Temel Avrupa’daki yüzme yarışlarına katılarak, tüm arkadaşlarınla birinci geleceğine dair iddiaya girer.Temel bu işi öyle abartmış ki;ellerlini ve ayaklarını kullanmadan birinci olacağını söylemiş.Yarış başlar başlamaz bizim Temel dibe doğru batmaya başlamış.Yarış bitince hemen Temeli kurtarırlar.Arkadaşları yanına giderek:
--Hani birinci olacaktın?
Temel:
--Birinci olacaktım ama kulaklarıma kramp girdi…

Telsiz
Alman, Fransız ve Türk ataların icatlarını aramak için yola koyulmuşlar. Bir dağ tepesine gelince üçü de kazmaya başlamış. Alman yüzüncü metrede teller bularak:”İşte bizim atalarımız telgrafı icat etmişler’”diye bağırmış. Fransız iki yüzüncü metrede telefon kalıntıları bularak ”Bizim atalarımız telefonu icat etmişler!”diye bağırmış. Temel yeri kilometrelerce kazdıktan sonra “Bizim atalarımızda telsizi icat etmişler!”

Adamın biri eve zil zurna gelir. Bu arada yolda çok sıkıştığından direk tuvalete girer. Adam tuvaletten çıkınca karısının yanına giderek;”Karıcım bu yeni taktığın lamba çok güzel. İçeri girdim mi yanıyor, çıkınca sönüyor.”demiş.
Karısı kızgın bir şekilde:”Yine mi buzdolabına işedin!”

Barmen
Adamın biri yaşadığı yerdeki en güzel bara gider. Bu bardaki müşteriler o kadar pintiymiş ki; bir birayla saatlerce oyalanıyorlarmış. Bizimki içeriye girerek;”Hey barmen! Herkese bende bir şişe viski! Ayrıca Sende iç!”demiş. Tabi barmen sevinç içinde viskileri dağıtır. Bir süre sonra hesap adamın önüne gelir. Adam:
--“Ne parası? Sen verdin biz de içtik.”der.
Barmen bizimkini bir güzel döverek dışarıya atar. Aradan bir hafta geçer. Yine aynı adam içerip girip:”Hey barmen! Herkese benden viski. Ama sana yok! Sen içince sapıtıyorsun!”

Malatyalı
Malatyalı uyanık bir adam varmış. Bu adam bir zaman sonra ölür ve diğer dünyaya göçer. Geldiği yerde iki tane koskocaman kapı varmış. Birinde uzun kuyruk, diğerinde kimsecikler yokmuş. Uyanıkça davranıp hemen diğer kapıdan içeri girer. Karşısına çıkan zebaniler bizimkini bir güzel benzetip dışarıya atarlar. Malatyalıda:
--“İşte böyle yapıyırsiniz, hiç kimse gemliyi.”

Nasrettin Hoca yolculuk sırasındayken ezan okunur. Hemen ağacın gölgesinde namaz kılmak için yanaşır. Namaz bittikten sonra Nasrettin Hoca uzunca dua eder.
Hoca:
--“Allah’ım dualarımı kabul et.”der.
Bu ağacın tepesinde elma toplamak için çıkan çocukta:
--“Ettmeeemmm…”demiş.
Nasrettin Hoca:
--Ne olur Allah’ım kabul et!!
Çocuk:”Ettmeeemmm!!”demiş.
Bunun üzerine Nasrettin Hoca sinirli bir şekilde:
--Etmezsen etme. Zaten ayaklarımı yıkamamıştım…

İki arkadaş meyhanede çok içtikten sonra evin yolunu tutmuşlar. Yolda giderken arkadaşı yanındakine:”Vay be Güneşe bak. Ne kadar da parlak!” der. Diğeri de “Görmüyor musun o Güneş değil Ay!”demiş. İki arkadaş birbirine girer. Bakmışlar ki bu böyle olmayacak içlerinden bir tanesi:
--”Bunun Güneş mi Ay mı olduğuna karar vermek için yoldan geçen ilk kişiye soralım? Ne dersin?”
Arkadaşı tamam demiş. Yoldan geçen birine bunun ne olduğunu sorunca:
--“Valla ben buranın yabancısıyım!”

Temel bir gün midesi ağardığı için doktora gitmiş. Temel:
--Doktor Bey. Midem üç günden beri ağrıyor?
Doktor:
--Niye bu kadar geç kaldın. Soyun muayene edeyim.
Temel:
--Doktor Bey bana inanmıyor musunuz?

Temel hanımıyla beraber Almanya’ya geziye çıkmış. Arabayı kullanan Temel’i yolda polisler durdurarak:
--Bravo. Bugün ilk defa emniyet kemeri takan sürücüyle karşılaşıyoruz. Bunun karşılığında bizden on bin dolar ödül kazandınız. Bu parayla ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Temel : “İlk olarak ehliyet alacağım” der.
Polisler şaşkın bir şekilde : “Ne ?Ehliyetiniz yok mu?”diye sorar.Hemen hanımı müdahale ederek: “Kusura bakmayın memur bey.Biraz içkili olduğundan ne dediğini bilmiyor!” demiş.Bu arada polisler iyicene hayrete düşer.Tam o sırada arkadan Temelin dedesi: “Ben size çalıntı arabayla yola çıkmayalım demedim mi?”diyerek ortalığı iyice karıştırır.Polisler Temeli,karısını ve dedesini yakalar.Tam o sırada bagajdan arkadaşları çıkarak “Sınırı geçtik mu daa!”

Titanik
Titanik buzul denizinde hızla ilerlemektedir. Bir süre sonra kaptan herkesi güverteye çağrılır. Kaptan: “Alınan bilgiye göre size iki haberim var! Hangisinden başlayayım?”
Güvertedekiler: ” İyi olanından başlayın…”
Kaptan: “Bütün dallarda ödül kazanacağız!”