![]() |
Günaydın Hayat
Ne tuhaf... Acıyı dindirmenin, Onunla yüzleşmek olduğu gerçeği. Ne tuhaf... Sevginin asılnda sen olmadığını, Aşkın yok etmeyip, Yaşattığını öğrenmenin, Korkuları bizim oluşturduğumuzu, Özlemleri içimizde, Kendimizin büyüttüğünü, Öğrenmenin... Sadece duygularımıza çöken, Karabasanla yüzleşmek, Olduğunun Farkına varabilmek... Ne tuhaf şeymiş gerçekten... Bir tüy gibi hafifleyip, Ağırlıkları, fazlalıkları, Atabilmek üzerimden... Şimdi farkediyorum artık yaşadığımı, Yelken açabilmek ne güzel, Hayata, yeni ufuklara doğru! ! ! Kendine şans verdiğini görmek, Güzelmiş, insanın... Günaydın hayat, Hoşgeldin yeni umutlar! ! ! 08.03.2007 Eylül Gökdemir |
Güneşi Yakalamak Saçlarından
Yaren olmak nedir diye sorsalar bana anlatamam, Yaşamak nedir diye sorsalar bana Nefesim kesilir soluklanamam... Sen, sen dost bahçesinden bir demet papatya ile geldin, Haykırsam sana delice,hançerem yırtılırcasına... Merhem olabilir misin o kapanmak bilmeyen yaralarıma... Bilmezsin, her susuşum haykırıştır çığlık çığlığa, Her dokunuş, kırar kanatlarımı acımasızca.. Cemreler düşmüş havaya, toprağa, suya... Benim gamzelerim küsmüş çok mu acaba... Benim yaşadığım iklimlerde cemre olmaz, Ne hava, ne toprak, ne su ısınmaz... Yüreğim üşüdükçe dudağıma hiç bir dudak dokunamaz... Yaşama ait ne varsa ısıtmak... Kolay mı sanırsın kalbindeki buz dağını söküp atmak... Güneşi getirmek geceye, saçlarından tutup çekerek... Aydınlatmak karanlıkları bir mum yakarak... Üşüyorum...ısıtmak, dokunmak, aydınlatmak... Isıtmaya çalışmak belki de, belki de yok olmayı göze almak... Ne sevmek, ne de sarılmak... Yalnızlığımla başbaşa bir mağara kovuğunda, Taş duvarlara yaslanmak... Oysa o taşları yüreginin evini yaparken döşemiştin ellerinle.. Ben yine de ısın ısıt derim tüm çığlığımla Gör bak yaşamak ne güzel o anlarda Boş ver, sal gitsin... Ne ev yapabildim korkuyla, yıkacak diye bir fırtına... Ne de... boş ver dedim ya... Dereler koşar ırmağa, ırmaklar denize, denizler okyanusa... Ya denizler, deniz gözlüler... Ya bir türlü yağmayan yağmur, Ya olmayan zamanlar, Ve olmasını istediğimiz anlar, *******i hele de *******i..... Duvarlar gelmez mi üstüne üstüne insanın... Üç-beş nöbetlerinde yitirilen düşlerimiz, Bir o yana bir bu yana dönüşlerimiz, Ve hep düşlerimiz........ Kahreden, yokeden düşlerimiz, Düşlediklerimiz ve hatta düşleyemediklerimiz... Bir ölüden farksız her şeyimiz... Ve bir gün istemeyi bilememekten gelen düşüşler... Oysa bilmek bizim işimizdi Ne kadar üşüyüp yalnız kalsak da, Ve kaybettik kendimizi dipsiz dar bir sokakta... Yine biz değil miyiz aslında. Biz olmak, bizde kalmak ne kadar zordur hayatta. Bir şarkısın sen ömür boyu sürecek, demek Ne kadar kolay olsa da, Hiç bir şarkı kalmaz sonsuza kadar asla... Gülümsememiz kalacak bir de, Hiç bitmeyen gülümsemem... Ağlarken de söylerken de Hiç ama hiç gitmeyen gülümsemem... Olsun yine de gülen insana kolay kolay yaklaşmaz ölüm, Veya açarım kollarımı ve ölümü de severim... Ve ölüm yakışmalı insana Ve giyinmeli o bembeyaz elbiseyi onurla... Eylül Gökdemir |
Güneşin Gözyaşları Düşer Avuçlarıma
Kaç kez vazgeçilebilir yaşamdan, kaç kez... Kaç kez çıkılır dağlara, sevdalar namlu ucunda... Bir parmak çekimi kadar yakındır ölüm oysa... Aşklar yalan olur, sevmeler havada çarpışan bir çift kurşun... Sevdalar deildir tutuklanıp yargılanan, hüküm giyen kimdir? Nedir, nasıldır, nereden gelmiş nereye gider diye sorulmaz... Kaç kez vurulur, kaç kez düşer yere, esamesi sorulmaz... Faili olurum tüm aşkların, meçhulüm olur kaçışlarım... Sis düşer dağların ortasına, puslu bir havada yerim vurgunu... Güneşin gözyaşları düşer avuçlarımın ortasına, rengi kan kırmızı... Kaç kez kaçılır, sirenlerin susmadığı avlulardan, kaç kez... Kaç kez vurulur gökyüzüne açılan uçurtmalar, Firar eder tüm duygularım, bir gardiyan saçlarımdan yakalar, Delikli demirin boşluğu tam da iki küreğimin ortasında... Teslim ol, hey kaçak, bu yol buraya kadar... Birden döner başım, ayaklarım bir adım öne çıkar... Keskin bir ses yankılanır, sessiz bir dilden avaz avaz yükselir, Ah anam, nerdesin, yavaşça bükülür dizlerim, ilk kez öne düşer başım... Fail-i meçhul cinayetlerin faili olmuştur şimdi naaşım. Eylül Gökdemir |
Güz Mevsiminde Dökülen Yaprağa Dönersin
Sevdaların hazan mevsiminde açan papatyaların taç yapraklarında Issız dağların, kuytu köşelerine saklanan kırlangıç kanadında, Çöl çiçeğinde, uçurum kenarında, karlar altında.... Ya yaşarsın delice, ya da gidersin umarsızca... Bir nefesin sıcaklığının tadına varmadan, Bir öpücüğün ateşinde kavrulmadan... Boş hayallerle yanan ömrüne aldırmadan... Güz mevsiminde dökülen yaprağa dönersin... Eylül Gökdemir |
Ha Var Ha Yoksun
Ha var ha yoksun yüreğimde... Sen gelsen de bir artık gelmesen de... ******* mi imkansız, yoksa ben mi... Sen lanetli adam, ben serseri aşık... Ha gelmişsin artık, ha gelmemişsin... Bulamayacaksın beni bıraktığın yerde. Eylül Gökdemir Eylül Gökdemir |
Hadi Sen De Sözünde Dur Yürek Varsa
Söyle gözlerine ağlamasınlar artık... Haykırışların kilitlendi dudaklarıma... Ağlayışlarım suskun kaldı, Kabuk tutan yaralarımı kaşıyıp, Kopardım kabuklarını tırnaklarımla, Yuvasından çıkardım gözlerimi koydum avuçlarına, Söz vermiştim unuttun mu, Bakmayacaklar başkasına... Ben sözümü tuttum, hadi... Sen de sözünde dur, yürek varsa! ! ! Eylül Gökdemir |
Hakkım Helal Olsun Sana
Herşeyi çift yaratmış yaradan, bir benim yalnız kalan, Bir benim gözleri havada, elleri açıkta, kalbi kırık, Boğazımdan çıkan, hırıltılı bir son hıçkırık, Helalleşemedik bile çıktığın bu son yolculukta, Madem ki gidiyorsun sevdiğim, hakkım helal olsun sana. Arada bir hatırla, bir kırık tebessüm olayım dudaklarında, İzin ver gireyim düşlerine, aydınlık olayım karanlıklarına. Bir çift güvercin, yolculuğa çıktı martılarla. Eylül GÖKDEMİR...08.02.2007 Eylül Gökdemir |
Hakkını Helal Et Deniz Gözlüm
Seneler geçti bu sevdanın üstüden, Giderken arkamda bıraktığım ne varsa yıkmıştım, Kırmıştım tüm kapıları, bir daha dönmemek üzere, Saçıp savurmuştum tüm anıları... Ne gözlerinin bulutlanan deniz mavisi bakışlarına acımıştım, Ne saçlarının buğday başağı gibi salınmasına... Ya dudağının kenarında beliren o hüzün neydi? Dönsem geri, kabul eder misin bu vefasızı Deniz Gözlüm? Hani bakışlarının sevda dolu anaforunda kaybolduğum, Hani şifa bulduğum ellerinle başıma dokunduğun... Tatlı dilinle sevda şarkıları okuduğun günler nerede? Pişmanlık kor ateş gibi yakarken içimi, Dilimde bitmeyen bir cümle, seni özledim diye... Ne zaman başımı kaldırıp, baksam gökyüzüne, Göz kırpıyorsun uzaklardan gizlice... Ne zaman yağmur düşse yüreğime, sen çiçekleri açıyor... Ne zaman ay yükselse gece mavisinde... Utanıyor mehtap, saklanıyor bulutların arkasına... Sensiz hiç bir şey çare olmuyor karanlıklarımı aydınlatmaya. Güneş ısıtmaz oldu içimin üşümüşlüğünü... Meğer benim güneşim de, mehtabım da, yıldızım da senmişsin... Bu akılsız baş, kaybettikten sonra öğrendi sevginin değerini. Şimdi aylardan Hazan, mevsimlerden cinneti yaşıyorum... Okyanus gözlerinden çöllere savruldum... Odamın balkonunda bir ağıt okur, bir çift martı... Lanet okuyan gözleri, sanki bana takılı... Kapı çalınıyor, gelen sen misin diye bakarken, Ölüm meleği ellerimden tutup, vakit tamam hadi dedi... Hakkını helal et deniz gözlüm, vuslat mahşere kaldı. Eylül GÖKDEMİR Eylül Gökdemir |
Hasretine Koşuyorum
Gözlerimi çıkardım ayak izlerinde yolculuğa... Yavaş yavaş ilerlerken ayak izlerinde zaman... Bir güneş battı ufuktan, her yer kan... Vuslat mıdır, hasret mi yeni doğan... Gözlerim çıktı yolculuğa, geçmez zaman... Ha varsın, ha yoksun bu hikayede inan... Yaş geldi çattı, ölüme meydan okuyan günlere... Şakaklarımda kar yangınları dansederken... Gözlerimde yılların yorgunluğu koşuyorum... Hasretine koşuyorum, nereye gittiğimi bilmeden Eylül Gökdemir |
Hawin...Yaz Gecesi
28/2/2006 - YAZ GECESİ...HAWİN Bir yaz gecesi güzelliğinde geldin, meltem misali... Ne sevdalar yaşandı, bu esrarengiz gecenin içinde... Ne ayrılıklar, ne hüzünler var oldu... Martılar şarkılar söylerken, dalgalar dansetti sevgimize... Ben seni özledim, haykırdım yıldızlara... Gözbebeklerinde aradım kaybettiğim yakamozları... Seni, seni bekledim, yaz gecem, seni... Kumlarda seni yazdım o sıcak yaz gecesinde... Dalgalara seni sordum inlercesine... Saçlarımın arasından geçip, sendin yüzümde gezinen... Sen, bilinmezlerimden çıkıp gelen... Hawin...Yaz Gecem... Eylül Gökdemir |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 01:24 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.