![]() |
Ne Kadar Bilsen De Bilire Danış
Ne kadar bilsen de bilire danış Danışan dağları aşar mı aşar Danışmadan yola gitse bir kişi Yorulup yollardan şaşar mı şaşar Altın da bir pula olur mu kabul Ehl ile konuş ki olasın ehil Cahille konuşma olursun cahil Kişi itibardan düşer mi düşer Uzak ol canını dişine takın Sözümden mana al darılma sakın Hasmın karıncaysa merdane bakın Gafilen taş başa düşer mi düşer Budur kainatın yekta güheri Kalbi gevher olan olmaz serseri Bir kişi içerse ab-ı kevseri İrfan meydanında coşar mı coşar Pir Sultan Abdal'ım bu böyle olur Herkes ettiğini elbette bulur Alıcı kuşların ömrü az olur Akbaba zararsız yaşar mı yaşar Pir Sultan Abdal |
Ne Sen Beni Unut
Gel seninle ahd ü peyman edelim Ne sen beni unut ne de ben seni İkimiz de bir ikrarı güdelim Ne sen beni unut ne de ben seni Aman kaşı keman elinden aman Sürdük sefasını etmedik tamam Ehl-i irfan içre olduğum zaman Ne sen beni unut ne de ben seni Hem saza mailim hem de sohbete Hem sana mailim hem de devlete Aşkın ile düştüm diyar gurbete Ne sen beni unut ne de ben seni Yarimin cemali güneşte mahı Sana aşık olan çekmez mi ahı Getir ant içelim Kelamullahı Ne sen beni unut ne de ben seni Gitme dilber gitme yüzün göreyim Al yanaklarına kurban olayım Bir emanetim var sana vereyim Ne sen beni unut ne de ben seni Abdal Pir Sultan'ım çektiler dara Düşmüşüm aşkına yanarım nara Bakın ey erenler şu giden yara Ne sen beni unut ne de ben seni Pir Sultan Abdal |
Ne Yatarsın Bülbül Kalk Figan Eyle
Ne yatarsın bülbül kalk figan eyle Çağırıp ötmenin zamanı şimdi Kırmızı gül yeşil yaprakta kaldı Dalında ötmenin zamanı şimdi Benim Şah'ım gelir türlü naz ile Dili tuti kalbi irfan söz ile Kırmızı badeyle cura saz ile Muhabbet etmenin zamanı şimdi Benim Şah'ım gelişinden bellidir Ak elleri deste deste güllüdür Dertli olanların derdi bellidir Derde dert katmanın zamanı şimdi Hoca Ahmet söyle sözünü doğru Akar boz bulanık dağların seli Yanına almıştır kuzu dilberi Sarılıp yatmanın zamanı şimdi Pir Sultan'ım Haydar netti neyledi Sarardı gül benzim ayvaya döndü Dertli olanın derdi belli oldu Merhemi sarmanın zamanı şimdi Pir Sultan Abdal |
Nefes
Güzel aşık cevrimizi Çekemezsin demedimmi Bu bir rıza lokmasıdır Yiyemezsin demedimmi Yemeyenler kalır naçar Gözlerinden kanlar saçar Bu bir demdir gelir geçer Duyamazsın demedimmi Pir sultan ALİ şahımız Hakka ulaşır ahımız Oniki imam katarımız Uyamazsın demedimmi Pir Sultan Abdal |
Neme Yetmez!
Bülbül olsam gül dalında şakarım Öz bağımda biten gül neme yetmez Süleyman`ım kuş dilinden okurum Bana talim olan dil neme yetmez Derviş oldum pir eteğin tutarım Hakka doğru çekilmiştir katarım Baykuş gibi garip garip öterim Issız viraneler çöl neme yetmez Aşk kitabın ele aldım yazarım Yolum Hakk`a doğru çekilmiştir katarım Neme gerek dağı taşı gezerim Karşıda görünen yol neme yetmez Dünyanın ötesi neden malumdur Anında aslına eren alimdir Az yaşa çok yaşa sonu ölümdür Bana hırkasıyla çul neme yetmez Pir Sultan`ım sırrım kimseler bilmez Tevekkül malını erteye koymaz Kişi kısmetinden artuğun yetmez Bana kısmet olan mal neme yetmez Pir Sultan Abdal |
Neyleyim
Bana gül diyorlar neme güleyim Ağlamak şanıma geldi neyleyim Ellerin çiçeği allı yeşili Şu benim çiçeğim soldu neyleyim Bir haber gelmedi Kenan ilinden Uçtu m'ola gövel turnam gölünden Havfım ayrılıktır korkum ölümden İkisi de birden geldi neyleyim Kara yazılmıştır yazılarımız Arş-alaya çıktı sızılarımız İrili ufaklı kuzularımız Firkati bağrımı deldi neyleyim Ulu sular gibi sözüm çağlayan Mahrum kalmaz özün hakka bağlayan Yar bitirmiş yana yana ağlayan Akıbet başıma geldi neyleyim Pir Sultan Abdal'ım kırklar yediler Yediler de bir keşiğe kodular Onlar verdiğini almaz dediler Şu bana verdiğin aldı neyleyim Pir Sultan Abdal |
Neyleyim Dünya Malını
Hü dedem çağırdım gerçek erlere Pirim var n'eyleyim dünya malını Çünkü varacağım kara yerlerdir Ölüm var n'eyleyim dünya malını Hazreti Ali'yi gördüm batında Zülfikar elinde Düldül altında Erenler yanında pirler katında Malım var n'eyleyim dünya malını Gönlümü gönderdim dünya dolaşa Gökten kısmet yağıp kullar üleşe Pirim Ali ile Hakk'a ulaşa Ali'm var n'eyleyim dünya malını Gönlümü gönderdim neye erecek Gönül ile güzel Hakk'ı bulacak Hakk'ın divanına doğru varacak Yolum var n'eyleyim dünya malını Pir Sultan Abdal'ım biçare fakir Mümin bahçesinde bülbüller şakır Muhammet Ali'nin alnında balkır Nurum var n'eyleyim dünya malını Pir Sultan Abdal |
Niçin Gitmez Yıldızdağı Dumanın
Gelmiş iken bir habercik sorayım Niçin gitmez Yıldızdağı dumanın Gerçek erenlere yüzler süreyim Niçin gitmez Yıldızdağı dumanın Alçağında al kırmızı taşın var Yükseğinde turnaların sesi var Ben de bilmem ne talihsiz başın var Niçin gitmez Yıldızdağı dumanın Benim Şah'ım al kırmızı bürünür Dost yüzün görmeyen düşman bilinir Yücesinden Şah'ın ili görünür Niçin gitmez Yıldızdağı dumanın El ettiler turnalar bazlara Dağlar yeşillendi döndü yazlara Çiğdemler taşınsın söylen kızlara Niçin gitmez Yıldızdağı dumanın Şah'in bahçesinde gonca gül biter Anda garip garip bülbüller öter Bunda ayrılık var ölümden beter Niçin gitmez Yıldızdağı dumanın Ben de bildim şu dağların şahısın Gerçek erenlerin nazargâhısın Abdal Pir Sultan'ın seyrangâhısın Niçin gitmez Yıldızdağı dumanın Pir Sultan Abdal |
Onun Duasını Eden Kim İdi
Erenler sultanı Bağdat şehrinin İptida binasın kuran kim idi On'ki imam koymuş mihrap taşını Onun duasını eden kim idi Doksan üstad gelmiş anı yapmağa Yapıp temel taşların berkitmeğe Bağdat içinden teferrüç itmeğe Gökten kandil ile inen kim idi Uçurdum ben kuşum uçan kuş ile Dolduysa gözlerim kanlı yaş ile Üçyüz altmış başaçık derviş ile Bağdad'a şeydallah iden kim idi Bağdad'ın yaylağın bile yayladı İndi aşkın deryasını boyladı İki cihan fahri dua eyledi El kaldırıp amin diyen kim idi Pir Sultan Abdal'ım zaman farıdı Ahımdan dağların karı eridi Bağdat'tan çıkıp da bir tuğ bürüdü Askerini çekip gelen kim idi Pir Sultan Abdal |
Orda Her Kişinin Dostu Bulunmaz
Çıktım yücesine seyran eyledim Gönül eğlencesi küstü bulunmaz Dostlar bizden muhabbetin kaldırmış Hiç bir ikrarında ahdi bulunmaz Zülüflerin top top olmuş çığalı Rakiplerin hak'dan olsun zevali Bir günahkar kulum doğdum doğalı Günahkar kulunun dostu bulunmaz Kanı benim ile lokma yiyenler Baş ü canı dost yoluna koyanlar Sen ölmeden ben ölürüm diyenler Dostlar da geriye kaçtı bulunmaz Yine karçılandı dağların başı Durmadan akıyor gözümün yaşı Vefasız elinden gitse bir kişi Hakikat ceminde desti bulunmaz Biz de gezer idik irfanda sazda Biz de bulunurduk cem de, niyaz da Bize de gel oldu kanlı Sivas da Hızır paşa bizi astı bulunmaz PİR SULTAN ABDAL'ım destim damanda İsmim koca Haydar, neslim Yemen'de Garip başa bir hal gelse zamanda Orda her kişinin dostu bulunmaz Pir Sultan Abdal |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:39 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.