www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   WrAtBoY Dan Aşk Şiirleri Arşiv (https://www.cakal.net/showthread.php?t=111569)

WrAtBoY 02-11-2008 06:08 PM

gÖzlerİne Bakip Kalirken
HİÇ BİrŞey DÜŞÜnmeyİŞİmİ
Benİ Alip GÖtÜren Hayalİnİ
YÜreĞİmde BaŞka Kİmseye
Yer Birakmayan Sevgİnİ
Sevdİm YeryÜzÜne SiĞmadim
Senİ GÖkyÜzÜne SiĞdiramadim
SensİzlİĞİmİ Kİmseyle PaylaŞmadim
HİÇ Bir Şarki Anlatmadi
HİÇ Bir Şİİr Yazmadi
Ben Senİ CÜmlelere SiĞdiramadim
HİÇ Aklimdan Çikmadin
Sankİ Hep Yanimdaydin
DÜŞÜnmedİmsenleyken Yarinimi
DÜŞÜnmedİm HİÇ Sonunu
Sen Bİtmesİnİ İstemedİĞİm
Bİr Hİkaye Gİbİydİn
Unuttum MutluluĞun Adini
Ama Sİlemedİm Kalbİme Yazdiklarini
Bİr Sen Vardin Bİrde Adin
Hayalİn Zaten HİÇ Aklimdan Çikmadi

WrAtBoY 02-11-2008 06:08 PM

Güzelliğin için değil, çünkü ben seni hiç görmedim...
Ellermi tutmanı değil, çünkü ben sana hiç dokunmadım...
Gözlerine bakmayı değil, çünkü ben onlara hiç dalmadım...
Ben senin beni sevmeni sevdim...
Yüreğinde bana yer vermeni sevdim
Benimle konuşurken, sesini nefesini sevdim
Ağladığımda uzaktan tesellilerini sevdim
Benim seni sevmemi sevdim...
Sessizlikte kalp atışlarını sevdim
Damarlarımda kan yerine dolaşmanı sevdim
Düşlerde benim olmanı, senin olmamı sevdim...
Gönülden sana bağlandığımı sevdim
Gündüz ışığım, Gece karanlığım olmanı sevdim
Alınyazım, Kaderim, Herşeyim olmanı sevdim
Gözyaşım, Kederim, Hüznüm olmanı sevdim
Tebessümlerimin, Gülmelerimin, Mutluluğumun sebebi olmanı sevdim
Söylediğin sözleri değil,
Onları bana söylemeni sevdim....
Ben başlıbaşına seni SEN olduğun için sevdim...
Benliğini, Duygularını, Hislerini sevdim
Ve...
Bu tarifsizliği, sevgime kelime bulamadığımı sevdim...
SENİ SEVDİM

WrAtBoY 02-11-2008 06:08 PM

Ben Ölürsem Aksamüstü Ölürüm

Ben ölürsem aksamüstü ölürüm
Sehre simsiyah bir kar yagar
Yollar kalbimle örtülür
Parmaklarimin arasindan
Gecenin geldigini görürüm
Ben ölürsem aksamüstü ölürüm
Çocuklar sinemaya gider
Yüzümü bir çiçege gömüp
Aglamak gibi isterim
Derinden bir tren geçer
Ben ölürsem aksamüstü ölürüm
Alip basimi gitmek isterim
Bir aksam bir kente girerim
Kayisi agaçlari arasindan
Gidip denize bakarim
Bir tiyatro seyrederim
Ben ölürsem aksamüstü ölürüm
Uzaktan bir bulut geçer
Karanlik bir çocukluk bulutu
Gerçeküstücü bir ressam
Dünyayi degistirmeye baslar
Kus sesleri, haykirislar
Denizin ve kirlarin
Rengi birbirine karisir
Sana bir siir getiririm
Sözler rüyamdan fiskirir
Dünya bölümlere ayrilir
Birinde bir pazar sabahi
Birinde bir gökyüzü
Birinde sararmis yapraklar
Birinde bir adam
Her seye yeniden baslar

WrAtBoY 02-11-2008 06:09 PM

Sus pus olmuş, puslu bir İstanbul'muydu yüzün, yoksa
çok bildik hüzünler mi taşınmıştı yüzüne
Dolmabahçe da çay tadında....
Divit ucuyla yazılmış bir aşkın sureti vardı avuçlarında,
tarih bir başka iklimin kıvamını gösteriyordu.
Ben rehnedilmiş yelkovan gibi... hani akrep'i seven ama
yüreği takvim yokuşlarında...

Sinemada elinin elimde terleyişinin bir anlamı olmalı,
sesinin sesimde yankılanmasının... sanki perdedekine
üzülmüş ya da sevinmişsin de tesadüfen akmış yüzün
içime... Yalan! Sen perdeye bakıyorsun, fikrin benim
seyir defterimde.. ve ben amerikanca bir filmi kürtçe
seyrediyorum...

Kadın Beyoğlu'nun bir kış akşamında,
üstündeki deri montun sahibine küs, soğukluğundan
muzdarip yürüyordu... Adam da... Yürümek hiçbir şeyi
çözmüyordu, bazı Aralık akşamlarında... Parmağında
yaralı bir öyküyü taşıyordu adam... Kadının yüzünde
bir hüzün... Hüzünlü aralık akşamında bir yüzük...
Yüzüğün yüzünde dünya güzeli bir kadının kehaneti...
... Soğuğun ve karanlığın vehameti!

Hayatı, bir başkasının pantolonu gibi, küçültülmüş,
daraltılmış... İlk sahibinin o pantalonla yaşadığı şeyler,
yani pantalonu pantalon yapan anılar, bazı ilkbahar
bereleri yüzünden yapılan yamalar, ter tüketen
yazlar... Hepsi daraltılmış... Yaşananlara bir beden
büyük geliyor artık hayat!

Bir aşkı paylaşmak için çok geç, bir paylaşıma aşık
olmak içinse erken... Beni sevda yerimden vurdu yine
zaman... Şimdi sana söylenecek tek cümle:

Bende sana yetecek kadar ben kalmadı...

Bir dağ tepesinde dalga geçerken yalnızlığımla.
Kırmızı,mor ve pembe bulutlar boyamışken göğü kızıla.

Ve rüzgar bir şarkı tutturmuşken bilmediğim bir makamda.

Kara dut gözlü,bakır kızılı saçlı bir kız uzandı yanıma.

xxx

Kıskandı dost bildiğim bulutlar,rüzgar ve dalgalar.

Kısrak başlı hırçın dalgalar,sırt döven demir misali parçalarken kendini kayalarda

Kara gözlü kız sıcak bir bugse kondurdu yanağıma.

Bir sıcaklık kapladı içimi,bir huzur ve bir his,hiç bilmediğim.

xxx

Dagınık saçlarını tararken rüzgarla,yüreğimde bir orkestra kuruldu ve baskın bir lir sesi,bir aşk şarkısı eski yunan'dan.

Sophokles'in bir tragedya'sı çıplak anadolu dağlarından.

Yanık bir pan sesi hiç bir şeyin farkında olmayan garip çobandan.

Taçlandırmak istedim o güzelim başı tanrının henüz yaratmadığı çiçeklerle.

Elimde sepet gökten yıldız topladım,takmak için saçının her teline.

xxx

Homeros'a sipariş verdim ölümsüzleştirsin diye bu aşkı,dil bulup yazamadı.

Yontmak için o güzelim bedeni,phydias anadolu'nun tüm beyaz mermerlerini begenmedi.

Ploto varlık diye inlerken bir türlü varsayamadı böyle bir aşkı.

Saflığında bu sevginin Nısche'nin ahlakı bile ahlaksız kaldı.

xxx

Beyaz bir harmani örterken o güzelim vucudunun kıvrımlarını,içim köpürdü kıskançlıkla.

Nadide bir keman dı sanki o beden,yay olup çalmak,

Kemençe de gerdege girip telde sevişmek,tokmak olup davul da tepişip halay çekmek,

Bir bag bozumu şöleninde aşkı yıllandırıp köhne fıçılarda,doyasıya içmek istedim.

xxx

Güller Diyarı'nın gül'ü, karagül'dü,bilmediğim bir ülkeden,belki hayaldi,belki gerçek.

Yada bir ozanın sazının tellerine takılı garip bir türkü.

Ve bir hediye,çölde su,kurumuş dere yatağına düşen damla vede hayat.

Yaşadığım geç kalmış bir sevdaydı vede bir masal,koşsamda peşinden tutamayacağım.

WrAtBoY 02-11-2008 06:09 PM

Bırakın gözyaşlarım karışsın denizlere,
Bırakın Kulaklarımda çınlasın o şen sesi,
Bırakın uzak diyarlara ulaşsın sesim,
Bırakında dalsın gözlerim ufuklara,
Bırakın yaşasın bedenimde bütün hayallerim,
Bırakın dağlarda yankılansın kalbimin sevgile atan sesi,
Bırakın haykırayım var gücümle dünyaya
Seni Nasıl ve Ne kadar çok Sevdiğimi...

Sense Şimdi dinle beni, Sadece sana söylüyorum
Seni Çok Seviyorum

WrAtBoY 02-11-2008 06:09 PM

TEK KELIMEYLE SUPER!!!
ILGINC AMA COK DOGRUU ..
" Türkiye'yi Güldüren Adam" ünlü komedyen Cem Yılmaz'ın İstiklal
Marşı'ndan esinlenerek yazdığı bir şiir, şu sıralarda elden ele
dolaşıyor. Cem Yılmaz, bu şiirinde Türkiye'nin sorunlarını da ele alarak
ülkemiz gerçekleri hakkında inanılmaz tespitler yapmış! Elime
geçmiş olan bu şiiri izin verirseniz sizlerle paylaşmak isterim.
İşte
Cem Yılmaz'ın Türkiye'nin durumuna mizahi, ve bir o kadar da
entelektüel bakış açısıyla yazmış olduğu şiir:


İSTİKBAL MARŞI
Bakma, dönmez şafak vakti yurttan kaçan o alçak!
Dönmeyip Amerika'da, arlanmaksızın yaşayacak!.
O benim milletimin hırsızıdır, yurdu soyacak, Hortumladıkları
benimdir, milletimindir ancak!

Çalma, kurban olayım hepsini ey hırslı çakal!
Gariban halkıma da bir pul bırakacak kadar al!
Olmaz sana götürdüğün paralar sonra helal, Hakkını vermezsen burdaki
ortaklarının behemehal!

Ben ezelden beri aç yaşadım, aç yaşarım!
Hangi hükümet beni kurtaracakmış,>şaşarım!
Kurumuş musluk gibiyim, ne akar ne taşarım!
Yırtsam da bir tarafımı, hiç görülmez
başarım!

Mali krizler, yoluna örmüşse çelikten bir duvar, Benim .ceğiz,
.cağız diyen bir hükümetim var!
Bağırsın korkma, nasıl işimize burnunu sokar?
"Avrupa Birliği" denen tek dişi kalmış canavar!

Arkadaş, Meclis'e namusuyla çalışanları uğratma sakın!
İşe aldıracakların, olsun hep sana yakın!
Gelecektir, cezanı vereceği günler Hakkın, Kim bilir belki yarın,
belki yarından da yakın!

Yaktığın yerleri "orman" diyerek geçme, tanı!
Çalışanı işten at, doldur kadroya yatanı!
Gözleri açık yatır seni kurtaran atanı, Satılmadik o kaldı, durma
satıver şu vatanı!

Sermaye mutlu olsun, olsa da çevre feda!
Semizletin Apo'yu, mezarında dönsün Şüheda!
Uydurma kanunlarla Meclis'ten getirin
seda!
On bin Yıllık tarihe, yurdum ederken veda!

Cümlenizin bu yurdu yok etmek mi emeli?
Yediginiz herzelere başka ne demeli!
Oyuverin altını iyice sallansın temeli, Yurdumun ki, sonunda
vatandaş kükremeli!

O zaman durur belki gözümden akan yaşım, O zaman doğrulur belim,
yukarı kalkar başım, O zaman
boşa gitmez yıllar süren uğraşım!
HESABINI VERİP TE ,GİTTİĞİNİZ GÜN KARDAŞIM,
Dalgalanın dolar gibi sizde şimdi ey suçlular!
Olsun artık soyguncuya vurulacak bir yular, Ebediyen, öyle yok
hesapsız bir iktidar!
Hakkıdır "garip yaşamış vatandaş"ın da gülmek, Hakkıdır ezilmiş
milletimin, aydınlık bir İstikbal!

WrAtBoY 02-11-2008 06:09 PM

Dağlarda Kar Olsaydım

Şu dağlarda kar olsaydım
Bir asi rüzgar olsaydım
Arar bulur muydun beni
Sahipsiz mezar olsaydım

Şu yangında har olsaydım
Ağlatıp bizar olsaydım
Belki yaslanırdın bana
Mah****a duvar olsaydım

Şu bozkırda han olsaydım
Yıkık perişan olsaydım
Yine severmiydin beni
Simsiyah duman olsaydım

Şu yarada kan olsaydım
Dökülüp ziyan olsaydım
Bu dünyada yerim yokmuş
Keşke bir yalan olsaydım

WrAtBoY 02-11-2008 06:10 PM

AŞK İKİ KİŞİLİKTİR

Değişir rüzgârın yönü
Solar ansızın yapraklar;
Şaşırır yolunu denizde gemi
Boşuna bir liman arar;
Gülüşü bir yabancının
Çalmıştır senden sevdiğini;
İçinde biriken zehir
Sadece kendini öldürecektir;
Ölümdür yaşanan tek başına
Aşk iki kişiliktir.

Bir anı bile kalmamıştır
******* boyu sevişmelerden;
Binlerce yıl uzaklardadır
Binlerce kez dokunduğun ten;
Yazabileceğin şiirler
Çoktan yazılıp bitmiştir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.

Avutamaz olur artık
Seni bildiğin şarkılar;
Boşanır keder zincirlerinden
Sular tersin tersin akar;
Bir hançer gibi çeksen de sevgini
Onu ancak öldürmeye yarar:
Uçarı kuşu sevdanın
Alıp başını gitmiştir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.

Yitik bir ezgisin sadece,
Tüketilmiş ve düşmüş, gözden.
Düşlerinde bir çocuk hıçkırır
Gece camlara sürtünürken;
Çünkü hiç bir kelebek
Tek başına yaşayamaz sevdasını,
Severken hiçbir böcek
Hiç bir kuş yalnız değildir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.

WrAtBoY 02-11-2008 06:10 PM

Bir Mevsimin Acı Gerçekleri


""Bir tek dileğim var mutlu ol yeter� sözünün
bir kamyon yükü
anlam taşıdığı günlerdi

Kaldırımlar toz ve kağıt topakları
Ankara�nın
Ankara�nın sonbahar yaprakları
ayvalar sarı
hüzünler olgun
yaz yorgunu gövdeler serili betonlarda

Ben yanımda çok acıklı
epey yol üstü sözler getirmiştim.
�Sanki terk edilmiş bir viraneyim
her yanım dağılmış yıkılmışım ben�

Okul önlük mevsimi
ve kaplanması kitapların
cumhuriyet gazetesiyle
bir ön beslenme çantası kompleksi
malum şu otlu peynir meselesi

Saçlarını süt mısırı örgü yapmış
bir al yüz koca göz görüyorum.
Sanki o tehlikeli yolun başındayım
Aşk�a geliyorum!
ama yanıma hep
köy zılgıtlı sözler almışım
arabesk kalıyorum
her kent soylu aşkın karşısında
�Bir kulunu çok sevdim� diyorum
�O beni hiç sevmiyor� diyorum
�Kalbimi ona verdim
artık geri vermiyor� diyorum.

WrAtBoY 02-11-2008 06:10 PM

Ceviz Ağacı...
Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz,
ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda,
budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.

Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.
Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl.
Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril,
koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil.
Yapraklarım ellerimdir, tam yüz bin elim var.
Yüz bin elle dokunurum sana, İstanbul'a.
Yapraklarım gözlerimdir, şaşarak bakarım.
Yüz bin gözle seyrederim seni, İstanbul'u.
Yüz bin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım.

Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 04:32 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.