![]() |
Nedircik Kuşları
Daha önceleri nerededirler? Bahçelere güz inince gelirler. Şarkıları öyle hoş sedâdır ki, Yavan kalır yanlarında şiirler. Biraz buruk sesleriyle kalplere Hüzünle karışık hazlar verirler. Sararan yeşille,solan maviyle, Mevsim renkleriyle âhenklidirler. Sadece duyulur,görülmezler hiç, Sırlara bürünmüş mucizedirler. Kimler söylerdi de biz inanmazdık, Sanırdık ki birer efsanedirler. Benzemezler bildiğimiz kuşlara, Hem acaba kuş mu yoksa nedirler? O kadar cevapsız sorulardır ki, Muamma misali bilmecedirler. Yılmaz Aybar |
Nerden Çıktı Bu Hayat
Önceleri bilmezdik, Nerden çıktı bu hayat? Ağlamazdık,gülmezdik, Nerden çıktı bu hayat? Gözyaşı ile gülüş, İç içe sıkış tepiş, Akıl-sır ermeyen iş, Nerden çıktı bu hayat? Aklı aşarcasına, Aşıp taşarcasına, Damdan düşercesine, Nerden çıktı bu hayat? Bilmezdik önceleri, Bilir olduk mu bari? Cevap arayan soru: Nerden çıktı bu hayat? Yalan,gerçek ve rüya, Karmakarışık dünya, Kaos karşıtı güya, Nerden çıktı bu hayat? Tanrısal bir lûtuf mu? Sadece tesadüf mü? Rivayet türlü türlü, Nerden çıktı bu hayat? Önceleri bilmezdik, Bilseydik hiç gelmezdik, Çıkmazlarda kalmazdık, Nerden çıktı bu hayat? Yılmaz Aybar |
Nostalji
Bir kez savurduğunu hangi yel verir geri? Hangi rüzgâr getirir geçen güzel günleri? Gözden kaybettik sisli ufukların ardında Dönüşsüz iklimlere uçan güzel günleri. Gittiler göçmen kuşlar ve hep döndüler,gördük, Bir daha göremedik göçen güzel günleri. Karşılıksız bir aşkla nasıl da seviyoruz Bizi böyle bırakıp kaçan güzel günleri. Çöllerde kalmış gibi özlüyoruz delice Geçmişin bahçesinde açan güzel günleri. Yılmaz Aybar |
O kadın
Gönül bilmez,hatır gütmez o kadın, Sohbete muhabbet katmaz o kadın. Kaçarsın,çağırır / gidersin,kaçar, Çiçek almaz,çiçek satmaz o kadın. Hayat bahçesinden nedir muradı? Hiç renk vermez,belli etmez o kadın. Allar giyindiği görülmemiştir, Alev alev yansa tütmez o kadın. Canan gibi girmez candan içeri, Kovarsın içinden gitmez o kadın. Kalem biter bir gün kâğıt tükenir, Sözü bitirmeye yetmez o kadın. Sonsuz gece olup kalır seninle, Mezarında bile bitmez o kadın.. Yılmaz Aybar |
O Uzak Ada
Birimiz kaptanı olsak bir teknenin Birimiz tayfası Ne geçmişin gölgesi kalsa gönlümüzde Ne geleceğin tasası Demir alsak bir akşam bu köhne limandan Uçsuz bucaksız sulara doğru *******i yıldızlar bilse yalnız Gündüzleri martılar yolculuğumuzu Nihayet varsak o uzak adaya O minik Bir dünya kursak orada kendimize Alabildiğine değişik Değişmeyen ikimiz olsak sadece Nasıl bütünlerse birbirini ada ile deniz Nasıl ayrılmazlarsa hiç ayrılamazlarsa Bizim de öyle sürüp gitse sevgimiz Asırlar sonra oraya yolu düşen gemiciler İzimize rastlayınca düşünseler uzun uzun Ve dinleser kıyımıza vuran dalgalardan Sonsuz şarkısını mutluluğumuzun Yılmaz Aybar |
Onlardır
Öyle insanlar vardır ki,saraydır gönülleri Konduyu da saraya çeviren onlardır Ot bitmeyen çöllerde açtırırlar gülleri Kış gününde yaz yeli estirenler onlardır. Öyleleri de var ki,kondudur yürekleri Sarayı da konduya döndürenler onlardır En sulak bahçelerde kurutup çiçekleri Yaz gününde güneşi söndürenler onlardır. Yılmaz Aybar |
Ormanların Çektiği
Yerden ateş,gökten asit yağmuru, Nedir ormanların çektiği bizden? Kalırlar kapkara ve de kupkuru, Nedir ormanların çektiği bizden? Oysa en verimli dallar onlarda, Rahmeti çağıran eller onlarda, Durulur en azgın seller onlarda... Nedir ormanların çektiği bizden? Doğal çevremizin dengesidirler, Gürlük ve güzellik simgesidirler, Tanrı'nın toprakta damgasıdırlar... Nedir ormanların çektiği bizden? Orman dışındaki 'orman kanunu' Kesmiş ormanın da çoktan yolunu, Nereye varacak bu işin sonu? Nedir ormanların çektiği bizden? Kesilen elbette binilen daldır, Bu hiç havsalaya sığmayan haldir, Er-geç bir gün sarpasaracak yoldur... Nedir ormanların çektiği bizden? Yeşil altın pula çevrilip gider, Varımız-yoğumuz savrulup gider, Sanki saltanatlar devrilip gider, Nedir ormanların çektiği bizden? Bu gidişle dünya çöle dönecek, Bir yangından kalan küle dönecek, Uygarlık tez geçen yele dönecek... Nedir ormanların çektiği bizden? Ormanlarla yanıp gitmeden her şey, Duman duman olup tütmeden her şey, Daha vakit varken,bitmeden her şey Bitsin ormanların çektiği bizden.. Yılmaz Aybar |
Oturup Ağlamalı
Aşkın gözü kör derler Gerçeklere kapalı Açılsın da gör derler Tükenir aşk masalı Aşk masalı bitince Rüya sona erince Göz gerçeği görünce Oturup ağlamalı Yılmaz Aybar |
Oyun Dünyası
Bir şeylerin yerine çocukken Bir şeyleri koyarız Oynamamız gerekir zira Oynarız Geçer bir kuru değnek Gerçek bir at yerine Aşarız hayâl ufuklarını Atladık mı üzerene Farklı değildir o attan Hiçbir oyuncağımız Sahicilerinin yerini alır hep Yapay bebekler askerler ve otolarımız Büyür gideriz Kurtuluruz çocukluktan güya Kandırırız kendimizi Hey gidi dünya Geçer bir sahte sevgi çoğu kez Sahicisinin yerine Bir sahte dostluk sahte mutluluk Gerçek niyetine Bir şeylerin yerine ömür boyu Bir şeyleri koyarız Oynamamız gerekir zira Oynarız Yılmaz Aybar |
Ölümsüzlük
Tüm şairler gibi hayalperestim Ölümsüz olmanın özlemindeyim Sağlığım dört dörtlük değilse bile Olabildiğimce dinç ve zindeyim Rüzgâr gibi geçmiş olsa da çok yıl Daha yola yeni çıkmış gibiyim Geride bıraktım başka aşkları Okuma aşkıyla dolu yüreğim Elimin altında hazır her zaman Kitaplar denilen sevgililerim Bazen karalarım ben de bir şeyler Bu hep böyle sürüp gitsin isterim Uzak yarınlara bilmem kalır mı Eğer varsa şanslı birkaç şiirim Kalırsa daha ne isterim başka Bence ölümsüzlük işte bu derim Yılmaz Aybar |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:39 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.