www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   ...:::Karışık ßenden Şiirler:::... (https://www.cakal.net/showthread.php?t=71941)

OrDeRPrOs 06-23-2007 03:19 PM

ORDA BİR KÖY YOK UZAKTA

Düşlerimi kanatıyor her gece
Dudaklarında donmuş gülümsemesi
O muhacir evde asılı duruyor hâlâ
Yitirilmiş bir arkadaş sureti

Anılar mı yakın bana acı mıdır en eski
Bir sağnak yıkasa yaralarımı belki
Yumuşayacak gecenin mimikleri ağrılarım dinecek
Ya da korunak olacak karanlığın kendisi

Hava su ve toprak kirlendi artık
Tuz ve ekmeğe karışıyor yüksek gerilim
Yeryüzünün bütün koordinatları
Barınacak bir yer arıyor
Haritadan silindi yüreğimin meskûn yerleri
Her gün kütüklerden aşklar düşüyor hayat
Artık "ölü sayısı..." belirliyor gündemi

OrDeRPrOs 06-23-2007 03:20 PM

Parça Tesirli

Mührü kazıdım dağıttım sihri

Bir dildim sende aksanımı yitirdim

Tarif ve tanım hükümsüz artık

Bende kaydın silindi

Gören yaksın her kimse o anı defterini

Bu hayata bir intihar borcum var biliyorum

Yarım kalmış bir yürüyüş oldum hep

Açıyorum yeniden kapının çengelini

Gören hayra yorsun beni



Çok örseledim demek hayatı yordum

Eski bir meselden esinlenmiştim oysa

Karın güneşe mağdurluğu gibi oldu hep

Bir düşe telefim yine

O malum heceye hep-yek geleyim şimdi



Önce söz vardı şimdi yok

Aylardan yağmur olsun istedim takvim ikindi

Belki doğru okuyamadım silikti ayak izleri

Bir keder uyak istedi benden

Aşktan sızmış bir makama

Heder ettim kendimi



Sabıka kaydım sorulmasın ne olur

Ben hep telaş oldum cinnet yazıldım sana

Hepsi bu işte belki bir körün gözleri gibi

Biz seninle iki mutlak kaderiz artık

Kuş dili bir zamana bütünlemeli



Kim demiş ömür kısa külliyen yalan

Varsın keyfe keder bir darbe olsun

Yeter ki doruktayken vurulsun parça tesirli

Bir rüzgâra gömülsün her aşk şiiri



Bir karşı-devrim gibi

OrDeRPrOs 06-23-2007 03:21 PM

Parya

Bütün masalları tutuştu çocukluğumun

Acıyı bir mayın gibi gömdük toprağa

Şimdi alevlerle yazılıyor güncemiz

Göçüyoruz

Yürek bir yangın yeridir artık

Kalmadı ardımızda su dökenimiz

Korku bir mevtadır artık gecenin kollarında

Bir eylül dolunayına defnolunur



Göçüyoruz

Bir çocuk gibi elinden tut

Yıkılmış ve yakılmış anıların

Bir tutam kuş sesi sür damarlarına

Git kendi rüzgârını bul



Yüreğini yokla bir parça umut kalmıştır belki

Yolların nabzını dinle dağların uğultusunu

Koyaklar yankımızı saklar dönüşümüzü bekler

Kırlangıçlar unutmaz adresimizi



Tarihin tabanları sızlıyor artık

Sararmış o kirli belgelerle yaşıttır gurbet

Yollar çok eskiden tanıyor bizi



Göçebe bir paryayız sanki

Nerede konaklasak kesik bir kol gibiyiz

Kimseler bilmiyor bu susuşlar nereli

Bir kilim deseni anımsatıyor çocuklara

Nüfusa kayıtlı oldukları yeri



Bir çağın son çeyreği yanlış kurmuş denklemi

Patikayla dağları ayrı şeyler sanıyor

Acıyı unutuyor hesaba katmıyor toprağın belleğini

Ey yaraları sağaltan zaman ey kalbim

Tez elden hükümsüz kıl kalıcı olmasın bu şiirim

OrDeRPrOs 06-23-2007 03:21 PM

SUSKUN

Susardın ve kar yağardı

Gözlerinde başlardı gece
Yarım kalmış kitaplarda biterdi.
Alnımızda bilenen kör bir bıçaktı zaman
Kırılmış aynalardı

Susardın, durmadan susardın
Ve kar yağardı

Ocak ağaran saçlarımdı
Şubat hayırsız bir evlattı, kaçaktı
Ve uzaktı yaz bir anaydı
Mart'ın izlerini taşırım bedenimde
Aynı masalın ikizleri gibiydi günler
Nisan saçlarımda ıslanırdı hep

Susardın, durmadan susardın
Ve yağmurlar başlardı

Çok bekletti bizi,
Hiç vaktinde gelmedi mayıs
Haziran Aram'dı ya da öyle biriydi
Temmuz bir düştü belki

Yaraları sarar gibiydi
Ağustos yıldızlarla basardı gecemizi
Bir gül suçüstü yakalanırdı
Eylül bir çocuğun çığlıklarıydı

Susardın, durmadan susardın
Ve rüzgârlar başlardı

Yolunu yitirmiş bir gezgin gibiydi ekim
Sürgünlere uğurlardık kendimizi
Kalan mı bizdik, giden mi
Bilinmezdi
Kasım rüzgârda bir yapraktı
Ve biraz ıtri
Kendi sesiyle irkilirdi
Aralık günlerin son neferi

Soluk bir düş geçse de
Hiçbir mevsim gözlerin kadar
Acımasız kullanmadı neşteri

Susardın ve kar yağardı

OrDeRPrOs 06-23-2007 03:21 PM

UZAK

Herkesin bir yağmuru vardır ve bir rüzgârı
Aşk biraz ıslanmaktır
Al götür beni o uzak yağmurlara

Herkesin bir şiiri vardır ve bir şarkısı
Aşk biraz çoğalmaktır
Al götür beni o uzak şarkılara

Herkesin bir akşamı vardır ve bir masalı
Aşk biraz yorulmaktır
Al götür beni o uzak akşamlara

OrDeRPrOs 06-23-2007 03:21 PM

YORGUN

Ne zaman dağılsa sesim
Şakağıma dayardın gözlerini

Oysa adınla başlamak istedim bu akşama
İstedim ki bir ayrılıkta bitmesin buruk
Günlerdir bir tek dize düşüremedim
Bu kaçıncı sürgünüm bütün renklerimi götürdün

Kanayan bir öyküdür içimizdeki bozgun
Hergün yeni bir hüznü takıp koluna
Bütün saatleri acıya kuruyor sanki
Şarkıların hüzzam makamındayız
Kanıyoruz göçebe yollarda yılkı atlar
Bir acı kahve hatrını unuttuk
Her köşe başında bir maskara

Tuzun ve şarabın tadı değişti
Nasılsa eskidi yüzün -değişmedi gözlerin-
Alevler yakmıyor artık inceltmiyor buzları
Üstümüzde sağır ve dilsiz bir gökyüzü
Her şey ayrıksı sanki bulutlar paslanacak
İşte solan bozkır akşam ve zaman
Sessizlik -sensizlik daha ne kadar
-Aşksa aşk işte nabzım-
Bütün sağnaklarını yağdır haydi yağdır
İster bir cehennem aç ister bir mayıs getir
Her vurguna hazırım nasılsa her şey pusuda gibi

Bu bungun akşama yazdırarak adını
Dal gibi serin yine gözlerin

OrDeRPrOs 06-23-2007 03:22 PM

ZEYL

Soluğu rüzgârlardan derlendi
Yollar o çingeneden bulaştı bana
Tek gerçek düşlerimdi belki de
Bir masaldan aldım rengimi

Tutku yaşından büyük gösteriyorsa
Sağır ve dilsiz ******* sorumludur
Gözlerin
Ve şer iklimi

OrDeRPrOs 06-23-2007 03:22 PM

ADAGIO

Yaşamın vişne rengi dudakları vardır sevgilim
öpüşün kadar sıcak ve tatlı
özgürlük türküleri de söylenir bu dudaklarla
sevda türküleri de
vişne rengi dudakları vardır sevdanın
gülümser dudakların gibi titrek ve dokunaklı
okyanus olur sarar dünyayı
ölümün vişne rengi dudakları kimi kez
dudaklarınca içten ve inançlı
ölüm asude bahar ülkesi değildir o zaman

ölüm:
yiğit ve sevecen bir yaşamın
mutlu günlere sunulmasıdır
canlı bir gül gibi somut
ayrılık yoktur artık zaman içinden
yaşamın ve sevdanın, ölümün kimi kez de
öpüşün kadar sıcak ve tatlı
vişne rengi dudakları vardır sevgilim...

OrDeRPrOs 06-23-2007 03:22 PM

Varsayılan
AKINTI

Üflerim
Şiirin tüm gizini kulaklarına
Havalanır birden aklın
Akşamlar akar dudaklarına
Oturursun ortasına akıntının
Tut ki bir aşklığına çıldırdın.

Sokul yanıma
Çoğul mudur etin,
Gerçeklerden mi süzüldü
Kolunda duran cinnetin?

Haydi gel tedirginliğe
Son çağrımdır bu
Çıkarıver tüylerini
Bahar geldi.

OrDeRPrOs 06-23-2007 03:23 PM

ALLEGRO

Birgün başımızda sevda rüzgarları eserse
deli deli yıldırımlar düşerse yüreğimize
"al bir yudum pınarından özgürlüğün,
rüzgarından sevdamızın çek bir soluk"
yaşamın vişne rengi dudakları vardır sevgilim
öpüşün kadar sıcak ve tatlı
"seni benden ne bu duvar ayıracak, ne bu kapı
seni ne bu kara kara gelen ölüm"
çünkü ölüm;
yiğit ve sevecen bir yaşamın
umutlu günlere sunulmasıdır.

Canlı bir gül gibi somut
ölümün vişne rengidir dudakları kimi kez
gülümser dudakların gibi titrek ve dokunaklı
bu gece
ne bir yıldız ne ay var
hüzün dolarsa bu gece yarısı içine
"çek bir soluk rüzgarından sevdamızın"
çevir gözlerini güneşin doğacağı yere...


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:45 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.