![]() |
Mimar Sinan ki
Kayseri ilim yuvası, âlimler şehri, Kimler geldi, kimler doğdu bağrında. Bir Mimar Sinan ki şânı duyulur Geçmişte, bugün de, hâttâ yarın da Eserleri dünyaya en güzel örnek, Parmakla gösterilir hepsi de tek tek. Bir Süleymâniye ki emsâlsiz emek, 'Erciyes'in heybeti var vakarında.' Halenur Kor |
Minicik Bir Can
Kendinden büyük Yüreğinin sesi. Tam avucuma vuruyor güm güm. İncecik parmakları dolanıyor parmağıma. Elimde bir can, minicik. Mavi bir kafa, Beyaz bir yüz, Gözleri gagasıyla bir çizgi, Yüreğimi çiziyor baktıkça... Bitkin, tükenmiş öylece, Vuruyor kalbi güm güm avucuma. Sevgimi sunuyorum yavaşça, Cansuyu gelmiş bir gül gibi, Diriliyor usulca... Hadi git minik kuşum, Dünyalar senin. Birazdan unutursun zaten beni Uçunca... Halenur Kor |
Minik Kuş
Gerçek âlemde almıştı yerini Çoktan... Özlemişti annesinin ellerini. Ah bir sarılıverseydi ellerine O eller okşasaydı saçlarını. Ne yapmalıydı korkutmadan? Özlem kaplamıştı heryeri, Ve bir yol buldu: Çok minicik bir kuş oldu ansızın, Yoluna çıktı merdiven basamağında anasının İşte geliyordu, bir şeylere üzülmüş, Atkısına bürünüp, kabuğuna büzülmüş. Görmüştü işte onu, En çâresiz, masum bir şekilde yatarken. Uzandı şevkâtli elleri, Özlediği, sıcacık ana elleri... Yüreği avuçlarında atarken, Titreyen kibrit çöpü ayaklarıyla Sarıldı parmaklarına, Yüz sürdü tırnaklarına... İşte öpüyordu onu, gagasını, Okşuyordu başını. Bak yine veriyordu hazırlayıp aşını. Birkaç dakika o ona sarıldı, o ona, İşte özlediği evlât ve bir ana. Usulca öptü ellerini gagasıyla, Arkasından bir baş öylece kaldı Dayanıp cama... Halenur Kor |
Mutlu Hayat
Göze göz, dişe diş. Bu nasıl iş? Sev, sevgi al, Yürekte kal. Ver, cömert ol, Mert ol. Yerine göre sert ol. Öfkeni tut, Kini unut. Her zaman herkese Ol umut. Gözlerdeki karanlığı ışıldat, Hüznü at. Duyup mutluluğu, Bulup huzuru, Rahat yat. Bak, o zaman Nasıl mutlu hayat. Halenur Kor |
Mutluluk ve Hüzün
Güzel bir gülüştü Mutluluk... Bir akşamüstü Bir demet çiçek, Bahçede çimen... Güzel bir bakıştı Mutluluk, Hüzünse, Sönen lâmbada Solgun bir ışık... Halenur Kor |
Ne Zaman
Ha toprak, ha taşmış, Zamana karışmış. Asırlarca toprağa çakılmış bir taş gibi Kıpırtısız. Bir kuş sesi öylesine, nerde, ne zaman? Sahipsiz, Denizin sularında cıvıltısı... Kayıp giden ne? Sulara kapılmış bir çöp gibi Sürüklenen hayat mı? Savaş veriyor akıntıya karşı. Vuruyor başını kıyıdan kıyıya, Savruluyor oradan oraya... Kim bilir? Menzilde son durak, Çürüyüş mevsimi ne zaman* Her kuytuda bir bekleyiş, Her tutunuş bir masal... Sonra sürüklenmek oradan oraya... Peşindeki suların dilinde Bir ağıt, usul usul mırıldanan... Dinlenmek bir salkım söğüdün dibinde, Takılıp bir bilinmezde, Ya da bir kuşun gagasında Uçmak, Ne zaman? Hâlenur Kor Halenur Kor |
Nedâmet
Gün vurdu tokadını, koynuna aldı gece, Dökülüyor damlalar, dilinde bir tek hece. Kavrulurken yüreği sarıyor pişmanlıklar, Gözlerinde asılı kocaman bir bilmece. Tutundu dualara, yetmiyor yakarışlar, Yetmiyor gözyaşları, acılarla yarışlar. Yüreğinde fırtına, sonsuz çalkalanışlar, Hıçkırıp gece boyu secdeye kapanışlar. Yığılıp seccâdeye bir an geçti kendinden, Çağlayıp akar gözler, artık taşmış bendinden. Rûhunda azâp kuşu ötüyor çığlık çığlık, Kurtulmak ister gibi, girdiği kara inden. Kucaklıyor dualar, savrulan âhlarını, Silip de birer birer bütün günâhlarını. Göğsüne düşmüş başı, nedâmet hisleriyle, Gece geri veriyor sönen sabahlarını... Halenur Kor |
Nimet Ay'a
(Akrostiş) Ne hoştur, ne yumuşak mavi bakışı, İnci gibi gülerken ruha akışı. Melekler gibi huyu, öyle temiz, saf, Etrafı aydınlatır ışık her taraf. Titrerken yüreğinde tüm güzellikler, Anne şefkâtiyle sarar yüreği, Yücelerde bilirim, bir çok emeği. Halenur Kor |
O Artık Büyüdü
Bir genç kız vardı. Kalbinde tertemiz duygular, İmrenilen iyi huylar, Sevecen, çekingen, güleç. Gözleri ışıl ışıl bakardı herkese, Her güzellikle kalbi güm güm atardı.Heyecanlıydı, neş'eliydi, neş'e saçardı. Yavaş yavaş şekillenen vücudu, Küçük elleri, ayakları, kırmızı yanakları, Simsiyah saçları, bembeyaz yüzüyle Gönüller yakardı. Önce hiç yüz vermezdi delikanlılara, Ürkek ceylanlar gibi kaçardı. Terden ıslanan kâhkülleri, Çarpan kalbiyle çocuk çocuk bakardı. Zamanla duyguları tomurcuklandı. Damarlarında sevginin cansuyu, İstemeden değişiyordu huyu. Uzayan boyuna inat, dolgundu vücudu. İstese de çocuk gibi bakmıyordu gözleri artık. İlk tomurcuklanan ağaç gibi sevgi dolu Büyüdükçe büyüdü gönlündeki filizler. Gözlerinde hasret, acıdan izler, Ama nedense aşkını herkesten gizler, İstemeden ağzından dökülürdü ele veren sözler. O artık yaralı bir ceylânü sevda ile yanan, Ama her şeye rağmen Utanan, utanan... Halenur Kor |
Oğlum
Neden aldın başını da gittin ah oğlum, Dünya bu kadar dar mıydı sana? Dönülmeyen yerlere uçup da gittin, Yaşamak bu kadar ar mıydı sana? Güzel yüzün hayâlimden gitmiyor, Bu acılar, bu kederler bitmiyor, Öyle özledim ki, dertler yitmiyor, Bekle yavrum kavuşacağım sana... Mutluluk her zaman uzaktı sana, Doyasıya yaşamak yasaktı sana, Bilemezdim yavrum, bırakır mıydım? O azgın dalgalar tuzaktı sana. Artık rüyalarda sarılıyorum, Öpüyorum delikanlı yüzünü, Ah bilsen yavrum, çok özlüyorum, Artık atamam ben, acı, hüzünü... Halenur Kor |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 12:11 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.