÜM ile beraber T u v a l e t ve k ü v e t t e kurşuna dizildiler. Sıktı kurşunlarıyla RUM,********liğini Kurşun oyuklarına bilmeden dizdiğini... Doktor NİHAT İLHAN'ın eş ve çocuklarını Hunharca katlederek gösterdi ayarını... Nice TÜRK köylerini göz kırpmadan katletti 'Toplu Mezarlar 'açıp gömmekse ona yetti... O RUM böyle yaparak TÜRK'ü bitirdim sandı YAVRU'nun arkasında ANA VATANI vardı... Beş parmakları gibi yumruk olmuş bir elin 'BEŞ PARMAK DAĞLARI ' ysa setti sandı TÜRK'lerin. 'ÇANAKKALE GEÇİLMEZ! ' öğrendi bunu DÜNYA TÜRK 'LER geçmek isterse BEŞ PARMAK vız gelir ya... Nerde o kahpecik RUM? İşte geldi TÜRKİYE Erkekliğin vardı da durduramadın niye? Sen GADDARSIN,BARBARSIN,İNSAN DEĞİLSİN diye Bu ' BARBARLIK MÜZESİ ' Kâinata hediye... Alper Kürük |
Mantar
güzellik tuzağınla bir edip câzibeni Mantar güzelliğinde zehrini saklıyorsun, Çoklarını öldürdün en son öldürdün beni Öldürüp de geçiyor dönüp de bakmıyorsun... Göğün gürlemesiyle ruhun yer üstü çıkar Su damlacıklarıysa üstünden süzülen ter, Bileni zehirliyi zehirsizden ayıklar Kimi bilir geçinir o zehirlisini yer... Zehrini saklamayı bilenlerden korkmalı... Günah da sevap gibi işlenmez ki âşikâr... Tatlısı olmayanın zehirdir bütün malı Her satıcı malını allar, pullar da satar... Alper Kürük |
Mart-Nisan Ayları
Hayat uyandı uykusundan Etrafına baktı Keskin nazarlarıyla; Kanları kaynattı, Canları oynattı. Su yürür ağacın,bitkinin O kuru damarlarına Yeşil hayata girişmek için. İnsanların kimisi Adem'e,kimisi Havva'ya Benzetmeye çalışır kendisini, Kuluçkalık tavuk ateşini Söndürmek ister yumurtalar üstünde Analık ruhu belirince kendinde. Sanki sokağa bırakılmış Ağlayan çocuk sesiyle bağırır Hamsine kavuşan kediler. Dişisi kuyruk sallar Haber yolar Erkeğini çağırır Hayata göz açar körpe yavrular... Anaları tencere açıp Yapamazsa hırsızlık Yavrularını teker teker Doğurduğu gibi yer... Alper Kürük |
Masal
Seninle Zümrütü Anka'ya binelim, Yedi kat göğe çıkalım Katılalım gökteki meleklere. Batalım yedi kat yere Cinleri,devleri seyreyleyelim. Karşıdan gelsin Alt dudağı yer Üst dudağı gök süpüren Koca devler. Sen korkudan bana sarıl Kuvvet alayım senden, Keseyim her birinin Yedi başını teker teker... Kavrulalım,savrulalım maceralar içinde... Sen padişah kızı ol Ben de Kel Oğlan, Seni almaya geleyim, Senin için Canımı bile vereyim. Dağlar,tepeler aşayım Seni bulacağım diye Elimde bir demir âsa Ayağımda demir çarık Delinene dek dolaşayım... Aslı ol,Kerem olayım. Zühre ol,Tahir olayım. Leylâ ol,Mecnun olayım. Senin aşkınla yanayım, Delireyim,verem olayım... Üç defasında da 'Devlet Kuşu'uçup uçup başıma konsun Seni versinler bana. Kırk gün,kırk gece düğün Yapılsın Kel Oğlana. Tacımız,tahtımız dileyenlere Tanrı bize sağlık vere Aşkımız da dâim ola... Alper Kürük |
Mavilerin Öpüştüğü Yer
Mavilerin kucaklaştığı yerde Göğün denizi öptüğü yerde Yitik gemimi ararım Nerde? dumanı tütmez gemim nerde? Mis kokular taşır rüzgâr Hasretliği bilmez burunlara, Burcu burcu tüter burnumda benim Kavuşmak ve sen. Görülmez ******* görür oldum Yıldızlarımı yaktıkça erken, Herbir yıldızdan bir can buldum Gündüzleri canlanınca insanlar Ve içlerinde yalnız ölürken ben. Gitmeyin,ey kuğular gitmeyin Göğün denizi öptüğü yere, Zaten boynu bükük zavallılarsınız İstemem kırılsın bir de kanatlarınız. Hâla dumanı tütmez gemimin Oysa tüter burnumda kavuşmak, Denizler dolusu yaş var Bana artık düşmez ağlamak. Alper Kürük |
Maya
Kâr sanarak zarar etti mübarek! Vatanı da meta etti mübarek! Salatanata vatan sattı mübarek! VAHDETTİN o...kaçıp gitti mübarek... Bir dehâ gönderir TANRI her asır O mayadan niceleri çoğalır... ATATÜRK de TÜRKLER için dehâdır Asil TÜRK mayasını ondan alır... Ulusa RAB lütfu bir dehâ olur Bize oldu...sanma bir daha olur... Onlarla çöl yeşil bir vaha olur... Vatana ihanet ALLAH'a olur... Alper Kürük |
Mâzide Kalanlar
Şimdi sevenler mutsuz Meşkler mâzide kaldı, Arkadaşlıklar tatsız Dostlar mâzide kaldı. Seven az,sevmeyen çok Aşklar mâzide kaldı, Gözlerde artık yaş yok Yaşlar mâzide kaldı. Gözler ileri bakar Başlar mâzide kaldı, Yollar gitgide uzar Eşler mâzide kaldı. Mevsim her an sonbahar Yazlar mâzide kaldı, Dümdüz olmuş mezarlar Taşlar mâzide kaldı... Alper Kürük |
Mâziye Sesleniş
Yine kıvranıyor önümde bu gece Gebe bir kadın gibi mâzi. Hâtıralar torbasını Eski bir hâtıra yırttı Gebe kadını doğurttu... Ben de çocuktum bir zamanlar... Değnekten atlara biner Savaşlara girer Olurdum gâzi. Tozu dumana katardım, Camlara taş atardım. Soğuk pınarlardan su içer Çamlar altında yatardım... Ben ta küçücükken severdim Çiçeğin,değneğin,kızın güzelini... Çekinmeden uzatırdı her kız bana elini. Büyüdükçe değişti Ruhum,sevgim herşeyim... İşte artık ben de gencim Benim de hakkımdı sevmek İsterdim ben de sevilmek... Bir menekşe gözlü gem vurdu Eyer vurulmamış taycasına Şu tecrübesiz gönlüme. Sarı saçlarını kement yapıp Doladı,geçirdi boynuma Kattı yeni hâtıralar Aşksız geçen ömrüme. Hâl her şeyi sildi,süpürdü O tatlı ânıları Sınırsız hayâl diyarına götürdü... Şimdi ise âti yayılır El falı gibi Bilmece gibi önüme... Alper Kürük |
Mehmetçik
Ey bu toprakların bekçisi,güçlü arslanı Seninle yükseliyor yüce Ulusun şanı. Düşmanların olsun parlak süngünün kurbanı Çiğne,ez ayaklarınla kâfir yabanı! Sen hep ay-yıldız için çarpışıyorsun Türk'leri sayanı sen de sayıyorsun, Her zaman özgürlük aşkıyla yanıyorsun Mehmetçik,Allah yardımcın olsun... Cephede Vatan için Mehmetçik ölebilir Şehitliğe ancak o,böyle yücelebilir, Türk'ler dâim seninle övünebilr, Her millet Türk'e güvenebilir. Alper Kürük |
Melez
Uykudan uyanmışsın belli Gözlerin yumuk yumuk Gözlerinde Japon kızlarının esrarı var. Sen uyandın da gözlerin şiş Benimkiler uykusuzluktan... Bacakların ve vücudunda İspanyol sıcaklığı su gibi akar. Sesinde İtalyan şarkılarının Yarı kıvrak,yarı hüzünlü çeşnisi... Verdiğin sözleri tuttuğundan ötürü Türk kadınlarının sadakati üstünde. Karnaval ayı yakınlığını Rio ve Alman kızlarından kapmışsın. O kadar ki cana yakınsın Erkekleri sürü sürü Kendine dost yapmışsın. Ben Türk'üm Sadakatin için sevdim seni Öyle sev,öyle sevsen de beni. Alper Kürük |
Menfaat,Dünya ve İnsan
Dünya kendi etrafında döner Güneşin etrafında döner. Kendi etrafında dönse neyse Kendi bilir ne yapacağını Ama,güneşin etrafında dönmesi yok mu Beni düşünceye sevkeder. İnsanlar da onun bunun Etrafında dönmüş çok mu? Koskocaman dünya bile Gece demez,gündüz demez Dört mevsimlik bir menfaat için Döner,dolaşır durur. E...insanlar da Ondan bir parça sayılır Ne de olsa. Dünya döner Dönerken başını döndürür insanların O yana,bu yana baş vuruşlarından Menfaat uğrunda Birbirleriyle çarpışışlarından belli... Alper Kürük |
Mevlâna'yı Anma Yılı 2007
Ney sesine takılıp ruhlar âlemindeyim Ben şimdi bir ruh değil dudaklarda bir neyim. Bu âlemde gezerken karşılaştım seninle Ruhunla yaptığını yapmıştın bedeninle. Günahkârdım çağrına kulak verdim de geldim Günah yelkenlerini dolduran azgın yeldim. Daha canlar gelecek gel sözüne güvenen Olmayacak bir daha gelip sözünden dönen. Seni özümsedikçe anladım kimim,neyim Cana ALLAH aşkını duyuran kamış neyim... Ney der ki: gel sözünü duydum geldim MEVLANA O güzel nefesinden bir nefes üfle bana. O nefesle bir daha derinden inleyeyim Hep başkası dinledi,kendimi dinleyeyim... Alper Kürük |
Mezar
Gündüzün arkasında gece Hayatın arkasında ölüm; Öbür âlemin kapısını Daha dünyada gördüm. Kaderin vurduğu pençe Çaldırdı bu kapıyı Hem yaşlıya hem gence. Ses vermedi her giren Belki rahat bir yer bu Belki dolu işkence... Yok hiç hâlini bilen... Söyle bana ey mezar Korkma içini dök Sırdaş olayım sana. Oralarda neler var? Tecessüsümü sök Olmadan ben sana yâr... Alper Kürük |
Mezar Taşı Kitabesi
Ölü,sağdan ne mal ne para ister Esirgeme ondan FATİHA'n yeter. İnsan oğlu gel lâyık ol atana FATİHA sun toprak olmuş yatana... Alper Kürük |
Mezuniyetimiz Elli Yılına Yaklaşırken...
Kırk sekiz yıl öncesi tahsil ettik HUKUK' u Sağlayana şükrolsun bize bu tahakkuku... Kimimiz SAVCI oldu, kimilerimiz HAKİM... Onların içlerinde işte biri de benim. Kimi AKADEMİSYEN...Okulda HOCA oldu AVUKAT levhasıyla birçok binalar doldu... İki FAKÜLTE vardı: ANKARA ve İSTANBUL Bunca yıl geçti şimdi HUKUK FAKÜLTESİ bol... Yurdumuzda yetişmiş bunca HUKUKÇUMUZ var Buna rağmen ülkede HAK - HUKUK nosyonu dar... HUKUKA BAĞLILIĞI zor alıyor kafalar... HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ için bunca çabalar... Salt âdilim demekle asla ADALET olmaz! Hak da sağlık gibidir kaybolursa bulunmaz... MAHKEME -İ KÜBRA 'ya kadar mahkemeler var Yaşayan insan hakkı ancak onlarda arar. 'DİN GÜNÜ ' SAHİBİNİN O MİZANI KURULUR Dünyada kurtulanlar sanma ondan kurtulur... Özlemlerimle sizi ben andım, beni anın... ÖMRÜN SONBAHARINI ESENLİKLE YAŞAYIN... Alper Kürük |
Mızıkçı
Küçüktük ikimiz de Annenle annem Söze dalardı misafir odasında bizde. Senle ben saklambaç oynardık... Sen mızıkçı idin Hep oyuncaklarımı alır vermezdin. Şimdi de hem paramı,hem gönlümü aldın Bana yine mızıkçılık yaptın. O zaman küçüktüm Ama şimdi aklım başımda Seni isterim karşılık... Alper Kürük |
Mon Ami Allemand
J'ai senti ta beauté que tu definis dans ta lettre, Je te donne quelque chose de mon âme Tu peux me voir par ma photo, peut-etre? Alper Kürük |
Mor Dudaklar
Beni karşılamağa gelince Dudakların mosmordu Oysaki seni koyup gittiğimde Dudakların kırmızı kordu. Şimdi ayrılığın soğukluğundan Üşümüş olacak Ama,ziyanı yok artık Koruyucusuna yine kavuştu. O morarmış dudaklarını Bir çift dudak Aşkın ateşiyle ayrılığın buzunu eritip Islatacak,ısıtacak Sen de hazırsan ancak... Alper Kürük |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:49 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.