![]() |
Yalan
Önce ederler sürçü lisan söylerler yalan sonra kıvırıp dururlar biz etmedik derler talan Ünal Çağabey |
Yalnız bir adam
Yalnız Bir Adam Adamın birini vuracak şiir yalnız bıakacak bir köşede dertli,kederli ve düşünceli tumturaklı hayallere dalacak kapılacak nice yelpazelere... Adamın birini vuracak hemde yalın ayaklı, çorapsız çocuklarla yalnız koyacak penceresiz,perdesiz ve kimsesiz vuracak adamın birini ağzı lekeli,suratsız,peşmurde beş para etmez yani.. dağınık bırakacak heryeri heryeri tarumar edecek saatlerce oturacak yalnız başına soğuk,ayaz bir odada saatlerce oturacak adamın biri.. elbiseleri küflenecek nemden pantolonları,gömlekleri,kravatları eskiyecek ruhu bir akşam vakti yerdeki gazetelerle oyalanacak habersizce vakit geçirecek zamandan yine adamın biri yalnız kalacak yalnız dolaşacak adamın... Ünal Çağabey |
Yalnızlık
Yalnızım gafiller yalnız, Çarık çürük yolların garip öğreticisi pişmanlıkların bekçisi, yolculukların boynu bükük öğretmeni... Adına çiçeklerin yakıldığı memleketlerin sahibi, kurşunların deştiği hayatların sahibi... Yalnızlıklar ortasındasın yine, hani kazdığın kuyu ey çağabey Yoksa kendin mi düştün içine. Kim itti seni söylesene ömrümün divanesi Vardır bir bahanen yine Vardır bir nedenin mutlaka. Hani yalnız değildin, Söylesene ömrümün nar çiçeği Baksana kış geldi ömrüne ve sen hala bir daha diyorsun.. Bir daha, bir daha, bir daha... Ne zaman son bulacak bu bir dahalar Ne zaman hayattan keşkeler çıkacak Yoksa kedilerin dokuz canı sende de mi var Söylesene bana peygamber çiçeğim.. Söyle bana ki kurtarayım İbrahim'i nemrut'tan.. İşte yalan söylüyorsun gene Vermiyor nemrut yalnızlığımın türküsünü, yollarımın yolcusunu... Göllerimdeki balıklar bile ölüyor Ve kurudu artık yüreğimin akarsuları, katılaştı, duvara döndü sancağım... Nerdesin ömrümün nar çiçeği, Nerdesin sesimin tiz yankısı Dağlarım dinamitlendi gör işte Sardı içimi kor alevleri yüreğim yangın yeri uzakta ki seslere hasret bir kulak bıraktın. Artık sesim bile üşüyor biliyormusun üşüyorum belki görmüyorsun ama üşüyorum ve sen bilmiyorsun yine yalnızım ama sen gidiyorsun... Ünal Çağabey |
Yalnızlık Gözyaşları
Adımın çatlamış limanından sızıverdin bir gece vaktiydi, yağmurluydu hav,karanlıktı, göz gözü görmüyordu ve ben seni bekliyordum bir ağaç altında hava yağmurluydu bulutlar ağlıyordu ve sen yoktun. biran durdum,durakladım ne olduğunu anlayamadan içimde derin bir sızı vardı sızısı katlanmış bir keder ve yüzüme yansıyordu ay çatlamış bulutların arasından gözlerini göstererek.. öylece orada durdum, gökyüzüne baktım yavaşça,yağan yağmura hüzünlü ay'a,ağlayan bulutlara... sokaklar boştu,kimsesizdi sahibini bekleyen çocuklar gibi telaşlıydı kimbilir belki ağlayan onlardı annesini kaybeden sokaklar vardı. her yer karanlıktı,kimse yoktu,çıt çıkmıyordu sadece bulutlar ağlıyordu.. öylece orada seni bekledim yağmurun altında,ıslak gece de. bekledim seni ama gelmedin bulutlar ağlıyordu ben ıslanmıştım hemde ruhum ıslanmıştı bu gece vakti... oysa sen gelmedin ve ben seni bekldim orada,ağacın altında yalnız,kimsesiz,fukaralığımla... İsmetpaşa caddesi bana ağlıyordu sokaklar annelerine ve karşımda hükümet konağı, hiçbir şey yapamıyordu devlet aciz,güçsüz kalmıştı, takatı kalmamıştı dizlerinde ama sen yoktun gene de. başımı önünme koyarak yürüdüm cansız,bedensiz,kimsesiz yürüdüm ağlamalarını duyuyordum sokakların, ay'ın hüzünlü şarkısın... ismetpaşa bana ağlıyordu viran eylemişti kendini, kendini harap etmişti,bitap düşmüştü sensiz, senden habersiz kurutmuştu göz pınarlarını oysa şimdi ben gidiyordum arkama bakmadan,soluk almadan,canhıraş... ve öylece gidiyordum... Ünal Çağabey |
Yasak Meyve
Kovdular beni cennetten Issız,kuru bir yere saldılar Üzerime akbabalar,çiyanlar gönderdiler Yaktılar yüreğimi, viran eylediler Beni cennetten kovdular. Bal nehirlerinde yüzerdim Nice güzel sularda yıkanırdım Nice güzel bahçelerim vardı ama kovdular beni cennetten astılar yüreğimi bir gece vakti darağacını bile göstermediler... Kim yememiş ki yasak meyveyi Ruhunda kim söndürmemiş alevin kılıcını El vermeyen var mı şeytana günahını kim satmış ki kim yememiş yasak meyveyi cennetten kim kovulmamış ki... işte geldim huzurlarınızdayım ateşten oldum ve toprağa dönüyorum kurallara baş kaldırıyorum ve yasak meyveye el atıyorum niçin böyle düşünüyorsunuz niçin dağlarınız hep karlı kundağınızdaki çocuklar bile günahkar daha da mı görmüyorsunuz cennetten kovulmalarına siz sebep oldunuz yasak meyveyi ben yerim kimse yemesin salın beni ıssız,kuru çöllere bedenimi yakın ruhlar aleminde ve eyleyin hanemi viran kovun beni cennetten cağırmayın bir daha ben size gelmem çünkü bir daha... Ünal Çağabey |
Yavaş Yürü
Nur indi gözüme kalmadı bir karanlık Eshap beni sordu bir anlık Savaşa gidişim zordur ey hanlık Ben ben değilim yavaş yürü Kimse gelmesin arkamdan kimse koşmasın Beni unutun artık kimse hatırlamasın Uçsuz bucaksız çöllerle ansın Ben ben değilim artık yavaş yürü Yürümek etmez çare sade ayrılık Öldürdü zaten zaman herkeste bir dargınlık Aman diledi kumandan,kral anlık Ben ben değilim yavaş yürü Akşamlar ziyan,zarardadır dakikalarım İlmine mahzar olduğum öylece bakarım Bir amele gibi hesap sorarım Ben ben değilim yavaş yürü Allah aldı benden fikrimi,hür irademi Beni yok kıldı,bıraktı viranemi İçimde bir şeytan söyler hanemi Ben ben değilim yavaş yürü Yavaş yürü *******i karanlıktır gönüller Kimse bakmaz kördür bütün gözler Sevdiğinin yolunu dört gözle bekler Yavaş yürü herkes ayrı alemdedir Ben bende değilim herkes gayrı alemdedir. 08/12/2006 Ünal Çağabey |
Yıl Dönümü
Unutulmuşlara Aslında unuttuğunu sandığın ama unutamadığın Beyaz çirkin çocuklara, esmer karakızlara Yok dedirten yaşamın sarmaş kollarına… Oysa ne de çok sevmiştim seni Öyle diyor adamın biri Sesleniyor bana uykumun arasından Bir ah çekiyor derinden Bir ah ki yolları delirten Uzun camlı seyahatlerde başucunda hep bekleyen Bir ah ki kalbimden gelen… Sana olan sevgimin yıl dönümü bugün Seni sevişimin Yıl dönümü bugün biliyor musun. 29/11/2006 Ünal Çağabey |
Vurdular Beni
Çocukluğumun düşleri gibi yapyalnız geçiyor hayat durmadan Fakir mahallelerden zengin semtlere Ölümü taşıyor kamyonlar Bir sokak arasında durup dinlenerek Sanki kavimlerden beri hep yol almakta Ve düşüyor düşlerim bir uçurumdan.. Neler getirdiler başımıza Saldılar korkuyu içimize, Soktular ölümü aşkımıza Kadim zamanlardan beri hep yalnız, hep dağınık, ve tabutlar hep sönmüş yaşamların kalbi... Gökkuşağımdan renklerimi çaldılar Çocukluğumu aldılar, Bir kamyona bindirip yaktılar.. Sanki Daryus sanki İskender'in zorbalıkları Ve çaldılar hayatımı Açlığımı,kimsesizliğimi,susamışlığımı Çaldılar çocukluğumu ve saçtılar dünyaya Kimsesiz bıraktılar beni.. Cihan harbinden beri hep öldürülmüşüm Bir yandan çarıklı patronlar,potinli beyler Vurdular beni kalbimin ortasından Aşkımın içine daldılar korkularıyla Ve mahvettiler ömrümü... Kestiler filiz tutmuş fidanlarımı Vurdular beni bir inşaat kapısında Uçurdu beni rüzgar çatıdan Kapısından girdim hayatın.. Çocukluğumu vurdular sokak arasında çocukluğuma vurdular bir evin damında Ve öldürdüler beni Gömdüler yaşamın mezarlığına. Vurdular beni klavuzsuz Yakıp gittiler kibriti Saldılar korkuyu yüreğime Bir kamyon kasasında Bir inşaat katında Bİr evin damında Vurdular beni Attılar aşağı Gökkuşağımı aldılar Vurdular Vurdular beni... Ünal Çağabey |
Yolun Sonu
hiç bilmediğim bir yerdeyim, arşım yarılmış,darmadağın memleketinde hep yabancı fakat gurbette 'öteki' canhıraş yolumu bulmaya çalışıyorum yolum bitmiyor nedense.. galiba kimse beni istemiyor beni sevmiyor hiçkimse ellerim ağlamaklı yüzüm hep yerde.. neye el attıysam kurudu kurumakta işte hep habersiz bırakıldım hep yalnız gelenler ise umutsuzlukla yüzyüze ve sanırım hep umutsuzca.. yolun sonu sanırım ve yine ve yine aynı son biliyorum olmayacak gördüm bu sonu önce ellerim yüzümde yüzüm yerde ellerim ağlamaklı ellerim yaşlı... Ünal Çağabey |
Yokluk
yok derse yokluğun yok derse hani tutarsa pişmanlığın yoksulluğun yok derse birgün ben yokum yokluğum,yoksulum yok derse yani ellerin ağlarsa peşimden yoksulum, yokum Ünal Çağabey' Ünal Çağabey |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:45 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.