![]() |
AirBag
Kari koca 100 km hizla arabada gidiyorlarmis.. arabayi adam kullaniyormus ve karisi birden "Hayatim..."demis.. "seninle 15 yil boyunca guzel bir beraberlik yasadik... ama artik ben bosanmak istiyorum" Adam birsey soylememis..bu arada hizi 105'e cikarmis.. derken karisi "neden diye soracagini biliyorum.."demis.. "bunu nasil soyleyecegimi bilemiyorum ama arkadasin Joe ile birkac aydir beraber oluyoruz.. ve uzgunum ama yatakta o senden daha iyi..." Adam yine hicbirsey soylememeye devam ederek hizi 110'a cikarmis... kadin devam etmis.. "Evi ben istiyorum..." Artik 120'le gidiyorlarmis.. adam hicbirsey soylemiyormus.. kadin ayrica.. demis... "butun çeklerini,kredi kartlarini,arabayi da istiyorum..." Ve adam hizi 130'a cikartmis... hala birsey soylemiyormus... kadin sormus: "Hicbirsey soylemeyecek misin?? Sen hicbirsey istemiyor musun??" Adam 140'a cikmis ve cevaplamis: "Hayir.. ben ihtiyacim olan herseye sahibim...." Kadin sasirmis.. "Oyle mi??? Nedir o????" Ve araba karsidaki duvara 150 km. hizla carpmadan once adam cevap vermis: "AIRBAG BENDE!!!!!" |
Birgun Akbulut ile Margaret Thatcher at gezisine cikarlar.
Yolda giderken birden Tatcher'in ati yellenir. Tabii Thatcher utancindan yerin dibine girer. Hemen Akbulut'tan ozur dilemeye baslar. Bizim Akbulut da sasirir: - Aaa, siz mi yapmistiniz? Ben at yapti sandiydim. ************************************************** ************************ Akbulut hakindaki fikralari toplayip kitap yapan gazteciyi dava etmis. Akbulut'un avukatlari gazetecinin basbakana `saf` dedigini, asaladigini ve cahil biri diye tanittigini ileri sürerek cezalandirilmasini istemisler. Mahkeme ilk celsede gazetecinin agir hapse ve para cezasi ile cezalandirilmasina karar vermis. Gazeteci itiraz etmis: -Basbakana saf demek bu kadar ceza gerektirir mi? Yargic cevap vermis: -Sana verilen ceza hakaretten degil, devlet sirrini aciklamaktan verildi |
Aman Tanrım
> > >> Amerika'da koyu dindar dört kadın, bir yandan kahve içiyorlar, >bir >yandan sohbet ediyorlardı. Birinci kadın oğlundan söz açtı: > > >> "Benim oğlum rahiptir"dedi. "Bir topluluğa girdiğinde onu > > >>gören herkes kendisine 'Peder' der". > > >> İkinci kadın da kendi oğlundan söz etti: > > >> " Benim oğlum ise papazdır" dedi. "Bir topluluğa girdiğinde onu >gören herkes kendisine 'Aziz Peder'der. > > >> Üçüncü kadın da oğluyla övündü: > > >> "Benim oğlum ise kardinaldir" dedi. "Bir topluluğa girdiğinde onu >gören herkes kendisine 'Yüce Aziz' der." > > >> Üç kadın oğullarıyla övünmelerini bitirdiktenn sonra dördünü >kadını >dinlemeye hazır olduklarını belirtmek için gözlerini ona diktiler beklemeye >başladılar. Fakat dördüncü kadın konuşmuyor, büyük bir keyifle kahvesini >yudumluyordu. > > >> İlk üç kadın bir ağızdan sordular: > > >> "Ya senin oğlun" dediler. "Sen de söz etsene oğlundan..." Dördüncü >kadın kahvesinden son yudumunu da aldıktan sonra > > >>ağır ağır konuşarak oğlunu anlatmaya başladı: > > >> "Benim oğlum 1.95 boyunda, dalgalı siyah saçlı, yeşil gözlü, geniş >omuzlu, atletik yapılı, son derece şık giyinen ve 27 yaşında olmasına >karşın >çok zengin bir kişidir" dedi. "Bir topluluğa girdiğinde onu gören tüm >kadınlar birbirlerinin kulaklarına eğilirler ve 'Aman Tanrım' derler. |
Anlamayan Rahibe
>Adamın biri yolda bir günlük bi civciv bulur.Kanı kaynar beslemeye karar >verir.Ertesi gün uçakla seyehat gereklidir.Civcivi havaalanında koynuna >saklar ve uçağa biner.Yeri bir rahibenin yanıdır.Bir süre sonra civciv >adamın koynundan aşağılara kayar. Adamda civcivin rahat nefes alabilmesi >için fermuarını açar ve civciv kafasını fermuardan dışarı çıkarır.Bunu >gören >rahibe adama dönerek şöyle der : >-Afedersiniz bayım bu işlerden fazla anlamam ama galiba yumurtalarınızdan >biri çatlamış. |
GERÇEK DOSTLUK BÖYLE OLUR
Çok samimi iki dost ve arkadaşlardı. Fakat bir tanesi çok kurnaz atılgan ve hareketli, diğeri ise çok saf, dürüst ve sessizdi. Bir gün kurnaz olan arkadaş , diğer arkadaşın yanına giderek işlerinin bozulduğunu söyler ve kendisinden para ister. Samimi dostu onu hiç kırmaz ve elindeki bütün parayı arkadaşına verir. Arkadaşı bu parayla işlerini düzeltir. Bir süre sonra kurnaz olan yine arkadaşının yanına gider ve arkadaşının evlenmek üzere olduğu nişanlısını çok beğendiğini ve kendisine vermesini ister. Arkadaşı çok şaşırır, ne diyeceğini bilemez.Fakat aralarında o kadar kuvvetli bir sevgi vardır ki arkadaşına hayır diyemez, nişanlısını arkadaşına verir. Zaman içinde Saf olanın işleri bozulur ve birden arkadaşı aklına gelir ben ona sıkıştığında iyilik yapmıştım diyerek arkadaşının iş yerine gider ve kendisine çalışması için iş vermesini ister. Arkadaşı ona iş vermez. Bizimki pişmanlık ve üzüntü içinde geri döner ama yinede arkadaşına kızamaz. Bir gün sokakta dolaşırken yanına hasta ve yaşlı bir adam yaklaşır. Fakir olduğu için ilaç alamadığını söyler. Bizimki yaşlı adamcağıza acır, istediği ilaçları alır ve adamcağıza verir. Kısa bir süre sonra yaşlı adamın öldüğünü duyar. Yaşlı adam çok zengindir ve bütün mirasını kendisine bırakmıştır. Saf adam artık zengindir. Biraz da sevdiği dostuna olan kırgınlığıyla dostunun iş yerinin karşısında bir ev alır ve oraya yerleşir. Bir gün evinin kapısını dilenci bir kadın çalar. Yaşlı kadın çok aç olduğunu, kendisine yemek vermesini ister. Bizim saf hiç düşünmeden kadını içeri alır karnını doyurur, Kimsesi olmadığını öğrendiği kadına; Kendisinin de yanlız olduğunu söyler ve bu evde birlikte yaşıyalım sen evin işlerini ve yemekleri yaparsın der, yaşlı kadın hiç düşünmeden kabul eder. Bir süre sonra yaşlı kadın bizimkine, kendine uygun bir kız bulup evlenmesini söyler. Bizimki böyle bir kızı nasıl bulacağını, kendisinin tanıdığı olmadığını söyler.Yaşlı kadın ona uygun bir kız tanıdığını ve kendisiyle görüştürebileceğini söyler. Görüşmeler sonucunda evlenmeye karar verilir ve düğün davetiyeleri basılır. Bizimkisi kırgın olduğu halde çok samimi dostunu yinede unutamamıştır. Biraz da geldiği konumu görmesi açısından samimi arkadaşına da davetiye gönderir . Düğün günü gelir çatar. Saf adam düğün salonunda bir şeyler söylemek isteğiyle mikrafonu alır ve başlar yaşadıklarını anlatmaya; Eskiden çok sevdiğim bir dostum vardı. Bir gün işleri bozulunca benden borç para istedi elimdeki bütün parayı verdim. Evlenmek üzere olduğum nişanlımı çok beğendiğini söyleyerek benden istedi. Çok üzülerek onu da kendisine verdim . Çünkü biz gerçek dosttuk onun üzülmesini istemedim. işlerim bozulduğunda onun fabrikasına gittim ve çalışmak için kendisinden iş istedim. Bana iş vermedi. çok üzüldüm, ama yinede arkadaşıma kızmıyorum .çünkü biz gerçek dosttuk. Bu konuşma üzerine kurnaz olan arkadaşı daha fazla dayanamaz mikrofonu eline alır ve başlar konuşmaya; Benim de bir zamanlar çok sevdiğim bir dostum vardı. İşlerim bozulduğunda kendisinden para istedim, bütün parasını bana verdi. Sonra ondan nişanlısını istedim, üzülerek nişanlısını da verdi. Nişanlısını istememin nedeni o kadının arkadaşıma layık olmamasıydı (Hayat kadınıydı) Kendisi çok saf olduğu için arkadaşımı o kadından bu şekilde kurtardım.İşleri bozulduğunda gelip benden iş istedi, Arkadaşımı kendi emrimde çalıştıramazdım, o yüzden iş vermedim. Günün birinde karşılaştığı yaşlı adam benim babamdı. Babam ölmek üzereydi, onu arkadaşımın yanına ben gönderdim ve mirasını ona ben bıraktırdım. Evine gelen dilenci kadın benim annemdi.Ona bakıp iyi yaşamasını sağlamak için gönderdim. Şu anda evlenmekte olduğu kız de benim kız kardeşim. Onu arkadaşımla evlenmesine ben ikna ettim. Değerli misafirler, işte biz böyle dostuz. Dostlukla ve Sevgiyle kalın. |
(Yıllar önce duymuştum. Daha önce hiç yazılı olarak görmediğimden,
sizlerle paylaşmak için kendim düzenledim. Beğeneceğinizi umuyorum.) Zengin bir öğle yemeğinin ardından, ormanlar kralı aslan, ormanında gezintiye çıkmış. Onu gören tüm diğer hayvanların korku ile kaçmasından olsa gerek, kendini çok yalnız hissediyor, birileriyle sohbet etmek için dayanılmaz bir istek duyuyorken, bir ağacın tepesinde, yaprakların ve dalların arasında maymun'u görmüş; - "Maymun kardeş, yanıma gel de seninle biraz sohbet edelim" demiş. - "Gelmem.Beni öldürürsün,yersin." diye yanıtlamış maymun. - "Gel, birşey yapmayacağım.Söz veriyorum." demiş aslan. - "Geçen gün ceylana da söz vermiştin, ne oldu?" - "Bugün karnım tok. Korkma, gel biraz konuşalım." - "Kendini şu ağaca bağlatırsan gelirim. Yoksa kesinlikle inmem ağaçtan." Maymun ile sohbeti artık gurur meselesi yapan aslan, etrafına bakınmış ve az ileride, herşeyden habersiz karnını doyuran geyiği görmüş. Geyik, aslanı farkedip kaçamadan aslan yolunu kesmiş: - "Çabuk gel, beni şu ağaca bağla, yoksa seni öldürürüm!" demiş. Geyik çaresiz, sarmaşıkları almış, aslanı gösterdiği ağaca bağlamış. Maymun; - "Şurası iyi olmadı... pençesini oradan kurtarır... boynunu da iyi bağla, hiç kıpırdayamasın..." diyerek geyiğin görevini tam olarak yapmasına yardımcı olmuş. - "Tamam, bak hiçbir yerimi kımıldatamıyorum, in aşağı artık." diyormuş aslan. Maymun; - "Hayır, inmem. Geyik uzaklaşsın. Beni yakalayıp seni çözer." demiş. Aslanın da talimatıyla geyik hızla uzaklaşmış. Her istediğinin yerine getirildiğini ve çevrede başka tehlike de olmadığını gören maymun, aşağı inmeye başlamış. Ancak, aşağı inerken ürperdiği, bir titreme geçirdiği aslanın gözünden kaçmamış. Aslan; - "Yahu, her tarafım bağlı, hala benden korkuyorsun, ürperiyorsun." demiş. Maymunda; -"Yok." demiş, "korkudan değil heyecandan ürperdim. İlk defa bir aslan s*keceğim de." |
Adamın bir at yarışlarını seyretmeye hipodroma gitmiş. cebindeki son üçbeş
kuruşu da hayvanlara yem parası yapmayı düşünüyormuş. ganyan oynamak üzere at ismi beğenirken yanındaki iyi giyimli bir adamın 12 numaralı ata 500 milyon oynadığını farkedince hemen kararını vermiş. tiyoyu kapmış heralde bir bildiği vardır diyerek o da 5 milyonunu 12 numaralı ata oynamış ve yarışı seyretmek için yine 500 milyonluk oyun oynayan adamın yanına gitmiş. yarış bitmiş fakat 12 no'lu at dereceye bile girememiş. bizim gariban son parasını da beygirlere kaptırmanın acısını ta içinde hissederek başlamış saçını başını yolmaya. fakat oda ne 500 milyonluk oyun oynayan eşekçi iki eli pantolonunu cebinde sakin sakin dolaşıp duruyor. hemen yanına yaklaşmış ve sormuş; -ya usta be sana uyup son paramı 12 numaraya oynadım, kaybedince otları yoluyorum fakat sen o kadar para kaybettin hiç oralı olmuyorsun !!! Adem hızla sağ elini cebineden çıkarıp avucundaki kanlı et parçasını fırlatmış ve bağırmış. -al bunu müsait bi yerine sok. |
Temellerin sinifinda kimse okula gitmemis sinifta kimsenin olmadigini gören
müdür sinirlenir. Ertesi gün ne yapacagimi ben bilirim diye söylenir. Ertesi gün ögrenciler okula geldiginde müdür sinifa girer ve sorar düzgün bir mazeretiniz yoksa hepinizi disipline verecegim der. Siradan baslar ögrenci hocam sabah giyindim kusandim atima bindim tam gelicem at öldü der diger ögrenciye sorar hocam atima bindim giyindim kusandim tam gelicem at öldü der bütün sinif bu cevabi verir en sonda bizim temel vardir. Temele sorar senin ne mazeretin var ayni mazereti uydurursan hepinizi disipline verecegim der. Temel: "Sabah giyindim kusandum tam celecegum bi baktum yol bi at ölüsi bi at ölisi celemedum." |
Babam öldü, demiş Temel.
İlyas sormuş: Neden öldü? Apartmanın sekizinci katının balkonundan düştü. Eyvah parçalandı mı? Yok, girişteki bakkalın tentesine düşünce oradan havalanıp karşı apartmana yöneldi. Apartmana mı çarptı, nasıl oldu? Yok, karşı apartmanın balkonunda çamaşırlar asılı idi. Çamaşır ipine vurup fabrikanın bahçesine düştü. Orada mı öldü? Yok, fabrika çelik yay fabrikası, bahçedeki yayların üzerine düşüp havalandı yeniden... Peki sonra? Sonrası ne? Baktık ki yere inmiyor, biz de vurduk onu. |
Karadenizde bir adet varmis. Dügün zamani damat gerdege girince tüm köy
halki evin önünde sessiz sekilde bekler. Damat eger gelin bakire çikarsa havaya bir el ates açarmis. Evin önündeki tüm köy halki baslarmis horon çekmeye. Temel bir gun evleniyormus girmis gerdek odasina tabii tüm köy halki disarda sessiz bi sekilde bekliyor. Aradan 5 dakika gecmis bir el silah sesi duyulmus. Demek kiz bakire diye butun köy halki baslamis oynamaya aradan bir 5 dakika daha gecmis bir el silah daha gelmis gerdek odasindan. Hemen gerdek odasinin kapisini calmislar damat temel acmis kapiyi sormuslar -Niye ikinci el silah sesi geldi? demisler Temel cevap vermis: - Ilkinde bakireydi. Ikincisinde bakire çikmadi, vurdim oni........ |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 06:21 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.