![]() |
Ne Kadar Susulacaksa O Kadar Sustum!
Yoktun! sustum ne kadar susulacaksa o kadar sustum. yolcuyum uzak çok uzaklardan geldim yorgunum ellerim boş, boynum bükük gözyaşı dolu heybemde kalbimi alıp getirdim sana ayrılıklarla delik deşik kalbimi başka bir şeyimde yoktu getirecek dalımda güz türküleri koynumda ateş seni aradım kentin sokaklarında yapayalnız ve yorgun yoktun çocuklara sordum ağladılar ırmaklara sordum çağladılar çiçeklere sordum boyun büktüler ağaçlara sordum yaprak döktüler sığındığım kuşlar da uçtu gitti bir başıma kaldım ortalarda senki yetim bir bahçede bir tomurcuktun hayatın kollarında çiçeklerin nazlısı, küskünüydün gönlümün bütün gün seni aradım yorgun ve yalnız acılı bir yel gibi dolaştım durdum sokakları yoktun pınarlara sordum akıp gittiler yıldızlara sordum birden söndüler sonbahar sardı boynumu yaprak yaprak sonra yavaş yavaş bedenime girdi acı senden ne bir ses vardı, ne de bir nefes sonra gözlerimi, ağlamaktan yorgun gözlerimi ulaşamayacağım uzaklara yolcu ettim kara trenlere mendil sallayarak. duygularımı bir vagona kilitleyip bin ah sürüp dudaklarıma sustum! ne kadar susulacaksa o kadar sustum ... istedimki, kalbinin durduğu yer kalbimin durduğu yer olsun... |
GÖZLERİMDEKİ YILDIZ
Senin gözlerinde ki yıldızı söndüren biri oldumu sevgili dostum , Benim oldu hayatım boyunca Verilen acıları ben çektim . sırf sevdiğime bir zarar gelmesin diye, Ama oysa o neler yaptı gözlerimin içindeki yıldıza. Hayatımın yıldızını, yaşama kaynağımı Söndürdü bir nefesle bir cümleyle. Hiç sönmez sandığım yıldız yıkıldı bir kelimeyle, Kalbimin sahibi olan sevgilimin, Seni sevmiyorum demesiyle... İnsanlar gözüme bakıyorlar artık Boş bir çift göz görüyorlar Hayatta iki emelimi kaybettim Ben yine Tıpkı eskidekiler gibi Tıpkı hayatım, yaşamım Tıpkı umutlarım ve hayallerim gibi Ellerimle tutamadım... Tanrım bana el vermiş Ama gençliğimi tutamadıktan sonra neye fayda... Yıldızım söndü Bir daha hiç parlamayacak Yanmayacak Umut dolu bakışlar atmayacak.. Ve ben yalvaracağım tanrıya Canımı alması için Sevdiğim kişi için atan kalbimin toprağa girmesi Toprak olması için.. Dualarım kabul olursa Beni sevgiyle an sevgili dostum Ozaman ben benim gibi gariplerin gözündeki yıldız olacağım. Eğer *******den bir gece gök yüzüne bakıp, Kayan bir yıldız görürsen göz kırp ona oda sana kırpacak İşte ozaman benim yıldızım özgür olmuş Ve gök yüzünde olacak özgürce uçacaktır. Bedenimin taşıdığı kalbim ise.. Toprağın altında.... Kefene sarılmış saçlarımı Bir daha hiç okşayamayacak annem. Bir daha kimseye seni seviyorum diyemeyecek dudaklarım..... |
SUSULASI
Anlatamam Saçların savrulur düşlerimde Susarım... Gözlerin gelir aklıma, Anlık tebessümlerin... Karanfil kokulu tenin Ve daha niceleri... Bilirim, Anlatılmaz bir sevda bu, *******in yorgun bakışlarıarasındauykuya hasretliğim Ve sana olan bu garip ama güzelduygularım, Özlerinde anlam bulur sadece, Ben susarım Gözlerim konuşur... Anlatamasam bile, Anlar mısın; Kurtarır mısın beni bu köhne ve bi o kadar da Sebepsiz dünyanın boş vermişliğinden... Dokuna bilir misin yüreğime... Canım olur musun bu et yığını bedenime... Çok uzun zaman önce kaybettiğim Ve aramaktan korktuğum; Beni bulur musun? |
SENSİZ
Gözlerimin içine bak Yüreğimi dinle Sana olan sevgimdir bu Göreceli olmasa bile Sevgimin yanında Sana beslediğim özlem,duygularım, Ve sana ulaşmak var bak Bende ise umut Seni severken unuttum dertlerimi, Sevmekten korkmadım İncitmekten çekindim, İncinmenden korktum Bu yüzdendir ki Sana olan sevgim sade ben istediğim için SENSİZ...... |
Ben hiç çocuk olmadım ki!
Çocuk hani şu mahalle aralarında top koşturan çocuk vardır ya. Yaşıtlarım misket oynuyordu toprak yollarda. Oysa ben , Oysa ben ekmek derdindeydim doktor! Doktor, sen ekmek derdini, yani açlığı, Açlığında bir kuru ekmek yiyip; Sonra da ona şükretmeyi bilir misin? Çocuklar görürdüm, Temiz giyinmiş, bayramlarda dolaşan. Bakkallardan istediklerini alan çocuklar görürdüm. Oysa , benim bir uçurtmam bile yoktu şu koca gökyüzünde. Doktor, sen bir çocuk için uçurtma nedir bilir misin ? Ya bir de ona sahip olamamayı.... Kız çocuklarını ip atlarken nasıl da izlerdim, Ellerim , ellerim boyadan kapkarayken , Çocuklar , ellerinde atari olan çocuklar geçerdi önümden. Kiminin elinde su tabancası , yanındakini ıslatırdı. Ve sonra , yanındaki de onu. Doktor sen , sen hiç çocuk olmamak nedir bilir misin? Babalar gelirdi, çocuklarına oyuncak getiren babalar. Halbuki benim, benim ... Olmuyor, yüreğim kaldırmıyor. Bunu bil bari doktor! Hıhh.... ben de kabahat. Nereden bilebilirdin ki bir babamın bile olmadığını. Evet,yoktu çünkü ben sokakların Soğuk kucağında büyüyen çocuktum. Yoktu , çünkü ben ıslak kaldırımların Ayakkabısız çocuğuydum. Sahi , sahi doktor, Babalar çocuklarına ayakkabı da alırlar değil mi? Doktor , sen hiç çocuk olmamak nedir bilir misin? Çocuk , yani *******i soğuktan donmamak için Uykusuz kalmaya ihtiyacı olmayan, Sıcak yuvası, şefkat dolu ana kucağı olan çocuk. Sen yalın ayakla suların soğukluğunu Hissetmek nedir bilir misin? Hep bir çocuk olmak istemişimdir. Sen bana bir çocuk resmi çizebilir misin? İşte ben her sattığım simide, Her boyadığım ayakkabıya çocuk resmi çizerdim. Çocuk , acı nedir bilmeyen bir çocuk. Doktor sen hiç çocuk olmamak nedir bilir misin? İşte ben bir onu bilirim bu dünyada Çünkü ben , ben hiç çocuk olmadım ki? Hiç çocuk olmadım ki! |
stanbul’u dinliyorum,gözlerim kapalı;
Önce hafiften bir rüzgar esiyor Yavaş yavaş sallanıyor Yapraklar,ağaçlarda; Uzaklarda çok uzaklarda, Sucuların hiç durmayan çıngırakları; Istanbul’u dinliyorum,gözlerim kapalı. Istanbul’u dinliyorum,gözlerim kapalı; Kusalr geçiyor,derken; Yükseklerden sürü sürü çiglik Aglar çekiliyor,dalyanlarda; Bir kadinin suya degiyor ayaklari; Istanbulu dinliyorum,gözlerim kapali. Istanbulu dinliyorum,gözlerim kapali; Serin serin Kapali Çarsi; Civil civil Mahmutpasa; Güvercin dolu avlular; Çekiç sesleri geliyor doklardan. Güzelim bahar rüzgarinda,ter kokulari Istanbulu dinliyorum,gözlerim kapali Istanbulu dinliyorum,gözlerim kapali; Basimda eski alemlerin sarhoslugu Los kayikhaneleriyle bir yali; Dinmis lodoslarin ugultusu içinde Istanbulu dinliyorum,gözlerim kapali Istanbulu dinliyorum,gözlerim kapali Bir yosma geçiyor kaldirimdan Küfürler,sarkilar,türküler,laf atmalar. Bir sey düsüyor elinden yere Bir gül olmali; Istanbulu dinliyorum,gözlerim kapali Istanbulu dinliyorum,gözlerim kapali Bir kus çirpiniyor eteklerinde; Alnin sicak mi,degil mi,biliyorum; Dudaklarin islak mi degil mi biliyorum Beyaz bir ay doguyor,fistiklarin arkasindan Kalbinin vurusundan anliyorum Istanbulu dinliyorum,gözlerim kapali |
ADIN YOK.....
bu gece son defa agliyorum senin icin uzun zamandir ilk kez ama bu defa farkli seni silmek icin kalbimden, son kirintilari, son senleri atmak icin kalbimden birgun karsima yine cikacaksin biliyorum birgun yine beni uzmek isteyeceksin beni ama bu sefer farkli olacak cunki icimde sen olmayacaksin bu gece son defa agliyorum senin icin gozlerimden akan sey yas deyil aslinda sensin tek tek dokuluyorsun gozlerimden parca parca cikiyorsun bu gece senin icin son defa agliyorum bu gece icimde, kalbime gozlerini acan cok guzel bir bebekle artik olmus senin kullerini atmanin vakti gelmis, bak simdi son damlada dustu gozumden artik seni sevmiyorum.... |
GÜLÜM
de gülüm! De ki: ela bir günde gelecegim istanbul darmadagin olacak, saçlarim darmadagin. Hepsi, darmadagin! üzülme gülüm! Toparlanacagiz, birlikte, ayaga da kalkacagiz, yürüyecegiz de gülüm hem de çelikten topragini dele dele hayatin! de gülüm! De ki: bitmistir umut, bitmistir sevgi, bitmistir güven! güven bana gülüm! sana bitmemisligi ögretecek, tattiracaktir hasretten-hakikaten-ten degistiren yüzüm! göreceksin gülüm! Bekle! hirslarimiz, acilarimiz gitgide ihanetlere hainlere, ezilmelere alisacak.. göreceksin-sevinçten aglayacaksin gülüm-ki iste o vakit bana-dogrudur!- sair olmak, seni sevmek pek çok yakisacak! bak! siirler var, mektuplar var, çocuklar var, sokaklar var, kediler! inan bana gülüm, ölüm yok bir tek! ölüm yok bize! ölüm inananlar için sessizce kara kapli kitaplardan çikartilacak.. göreceksin gülüm! Bekle! Göreceksin! artik hiçbir insan, hiçbir kavga ve hiçbirimiz bu dünyada, yapayalniz, umarsiz kalmayacak! |
Sen Yoktun
Yorgun akşamların kuytusunda bekledim her zaman seni Gecenin alacaya çalan yalnızlığında seni aradım.. . Her şafakta uykularım bölündü senin için. .. Rüzgarın ulaşmadığı, bulutların olmadığı yükseklerde aradım seni Ama sen yoktun. Dönülmeyen yolların sonunda bekledim her zaman seni ***** kaderin bitmeyen oyunlarında seni aradım... Bir değil binlerce kez öldüm senin için... Ecelin gelmediği, kaderin olmadığı mekanlarda aradım seni Ama sen yoktun. Büyüyen yalnızlığımın en çekilmezinde bekledim her zaman seni Sahte dostların buruk gülüşlerinde seni aradım... Kör kurşunla ölmeyi diledim senin için.... Aşkın olmadığı, dostun kalmadığı günlerde aradım seni Ama sen yoktun. Yediveren güllerin en güzelinde bekledim her zaman seni Cehennemde yükselen kor alevlerde seni aradım... Cennetten kaçmayı istedim senin için.. Kuş uçmaz kervan geçmez diyarlarda aradım seni Ama sen yoktun. Kurşun geçirmez *******de bekledim her zaman seni Susuz çöllerde yakıcı güneşte seni aradım... Gölgelerden sıcağa kaçtım senin için Sahralarda seni aradım seraplarda seni.... Ama sen yoktun sevdan yoktu. |
Ayrılık Hediyesi
şimdi saat sensizliğin ertesi yıldız dolmuş gökyüzü ay-aydın avutulmuş çocuklar çoktan sustu bir ben kaldım tenhasında gecenin avutulmamış bir ben... şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim ki bu yaşlar utangaç boynunun kolyesi olsun bu da benden sana ayrılığın hediyesi olsun soytarılık etmeden güldürebilmek seni ekmek çalmadan doyurabilmek ve haksızlık etmeden doğan güneşe bütün aydınlıkları içine süzebilmek gibi mülteci isteklerim oldu ara sıra, biliyorsun.. şimdi iyi niyetlerimi bir bir yargılayıp asıyorum bu son olsun be..bu son olsun! bu da benim sana ayrılırken mazeretim olsun! şimdi saat yokluğunun belası sensiz gelen sabaha günaydın! işi-gücü olanlar çoktan gitti bir ben kaldım voltasında sensizliğin hiç uyumamış bir ben... şimdi dişlerimi sıkıp dudaklarıma kanamayı öğrettim ki bu kızıl damlalar körpe yanağında bir veda busesi olsun bu da benden sana heba edilmiş bir aşkın son nefesi olsun... kafamı duvara vurmadan tanıyabilmek seni beyninin içindekileri anlayabilmek ve yitirmeden, yüzündeki anlık tebessümü bütün saatleri öylece durdurabilmek için çıldırasıya paraladım kendimi lanet olsun! artık sigarayı üç pakete çıkardım günde olsun be! ne olacaksa olsun! bu da benim sana ayrılırken şikayetim olsun |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 10:59 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.