![]() |
Konusurken suratın nasıldır
Kelimelerini gordugum, cumlelerinden vurgularını tahmin etmeye calıstıgım, orda olup yazdıklarımı okuduguna, beni anladıgına inandıgım sen. Konusurken suratın nasıldır, elini oynatır mısın? Dokunur musun konustugun kisiye? Ya mimiklerin? Bakamadıgım gozlerinin rengi ne? Sen de merak ediyor musun yuzumun konusurken ki halini? Konusurken gozlerine bakarım karsımdakinin, sagır degilim ama dudak okumayı severim ben. Bilebilir misin tum bunları?....Sanmıyorum Peki nedir ikimizi bu denli yakınlastıran? Gormedigimde ozlettiren seni? Saatlerce yazıstıgım, gulmekten sandelyeden dusecegimi hissettigim, hayatımın en gizli yerlerini paylastıgım sen kimsin? Nedir seni bu denli ozel kılan? Kelimelerce herkes guzel galiba. Kelimeler zırh gibi.Kelimeler sıgınak. Daha kolay ifade edebiliyoruz kendimizi. Yuzleri gormeyince daha yakın, daha mı insan oluyoruz yoksa? Sana kelimelerle ulasırken daha mı açık oluyorum? Kavga ederken kelimeler daha mı aslan kesilmene neden oluyor? Nedir sana guvenmeme sebep? Kelimelerin yeterlimi seni hayatıma sokmama, ozlememe... Seni gordugumde sevinmeme... Gideceginde ‘gitme’ dedirten, ‘dur daha konusacaklarımız var’ dedirten ne bana? Gittiginde ekranda kalakalmamı saglayan ne? Kabullensem sanallıgını, gerçek yasantıma gecirmesem, gercek anlara sokmasam seni... Olmuyor, yapamıyorum...Nasıl silebilirim ki seni? Sevincimi, uzuntumu paylasmak icin sabırsızlandıgım... Beni sevmenden , benim seni sevmemden nasıl vazgecebilirim? Kelimelerce herkes guzel... Gercek ya da sanal... |
Her takvim yaprağını koparışımda biraz daha yaşlanıyor ruhum
Biliyorum artık.. Çaresiz kalıyorum konu seni unutmak olunca.. Böyle zor olduğunu düşünmemiştim..Bu yoktu hesapta... Her takvim yaprağını koparışımda biraz daha yaşlanıyor ruhum.. Biraz daha umutsuz oluyorum.. Bukadar ağır olmamalıydı bedeli seni sevmenin.. Acıyan gözlere maruz kalmamalıydım.. Olur Olmaz düşüncelerim olmamalıydı.. Gün gelirde yüzümdeki mutluluk maskesi düşecek diye korkuyorum.. Yoruldum artık bu yolda yürümekten.. Aynı hayalleri kurmaktan.. Sende takılı kalmaktan.. Sensiz seni yaşamaktan.. Yoruldum.. Her zorluğa karşı koyabildim.. Her duvarı yıktım ama sende aciz kalıyorum.. Geç kalmış sözler neye yarar ki.. Söylesemde ne değişecek.. Sen mutlu(!) yuvandayken sana bu sözlerim anlamsız gelecek nasılsa. Varsın benimde hayatım seni özlemekle tükensin.. Varsın yokluğunun acısı içimi yaksın.. Varsın Olsun be Güzelim.. İtirazım olmaz yuvanda mutluysan.. |
İhanetinin bedeli bumuydu kadınım
İhanetinin bedeli bumuydu kadınım? Boş bir masa ve boş bir kadeh... Hiç sevmedim asLında,dudakLarımın değdiği bedenLeri.. Ellerim sen kokarken... BiLemedin sen içimdeki voLkanLarı..KâbusLarı mı.. SebepLenme..işte kimsesizim sensizim, pişmanım!kadınım. İçleniyorum, kadınım!kızıyorum içimdeki Ses`e ve Sana. Pişmanlıktan bahsederken, yarım kalmış herşeye ve bana.. Kadınım! koLay değiL sızıLarım..Tenim haLa sen kokuyor,sesim haLa titrek.. Ah be kadınım!sevdim seni!Hemde sessizLiğinLe sevdim.. Ben hiç bu denLi seviLmedim kadınım!!Hiç gözyaşıma dokunmadı kimliksizLer.. Aşkın muhasebesini, yapamadım..Sorma neden diye! Sadece sus! Sevdim kadınım seni.. Oysa ki sen atmıştın AŞK'ın tohumlarını yüreğime.. Yine sen çiğnedin onları filizlenmesin diye.. Tek bir şey sormalı aslında sana.. İhanet kaç zamanlık, ihanet kaç kişilik?.. Ya da neden bu iğrençlik,niye?.. Anlam veremedim ben`e, sen`e.. Ve noktayı koydum yüreğime.. İmzanı attın İHANET'inle. İzi kaldı yüreğimde.. |
Sende gitme...
Bu puslu gecenin köründe gitme nolur, Böyle çaresiz, mecalsiz, sensiz bırakıp gitme. Bak açtım işte yüreğimi sonuna kadar Döktüm içinde gam, keder, tasa nevarsa Bi seni bıraktım geriye... Gitme...Bölesi yetimliğe dayanamam gitme... Sende başını alıp gitme neolur... ne olur tut ellerimi Hayatta hiç birşeyim azalmadı senin kadar, Ve hiç kimseyi özlemedim seni özlediğim kadar Sende başını alıp gitme ne olur... Çıkma o beyaz kapıdan gitme... Aldanma beyazlığına inan ardı kapkara. Üzerler seni, yorulursun, düşer, kanarsın gitme. Bilirsin acırsa canın iki kat acırım gitme. Böle yara bere, bi çare bırakma gitme Sende başını alıp gitme neolur... ne olur tut ellerimi Hayatta hiç birşeyim azalmadı senin kadar, Ve hiç kimseyi özlemedim seni özlediğim kadar Sende başını alıp gitme ne olur... Hayat akmaz ki sensiz gitme; Zaman geçmez ecel bile gelmez gitme. Yürekse yürek, ömürse ömür al vereyim ama gitme. Ellerim titrek, yüreğim kavrulur sensiz Koskoca bi sonsuzluğa itersin beni gitme. Sende başını alıp gitme neolur... ne olur tut ellerimi Hayatta hiç birşeyim azalmadı senin kadar, Ve hiç kimseyi özlemedim seni özlediğim kadar Sende başını alıp gitme ne olur... O zaman al şarkılarımızı, şiirlerimizi götür Ama geri ver bana beni; yiten zamanımı Hadi ver bana senin için harcadığım ömrümü. Yapa bilirsen git... Alabildiğine yollar senin... (Ama yine de gitme nolur) Sende başını alıp gitme neolur... ne olur tut ellerimi Hayatta hiç birşeyim azalmadı senin kadar, Ve hiç kimseyi özlemedim seni özlediğim kadar Sende başını alıp gitme ne olur... Ahhh ne olur... alıntı |
sevdamın son hali...!!!
bir tebessüm varmı uzak diyarlarda, gülünü eline alınca dikeninden korkmadan tutabilen, seviyorum derken,sevilmeyide bilen, sefayı çekerken cefasındada durabilen.. ölüm olsa yolunda koşabilen hani mecnuna kavuşmak için engelde durabilen hani ferhat için dağları delen varmı??? yok o aşklar dünlerde kaldı bu dünya vefasızlarla taştı.. şimdi bir sevdayı bulmak. uzayda nefes almak; denizde ateş yakmak karada balıklarla oynamak.. şimdi sevda yalanla yaşamak.. sevda artık olmuş dünyada zulum.. anlamı kalmış birtek gülüm. oda benim için ölüm... seni orada bekliyorum cennet gözlümmm...!!!!!! alıntı |
çakıl taşı...!!!!!!
bir sesle irkildim yerimden. artık benimsin diyordu alamaz seni kimse elimden korktum ve kaçtım arkama bakmadan deli gibi koşarcasına hiç soluk almadan umutsuzca sonra yoruldum. dinlenmek istedim, o an karşıma çıkan çeşme başında. bir su içeyim dedim ama nafile çeşmenin suyuda kesilmişti, neyse nefes alıyorum ya bu bile yeterli, havada güneşli bir gün, nefes bile zor alınıyor. ama ben yenilmemeliydim kaçmalıyımdım koşarak olmasada yürüyerek aşmalıydım. azimliyim ben yaparım. ve devam ettim. taki o çakıl taşı takılana kadar ayağıma. düştüm... yerden kalkamadım ve daldım;; rüyamda geri dönmüşüm kovalayanmış benim eğlenmem gülüşüm. kaçtığım o sevdaymış benim ödülüm. uyandığım da; artık dünya çok uzaklarda ben ahiretin yollarında ve dünyadaki tek hatıra o son gördüğüm rüyaaaa......!!!!!! alıntı |
sevgi sustu sen tekrar dinlemeye hazır olana dek!!
ben küçük bir maviydim ellerinde öyle sanmıştım ya da sanmak(?) oysa inanmıştım, inandırmıştın son yenilenilişiydi kalbimin öyle istemiştim sen de öyle istemiştin ya da öyle söylemiştin oysa son yenilişiymiş söylemişsin fark etmemişim son kez mavi aktı göz yaşlarım bu gün seni yeniden görünce sen gökyüzü kadar maviydin yine gökyüzü kadar uzaktın...mavi ve uzak... ama her zaman göyüzü gibi sonsuz olacaksın susturdun yüreğimin hiç başlamayan çığlıklarını sana içimdeki seni hiç anlatmamıştım ama sen bıkmışsın anlatmamdan sustum şimdi sonsuza dek sen hiç duymayacaksın hiç anlamayacaksın hiç söylemeyeceğim içimdeki sevgi sustu sen tekrar dinlemeye hazır olana dek belki bu yazıyı okuyunca yeniden dinlersin beni ama hiç okumayacaksın ki... biliyorum okumayacaksın bakmayacaksın... bana hoşça kal demiştin ya hoş kalamadım... sensiz hoş olunmuyormuş... seni her gün gökyüzünün mavisine görüyorum gözyaşlarımla her gece geri geliyorsun maviye boyadığım duvarlarımdan bana alıntı |
sevgi sustu sen tekrar dinlemeye hazır olana dek!!
ben küçük bir maviydim ellerinde öyle sanmıştım ya da sanmak(?) oysa inanmıştım, inandırmıştın son yenilenilişiydi kalbimin öyle istemiştim sen de öyle istemiştin ya da öyle söylemiştin oysa son yenilişiymiş söylemişsin fark etmemişim son kez mavi aktı göz yaşlarım bu gün seni yeniden görünce sen gökyüzü kadar maviydin yine gökyüzü kadar uzaktın...mavi ve uzak... ama her zaman göyüzü gibi sonsuz olacaksın susturdun yüreğimin hiç başlamayan çığlıklarını sana içimdeki seni hiç anlatmamıştım ama sen bıkmışsın anlatmamdan sustum şimdi sonsuza dek sen hiç duymayacaksın hiç anlamayacaksın hiç söylemeyeceğim içimdeki sevgi sustu sen tekrar dinlemeye hazır olana dek belki bu yazıyı okuyunca yeniden dinlersin beni ama hiç okumayacaksın ki... biliyorum okumayacaksın bakmayacaksın... bana hoşça kal demiştin ya hoş kalamadım... sensiz hoş olunmuyormuş... seni her gün gökyüzünün mavisine görüyorum gözyaşlarımla her gece geri geliyorsun maviye boyadığım duvarlarımdan bana alıntı |
Gamsız Hayat...
Sormayın neden bu durgunluğum… Görmeden kuytu yaralarımı… Sormayın neden bu huysuzluğum… Bilmeden saklı duygularımı… Uzaklara dalmış, nereye baktığını bilmeden izliyor dört bir yanını… Seyrediyorum yüzünü, ellerini ve belki de dışa vurulmamış tüm kırgınlıklarını… Hüzüne kapılmış bedeni…Öyle ki gözlerinden görüyorum yüreğindeki bulutları… Çok mu dertsiz duruyorum uzaktan bakınca ? Çok mu kalender sandınız dert anlatmayınca ? Göz göze geldik aniden…Baktı ve sıcacık güldü… Biraz korkak, biraz acı yaşlar süzüldü gözlerimden… İçim acıdı diyemedim… Kala kaldım öylece… Tanımadığım bir yüze ‘yüreği’ kadar yakınım şimdi… Gözlerinden görüyorum yüreğini…Titriyor içim… Sanmayın biter bu durgunluğum… Sarmadan kuytu yaralarımı… Sanmayın biter bu huysuzluğum… Açmadan saklı duygularımı… Belki de tüm duyguları, acıtan gülüşlerinde saklı…Belki de bir bir hapsetti gözyaşlarını yüreğinin en ücra köşesine…Bilmiyorum ! Sadece gözlerinden çekiyorum acısını…Öyle ki ağlamak istiyorum delirircesine… Çok mu güçsüz duruyorum derdimi paylaşınca ? Çok mu çaresiz dersiniz dertten ağlayınca ? Korkuları anlaşılmazlığa dair…Sustukça acıyor her bir yanı…Dökülmüyor gözyaşları da kelimeleri gibi..Öyle ki gözlerinde gizli suskunluğu... Gamsız hayat, herkese başka sunar garip oyunlarını… Gamsız hayat, herkese başka kurar kahpe tuzaklarını… Gamsız hayat, herkese başka sorar geçmi hesaplarını… Gamsız hayat, herkesi başka yorar görmez gözünün yanı… Kimbilir, hayatın hangi durağında yitirdi benliğini… Bilmiyorum… Hissetmiyorum… Görmüyorum… Kapadım gözlerimi… İçim acıyor … alıntı |
Bir hüzün deryası sensizlik
Biliyor musun sevgili? Seni her düşünmem Bir gül açtırmalıyken içimde Bulutlar aşk mavisine, Rüzgârlar melteme dönmeliyken Hayalinle şenlenmeliyken yüreğim Tarifsiz bir fırtına başlıyor nedense içimde İstanbul ağlıyor benimle Sen, gözyaşı oluyorsun gözlerimde İşte o vurgun saatlerimde Yokluğun işleniyor gözlerime İşleniyor da… Ya yorgun düşüyorum Ya ela mermiler vuruyor beni Gecenin orta yerinde En çok bildiğim şey Haddim olduğu halde Haddimi aşıyorum Aşıyorum da, Ölümü arıyor gözlerim Sensizlik yüreğime her düştüğünde İşte o vurgun saatlerimde Kalem yapışıyor elime Hüzün bıkıyor mısralara düşmekten Oysa en iyi sen bilirsin En çok sevdiğim şeydi gülmek Ve en çok sevdiğim şeydi Yaşamı, ilmek, ilmek örmek Ya, attığım düğümler bozuluyor şimdilerde Ya da mutluluk denen sihir kayboldu gidişinle Neşeler yakışmıyor artık dilime Susuyorum… Karışıyorum; Vurgun saatlerimin rengine Karışıyorum da, Kimseler bilmiyor, Kimseler görmüyor hüznümün rengini Bir hüzün deryasında boğuluyorum her gece… İhsan TURHAN |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:58 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.