![]() |
EVDAMIN SESİNİ DİNLERMİSİN
İstikameti, sana doğru yolların, Sana doğru, denizlerin çağrısı, Cıvıl cıvıl ötelerde bir güzel, Nurtanem, gül çiçeğim, sevdiğim.. Çıkmaz sokaklarda bu minyatür kim? Bu eller kim, ya bu gözler, bu saçlar? Uzak bir özlemde ayak seslerin, Nurtanem, gül çiçeğim, sevdiğim.. Kırk odanın kırkında da kırk güzel, Kırk aynada gördüğüm sensin ey güzel, Çağlar ötesinde bir avuç ışık, Nurtanem, gül çiçeğim, sevdiğim.. Bu yıldızlar doğan günü çağrışır, Bu gündüzler gözlerini çağrışır, Sevdam hüzün zindanında ağlaşır, Nurtanem, gül çiçeğim, sevdiğim.. Vurdum tellerine seni, sazımın, Sende anahtarı, alın yazımın, Yağmur yağmur serpil yalnızlığıma, Nurtanem, gül çiçeğim, sevdiğim |
DUDAKLARIN
Balıklama daldığım düşlerde Çocuksu sevdalar yaşıyorum; Dudaklarının tadını bilmediğim. Ben sana koşuyorum Sen bana geliyorsun, Adını anamadığım ülkelerden. Dikenli tellere asıyorum Gözlerinin çıplaklığını Gecenin bir vakti Apansız giriyorsun dünyama Zamansız sevişmeleri seviyoruz; İkilemleri farklı olsa da. Benim çarelerim Hiçbir ilk yardım çantasında yok Pamukluk, tentürdiyotluk Yürek değil benimki. Kan grubun nadiren bulunur, Bir sende var birde bende Nice radyo anonsundan sonra Çaresiziz İklimlerimiz farklı! Yaşamak tadında belki de Dudaklarında ıslaklığı Belki de narkoz olur beynime. Balıklama daldığım düşlerde Çocuksu sevdalar yaşıyorum; Dudaklarının tadını bilmediğim Anlatamıyor muyum kendimi? Çok uzaksın Sesim ulaşmıyor...... Çok yakınsın Dokunamıyorum...... Çok kalabalık; dokunamıyorum Kimin eli anlamıyorsun...... Gecenin bir vakti Apansız girdin dünyama Zamansız seviştik. Balıklama daldığım düşlerde Çocuksu sevdalar yaşıyorum; Dudaklarının tadını bilmesem de...... |
Kim Olduğunu Bilmediğim Birine...
Karşılıksız aşkının zehrini taşıyordu bana Kokusu sinmişti inatçı ruhuma, kıtalarıma, ellerime... Öyle çok öpüşürdük ki, Ağzının tadıyla yerdim yemeklerimi... Öylesine inanıyordu ki dünyadaki son aşkla beni sevdiğine, Bir gün ansızın korkunç bir özlem duymaya başlamıştım Kim olduğunu bilmediğim birine... Şimdi ağzımda karşılıksız aşkın o aç tadı... Karşımda o... Yine hüzünlü, yine yenik... Ama eşitiz artık, Damarlarımızda karşılıksız aşkın o zehirli kanı. |
Gülüşünden Bir Yudum Ver Ömrümden Yedi Yıl AL
Şiirlerinin ilk hecesi yap, Yeniden doğuş sebebimi. Cümlelerinle ısıt, İhanetlerin soğuttuğu yüreğimi. Bittiğimde yeni başlangıcım, Çıkmaz sokaklarımda yeni bir yol, Terini akıt ellerime damla damla, Yalnızlığımın ilacı ol. Üşüdüğümde gamzelerini ser, Sahipsiz gamzelerimin üzerine. Gülüşünden bir yudum ver, Ömrümden yedi yıl al... |
BİR HASRET HİKAYESİ
Bir yatağan palası gibi oturdun yüreğime. İçimde sızı oldu, alnımda yazı sevdan. Kanadı kırılmış turna gibi, Geri kaldım sevda katarından. Avuçlarıma çizdim güzelliğini, Mürekkebi yüreğimden damlayan kan. Her mevsim ayrı sevdim gözlerini, Haber sordum seni gören turnalardan. Gözlerinde hüzün var mıydı dedim, Bakışlarıyla beni arar mıydı dedim. Geçip giden turna katarlarına imrendim. Sana varacaklar diye... Acıyı sevdim, hüznü sevdim. Elâ gözlerini sevdiğim gibi. Sen olunca yolun sonunda, Gelemesem de sana; hasretini sevdim. Hasretin her rengini yaşadım, Sana hasretken. Yağmuru sevdim sırılsıklam. Güneşi sevdim sımsıcak. Bulutları sevdim özgürce. Ama en çok seni sevdim salkım saçak. Gülü sevdim, adını sevdiğim kadar olmasa da. Çare aramadım yürek sızıma başka yerlerde. Hep senden bir haber bekledim hasretle. Hasretini sevdim yüreğimde. Haber sordum hep turnalardan, Ne zaman gelir diye... |
KIRMIZI AKŞAMLAR
Yüreğimden ayrılık şarkıları geçiyorsa , Gene adımlarım sana doğrudur. Kırmızı olur akşamlarım, Odam mum ışığı, Denizin kokusunu özlüyorsam, Gene dümeni sana kırmışımdır Hüzün olur mısralarım, Yüreğim bir kar soğuğu, Ve gözlerim yağmur kadar ıslaksa, Odam seni özlemiş demektir. |
DESEMKİ ELLERİNİ İSTİYORUM
umutları yarına erteleyip sana çiziyorum yollarımı... tutup tutup, matkaplara vuruyorum bağrımı; döküm döküm etlerim...bak! geceye sarıyorum yaralarımı, ağlayarak... yıldızlar bilir ençok, birde düşlerim, birde taş yatak... oysa sen! kırktabir gelirsin, kırkta bir uzanırsın yanıma,nazlanarak... ve yağmurlar, ve hüzünler, ve seni taşlarına dizdiğim yollar, ve hasret!... ebabil kuşlarının dönüşü gibi, durup durup kıvrılırım sana... göçün sancılarını yazıyorum şiirlerime oku ve anlat!... gökte nasıl üçgen çizerse turnalar, yüreğimi çizdim sana! çizgisi metrelerce kanat... geliyorum işte kapına maviliğinde uçarak.. umutları yarına erteleyip, sana çizdim yollarımı... tutup tutup, derinliğine vuruyorum kendimi karanlığın... yılanlar kayıyor dağlardan ovalarıma, ben burgaçlarında solungaç!.. korkuyorum sevdiceğim,elimde değil!.. dağlara kaçıyorum yeniden seni de yanıma alarak... ve emeğm, ve ekmeğim, ve bebekliğim,masumluğum, ve gençliğim, ve beş para etmez geçmişim, ömrüm... ve de yalnızlığımı yaşayan köyüm, ağlıyor arkamdan el sallayarak... sen doruklardasın ya, sen çağrısındasın ya sevdanın; işte yollardayım, işte yokuşlardayım,yalınayak... işte turnalarda, işte ebabil kuşlarıyla bulutlarda işte yanındayım, ve ellerim koynumda,aç bak!.. sımsıcak... umutları yarına erteleyip, sana çizdim yollarımı... usulcacık, ama usulcacık sevdiceğim!... hayaline dalıyorum... ısınıyor taş yatak.. gece yorgan, kollarım yastık, desem ki sırtım kan revan, desem ki sırtım delik deşik, desem ki yılanlar çöreklenmiş bağrıma, desem ki korkuyorum,yalnızım... desem ki ellerini istiyorum... desem ki leylim vaktini bekliyorum, gel artık!... |
NE ZAMAN SENİ DÜŞÜNSEM
Ne zaman seni düşünsem , Ne zaman sen gelsen aklıma İçimden havalanıyor kanadı kırık bir martı. Gelip konuyor uzaklarıma. Kıpırdıyor yaprakları saksıdaki çiçeğin. Ve ardından Susuyor keman. Bir ağacın yaprakları Düşüyor ayaklarıma. Ne zaman seni düşünsem Ne zaman sen gelsen aklıma, Acı bir tebessüm Gelip oturuyor dudaklarıma. Notası kırılmış melodilerin Buruk sesi geliyor kulaklarıma. Bir kuş düşüyor Daldaki yuvasından / çırpınarak Sıcak avuçlarıma. Ne zaman seni düşünsem, Ne zaman sen gelsen aklıma, Kaldıramayacağım bir ağırlık Çöküyor yapraklarıma. Umutlara taş basıyor yokluğun Kar düşüyor Henüz tomurcuk umutlarıma. Ne zaman seni düşünsem Ne zaman sen gelsen aklıma Dalıyorum dipsiz bir kuyuya Yalnız başıma. Ve ardından Boğuluyorum İçine düştüğüm denizlerimde. Yeniliyorum Kendi denizimin dalgalarına. Seni düşünmek istemiyorum artık. Çölde yalnız başına yaşayan bir kaktüs gibi, Tüketmek istiyorum ömrümü bir başıma. Alıştım nasıl olsa yıllardır, Hem yokluğuna Hem yalnızlığıma. |
UTANGAÇ *******İN ANISINI
Anlamadığım bir dilde yazılıyor hasret, Alabildiğine titreyen dudaklarının, Yağmur sonrası zamanlarına, Unutuyorsun mevsimin ilk açan çiçeklerini, Çığlık çığlığa kayaları mesken tutan martıları, Düşlerinin çaresizliğinde bir garip, Binbir suskunlukla öpüyorsun uykusuzlukları, Buluyorsun kendini ne varsa içinden, Yüzleşip dağların yalnızlığından, Nefret oluyorsun sevdanın ellerinden, Yaşamak bu mu diyorsun bensizliğe, Ve katlanmak günü günden eksilterek, Yaşanmamış her zamandaki sensizliğe, Ve ben, Kimsenin yakamadığı bir ateşten düşüyorum geceye, Kimsenin dokunamadığı unutulmuş bir hayalden, Bir bardak su ile yıkanıyorum sessizliğe, Sabırsız bir çocuk gibi seviyorum seni, Yazıyorum adını anlaşılmayan her dildeki cümleye, Unutma ki, Bu bir itiraftır hüzün çıkmazlarına, Mevsimsiz tutkuların ilk kez sende uyandığı, Yağmurların yüreğinde yağdığı zamanlarına, Ve ben, Çıkıpta binlercesi sevda içinden, Hiç tereddüt etmeden, Çökeceğim akşamlarına,suskunluğa hançerli bir yürek gibi, Kan rengi acılardan bir kalemde umutsuzca ayaklanıp, Kimbilir, Hangi belkisiz bekleyişe sonumu katacağım gözlerinden, Ardımsıra, Sen yine susacaksın biliyorum, Yine kör *******e dar gelecek hayallerin, Umutları göreceksin gökyüzünden, Kanadı kırık güvercinlerin korkusunda ölümü, Kimsesizliği sende bileceksin, Yokluğun acısını bir nefeste çekip içine, Bu aşkı yüreğinden hiç silemeyeceksin, Ve ben, Olmadığın her yerde, Anlamadığın her dilde yazacağım hasreti yüreğine, Soğuk duvarların önünde ağlayacağım, Buza kesen yalnızlıklarımda sınırsızca özleyip, Bekleyeceğim ölümü bu çaresiz, Sabahlarına yaprak dökümü geçiren *******imde, Sonra giderayak, Mevsimi tüketen bir rüzgardan savrulacağım, Sarılamadığım kollarına, Denizlerin suskunluğunu kuşatan dalgalarından, Titreyen dudaklarına yağmur damlası kalacağım, Ve sen, Çıkıpta binlercesi sevda içinden, En güzel şiiri okuyacaksın yalnızlığına, Ben kirpiklerinde tutunamayan son gözyaşı, Son yağmur damlası, Utangaç *******den düşeceğim zamansız ayrılığına... |
BEN SENİ SEVDİM Mİ?
Ben seni sevdim mi? Sevdim, kime ne Tuttum, ta içime oturttum seni Aldım, okşadım saçlarını, öptüm İçtim yudum yudum güzelliğini Ben seni sevdim mi? Sevdim elbette Bendeydi özlemlerin en korkuncu Çıldırırdım sen ne kadar uzaksan, Aşk değil, hiç doymayan bir şeydi bu Ben seni sevdim mi? Sevdim doğrusu Sevdikçe tamamlandım, bütünlendim Biri vardı ağlayan; *******ce Biri vardı sana tutkun; o bendim Ben seni sevdim mi? Sevdim, en büyük En solmayan güller açtı içimde Ömrümü değerli kılan bir şeydin Sen benim bozbulanık gençliğimde Ben seni sevdim mi? Sevdim, öyle ya Bir çizgiye vardım seninle beraber Ve bir gün orada yitirdim seni Ben seni sevdim mi? Sevdim, Ya sen beni? |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 04:33 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.