![]() |
Takımın bütün futbolcuları kadının peşindeydiler. Kadın kaleciden başlayıp, sağ bek sol bek derken santrfora kadar ulaşır. Klubün kutlama gecesinde ise solaçığın kolunda gelir.
Bu işe şaşıran idarecilerden biri santrforu bir köşeye çekerek sorar: - Yakın zamana kadar, bu kadının gözdesi sen değil miydin? Santrfor cevap verir: - Evet, efendim öyle idi, ama finallerde elendik. |
akıl erdiremediğim bir şey galatasarayın başarısı tesadüf değilmiş,bence tesadüf şimdi nerde galatasaray,nerede real madridler,manchesterlar,barcelonalar,tabiki zirvedeler.peki dortmundlar,atletico madridler,portolar monacolar,başarı bir kere vitrin yapmak değil o vitrinin hakimi olmaktır.vitrinin bütün dallarında geçerlidir.türkiyede galatasaray gibi güzide bir takım,fenere,beşiktaşa,trabzona boyun eğerse geriye dönüp süper kupayı,uef yı aldıkmı diyecekler,başarı kalıcıdır tesadüf geçicidir 100. yılda fenere şampiyonluğu ve trabzon spora şampiyonlar ligini kaptırıp taraftarına hayal kırıklığı yaşatıp geriye dönüp el işaretiyle 5 yaptıkları gibi.allaktan bizim iki elimiz varda 6 yapıyoruz
|
Çavuş, acemi erlere nöbet bekleme usulünü ögretiyordu. Yalnız biraz kekemeydi:
-Ka.. ka.. karanlıkta.. bir.. bir.. biri ya..yaklasirsa... "du.. du.. dur... ki.. ki... kim o..." di... diye bağırırsınız... Dur... durmazsa... bir... bir kere da... daha ba.. bağırırsınız... Ge... gene du... durmazsaa... a... ateş e... eder... edersiniz... Ya... yalnız... ço.. ço... çok a... a... acele etmeyin... Be.. belki ge... gelen benim... ...!! |
Yüzbaşının çok sevdiği ve güvendiği Onbaşı Mehmet`in cezalandırdığı er, yüzbaşının karşısında :
-Komutanım benim bir şikayetim var. -Söyle. -Mehmet onbaşı beni döğdi. -Git, ben onun cezasını veririm. -Ama yüzbaşım; hem döğdi , hem söğdi. -Anladım, git cezasını veririm. -Anama babama laf etti. -Git cezasını veririz dedik ya. -Benim anam da yohtur, babam da yohtur. -Allah rahmet eylesin.Benim de öyle. Sen git anladım. -Ama yüzbaşım, Mehmet onbaşı benim anama da laf etti, babama da laf etti. Anam da yohtur, babam da yohtur. Anam da sensin, babam da sensin. Yüzbaşı : -Derhal koş; çağır Mehmet Onbaşı`yı buraya! dedi. |
Bir Astsubay'la bir gözü takma Yüzbaşı aynı bekar lojmanında birlikte kalıyorlardı. Yüzbaşı her gece yatmadan takma gözünü çıkartır su dolu bir bardağa koyar sabah tekrar yerine takardı.
Sıcak bir Yaz akşamı gece yarısı Astsubay susadı,el yordamıyla sehpadaki bardağı kaptı bir dikişte yuvarladı oda ne..suyla birlikte gözüde yutmuştu. Astsubay farkına vardı ama artık iş işten geçmişti. Ertasi gün sabah sporundan sonra Astsubay tuvalete gitme ihtiyacı duydu . Koşar adımla tuvate gitti pantolonunu sıyırdı başladı ıkınmaya fakat mümkün değildi bir türlü rahatlayamıyordu. Onun ıkınma sesini duyan tuvalet nöbetcisi er telaşlandı nazikçe kapıyı tıklattı.. -Komutanım yardımcı olayım.. Astsubay can havliyle kapıyı açtı, -Bak oğlum şurada ne var bir türlü s...çamıyorum deyip er'e doğru döndü. Er eğilip bakar bakmaz hazırola geçti ve selam durdu. Bunu gören Astsubay sinirlendi, - Ne selam durdun evladım diye bağırdı.. Asker yanıtladı; -Nasıl selam durmayım Komutanım içeriden Yüzbaşım bakıyor...... |
Türkiye'den Rusya'ya 3 tane ajan gidecekmiş.Türk komutanı ajanlara 'çuvallar içinde gideceksiniz.Rus komutanı yakalarsa bir başka şeyin taklitini yapın'demiş.Ajanlar gitmiş.Rus komutanı ajan Ahmet'in bulunduğu çuvala tekme atmış.Çuvaldan miyav miyav diye ses gelmiş.Komutan bunda birşey yok diye bırakmış.Ajan Ali'nin çuvala tekme atmış.Çuvaldan hav hav diye ses gelmiş.Komutan bunu da bırakmış.Sıra ajan Mustafa'ya gelmiş.Komutan vurmuş,ses yok.Bir daha vurmuş,yine ses yok.Birdaha vurmuş ;artık ajan dayanamamış 'patates lan patates'
|
Amerikalilardan fikra gibi hatira...
Amerikan Deniz Kuvvetlerine ait savas gemisi Missouri'nin gorevlileriyle, Newfoundland'da gorevli Kanadali yetkililer arasinda 1995 yilinda yapilan ve tumuyle gercek olan bu telsiz gorusmesi Amerikan Deniz Kuvvetleri tarafindan ayni yil aciklanmistir. AMERIKAN GEMISI : Carpismayi onlemek icin lutfen rotanizi 15 derece kuzeye cevirin,tamam. KANADALI YETKİLİLERİN YANITI : carpismayi onlemek icin biz,sizin rotanizi 15 derece guneye cevirmenizi oneriyoruz,tamam. AMERİKAN GEMİSI : Amerikan Deniz Kuvvetleri gemisinin komutani konusuyor,tekrar ediyorum,rotanizi degistirin,tamam. KANADALI YETKİLİLERİN YANITI : Hayir,biz rotamizi degistiremeyiz.Tekrar ediyorum, siz rotanizi degistirin, tamam. AMERİKAN GEMiSİ : Burasi Amerikan ucak gemisi Missouri. Adimizi duymamis olanlara animsatiyoruz, Amerikan Deniz Kuvvetlerinin buyuk savas gemisi Missouri'yiz. Lutfen sakanizdan yada inadinizdan vazgecin,derhal rotanizi degistirin,hem de hemen simdi, tamam. KANADALI YETKİLİLERİN YANITI : Peki USS/Missouri. biz de size kendimizi tanitalim. Burasi deniz feneri, tamam... |
Tabura yeni bir komutan gelmis ve askerleri toplayarak bir konusma yapacagini belirtmis. Bütün askerler toplanmislar ve komutan baslamis konusmaya: "Bugün tanismak için sizleri buraya topladim. Benim adim Ahmet, soyadim Kirç. Yeniden
söylüyorum, Kirç. Arada R var. Sakin ola diliniz sürçmesin çok fena yaparim. Herkes iyice ezberlesin hata istemem! Askerler dagilmislar ve herkes "Arada R var, arada R var," diye içinden ezbere koyulmus. Komutan ise bu konuda ne kadar hassas oldugunu göstermek için sagda solda gördügü askere soruyormus: "Sen!" "Emredin komutanim!" "Soyadim ne benim?" "Kirç komutanim!" "Aferin! isinin basina!" Komutan böyle böyle her gün bir kaç kere soyadini soruyor ancak kimse sasirmiyormus. Laz ise bu konuda çok sanciliymis. Ya bir gün piyango kendisine çikarsa ve sasirirsa diye daralip dururmus. Nihayet bir gün tören esnasinda komutan aniden arkasina dönmüs ve Laz'i isaret ederek "Sen! Soyadim ne benim?" diye sormus. Laz heyecandan konusamiyor, nutku tutulmus. Yaprak gibi sallanmaya baslamis. Komutan gayet sinirli: "Sana söylüyorum, yanit ver, asabimi bozma!" Hemen arkasindaki arkadasi bakmis Laz'in basi belaya girecek hemen fisildamis: "Arada R var, arada R var..." Bunun üzerine Laz yanit vermis: "Gört!..." |
Osmanlının balkanlara doğru yeni yeni yayılmaya başladığı dönem. Yeniçeriler balkanların iç kısımlarına doğru yavaş yavaş ilerlerken balkan halkının Osmanlı hakkındaki düşünceleri ve korkuları değişip evlerinden dışarıya çıkmaya başlıyorlar. O zamana kadar böyle cengaverler görmemiş olan halkın dikkatini en çok yeniçerilerin göğüs kılları çekiyor ve bir yeniçeri ile halktan bir kişi arasında söyle bir diyalog geçiyor:
- Hiç böyle göğüs kılları görmemiştim bir tane hatıra olarak alabilir miyim Yeniçeri: - Vitrini bozma bacım depodan verelim. |
Temel, Amerikanin durduk yerde Irak`a saldirmasindan rahatsiz olmustur. Bir yolunu bulup baskan Bush`a telefon eder:
"Alooo! Ben, Temel olarak size savas acayrum haberunuz olsun!" Bush, gülerek yanitlar: "Hehehe...kac kisilik bir ordun var ki?" Temel düsünür: "Hmmm...kayinpirader Idrus, halaogli Tursun, kaavedeki arkadaslar..." ve yanit verir: "9 kisidur daa!" Bush icinden kis kis güler ve ciddi olmaya calisarak: "Temel bey, sizin 9 kisilik ordunuza karsilik Amerikan ordusu tam 2 milyon askerden olusmaktadir!" der. "Hmmm..." der Temel: "Sizu pir süre sonra arayacagum." Aradan birkac gün gecer ve Temel, Bush`u yeniden arar: "Baskan, savas ilanimuz gecerlidur. Bir miktar ekipman hazirladuk size karsi!" Bush, ilgiyle sorar: "Neymis bunlar?" "Hacan, bizim Tursun`un tiraktörü, benim cakaralmaz tüfek bi de kavedeki arkadaslardan birinin bicerdöveri..." Bush güler: "Iyi ama benim tam 150 bin tankim, 30 bin ucagim ve 10 bin askeri gemim var! Haaa, ayrica bu arada askerlerimizin sayisi da 3 milyon oldu!" Temel yeni gelisme karsisinda biraz sikilmistir: "Tamam, bir müddet sonra sizu yeniden arayacagum." Birkac hafta sonra Temel, Bush`u yeniden arar: "Baskan, savas ilanumuzu ceri alayrum." Bush merakla sorar: "Neden?" Temel, moralsiz bicimde yanitlar: -Cenevre anlasmasinu incelemisuzdur. 3 milyon savas esirini barinduracak yerimiz yoktur! |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 06:59 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.