![]() |
KARŞILIKSIZ AŞK
Derken karşılıksız bir aşka dönüştü sana duyduğum sempati Elimden sigara düşmemeye ve kahır dolu bir çaresizlik sarmaya başladı benliğimi Neden ve nasılla başlayan bir yığın soru kazındı beynime İlk kez bir ince hastalığın mikrobu ihtilal yaptı yüreğimde Zaten şırıltıyla akan düşünce ırmağım daha bir çağlamaya başladı Bir umut da yoktu hani aşkına ve sevgine dair Ölümüne tutulduğum bu sevdanın üstüne bir de umutsuzluk kabusu çökünce Lakayt bir muhabbetin işgaline sahne olunca yüreğim Ümitsizlik içinde savrulunca umarsız hayallerim Kalmıyor bana ölümü beklemekten başka bir seçenek Bedenimi sardı şimdi karşılıksız sevdanın bahşettiği yorgunluk Artık ruhumada işledi bedbin bir durgunluk Şerefini dumura uğrattığım, lekelediğim şahşiyetim Işık vermiyor şimdi artık dünyam karanlık |
GÜNAH MI YASAK MI YAR BANA SEVMEK
Bir mavzer kurşunu yedim kalbimden Karşılıksız sevmek kaderim oldu Bir sevgi görmedim ben o zalimden Günah mı yasak mı yar bana sevmek Kaderimde mi var kaderimde mi Hep uzaktan sevip kalbime gömmek Sen de mi hor görürsün beni sen de mi Günah mı yasak mı yar bana sevmek ******* boyunca uyumuyorum Gülmeyi unuttum hep ağlıyorum Yaşayamıyorum sensiz yapamıyorum Günah mı yasak mı yar bana sevmek |
bana Bİr Şarki SÖyle
Özledİm Sesİnİ Ne Olur KonuŞ Bİr GÜl AÇtir Zamanlarin Ötesİnden Karanliklar İÇİndeyİm, Kapkarayim BugÜn Gel GÖk Mavİsİnden, Denİz Mavİsİnden Bana Bİr Şarki SÖyle İÇİmde BİrŞey Kimildiyor GÖzlerİm Kan ÇanaĞi, Yorgunum, Uykusuzum Bİr Baksana Ne Haldeyİm Delİ Dİvane Yaraliyim, Çareszİm Umutsuzum Bana Bİr Şarki SÖyle YaĞmur Ol YaĞ ÜstÜme, GÜneŞ Ol Isit Dokun KaranliĞima IŞiklar Gİbİ Al Benİ, En Uzaklara GÖtÜr Sesİn Aksin İÇİmde Bİr Pinar Gİbİ Bana Bİr Şarki SÖyle BÜtÜn Renklerİ Kat Bİrbİrİne Buram Buram Bİr Turuncu Getİr GeÇen Yazdan Bİr TÜy Gİbİ, Bİr Bahar Dali Gİbİ Hafİften, İnceden, GÜzelden, En Beyazdan Bana Bİr Şarki SÖyle Bazen Kar Nasil Hazİn YaĞar Bİlİrsİn KurŞunİ Bİr GÖkyÜzÜnden AĞlamakli İŞte Öyleyİm, Kapkarayim BugÜn Gel En HÜzÜnlÜ Sesİnle, En Dokunakli Bana Bİr Şarki SÖyle.... |
SENİ ARIYORUM
Yağmurda ve güneşte Sarhoşta esrarkeşte Karganın avı leşte Hep seni arıyorum Kartallara şahine İnsaflıya haine Müneccim ve kahine Hep seni soruyorum |
Yaşım kadar hikayeler yazıyorken ömrüme,
masallarım karıştı dünyamda, pamuk prenses mi? yoksa hansel ile sindrella mıydı kaybolan , rollerim karışıp savuruyor beni, düşüyor kalbim içimden parça parça, anlamsız kelimeler çıkıyor soluk dudaklarımdan, hücrelerim sancıyor bir aşkı doğurmak için,doğmamış çocuğum ağlıyor içimde, bedenimi saracaksa o eller ,susar dilim! gözlerim de susarr! ve an gelir hikayem ,senin için baştan yazılır..... |
Korkuyorum...
Yağmuru sevdiğini söylüyorsun; ama yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun. Güneşi sevdiğini söylüyorsun; ama güneş çıkınca gölgeye kaçıyorsun. Rüzgarı sevdiğini söylüyorsun; ama rüzgar çıkınca pencereni örtüyorsun. İşte bundan korkuyorum; çünkü beni de sevdiğini söylüyorsun!… |
Aynalar Yolumu Kesti
Aynalar, bakmayın yüzüme dik dik; İşte yakalandık, kelepçelendik! Çıktınız umulmaz anda karşıma, Başımın tokmağı indi başıma. Suratımda her suç bir ayrı imza, Benmişim kendime en büyük ceza! Ey dipsiz berraklık, ulvi mahkeme! Acı, hapsettiğin sefil gölgeme! Nur topu günlerin kanına girdim. Kutsi emaneti yedim, bitirdim. Doğmaz güneşlere bağlandı vade; Dişlerinde, köpek nefsin, irade. Günah, günah, hasad yerinde demet; Merhamet, suçumdan aşkın merhamet! Olur mu, dünyaya indirsem kepenk: Gözyaşı döksem, Nuh tufanına denk? Çıkamam, aynalar, aynalar zindan. Bakamam, aynada, aynada vicdan; Beni beklemeyin, o bir hevesti; Gelemem, aynalar yolumu kesti. |
Bir Çiçek Aldim
Dün gece yine yalnizdim Sokaga çiktim Ve kendime bir çiçek aldim Kendim almamis gibi yürüdüm sokaklarda Ve yalniz degilmisim gibi düsündüm Ama her gece gibi Dün gece de yalnizdim Ve kendime bir çiçek aldim Bir saat geri alinmis saatler Ben geri almadim Ve bir saat daha yalniz kalmadim Bir masaya oturdum Iki çay ismarladim Ben içtim Sen soguttun Sana söyleyecegim her seyi yuttum Çok dert etmedim Çünkü yoktun Dün gece yine yalnizdim Rahat agladim Yoklugundan gizlemedim gözyaslarimi Ve lambalari hiç karartmadim Dün gece Her gece gibi yalnizdim Sokaga çiktim Ve kendime bir çiçek aldim Sen sandim Koklamadim.. |
Yüreğinde Yer Varmı ?
Parmaklarının ucunda şu an hissediyor musun beni? Hisset! Hisset, Parmaklarına değen kağıdın içinde Dolaşan damarlarımı... Hisset damarlarımın, kanımın Seni aramak için Deliler gibi dolaşmasını... Parmaklarının ucunda şu an hissediyor musun beni? Dinle; duyuyor musun yüreğimin ritmini? Gönlümde esen rüzgârları dinle... Nefesimi tutmasam Gözlerindeki derin ovalarda titreyen Bütün yeşillikler kül olur, Sazlar büyür simsiyah, Kuruyan gözpınarlarında... Parmaklarının ucunda şu an hissediyor musun beni? Yazık! Mekanlar durduruyorsa seni. Ve yazık, kendini bağladıysan maddelere... İpsiz bir uçurtmayım ben... Ve kuyruksuz Saçlarının çizgilerinde süzülen... Rüzgârım sensin. Susma ve sakın gözlerini kapatma, düşerim! Yüreğinde yer var mı? Parmaklarının ucunda şu an hissediyor musun beni? Ve bir kaynak suyundan oluşan derenin Üzerine düşen yaprak gibi; Düşürüyor musun gülüşlerini Ve öpüşlerini sesimin üstüne? Akıyor musun benimle beraber, Akıyor musun yıldızlara doğru? Yıldızlar... Yıldızlar neden böylesine vefasız? Neden her üşüyüşümde Lapa lapa yağıyorlar avuçlarıma, Neden eriyip kayboluyorlar? Parmaklarının ucunda şu an hissediyor musun beni? Bilmiyorum. Bilmek istemiyorum... Ama parmaklarının ucunda şu an ne olur hisset beni... Hisset! Hisset, damarlarımdaki kanımın, Seni aramak için deliler gibi dolaşmasını... Söylemiştim değil mi? İpsiz bir uçurtmayım ben...Ve kuyruksuz... Saçlarının çizgilerinde süzülen... Rüzgarım sensin. Susma ve sakın gözlerini kapatma, düşerim. Yüreğinde yer var mı? |
Seni görüyorum yine İstanbul
Gözlerimle kucaklar gibi uzaktan Minare minare, ev ev, Yol, meydan. Geliyor Boğaziçi’nden doğru Bir iskeleden kalkan vapurun sesi, Mavi sular üstünde yine Bembeyaz Kızkulesi. Bir yanda, serin sabahlarla beraber, Doğduğum kıyılar: Beşiktaşım. Baktıkça hep, semt semt, yer yer, Beş yaşım, onbeş yaşım, ah yirmi yaşım! Durmuş bir tepende okuduğum mektep, Askerlik ettiğim kışladır ötesi. Bir gün bir kızını benim eden Evlendirme dairesi. Benim de sayılmaz mı oralar? Elimi tutar gibi iki yanımdan, Babamın yattığı Küçüksu, Anamın toprağı Eyüpsultan. Önümde, açık kollarıyla boğaz, Çengelköy’den aktarma Rumelihisarı. İstanbul, İstanbul’um benim, Kadıköy’ü, Üsküdar’ı... Gün olur, Köprü ortasında durur Anarım, Adalar’da çamların uykusunu. Gün olur, Beyoğlu’nu özler içim, Koklamak isterim Tünel’in kokusunu. Bulut geçer üstünden, Gemi gelir yanaşır Bir eski türküdür, kulağıma fısıldar, “İçi dolu çamaşır.” Göğünde tanıdım ayın ondördünü. Kırlarında bilirim baharı, Herşey içimde, herşey, İstanbul yadigarı. Bir daha görüyorum seni dünya gözüyle, Göğün hep üstümde, havan ciğerlerimdedir. Ey doğup yaşadığım yerde her taşını Öpüp başıma koymak istediğim şehir! İsyanım var ne oflar çektim,ne ahlar Yıkılmakla bitmedi arada dağlar Saçlarımda çoğalır aklar, uzar yollar Olmaz olaydın gurbet, olmaz olaydın Zamana ne yuhlar vurdum duymadı Utanmaz gurbet küfürlere doymadı Yaktı ciğerimi kızgın maşa dağladı Olmaz olaydın gurbet, olmaz olaydın Yollar uzak he deyince varılmıyor Firarda aklım kahır çileler bitmiyor Gözlerimin akmadığı gün geçmiyor Olmaz olaydın gurbet, olmaz olaydın Dalıp dalıp gider uzaklara gözlerim Tanrım elem keder yazmış çekerim Ateşinde yandığım ben o yari özlerim Olmaz olaydın gurbet, olmaz olaydın Varacağım bir gün dedim and içtim Ay yıldız koydum günü belli ettim Zamana sanki yerinde say dedim Olmaz olaydın gurbet, olmaz olaydın Gönlümde özlem yüreğimde ki aşkla Canımı cebime koydum düştüm yola Aç koynunu geliyorum sılam sana Olmaz olaydın gurbet, olmaz olaydın |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 01:08 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.