![]() |
Kusura Bakma
Ben sana hakkımı helal etmiştim Bu gece vazgeçtim kusura bakma Tanrıya şikayet etmem demiştim Çok büyük laf ettim kusura bakma Dilimde beddua çıktı bu gece İsmini sitemle andım bu gece Allah-a elimi açtım bu gece Yalvardım, affetme! . Kusura bakma Gözlerin nemine kader demiştim Suçunu gizledim kusura bakma Düşünmem diyerek yemin etmiştim Kefaret ödedim kusura bakma Gönlümü bir hicran sardı bu gece İsyanım sözüme çattı bu gece Yanağımdan yaşlar aktı bu gece Yalvardım affetme! .. Kusura bakma Boş bulunup sana mutlu ol dedim Hakkın yok diyorum kusura bakma Dillerim kurusun ben tövbe ettim İçime sinmedi kusura bakma Kadir Albayrak |
Küçüğüm
Bir duygu var kilitli söküp atılmıyor ki Tatlı bir rüya sanki gece gündüz gördüğüm Yüreğimde bu ateş öyle bir yanıyor ki Anlatmak istiyorum cesaret ver küçüğüm Sanki bahar çiçeği Page Rankingıl Page Rankingıl rengarenk Belki dalında gül-sün belki göklerde melek Her şiir de sevgiyi satır satır işlesek Gözlerime bakarken tebessüm et küçüğüm Gönül misafir etmiş çoktan seni tahtına Belki aşka uzaksın belki vardın farkına İstersen sen cevap ver ne diyelim adına Ateş midir köz müdür haydi söyle küçüğüm Sakın bana ne zaman başladı diye sorma Akıp gitsin takvimler fakat sen zaman olma Nasıl olsa gelecek böyle bir şey başına Bak beni vurdu bile sen nerdesin küçüğüm İstediğin şiir di peki yazdığım nedir Gönülde ki bu mısra sevgi değilse nedir Ben sebep aramam ki belki Tanrı emridir Emir böyleyse boynum kıldan ince küçüğüm Kadir Albayrak |
Lafımızı Ortaya Koduk! ..
Yarınım karanlık ümidim sersem Her nefes bir daha acıyı tadar Hangi çingeneye üç kuruş versem Bir türlü çıkmayan fal’sın, o kadar! . Çok derin azap bu aman ki aman Anladım duçar-ın atisi yaman Kendimle baş başa kaldığım zaman Aklımda bir garip hal’sın, o kadar! .. Ne derim, bir dinle, kulağın açta Mevsimler nerede saatler kaçta Sen; meyve vermeyen yoz bir ağaçta Dibinden kırılmış dal’sın, o kadar! .. Batsın be sebebin, çekip gittiysen Bende de tükendi sen bitirdiysen “Benim için nesin? ” merak ettiysen Bir at tırnağında nal’sın, o kadar! .. Temaşa lütfetme bakma sen bana İzinin üstünde yamadır yama Bazen ağladığım vaka’dır ama Yüreğimde bir dert kalsın, o kadar! .. Cevabı olmayan bir yığın soru Budur seven için, budur en zoru “Suskunluk” sevdanın ateşi, koru İfade özürlü lal’sın, o kadar! .. Kırmak istemezdim, kıramazdım da Sen sınırı aştın! . Öfkem başımda “Mükellef bir sabah kahvaltısında Tadına baktığım bal’sın, o kadar! ..” Sözüme muhatap belki binlerce, Mahlûkat vardır, hem; şişman ve ince Bir şeyler anlattık, biraz şiir’ce Herkes nasibini alsın, o kadar! .. Kadir Albayrak |
Lafın Tamamı Aptala Söylenir! ....
Yaşadığın, nefes aldığın her günün ardından yeni bir günün heyecanını yaşıyor olabilirsin! .. Hatta; Bu umutların yeniden yeşereceği anlamını da beraberin de taşıyor olabilir! .. Ya geride kalanlar! .... Kaybolanlar! .... Boş yere yitip gidenler! .. Hani hep bir sonra ki güne taşıdığın “ümit” denilen “karın doyurmayan” illet! .. Pembe kalemlerle bembeyaz tuvallerin üstüne resmettiğin gök kuşağı tablolar! .. Ya üzerinden karanlığı sıyırıp aldığın, yıldızları konfeti gibi saçtığın, bağrına “kara saplı hançer” misali saplandığın *******! ... Peki! .. Ya hayal dünyanın yırtılan sınırları! ! ! ? ? ? Flulaşan renkler! .. Gözlerinden yola çıktığı andan itibaren, yanakların da oluşturduğu çizgilerle “asırların tarihini” atan ve buharlaşıp uçarken, yüreğine muazzam çöl resimlerini armağan eden o masum göz yaşları! .... Dünlerde mi kaldı sahi tüm bunlar? .... Vah! ... Zavallı küçüğüm! ... Hala hayatın yarınlardan değil dünlerden müteşekkil olduğunu anlayamadın değil mi? ... Senin için dün; Bu günün umutları ile dolu değil miydi? .... Ve…. Yaşadığın her gün! ... Senin gerçekte taşıdığın duygu, yeni bir günün umutları değil küçüğüm Olsa olsa bu günün acılarını “yarına taşıma” korkusu! .. Güneşin doğuşunu her tekrarladığında belleğin de belki de çok derinlere gömmeye çalıştığın “karabasanları” yeniden ve tekrar tekrar yaşama acısı! ... Lakin hayatı ancak böylesi “yalanlarla” taşıman gerektiğini anlamış olmalısın! ... Tıpkı aynalar da gördüğün bütün yalanlar gibi asıl gerçeğin “gölgeler” olduğunu da idrak etmiş olmalısın! .. Her nefes alışının bile (Bile bile) “Lades” anlamına geldiğini de sana ben anlatmış olayım! .. Eeeeeeeeeeee! .... “LAFIN TAMAMI APTALA SÖYLENİR! ....” Kadir Albayrak |
Lüzum Kalmadı
Bir yarasın içim de usul usul kanayan Geri döneceğinden hiç umudum kalmadı Nasılsa senden sonra ne arayan ne soran Olmasa da fark etmez artık lüzum kalmadı Sonbaharımsın benim yaprak yaprak sararmış Dalımda tomurcuğum çiçeklerim olmadı Öyle bir güneşsin ki sabahlarda kararmış Doğmasan da fark etmez artık lüzum kalmadı Sen çok uzaklardasın tıpkı mutluluk gibi Seni öpüp koklamak bana kısmet olmadı Olur da eşe dosta sual ederek beni Sormasan da fark etmez artık lüzum kalmadı Kadir Albayrak |
Mağfiret Gecesi! ..
******* semaları örer örümcek gibi Ufukları kucaklar karanlığın gaib-i Gönül de hesaplaşma başlar kıran kırana Bir damlacık iz düşer çiğ yemiş yanaklara Sessizliğin esrarı “vicdan muhasebesi” Cevaplar çok yamalı bir hilkat garibesi Göz haramla haşrolmuş kalpler günaha ortak Nedamet bile aciz hem de yarım yamalak Asrın yükünü taşır bir yanı çökmüş omuz Şaha kalkmış da günah “böğrüne vurur mahmuz” Çocukluğumuz donuk gençlik gider dört nala Balta vurur nifaklar tutunduğun her dala Zaman hızlı mı hızlı geliyor yine sabah Kendi kendime bile “Hesap veremem, Eyvah! ..” Ya ölümün sabahı; Yoktan var eden hakim Sorsa “Ömrün nerdedir” kim kurtarır beni kim Korku sarar gönlümü sonra bir tatlı huzur Hem Rahim hem Rahmandır yüreğimi doldurur Koklaşmakta pak alnım can verilen toprakla Kalkma secdeden başım! ..Göl olmadan yaşlarla Bilinmez hangi vakit gelir affın müjdesi Malum olur da gönül “Duyup titrer o sesi” Sen yiğidim, sen bacım! ..Beraber nefesleyin Beraberce “Tövbeyi bir daha besteleyin” Belki sizlerden biri erer huzr-u kabul-e Cümlemize mağfiret gelir “ol” dileğiyle Yarınlar dün olmadan arınsın kirden pas dan Ak pak olsun gönlümüz hem de güneş doğmadan! .. Kadir Albayrak |
Mahkeme
Bunama başladı zamansız 'Gölgeler' gerçeği sorguluyor du! Sanık sandalyesin de ben, Ve! ........ 'Bir Kahpe' hakim olmuştu! .... Kalemini kırdı ortasından Halbu ki bir damla, Mürekkep bile yoktu! .... Kadir Albayrak |
Mehmet-ten ana'ya mektup! ...
Gönlünün sultanı ben idim senin Bilirim yolumu gözlersin anam Her gece hasrete vardır seferin Ha akşam ha sabah beklersin anam Babacım nasıldır ya Zeynep bacı Burada bir selam gönlün ilacı Cümleniz olmuştur bize duacı Sıladan havadis veriver anam Nöbetteyim şu an bir dağ başın da O dağ ki kan vardır her bir taşın da Ahmed-i Mehmed-i yirmi yaşın da Bir resim gönderdim bakıver anam Rüzgarı pek serttir soğuk ******* Bizden önce geldi geçti niceler Hele bayrağıma bir göz dikeler Sen bana şahinim deyiver anam Süleyman emminin oğlu Mustafa Bir kahpe kurşunla düştü toprağa Öyle bir sardık ki onu bayrağa İmrendim ardından biliver anam Gün olur nöbetim sona erende Elini öperek geldim diyende Bir hasret daha var yüreciğimde Ayşe-me bir haber ediver anam Kırk gün olmasa da on beş gün düğün Yavuklum gönlüm de inan kör düğüm Bir sensin rüyam da bir o gördüğüm Şafakları bir bir sayıver anam Ama darılmak yok dönemez isem Olur da kanlanır yeşil elbisem Hak vaki olur da şehit ben isem Ağlama yaşını siliver anam Ben ki evladınım ben ki Mehmedim Düşmana haine geçit vermedim Bayraksız bir ova bir dağ görmedim Bu Vatan sağ olsun deyiver anam Kadir Albayrak |
Memleket Bu Âhvalde
Kalem tutana daim saygılıdır bu millet Vaktâki inkâr ile olmasın hasb-ihâlde Geçmişe sövmek gibi ahlâksızca bir illet Kemirir içten içe üzüntüm bu minvâlde Türkçem itlâf edildi “sankıritçe” rakkâse Her nesepsiz mel-un’dan dökülüyor bir kâse Mevkûtede başyazar, iblis soylu şempanze Ne sen sor ne ben diyem, memleket bu ahvâlde Edebiyatın kökü, “edep” diye bilirdik Her edepsize kalem, verilince delirdik Böğrüne tırpan yemiş buğday gibi serildik Emanet-i mukaddes “dil hazinem” ne halde Her sabah erken kalkan “sözüm ona” Türkçeci Esnaf olsa gam yemem, bunlar resmen tefeci Onlar ortada maymun, hainler da sufleci Şırınga mikrop yüklü, zehirliyor her hâlde Atamla bağım koptu, torun benden bi-gâne Nesil böyle bozulur, hedef; dil’dir, yegâne Ne hakkımız var şimdi, bizim feryat figâne Galipler mağlup olmuş “Vatan” denen mahâlde Çöküyor kültür denen köPage Rankingüler birer birer Ne Fatih, ne Kanuni, Yıldırım’dan ne haber Sağ olsaydı Atatürk, sence bunlara ne der Adresini bulurdu, Kelime-i münhâlde Asırlarca Osmanlı ne’ce konuştu deyyus Cehlini kabul et de, bilmiyorsan bari sus Fermuar açmıyorsak, edeptendir bu husus İmzamız halen durur, hem de 'yedi düvel’de Birileri balçıkla sıvamakta (!) güneşi “Huy” işte, değişmiyor, didikliyor her leşi Kahpe; kalemi tutar, uşakları keleşi Vururlar can evimden, memleket bu ahvâlde Kadir Albayrak |
Miras
İnsan bir kere severmiş Doğru! ..... Ancak; Biz sıramızı savdık Ve 'Bu aptallığı' Bir sonra ki nesil-e, Miras bıraktık! ........ Şükürler olsun, Kimseye 'Borcumuz yok! ....' Kadir Albayrak |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 09:18 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.