![]() |
Saddam
Bayram sabahında namazdan önce İdam sehpasına geliyor Saddam Cellatlar boynuna ip geçirince Zalimlere lanet ediyor saddam Sinsice son sözü sorulduğunda Barış bekliyordu kendi yurdunda İdam sehpasına konulduğunda Irakta birliği istiyor Saddam İşgalci güçlere aman demiyor Kendi canı için af istemiyor Irakta birliği sağlayın diyor Yarın olacağı biliyor Saddam Bir kuran veriyor ulaşsın diye Sevdiği birine etmiş hediye Mesaj gönderiyor Filistinliye Güzel bir gelecek bekliyor Saddam Kürtler seviniyor çünkü haindir Şiilerde öyle onlarda hindir Amerika bilir bundan emindir Vatana canını veriyor Saddam İngiltere memnun bayram yapıyor Buşa destek verip öne çıkıyor Kurban bayramında kan akıtıyor Dostunu düşmanı seçiyor Saddam Tarih yazacaktır sinsi oyunu Yok etmek istenen Türkmen soyunu Herkes bilir buşun kötü huyunu Bizlerden anlayış bekliyor Saddam Taraf olanlarla mahkeme kurdu Sözde karar için yargılıyordu Adaletli karar beklemiyordu Onurla göğsünü geriyor Saddam Kürt hakim saddama soru soruyor Vaşhington ne derse ona uyuyor Maşa olmaktan da gurur duyuyor Sorguda onları tersliyor Saddam İdam kararını dinlediğinde Farklılık olmadı tüm benliğinde Allah birdir vardı onun dilinde Havale ediyor Rahman’a Saddam Karar onaylandı infaz gerekli Yasalarda açık bu işin şekli Amerikalılar fazla istekli Hakka kavuşmayı bekliyor Saddam Adalet bakanı asılmaz dedi Bir aylık sürede garanti verdi O gece asıldı bu nasıl yerdi Bu yüzden halkını sevmiyor Saddam İyi tanıyordu kürd’ü şiiyi Onun için yaptı o işkenceyi İnsanlar çözemez bu bilmeceyi Vatan sevdasını işliyor Saddam Bugün canilere alkış tutanlar Yarın şerefini yerlere atar Gurursuz millette onur ne arar Onursuz olanı eziyor Saddam Yaşarken belirsiz ölürken mertti Irak vatansever lider kaybetti Bir dönem kapandı Sünnilik bitti Zalimlere karşı yetiyor Saddam O bir kahramandı benim gönlümde Son sözleri kaldı hayallerimde Örnek alacağım vatan sevgimde Ülkesini peşkeş çekmiyor Saddam Niğmetullah UÇAR Antalya 30.12.2006 Niğmetullah Uçar |
Sağlık Bakanım
Devlet memurları sağlık yönünden Mağdur ediliyor sayın bakanım Tedavi olmaya tıpa giderken Ücret isteniyor sayın bakanım Devlet güvencesi nerede kaldı Verdiği hakları geriye aldı Hasta olanlara bakmak kuraldı Para ver deniyor sayın bakanım Tahlil ücretini biz vereceksek İlaç parasını ödeyeceksek Derde derman bulup gülmeyeceksek Aklımız ermiyor sayın bakanım Sağlık sigortamız güvencelidir Memur olan herkes çok iyi bilir Maaştan her sene pirim kesilir Hiç huzur vermiyor sayın bakanım Memur kurumundan sevk yaptıracak Muayene için doktor bulacak Tahlil yapılırsa para sunacak Bizleri geriyor sayın bakanım Tıp merkezleriyle hastahaneler Tahlil ücretini hastadan ister İlaç ödemiyor eczahaneler Değer verilmiyor sayın bakanım Devlet memuruna sahip çıkmazsa Hasta olanlara dönüp bakmazsa Çalışan dertliyse görev yapmazsa Vatandaş bekliyor sayın bakanım Sağlam kafa olur sağlam vücutta Hastalıklı adam yapacak hata Bakılmazsa eğer dönmez hayata Mezara giriyor sayın bakanım Sağlığın şakası yok deniliyor Erken teşhis olmak isteniliyor Tahlil ücretine yasak geliyor Memur gidemiyor sayın bakanım Sağlık para ile korunacaksa Ölsün mü insanlar parası yoksa Nasıl görev yapsın acısı çoksa Memur bilemiyor sayın bakanım Devlet memuruna sahip çıkmalı Sağlıklı insanlar görev yapmalı Önde gelen konu sağlık olmalı Zaman ilerliyor sayın bakanım Niğmetullah UÇAR Antalya 24.07.2006 Niğmetullah Uçar |
Sahte Dostlar
Kurtlar kocayınca olur maskara Bir köpek onları düşürür dara Güvenme dünya’da vefasızlara Aranınca kaçar dost bildiklerin Sende varken sarar etrafı hepsi Menfaat ummaktır bütün gayesi Yüzüne bakarken tatlıdır sesi Sırtından vururlar dost bildiklerin Elin iş tutarken gözün görürken Yüzüne gülerler işin yürürken Mezara gömüp de geri dönerken Başkasını arar dost bildiklerin Düşman hançer vursa acısı geçer Sevdiğin gül atsa kalbini deler Beklenmeyen bir şey güven zedeler Yüreğini yakar dost bildiklerin Sevgi yürektense mezara kadar Samimi olanlar dostunu kollar İnsan sahtekarsa menfaat arar Döner tekme atar dost bildiklerin Almaya gelince çıkar en öne Vermek zamanında bulur bahane Önemli bir fırsat geçse eline Hep üstüne yatar dost bildiklerin Maddi menfaatle dene dostunu Kurda teslim etme kara koyunu Dara düştüğünde ararsan onu Beş paraya satar dost bildiklerin Niğmetullah UÇAR Akşehir 10.08.2002 Niğmetullah Uçar |
Salmıyor Gurbet
Çetmililer günü bu yıl da bensiz Gelmek istiyorum salmıyor gurbet Çetmi hayaliyle yaşıyoruz biz Görmek istiyorum salmıyor gurbet Hasretim dorukta özlem çok fazla Görüşmek isterdim bütün dostlarla Hayalimi süsler dere, bağ, yayla Gezmek istiyorum salmıyor gurbet Birlikte olsaydık dertler dinerdi Hasretim doruktan yere inerdi Bütün özlemlerim sona ererdi Gülmek istiyorum salmıyor gurbet Ben korkuteli’de sizler Çetmi’de Birgün hasret biter kalır geride Gönlümden hüznü de kederleri de Silmek istiyorum salmıyor gurbet Girmek istiyordum o topluluğa Olmak istiyordum soluk soluğa Karışmak isterdim çoluk çocuğa Gezmek istiyorum salmıyor gurbet Gönlümde keder var ama bu kader Hepinizin olsun en güzel günler Sizlerle şenlensin o şahane yer Seçmek istiyorum salmıyor gurbet Orada olanlar beni de anın Uzaktan gelenler tadına varın Gönlünüzde bari bana yer açın Girmek istiyorum salmıyor gurbet Bu hasretlik sona ermezse eğer Benim özlemlerim artarak sürer Bütün hayallerim Çetmi’ymiş meğer Yenmek istiyorum salmıyor gurbet Çetmi’liler için bugün çok farklı Dışarıda kalanın orada aklı Gelmek isteyipte gelmeyen haklı Demek istiyorum salmıyor gurbet Şu gönlüm uzakta çok hasret çeker Şimdi oralarda olmalıydım der Hayalen Konyadan Taşkentten geçer Geçmek istiyorum salmıyor gurbet Önceden yapıldı herkese çağrı Şimdi oradadır gönül dostları Gelemeyenlerin yanıktır bağrı Dönmek istiyorum salmıyor gurbet DOSTLUKlar kurulup kalpte yerleşsin Gönüllerimize SEVGİ yerleşsin HOÇGÖRÜ duygusu coşsun pekişsin Demek istiyorum salmıyor gurbet Bugün hasret bana zehrini kustu Çetmi’de bıraktık ahbabı dostu Uçurumharmana Gölgeye Postu Sermek İstiyorum Salmıyor Gurbet İmkanım olmadı ben gelemedim Sizlere kendimi gösteremedim Çetmi hasretimi dindiremedim Dinmek istiyorum salmıyor gurbet Gönlünüz neşeyle sevgiyle dolsun Çetmililer günü gayeyi bulsun Niğmetullah neden üzülüyorsun Gitmek istiyorum salmıyor gurbet Niğmetullah UÇAR Korkuteli 20.08.1998 Niğmetullah Uçar |
Savurganlık
Tahmini bütçeler hiç gerçekleşmez Gelirler giderler tutmaz denkleşmez Zarar eden kitler pek özelleşmez Hesabı şaşıran savurganlıktır Vatandaşa kemer sıktırıyorlar Zenginlere israf yaptırıyorlar Milletvekilleri alkışlıyorlar Devleti batıran savurganlıktır Bakanların fazla tahsisatı var Sonuna kadar da bitirir harcar Bütün kuruluşlar veriyor zarar Ayağa kaldıran savurganlıktır Amirlere makam arabaları Şoförü, benzini tüm masrafları Mesken olarak ta lüks lojmanları Amacını aşan savurganlıktır Devlet verir, biri harcar bitirir Vijdanlar kör olmuş ölçü yitirir Devlet malı deniz olsa da erir Huzuru kaçıran savurganlıktır Gazete, yiyecek ikram devletten Yapılan gideri toplar milletten Devlet vaz geçmeli israf etmekten Karı zarar yapan savurganlıktır Parayı zamanı yeyip bitirir İsraf yapan şahıs ahlak yitirir Hazine azalır dara getirir Ferdi karalayan savurganlıktır Bütün gazeteler hediye verir Günler ilerlerken fiyat yükselir Televizyon rüşvet ile izlenir Tirajı artıran savurganlıktır Her yere asılır hoş tabelalar Reklam yapmak için harcanır milyar Maliyet yükselir fiyatlar artar Enflasyon azdıran savurganlıktır Harcarken yapılır büyük rekabet Para kesesine zarardır nispet Gösterişe karşı çekilmeli set Borçları kabartan savurganlıktır Ambalajla fiyat ikiye katlar Reklam yapılırsa daha da artar Bir beş olur bize gelene kadar Yaşamı zor yapan savurganlıktır Çalışana yalnız maaş ödensin Herkes harcamayı kendi ödesin Memur yakınına ikram etmesin Zarara sokturan savurganlıktır Masraflar en aza inerse eğer Toplanan gelirler gideri geçer O zaman bu millet çok rahat eder Fakirlik doğuran savurganlıktır Mesaiye memur işçi uymalı Çalışan o yere layık olmalı Torpil, rüşvet, hile bulunmamalı Dengeleri bozan savurganlıktır Siyaset olmasa çıksa aradan Vatandaş kurtulur kara beladan Egemen olmalı her işte vicdan Vicdanı kör yapan savurganlıktır Zenginliğe sebep olur iktisat Huzuru getirir sabır, kanaat Uyulursa eğer düzelir hayat Milleti ağlatan savurganlıktır Niğmetullah UÇAR Korkuteli 09.05.1996 Niğmetullah Uçar |
Saygımız Vardır
Malazgirt’ten girdik Anadolu’ya Değer verdik ala yıldıza aya Gururla yürüdük kızılelmaya Vatana bayrağa saygımız vardır Orta Asyaları bırakıp geldik Güzel Türkiye’yi vatan edindik İslam dini, ile kemale erdik Millete toprağa saygımız vardır Oğuzhan’lal çıktık Ergenekon’dan Atatürk’le tekrar kurtuldu vatan Türk milleti için hedeftir Turan Gösteren başbuğa saygımız vardır Geçmişi anarak ders almalıyız Bilimde teknikte kalkınmalıyız Ülkeye dört elle sarılmalıyız Yenilikçi çağa saygımız vardır Türk İslam ülküsü hayal dediler Dünden bugünleri göremediler Haklılığımızı şimdi bildiler Anlayan ahmağa saygımız vardır Müslüman Türklüğün ülküsü belli Milliyetçiliğin dindir temeli Kırarız islama uzanan eli Cübbeye sarığa saygımız vardır Kardeş kabul ettik atmış milyonu Biz bütünüz herkes anlasın bunu Birliği bozamaz düşman oyunu Yurtta yurttaşlığa saygımız vardır Türklü cesedine ruh verdi İslam Allah’a vatan’a inancımız tam Türk İslam sentezi en sağlam kavram Kardeşçe dostluğa saygımız vardır Bütün insanları Allah yarattı Bizleri islama bayraktar yaptı Doğmak gezmek kadar ölümde haktı İlahi buyruğa saygımız vardır Niğmetullah UÇAR Korkuteli 10.04.1997 Niğmetullah Uçar |
Sevgiler Kattık
Benden soruyorlar yemekhaneyi Neler yaptınız ki çok güzelleşti Nemalansın diye ektik taneyi Kalbe, beyinlere, yüze yerleşti Varsa öneriye açığız dedik Gayemiz her zaman güzeli bulmak Sitemi, isteği değerlendirdik İşimiz soruna çara aramak Aksayan yönleri tespit ederek Olumsuzluklara çare düşündük Personel iyiye layık diyerek Memnun etmek için güzel göründük Yemek kuyruğunda bir sorun vardı Memnun olmuyordu çok bekleyenler Sebebi arandı salata bardı Çözüm ürettiler işi bilenler Yemek kuyruğunda kargaşa bitti Güzel gören gözler güzel düşündü Kaliteli hizmet sitem eksiltti Güzel bakılınca çok hoş göründü Yemek kazanına sevgiler attık Sunulan hizmete kattık güleryüz Gayret göstererek hamleler yaptık Memnun etmek için çok düşünürüz Öneriler bize doğru yön verir Hizmet güzelleşir tamamlayarak Aksaklık var ise çalışan bilir Güzeli buluruz araştırarak Bu kadara yetti eldeki imkan Daha güzelini yapmak isteriz Takdir edilince durmuyor insan Anlayış, hoşgörü, sabır bekleriz Niğmetullah UÇAR Antalya 10.12.2004 Niğmetullah Uçar |
Sivri Dilim
SİVRİ DİLİM Hakka hizmet eden dilim yüzünden Ben baştan razıyım ağrısın başım Kendini düşünsün makamı seven Şahsımın önemi yok arkadaşım Devlet memuruyum deyip eğilmem Doğrudan ayrılmam yanlışı bilmem Bu yüzden üzülür belki hiç gülmem Çevrede yalaka çok arkadaşım Yalakaya sorsan görev yapıyor Vatan millet için kalbi atıyor Dışı böyle ama içi satıyor Karnım yalanlara tok arkadaşım Sineye çekersek derdimiz bitmez İtiraz doğruyu bulmaya yetmez Yayı tam germezsek uzağa gitmez Bırakalım gitsin ok arkadaşım Bir kişi olursa olmaz etkili İki kişi olsa değişir şekli Sayı çoğalırsa düşün bir hali Biz de yaşatalım şok arkadaşım Destek ver doğruya yanlışı silsin Ülkemiz müreffeh bir hale gelsin Herkes bu dünyada haddini bilsin Yalakayı zora sok arkadaşım Niğmetullah UÇAR Antalya 29.09.2006 Niğmetullah Uçar |
Siz
Mahalle içine kurarak kazan Altına ateşi yaktınız mı hiç Uygun bir şekilde koyarak kapan Kıl şalvara tekme attınız mı hiç Ben attım Oruçlu akşamda çok acıkınca Caminin damına imam çıkınca Ezan okumadan iftar açınca Nasıfın önünden baktınız mı hiç Ben baktım Odada sureler, kuran öğrenip Hatim bitirince camiye gelip Cemaate, ezber dersini verip Babanızdan mallar aldınız mı hiç Ben okumadım almadım Konya’dan gelirken Taşkent’te inip Köyden gelen araç var ise binip Kışın kömürlükte çamura girip Gece dağ başında kaldınız mı hiç Ben kaldım Ödebeleninden çingire doğru Bilmece sorarak çözerek soru Ada, kemerköPage Rankingü,karşıda goru Dinlenmeç taşından baktınız mı hiç Ben baktım Sığındı gözünde suyu içerken Yolak’ta kar yiyip ine girerken Kölebaşlarında sığır güderken Geçen arabaya baktınız mı hiç Ben baktım Kuyudan şalgayı pancarı çıkar Hevenkte buruşmuş yaş üzümler var Kış armudu serttir döğeçler kadar Çöpünü çelenden attınız mı hiç Ben attım Pancarı koyarak tahranaşıya Başlanır kazanda kaynatılmaya Pişince çıkarıp takıp çıraya Yerken dilinizi yaktınız mı hiç Ben yaktım Yaprak kesip geldik astık ortaya Pürden de ilave ettik araya Ot samanı döktük biraz batmaya Çebişliğe davar kattınız mı hiç Ben kattım Baharda tersleri tarlaya çektik Bakla arasına tohumu ektik Görünmesin diye çalılar diktik Bahçelerden bostan çaldınız mı hiç Ben çaldım Baharda güderken döl davarları Karlı eteklerde gezip dağları Torbada taşıyıp toy oğlakları Kuytuya guzuluk yaptınız mı hiç Ben yaptım Eğişmeçte kıllar yünler ip olur İğde ip bükmeye çarklar kurulur Çuvallıkta çullar kilim dokunur Halılara ilmik attınız mı hiç Ben attım Yayla damlarının ocak başında Öküzle yatarken bahar ayında Sürülüp ekilmiş tarlalarında Evleğin şekline baktınız mı hiç Ben baktım Sabah buğday saman getirip köyden Kumpanya kazmayla kazdınız mı gen Akşam gün batımı geri dönerken Heybeye ak toprak kattınız mı hiç Ben kattım Ananızın köyden hazırladığı İçine ekmekle meyve kattığı Komşunun getirip dala astığı Azık torbasını açtınız mı hiç Ben açtım Ökçenin ucuna demir takılır Delikle kılıçla oku bağlanır Zılgarla halkayla iş tamamlanır Çifte boyunduruk taktınız mı hiç Ben taktım Öküzün boynunda ipe zelveye Gerek var embelli öğendireye Tohumluk katarak bakır helkeye Avuçla tarlaya saçtınız mı hiç Ben saçtım Örene üstüne koyarak kiriş Pardılar altında olmalı giriş Kapmerin içine katılır çiriş Yaylada bazlama tattınız mı hiç Ben tattım Baharın gidince yağrın gölüne Sulara girerken yaklaşma ine Önü açılırsa çeker dibine Bulanık sulara battınız mı hiç Ben battım Oba salısında çifti sürerken Yorgan simit yapıp öküz güderken Ekin arasında gece gezerken Açık arazide yattınız mı hiç Ben yattım Yakın kurtulmuşken yağmurdan kardan Selem sütlüyemlik toplarken dağdan Dindeboldan gelen satıcılardan Kırmızı badılcan aldınız mı hiç Ben aldım Oğlaklar çeklide davar ılkıda Renk vermesi için tuluk avkıda Bez çuval içinde keşler baskıda Kurutup deriye kattınız mı hiç Ben yedim Baharda su çıkar tarla içinde Avgın yapılırdı taşlar derinde Ucu bırakılır elin yerinde Bel kürekle hendek kazdınız mı hiç Ben kazdım Meydan ataşını tarlaya yakıp Cıngıllak üstünde havaya kalkıp Diğer obalara türküler yakıp Sekerken yukarda kaldınız mı hiç Ben kaldım Sabah yağümmesi yumurta yeyip Öğleye varmadan azık bitirip Kuru ekmekleri güneşe serip Çeşmede sulara bandınız mı hiç Ben bandım Gün dönmeden evvel güderken sığır Böğelek gelince hepsi dağılır Güneşten kaçarken gölgeye varır Öğlen boş damlara kattınız mı hiç Ben kattım Sakızlığı söküp eviştirerek Çıtlıktan kuruyu çekiştirerek Gramper kutuya yarleştirerek Kaynatarak sakız yaptınız mı hiç Ben yaptım Şalbanın hovu var çaşır dalıyor Saman yapmak için ot toplanıyor Kışlık hayvan yemi hazırlanıyor Söğüt yaprakları kıydınız mı hiç Ben kıydım Biçilen otları dürme yap kıvır Diken ele batar çatalla sıyır Otlar tükenince sütleğen kalır Filisin dibinde yattınız mı hiç Ben yattım Kırdaki ekini şerevil yapıp Subasardakini sıyırtkılayıp Orakla keserek desteye atıp Sol ele ellikler taktınız mı hiç Ben taktım Foyraz estiğinde savurup harman Kalburla gözerle katarak saman Boşluk yumuşaklık bırakılmadan Hararı sıkıca bastınız mı hiç Ben bastım Katırla yayladan saman çekerken Postalar halinde köye giderken Erken varmak için kestirmelerden Susadan ayrılıp saptınız mı hiç Ben saptım Saman buğday ile gelirken köye Karıştı mı akşam gündüz geceye Yük düzeltmek için kalıp geriye Yolda hayvanları yıktınız mı hiç Ben yıktım Samanlık dolunca delikten girip Sıkıştırmak için çok deşelenip Yetişemeyince yardım isteyip Samanlar içinde kaldınız mı hiç Ben kaldım Bocudun suyunu tebeşir alır Tebeşir destinin içinde kalır Abdest alacaklar ırbık kullanır İleğende banyo yaptınız mı hiç Ben yaptım Değirmen yanında buğday yıkanır İhtiyacı olan bulgur kaynatır Damda kuruyunca çullar toplanır Kaymaklı tandırı tattınız mı hiç Ben tattım Hava ağarmadan çıkarak köyden Sabah namazında sudökülenden Erkence geçerken it deresinden Balığa dinamit attınız mı hiç Ben attım Cirk olmasın diye iki şak olur Ham ceviz bıçakla içi oyulur Eşek ayıklanır dişler soyulur İki taşla follu kırdınız mı hiç Ben kırdım Ortada bir nokta tespit edilir Civar ilkokullar oraya gelir Azık karıştırıp yemek yenilir Bilgi yarışması yaptınız mı hiç Ben yaptım Güneymunarlarda öküz arayıp Çeşme başlarında taşta tuzlayıp Buz gibi sularda hafta yıkanıp İnce çağşaklardan kaydınız mı hiç Ben kaydım Yazın gün doğmadan harman böğette Bayırdan görünce bir bıçak dipte Ben alırım bunu şimdi deyipte Garapatak gidip daldınız mı hiç Ben daldım Musluğun üstünden ev gorumuna Çıkarak bakılır goyun yoluna Üstte, in içinde taşın boruna Taşla adınızı yazdınız mı hiç Ben yazdım Ali hoca bağa deştiven olmuş Üstü gilimeden gölgelik kurmuş Cergenin içine küpü doldurmuş Suyundan bir bardak içtiniz mi hiç Ben içtim Salkım salkım üzüm toplayıp bağdan Sepetle köfünle geç yamaçlardan Geceevlerinde kurulu kazan Pekmeze tomata attınız mı hiç Ben attım Güzün toplayarak boz armıtları Döğüp kurutarak ayır sapları Öğütüp hamur yap kurun saçları Döğmeli ekmeğe baktınız mı hiç Ben baktım Topak ekmeklerde kaymak olunca Sevindik sıcacık sıkma bulunca Bıraktık kenara çok soğuyunca Arpayı darıyı andınız mı hiç Ben andım Boncuk çiçeğini sökerek sattık Dağlarda aradık para kazandık Ağaca salıncak kurup sallandık Daha yükseklere çıktınız mı hiç Ben çıktım Söğüt dallarından sepeti ördük Akşam gün batarken böğede gömdük Sabah seher ile balıkla döndük Fazla tutulunca sattınız mı hiç Ben satmadım ama tuttum Geyesiliklerde kazan kaynatıp Pak olması için suya kül katıp Sırtları taşlarda tokurcaklayıp Çalılar üstüne astınız mı hiç Ben astım Keklik gafesini yüksek tutarak Atış menziline küme yaparak Üstü yapraklarla kapatılarak Gürültü yapmadan kaldınız mı hiç Ben kalmadım Niğmetullah bazen kendini dinler Yıllar öncesine seyahat eder Gözünü kapatıp Çetmi’de gezer Gurbette hayale daldınız mı hiç Ben daldım Niğmetullah UÇAR Antalya 24.04.2003 Niğmetullah Uçar |
Süper Valim
Bu vatanda sana vardı ihtiyaç Hizmeti bıraktın sevgili valim Denizli’li yaptı seni başa taç Herkesi ağlattın sevgili valim Doğruyu söyledin aykırı dendi Seller çoğalırsa yıkarmış bendi Sen üstüne gittin sistem direndi Yanlışlara çattın sevgili valim Erzincan’da girdin tüm gönüllere Türkiye’de geldin önemli yere Hayırları övdün çatmıştın şere Fikrinde dayattın sevgili valim Merkeze aldılar susturmak için Ankara’da bile susmadı dilin Millet arasında belliydi halin Fikrini anlattın sevgili valim Denizli’de herkes çok sevinmişti Bize uyan biri geldi demişti Şahsında makamı sahiplenmişti Sevinçler yaşattın sevgili valim Tokat Aydın gibi gezdin çok ili Sözlerin açıktı vizyonun belli En son görev yerin oldu Denizli Misyonu kapattın sevgili valim Trafik kazası öldürdü beyni Henüz ecel bizden almadı seni Kalbin çalışıyor besliyor teni Şaşkınlık yarattın sevgili nalim Vatan için çarpan kalbi durmadı Beyin devre dışı ölüm olmadı Yazıcıoğlu’nun Recep’tir adı Ölüme dayattın sevgili valim Bugün saat onda kalbin de durdu Terk ettin bizleri sevdiğin yurdu Fakülte dekanı halka duyurdu Kalbe acı kattın sevgili valim Bu ülkede vardır destekçilerin Her zaman olacak çok sevenlerin Bir gün gerçekleşir hoş fikirlerin Emanet bıraktın sevgili valim Allah rahmet etsin nur içinde yat Sana başlayacak yeni bir hayat Sonsuzluk yolunda yol versin sırat Seferi başlattın sevgili valim Niğmetullah UÇAR Antalya 08.09.2003 Niğmetullah Uçar |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:45 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.