www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Edebiyat (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=268)
-   -   Safet Kuramaz (https://www.cakal.net/showthread.php?t=144961)

GooD aNd EvıL 04-30-2009 05:52 PM

Kiralık Ev...

Kiralık evde oturanlar,
Para harcayıp da bir çivi bile çakmaz duvarlarına!
Hep hayallerinde kendi evleri,
Dünya mekanı cennetleri...

Yokluğun kaderi,
Umuttur varlık tesellisi...
Kötülük utancından yerin dibini doldurur!
Şeytan kahrından ölür...

İnsan vücudu da,
Dünyası da,
Kiralık ev gibidir...
Karun hazinesi bankada hesabın olsa,
Her yeri benim deyip doldursan da,
Nihayetinde kefene emanettir...

Sevdiklerinden,
Nefsinden,
İnfak etmedikçe:
Kiralık evin bakir bozkırlarda,
Ateşe verilmiş yanar çöl topraklarda!
Susayan dilin pınar saflığına hasret,
Nefesin yayla havasına...

Huzuru o yüzden bulamıyoruz ölen eşyalarda,
Gerçeği bile, bile inkar kiralık ev saltanatında!
Nişan Vallahi yalan... Vuslat kimin aklında,
Yalancı yağmur gibi düşer damla, damla kaygılar!

Ölene ağıtlar,
Hastaya yanmalar,
Bir iki adım ötede uzaklaşır...
Unutur gülen dudaklar!

Gerçek toprağın altında,
Onu da kazarlar hazine sevdasına!
Oruçtur,
Yokluktur,
İlaçtır ruh aynasına...
İbrahim’in Lut kavmine duasında,
Tanıdığı aşk bedenden son yolcudur!

Safet Kuramaz

GooD aNd EvıL 04-30-2009 05:52 PM

Kişilik…

Hissediyorum,
Bir tren geliyor çok…
Çok uzaktan!
Ölüm uğultusu gibi,
Kulaklarımda,
Yavaş, yavaş…

Ve biliyorum,
Bir gün zincirlenmiş benliğim raylara
O trenin altında,
Sonsuzluğa uçacak…

Beni benlikten kurtaracak,
Evren tuvalinde kutsayacak!
Son kez umuyorum,
Sesim Cennet-i Baki’de susacak!

Safet Kuramaz

GooD aNd EvıL 04-30-2009 05:52 PM

Korkma…

Nasıl yaşarsak yaşayalım ömür akıyor, geçiyor
Adına gurur de adına ne dersen de!
O gün gelsin diye harcıyoruz ömür zamanını…
O gün geldiğinde bakmışız ki geriye hüzünle:
Gençlik son demlerine gelmiş,
Yapılacak her şey zamansızlığa kilitlenmiş,
Keşkeler üst üste yığılmış...
Geride aşklar kalmış,
Üzüntüler, ümitler, vaatler, zincirlenmiş esaretler...
Artık ne birini sevmeye kalmış cesaret,
Nede elinde silah, işleyecek cinayet!
Her şey kırıntılarıyla sinmiş ruhumuzda...

Eğer ne yapacaksak dimdik ayakta, şimdi yapmalıyız!
Eğer geleceğe bırakırsak yaşanacak birçok şeyi erteleriz.
Eğer merak uyandırmak ya da heyecansa amacımız
Olmayan bir şeyi doğsun diye beklemeye tahammül edemeyiz!
Eğer varsa kıvılcım ve yanacak sevdalar,
Çöl aramaya gerek yok çatlamış dudaklarla gezemeyiz!
Eğer hayalimizde deniz varsa mutlaka yüzmeliyiz…
Eğer düşler gerçeğe izleriyle düşmezse,
Gerçeği yaşadığımız yerde süsleyemeyiz...

Ya varsın... Yanımdasın,
Ya yoksun... Sönmüş yıldızımın son neferisin!
Ortasın da duygularına ihanet edersin,
Mutsuz esişinle yeşil yaprağı dalından itersin,
Sonbahar, ikinci bahar… Bizi son kez diriltemez!
Adem’den beri aynısı yaşanır fark etmez misin?

Korkma, ağrı varsa dişinde dişçiye gitmelisin
Bir anlık tedavi için hayatını zindan etmemelisin
Sebeplere, hislerine güvenmelisin
Yaşamaktan başka ne var ki kaybedeceğin?

Safet Kuramaz

GooD aNd EvıL 04-30-2009 05:52 PM

Korkutma Beni…

Senin varlığın bana can katıyor...
Başımda ağrılar,
Ağır gribim vız geliyor...
Toros’lardan inerken kiraz yer gibiyim,
Taze doğan nefsimi ne hoş etkiliyor!

Kalbimde gümbür, gümbür volkanik patlamalar…
Sanki Erciyes dağını yok sayan yığınla karlar!
Dönüyorum yörüngende, çalıyor cümbüş, sazlar
Pir gelmiş gibi Mevleviler bayram sevincinde,
Müzik çalıyor şeb-i aruz gecesinde!
Tarih şahit,
Sevgine eder biat,
Zaman durmuş,
Sensin artık saat...
Oturmuş yüreğin aşk terazisinin diğer kefesinde!
Öbür kefesinde yüreğim yaşar, imkânsız hazlar!

Uzaktasın ama ruhumdasın,
Bedenimde özlem, şimdilik uykumdasın…
Mırıl, mırıl eder sevinçle dudaklarım,
Kavuşma temennisi dileyen duamdasın!

Sor istersen her gördüğün ulu dağlara,
Hatta özgürce otlayan karacalara,
Yada nefes al derin, derin yaylamda…
Her gördüğün ot üzerinde rastlarsın adımlarıma,
Uğultulu gelen rüzgâr şahittir şarkımıza,
Nehirde dalgalar bayılır dansımıza…
Bir anda ısınırsa soğuk ellerin,
Hızlanırsa nefesin,
Girmişimdir içine, şölen yemeği tadında!

Üzülme ben seninleyim sende benimle,
Bir gün uykudan uyanacağım seherde güneşinle!
Sakın öcüyle, böcüyle korkutma beni olur mu?

Safet Kuramaz

GooD aNd EvıL 04-30-2009 05:52 PM

Kul…

Aynadır insanın bedeni ve ruhu,
Ne söylediysen yansır geri döner,
Allah için terk etmelidir kötü huyu
Alışkanlık yaşarsa beden ölür!

Allah dostları ağlar rahmet gibi,
Doğa yeşerir duada kor sevgisi,
Günahkâr gibi görür cennet ehli,
Müjdelenen Ömer ve diğerleri!

Cahildir zengin sonradan görme,
Kefen giyene kadar asidir özde,
Günahı görecek Haşr’da sorguda
Terinden boğulurken tuzlu suda!

Sevinmem mutluluğa başım döner,
Şeytan Yusuf gibi akla şer döşer,
Derde sevinirim bu yüzden aczle
Kul olurum Allah'a yaşlı gözler!

Safet Kuramaz

GooD aNd EvıL 04-30-2009 05:52 PM

Kuşadası’nda, Baba Evinde...

Kaysı ağacının yapraklarına uzandı son gençliğim
İkindi güneşinde…

Milli park boyunca sahilde gölgem
hatırlamadığım hangi hatıranın içinde yüzmekte…

Aczini bilen, duaya açılan ellerim
Tefekkürle düşünmekte…

Mekke-Medine arası çölde gözyaşlarım
Özlemle, seraplar içinde sürünmekte!

Bir adım gerisi-ötesi hayal gibi
Geçmişim tuvalimde süslenmekte!

İkindinin son demleri heyhat… Güneş sararmakta ufukta
Hamakta uzanmış seyretmekteyim son grubu üzgünce!

Akşam serinliği, gençlik ışığımı karatmakta
Ninniyle tenime değen meltemin dokunuşunda

Bebek hissedişinde hazır, sallanarak uyumaya!
Yıldızlar kayar, ay dolunay, çocukluğum düşümde!

Kuşadası’nda, baba evinde, ablam saklamış birkaç eşya annemin
Hayal gibi gelir ölümü, inanılır gibi değil, hatırlarım hala gülüşünde!

Safet Kuramaz

GooD aNd EvıL 04-30-2009 05:52 PM

Kuşaklar-Son Ağrı...

Çişe, çişe yağardı yağmur süfyen yanaklara,
Kendini bilmez arabadan sıçrardı, çamur yollarda!
Ne krediyi bilirdik, ne lüksü ne süpermarketi,
Fakir için kurtuluş olurdu, veresiye defteri küçük bakkallarda
O yıllar yetmişli yıllar Türkiye’siydi...

Belki bir elli yıl geride bunlarda lükstü,
Savaşsız, silahsız, nükleer tehditsiz yoktu günü!
Bir kaç yüksek bina, o da hükümet daireleri
Sokaklara taşınırdı eğlencesi cümbüşü...

Kim bilir belki yirmi yıl sonra işler evde,
Sokaklar bomboş...kalmaz bir yer yol diye!
Görüntülü konuşma canlı gibi evin içinde...
Kavgalar, savaşlar, aşklar, evlilikler sanal dokunuşu
Öğrenecek birdenbire...

Ne düşünceyi aşacak haller kalırmış,
Nede yalnızlığı ifade edecek gözyaşı...
Tarih deyip gülecek saçsız nesiller çoğalırmış
Kıyamet dedikleri bu belki de son ağrı!

Safet Kuramaz

GooD aNd EvıL 04-30-2009 05:53 PM

Kutlu Doğum Günü....

Bugün maskeler bedenlerden çekilecek,
Tüm ruhlar istiklal caddesinde dizilecek,
Ellerinde pankartlar, sloganlar çınlayacak...
Tövbe istiğfardan sonra yalan-sanal ölecek!

Anlık zevklerle nefsin uyuşturulsa,
Karın aldatsa, çocuğun küfretse,
Kul olduğun kapı yüzüne vurulsa,
Borsada paranı kaybetsen yüklüce...
Yılanlar cennet kapısından,
Şeytanlar onun bahçesinden,
Adem-Havva Hak’ın rahmetinden
Kovulmuş olsa, umutlar tükense!

Abdest alınacak bugün, Kur’an okunacak!
Putlarımız ölecek hak adalet doğacak,
İstiklal Caddesinde ilk kez polis olmayacak!
İhrama bürünmüş nurlar,
Asırların karanlığını aydınlatacak...

Artık AB denilen umutları,
Küfrün sömüren saltanatını,
Beden yemez, göz umursamaz olacak!
Mevlana meclisleri, kurulacak binlercesi
Her şey Haktan alınıp halka dağıtılacak...

Safet Kuramaz

GooD aNd EvıL 04-30-2009 05:53 PM

Kuyular…

I.

Aynı ocaktan pişen aş
Gün gelir dudağa değer
Tatlanır oynar göz kaş
Tutku olur boyunda eğer!

Atar bu his Yusuf’u kuyuya
Karanlık zindana atar aç susuz
Katil olmak vız gelir şer huya
İflah olmaz artık ne kadar yunsa!

İçinde su çölde hayat
Yusufu çıkarır kuyudan
Köle eder aynı şer sanat
Karanlık yurduna ruhun!

II.

Sıcak kavurur toprağı
Çiftçinin sararır azığı
Emek verilir kuyu kazılır
Sulanır yeşilin sazlığı!

Çatlamış toprak canlanır
Baharın canı an an sağılır
Yüzler güler hasat alınır
Nasırlı eller sayar parayı!

III.

Sela verilir ölüye elbette ağlanır
Kazmalar vurulur toprak kazılır
Kuyu hazırdır kefen ebede sarılır
Üstüne beton dökülür küçük kapak
Islak gözler elveda der silinir anılar!

IV.

Utançtır savaşlar, toplu kıyımlar
Afettir tsunami, deprem, yıldırımlar
Kokmasın diye delinir kaldırımlar
Kimliksiz insanı saklar kuyular!
Üzerinden kaç mevsim geçer unutur uykular!

Safet Kuramaz

GooD aNd EvıL 04-30-2009 05:53 PM

Madde ve Ruh....

Hangi bedende kalır semavi bahar?
Hangi nefiste yaşar ebedi ömür?
Hangi yürekte aşklar sevgiyi korur?
Ruh hissetmedikçe bedenden nağmeler!

Güle dokunsam, baksam solar tez anda
Belki az daha yaşar kalsa dalında...
Kış mevsimi nerede görürüm bakınca?
Gözlerim kapanır mazimde canlanır,

Gül görünür ruh kapısına varınca!
Esareti başlıyor körü körüne,
Dokunma hissini birden tadınca...
Yokluğu acı veriyor çözünce!
Sahiplenmek değil bu, ben ağacında
Aldığım nefes gibi gelse bedava...

Cennetten bahçedir her güzel şey ruhta,
Cehennem ölmektir madde uykusunda...
Ruh dolmalı her güzellikle son durakta
Ebedi hayata, her boyutta hazır...
Ölüm terketmeli bedenden, korkuda!

Safet Kuramaz


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 11:23 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.