![]() |
İnsanlık Seyrediyor
Kalkın ayağa insanlar: Bakın Lübnana yanıyor! Dünyanın gözü önünde; İsrail katliam yapıyor... Dehşet içinde kalarak: Masum çocuklara baktık. Sığınakta Çocukları; Vurmakmı sizce insanlık? .. Bebekler cansız yatıyor, Emzikler yanda duruyor! İnsanlık seyir ediyor. Hür dünya dur! Diyemiyor. Kim terorist, kim değildir? Bütün dünya seyr ediyor. Ne zalim liderler varki, Gizliden destek veriyor.. Hiç bir karar dinlemiyor: Şu İsrail hükümeti. Uydurmuşlar bir mazeret: Yok etmekmiş terorizmi(!) Büyük devletlere bakın: Sesi,sadaları yoktur. Birleşmiş milletler ise: Adı vardır, kendi yoktur. Tarih asla affetmez, Bu acımasızca zülmu. Zülme destek verenlerin; Yerlere batsın bütünü... Bombalarla parçalanmış, Bebeklerin cesedleri.. Anlatmazmı bir şey size: Ey dünyanın liderleri! ? .. Köpekmi daha kıymetli: Öldürelen yavrulardan? Gerçekten insan olanlar: Kaçınırlar bu zülumden. Dünyadaki müslümanlar, Biraz olsun uyanınız! .. Sergilenen oyunları, Artık biraz anlayınız 03.08.2006 Ali Sandıkçıoğlu |
İstanbul
Her adımında bir şehit, Yatıyordur İstanbulda. Boşa geçirme ömrünü: Pışman olursun sonunda. Ali Sandıkçıoğlu |
İstersen Yolcu Ol İstersen Hancı
Kendini beğenip kibirlenme ha! Hiç kimseyi senden aşağı görme. İnsanları üzüp, gönüller yıkma. Yaptıkların bir gün çıkar önüne. İnsanı sev,faydalı ol herkese. Gururlanıp caka atma bir ferde. Can daim değildir bil bu kafeste. Melekler gözetir seni her yerde. Makamlar, mevkiler gelip geçerler, Malla,mülkle insan kazanmaz değer. İlimdir, irfandır kıymeti veren. İhlasla,ameli bırakma elden. İhlassız amelin olmaz gaydası. Onunla geçilmez sırat köprüsü. Haber verir bize Hakkın elçisi: İhlasın dışında boştur Küllisi. Nedir sendeki bu güven ? Sevinç haberimi aldın dedenden? İbadette çok tembelsin: İzinmi almışsın sen azrailden? Kendini beğenip gezip duranlar: Birgün gelir gözlerini kaparlar. Hazırlarlar seni kızla,oğlanlar. Mezarlıkta sana bir ev yaparlar. Noktalandı artık dünya hayatı. Gerilerde kaldı acıyla, tatlı. Kabırle başlıyor ahret hayatı. İstersen yolcu ol, istersen hancı. 21.06.2006 Ali Sandıkçıoğlu |
İstinye'de
Eski dostları aradım İstinye’de İstinye’de Bulamadım hiç birini İstinye’de İstinye’de Hepsi birer tarih oldu Eski dostlar istinye’de Ne tad kaldı nede tuz Şuan bizim İstinye’de Neslişah sultana vardım Sağıma soluma baktım Eski dostlar göremedim İstinye’de İstinye’de Tepeüstü (*) Kürkçübaşı (*) Dolaştım Pazar ve Çarşı Bulamadım eski aşkı İstinye’de istinye’de Mahmutçavuş (*) Kuran Kursu Değişti Kuşak doğrusu Zor tanınır koyun kuzu İstinye’de İstinye’de Yıldırımlar ve Kabiller Akıncılar ve Ketenciler Daha neler vede kimler Göç ettiler İstinye’de Eskileri düşünürken Düşünüpte üzülürken Ezan sesini dinlerken Bu arada İstinye’de Kulağımız hasret idi O güzelim ezanlara Rabbim sonsuz rahmet eyle Bizden önce göçenlere Bir iki dostla buluştuk Eski günleri yad ettik Konuşup hasret giderdik Bu günlerde İstinye’de Herkes koşturup duruyor Eski günler aranıyor Herkes benim benim diyor Şuan için İstinye’de Eski komşuluk kalmadı Bahçeler hep betonlaştı Mezarlıklar doldu taştı Şu güzelim İstinye’de Eski esnaflar kalmadı Taş ocakları kapandı Hemen her yer altın dolu İstinye’de İstinye’de Ne kadar yazsan da Ali Eski günler gelmez geri Ötmez artık bülbülleri İstinye’de İstinye’de 19.10.2007 İstinye * Adı geçen yerler İstinye’deki tarihi camilerdir. Ali Sandıkçıoğlu |
İşi Koyma Yarına
Bir neşeli şiir yazayım dedim: Denedim, denedim yine olmadı. Bahçemdeki gülebaktım: Susuz kalınca sarardı.. Bizlerde bir gül gibiyiz: Daim muhtacız suya. Sarararak,yok oluruz: İmansız, ruhsuz kalınca.. Bizi yaradan Allah; “ Eşrefi mahluk” etti. Kurn’anıyle bizlere: Birçak emir yükledi. Başında iman gelir: Allah emirlerinin. Uy hılkat ğayesine: Ancak olursun mümin. Her dem insaları sev. Koş zaifa yardıma. Sonra yaparım diye: İşi koyma yarına... Bunca deliller varken: Olurmu hiç unutmak? Hiç bir şey bilemezsen: Gece yıldızlara bak.. Kim kurmuş bu düzeni, Hiç noksansız işliyor? Vakit saat gelince; Göçmen kuşlar uçuyor. 11.06.2006 Ali Sandıkçıoğlu |
İyilikten Ayrılma
Sokakta dilenciyi,ğaribanı hor görme. Açmış sana elini ne isityorsun? sorma! Boş çevirip geriye paşa gönlünü kırma! İnsanlığın dışıdır sakın yalan söyleme. Anan ile babanın budduasını alma. İyi dost acı söyler sakın bana kırılma. Dünya ölümlü dünya, iyilikten ayrılma! ...... Ali Sandıkçıoğlu |
Kabir Evi
Bukadar günühı sardın boynuna, Ölüm hiç gelmezmi senin aklına? Işıksız, dar olan kabir evinde: Halin nice olur haberin varmı? 1999 Ali Sandıkçıoğlu |
Kaçmak Mümkün Deil
Büyük velilerden: Şakıkı Belhi: Mümin olanlara: Şöyle seslendi: Derki Belhi: Dört madde var: İstesede insan oğlu: Kesin kaçamaz onlardan. Allahın ilminden: Kaçamaz insan. *******de, gündüzlerde: Bilir her şeyi yaradan. Kaçamaz insan rızkından. Yaratılmış halk olmadan. Takdir edilen rızıklar: Yetişir kula her zaman. Kaçmak mümkün değil: Tedbir ile kazalardan Takdirini muhakkak: İcra eder yaradan... Nekadar kaçsan ölümden: Kurtuluş yok azrailden. Uzun yaşa, kısa yaşa: göçeceksin bu dünyadan. Hulasa edersek dostum: Allahın ilmi sonsuzdur. Takdir edilmiştir rızkın. Ölümden yok kurtuluşun. Bizim için lazım olan: İbret almak, ibret almak. Boşa zaman harçamadan: Allaha güzel kul olmak.. Bu kıssanın aslı Mecalisi sinaniye isimli kitabın S.353 te mevcuttur. Terc. Ali sandıkçıoğlu Ali Sandıkçıoğlu |
Kaf Dağında Saklansan
Gençliğim geldi geçti, Elde kalan bir şey yok. Yığdım mal ile mülkü, Şu an hiç faydası yok. Doymadı hiç kör nefsim, Helal haram istedi. Tükendi artık ömrüm, Yolun sonu göründü. Hüküm vardır ezelden; Hep gelenler gidecek. “ Kaf dağında” saklansan, Ecel seni bulacak. Varisler mal derdinde, Nasıl taksım edelim? Kara yerin altında; Biz ne cevap verelim.? .. İşte ömür dediğin, Bir kaç günden ibaret. Varsa gücün, kuvvetin, Ölüme karşı diret... Ali Sandıkçıoğlu |
Kaldır Mevlaya Ellerin
Çok zor geçidimiz vardır. Can vermek gerçekten zordur. Teneşşürde yatmak vardır. Dünya gerçekten fanidir. Aman Rabbim,ey Allahım! Rahmetini esirgeme. Can boğaza geldiğinde: Cemalini göster bize... Ela gözler, sıyah gözler, Birgün toprağa akacak. Şu güzelim vucutlar hep: Topraklarda çürüyecek. Konuşan diller tutulur. Gözler ise kapatılır. Ayak uçları bağlanır. Son yolculuğa çıkılır. Bir tarafta suyun kaynar. Mezarcı kabrini kazar. Anan varsa, durmaz ağlar. Erkenden yolcu ederler. Alırlar seni yataktan; Hemen yere uzatırlar. Çocuklara tembihlerler: O, ölüdür bakman derler. Soğuk oldu şimdi yüzün. Korkar senden oğlun,kızın. Bir an önce haber verin: Cenazeyi morğa koyun. Müsafir etmezler seni: Evinin kömürlüğünde. Herkeste bir telaş var: Evden çıkasın acele.. Hani atlas libasların? Nerde döşeli köşklerin? Tabuta konur cesedin.. Kara toprak olur evin. Çarşaf alınır üstünden. Tahtalar,taşlar dizilir. Üstüne toprak atılır. Seni yalnız bırakırlar.. Sorarlarki Rabbin kimdir? Kitabın ne, dinin nedir? Resulun kim, kıblen nedir? Cevap bekler Münkir, Nekir. Altın toprak,üstün toprak. Yastığın yok, yorğanın yok. İşte burası son durak. Şimdiden tedbir almaya bak. Ey alemleri yaradan: Aydın eyle kabrimizi. Münkir,Nekir geldiğinde, Sen konuştur dilimizi.. Cennet bahçesinden eyle, Sen karanlık kabrimizi. Şefaatla,rahmet gönder. Azabından koru bizi. Kabirde geçmez ey Ali: Dünyada kalan malların. İster isen ondan rahmet: Kaldır Mevlaya ellerin. 18.6.2006 Ali Sandıkçıoğlu |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 04:31 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.