![]() |
Ölen hiç doğar mı diye sormayın
Üç değil üç bin kez doğar Pir Sultan Devran geçti diye şevki kırmayın Umudu güneşten sağar Pir Sultan Hızır Paşa sultan ise kime ne Mazlumun ahı var yeter daha ne Hazine sermaye hepsi bahane Cahili irfanla boğar Pir Sultan Damlamayın zalimlerin gölüne Kapılmayın hiç korkunun yeline Dara düşen cesurların çölüne Rahmet oluverir yağar Pir Sultan Alsak başımızı da varsak Sivas'a Dar ağacını da eylesek asa Yıldız'lar yaraşmaz hüzüne yasa Banaz'lara nuru yığar Pir Sultan Böyle ismi bimek şanstır dünyaya Mutlak varılacak gerçek rüyaya Adı ilham verir Ali Yahya'ya Ne saza ne söze sığar Pir Sultan |
Güzel olduğun için mi imkansızsın
Yoksa imkansız olduğun için mi güzelsin bu kadar Niye bulamıyorum kimsede aynı gülüşten Geleceğim pahasına olsa alırdım pazarlıksız Uzak dağlar cüce kalıyor imkansızlığın yanında Yokluğun dört duvar Ötelerden öte beyaz ellerin Hangi şanslı kulağa çarpıyor huzur veren sesin Gül yaprağı olsam dökülmem bahçende Bin bir bahar bayram eder tabessümüm Parçalanmış kalbim bulutardan beter Çiğ damlasıyla yetinir umut lalelerim Boynu ezelden bükük Gamzenin oltasına takılmışım Çırpındıkça beter olurum Bir tutunabilsem saçlarına kurtulsam boğulmaktan Yokluğunun karanlığında kaybolmak Üşürken gözyaşımın yağmurunda Yokluğunda öyle zor ki uyanıvermek Sensiz yani anlamsız ve amaçsız bir dünyaya Seni görmeyen yorgun gözleri açmak |
Tüm ömrüme bedeldir omzuma düşen saç telin
Tutunduğum tek daldır omzuma düşen saç telin İsmini söylerken düşman nasıl tatlı bir bilsen Celladın ağzında baldır omzuma düşen saç telin Önce nur yüzlü annelerin kolları şeklindeydi ya Huzurun aldığı haldir omzuma düşen saç telin Bu bahtımdan gözyaşlarım sel olsun bassın her yeri Bulanık sularda saldır omzuma düşen saç telin Bir koklasam Allah'ım körlüğümden kurtulurum Çölde savrulan şaldır omzuma düşen saç telin Sen imkansız bir düştün saç olup omzuma düştün Yahya'na artık hayaldir omzuma düşen saç telin |
Nerde olursam olayım
Ve ne yaparsam yapayım Sadece sen olacaksın aklımda Yılın her mevsimi Mevsimin her ayı Ayın her haftası Haftanın her günü Günün her saati Saatin her dakikası Dakikanın her saniyesi Abartısız ve yalansız Sadece sen olacaksın aklımda Nerde ve nasıl olursam olayım Senin kadar güzel bu dünyanın hangi ülkesinde Hangi şehrinde Hangi semtinde Hangi mahallesin hangi sokağında Hangi evinde olursam olayım Göğsümün sol yanındaki kalbin ortasında olacaksın Televizyona baktığım anda örneğin Kellesi parlak bir zencinin basketini izlerken Ya da telefonum çalarken Baharın ilk gelinciğini fark ederken Öksürürken Yağmurun her damlası kalbimde dağılırken Biskletini süren çocuğa bakarken Yadigar bir radyonun hışırtısını dinlerken Yaprağın daldan düşmesine tanık olurken Konuşurken üşürken Düşünürken En çok da şiir yazarken Her şiirde Her mısrada Her sözde Her hecede Her harfte Sen bulunacaksın Çok çaba harcadım unutmak için seni Başaramadım İnanmasan da olur bana fark etmez Değiştirmeyecek gerçi seni düşünmek Saçların rengindeki alınyazımı Fakat madem unutmadım seni Bundan sonrası tamam artık Kimse alıkoyamaz hiçbir hücresini Hatıralarınla yüklü beynimi Karıncalar toprak altındaki vücudumu Kardeş payı edinceye kadar Sadece sen olacaksın aklımda |
Dinleyelim şimdi lütfen
Söz sırası Sadullah'ta Tepesi attı mı aman Din de tanımaz Allah da Herkesin bir işi vardır Yürümektir onun işi Kimseler bilmez nedendir Eksiktir iki ön dişi Üç beş kuruş verdiniz mi Veya yarım cigaraya Başlar sokak ortasında Siyaseti anlatmaya Sayar on adımda durur Konuşmak için bekler Her siyasi soyadına Müstehcen bir lakap ekler Gece gündüz sokak sokak O yol senin bu yol benim Yazın çizme kışın terlik Bir gün gün boyu izledim Haylaz çocuklar peşinde Hep sataşıp dururlar O hep gezme işinde Hayırseverler doyururlar Nerde kalır nerde yatar Ben bile bilemem bunu Bir gün o tıknaz muhtar Anlattıydı durumunu Ne yap et ama dedi Sözü 12 Eylül'e getir Bunu derken gülümsedi Elektrik gibi gelir |
Denizi ve ufku
Seyre dalıyorum Göklerden mavi rüyalarım Bulutlardan beyaz Esecek senin yönünden bir rüzgar biliyorum Yelkenlerim hazır Göze almışım her fırtınayı Dipleri boylamak daha acı değil Paslı zincirlerle demirlemekten Kır çiçeklerini toplayacağım sana gelirken Sana ektiğim saksıdan bir avuç toprak Şarkılar ezberledim yokluğunda şiirler Kavuşup sevinçten ağlamaya dair Dikenlerini kırptım çiçeklerin Kokuları ve renkleri sakladım sana Ufuklara bak sen de Belki yelkenlerim sana ulaşır Bana olsun ne olacaksa Uğruna savaşmak sevinçten öldürür beni Yepyeni bir sayfa olsun hayatında Bembeyaz yelkenler Ufka her dalışımda Berraklaşır rüyalarım Ne yapıp edip Görüneceğim gözlerine Sen denize bakarken Yağmur alkışlayacak beni Rüzgar ıslık çalacak Çünkü sana kır çiçekleri getireceğim Senin için ektiğim saksıdan bir avuç toprak Sana ezberlediğim şarkılarla geleceğim Şiirler güzelliğine layık olacak |
Bu yıl da burdayım gitmem sılaya
Bizim o diyara selam söyleyin Koyup ahbapları bir bir sıraya Cümleten dostlara selam söyleyin Çiğdemli sümbüllü mosmor dağlara Nehirden çekilen dolu ağlara Bereket fışkıran yeşil bağlara Üzüm incir nara selam söyleyin Börtüye böceğe arıya bala Değirmene inen patika yola Yüzleri okşayan söğüde dala Dut incir çınara selam söyleyin Salatalık yeşil domates al al Kıvırcık marula dar gelir çuval Toprağa yeter mi derince kanal Buz gibi pınara selam söyleyin Dökmüştür erikler şimdi çiçeği Karanlıkta parlar ateşböceği Ayın süslediği serin geceyi Soğutan rüzgara selam söyleyin Bizim iller sultanların tacıymış Ekmeğin lezzeti Hatay sacıymış Hasreti de kebabından acıymış Harbiye Fevvar'a selam söyleyin Kalbim sızlar Samandağ'ı anınca Büyükçat Uzunbağ'da ölse karınca Tavla Döver Çevlik en çok Yaylıca Aşağıokçular'a selam söyleyin Barışmadım şansımla ümidim yolda Eylülü göremem belki bu yıl da Derdim başka soğuk karanlık ilde Güneşe bahara selam selam söyleyin Traktörle mi başlar her gün doğumu Azaldı mı sahilde denizin kumu Moral gibi yollar hala bozuk mu Azaya muhtara selam söyleyin Burda benim elim kolum bağlıdır Sebzeler hormonlu etler yağlıdır Mideyi boşverdim zaten dağlıdır Tapaze seraya selam söyleyin Başta demeliydim tabii anneme Babam kardeşlerim tüm aileme Güzeller güzeli sevdiceğime Bana dargın yara selam söyleyin |
Sen bak gülümsemene
Hayatını yaşa dolu dolu Ben hep öyleyim işte Cebime sakladım mı avuçlarımı Üşümem bile Yağmur sonsuza dek yağmaz ya Kururum elbet Doyururum karnımı bir şekilde işte Senin gibi severim yürümeyi zaten Kaldırım mı yok Gece mi kısa Seninle daha çok severim ama olsun Yürümek her şeyin geçeceğini müjdeler Belki konuşacak halim de olur Uğrarım bir tanıdığa Hayata karışır giderim Gizlerim kırık hayallerimi Kol kırılır yen içinde Sen üşüme yeter beni boşver Acıkma üzülme Aynada tara saçlarını Şiir oku şarkı söyle Kolaylaştır idamımı bari İyi olduğunu bilmek tek tesellim Ya sen olsaydın acı çeken O zaman katlanılmaz olurdu acılar Allah korusun Kahreder mahveder beni zerre kadar hüznün Bana ne olacak Allah'ını seversen Kıyası mı olur gereksiz ömrümün Bir anlık kederinle Gülmeye ara verme sen boşver salla beni Baksana hem neler kazandırdı Neler kattı bana bu sevda Uçurumlara haykıracak bir isim var artık Gök gürlediğinde Korkmaması için dua edeceğim biri var Daha ne olsun Sabah yataktan kalkma nedenim var Sen yırtıp at sözlüğünden hüznü Ve madem daha iyisin bensiz Hoş gelsin safa gelsin Dertli başımın üstünda yeri var Senden gelecek her üzüntünün |
Sen gideli tek damla yağmadı
Yaprak sallanmadı Kaç gün oldu geçmedi boğazımdan Bir dilim ekmek bile Sor işteŞaşı Ferit'e Yalnız bırakmadı beni bir gün bile Ne bir yalan bilir ne bir hile Haberi yok onun üzerimize çullanan Gaddar bulutlardan bile Siyaset de bilmez şiir de Neden içip içip ağladığımı bilmiyor Sormuyor da Başucumda duruyor yalnız Paylaşıyor yalnızlığımı ve şarabımı Bazen benle de ağlıyor Sataştı üç beş it geçen Aslan kesildi yeminlen Ürktü kaçtı herifler Dost olduk o günü Şaşı'ylan Önce hakaret gibi geldi ona öyle demek Meğer herkes onu öyle bilirmiş Küçükköy'ün orda Kapkaranlık bir gece Bahtım kadar,geleceğim kadar hani karalık Sensiz bir dünya neyse öyle işte Baktı içiyorum Seni düşünüp düşünüp iç çekiyorum Tuttu şişeyi dikti Oturdu yanımda sustu O gün bugün dostuz Su sızmaz aramızda Canını koydu dostu için senin gibi mi Uğruna gebersem yolunun üstünde Başkasına gittiğin ayaklarınla çiğnersin beni Bir o dinliyor beni Şaşı Ferit aslanım ya Param bir olsun var ya En canavar meyhanede ıslatmazsak neyim Beni dinliyor en azından senin gibi değil Evi barkı yok mu bilmem Hiç konuşmaz Dilini mi yutmuş nedir Ama dinler Allah'ına kadar o başka Sabaha kadar hem de Kendi derdine mi bana mı bilmem ağladığı bile oldu Ya senin gibi mi Bir gözü kusurlu ya senin kör vicdanından iyidir Onun da mı başında Senin gibi bela mı var bilmem Sanmam ya Kim nerden bulsun senin kadar gaddarı Acırım çocuğa valla ağlarım onun haline de Bu akşama da bir şişe buldum Hani inanmazsın Sırf onun için sevindim var ya Gerçi sevinebilme yeteneğimi seninle kaybettim Ama olsun Şaşı Ferit sevinsin bari Fıkara zaten gülüşü ağlayşı gibi içten Ne uzunmuş bu gündüz be Bir türlü gelmiyor şu akşam Belki o da bulmuştur ha yine bir şeyler Helal sana Şaşı dedim dün Sığdırmış koltuğuna bir şişe Bizim Şaşı kadar olamadın var ya Gözyaşından ve yalanlardan başka hediyen olmadı Saçlarına döktüm gözyaşımı neyin var diyen olmadı |
Sana benziyor güzellerin gülüşleri ses tonları
Ve sana benzedikleri oranda seviyorum onları Aynı saç aynı göz onlar da incecik belli Çok can yaktıkları onların da zaten belli Güzel olmalarına güzeller ama kafalar etekten dar Çünkü bunların güzelliği konuşuncaya kadar Ürkütüp kaçırıyorlar sevginin meleklerini sesleriyle Öyle herkes gibi sıradan ve saçma hevesleriyle Ne şarkı biliyorlar ne ne şiir ne aşk ne kavga Şekil değiştimiş güzel sesi bir yerden çalan karga Dolunay yıldızlar rüzgar ve şehir ne ki onlar için Yaşayıp gitmek varken bu gereksiz şeyler niçin Kakülü alnına düşmüş birini gördüm toplamış saçlarını Senden iz buldum sandım hasta arar ya ilaçlarını Sahtesi bile güzel görünür ya hani mücevherin Günbatımıyla öyle benzerliği var ki her seherin Dökülür ya sevinç ve hüzün yaşları yanağına Aynı tuzlu nemi tattırmaz mı yarin bal dudağına Sen hep sen yalnız sen olmalısın bendeki dünyada Kalabalıktaki yalnız adam rölünü oynamalıyım ya da |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 06:45 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.