www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Cevat Çeştepe (https://www.cakal.net/showthread.php?t=133259)

GooD aNd EvıL 08-12-2008 04:42 PM

Dikkat; bu kitabın okunması yasaktır

dikkat;
bu kitabın sonunda önce ayrılık vardır.
sonra bütün yanlışlıkların
ve çirkin hesapların
cinayet ve gözyaşlarının
ve tarifsiz acıların
öyküsü vardır.

dikkat;
bu kitabın içinde,
aşk yok, el ele tutuşmaz çocuklar,
sevmez birbirlerini.
kimse tutkuyla koklamaz
kır çiçeklerini.
yerine bol kan ve gözyaşı vardır.
her sayfasının içinde,
pusuya yatmış kurşunlar saklıdır.

dikkat;
bu kitabın içinde,
ihanetin kısa yollu tarifi yapılır.
bedelsiz zenginlikler cenneti
ve cezası sıfıra indirilmiş
suçların açık adresleri vardır.
bu kitabın kapağı
siyah renk boya ile kapatılmıştır.
hiçbir zaman aydınlanmayacaktır.

dikkat;
bu kitabın sizler tarafından okunması
kesinlikle yasaktır.

GooD aNd EvıL 08-12-2008 04:42 PM

Dilekçe

Mütevazı ve alımlı bir dilekçedir.
Yoksul softalıktan,
zengin bilgeliğe geçmek için.
Bütün gece rüya kapılarının
kuyruğunda sabahladığım.

Şark baharatlarıyla tatlandırılmış,
Garp sevdalarıyla taçlandırılmış
Sınırsız ve sonuçsuz
Ufuk ve akıl maceralarının
Kılıcına bilendim.

Mütevazı ve alımlı bir dilekçedir,
Kendi fotoğrafını
Yazılmış her kitabın
kapağına yapıştırmak uğruna yaşadığım.

Cevat Çeştepe

GooD aNd EvıL 08-12-2008 04:42 PM

Dinle beni kanat ol, yaprak ol

gök maviymiş, ay beyazmış, sandal sefası
ikisinin kapı arası
ben seni düşünürmüşüm
elde kalem kağıt, dudakta rakı tadı.
şimdi tam sırası
bak neler anlatacağım dinle
kanatlarını da al yanına öyle gel hele.
dinle…

ay batar, gece karanlık, yakamozlar ölürmüş
akar hasretin gözyaşları
ben seni düşünürmüşüm
elde var sancı, birde papatya falı
şimdi tam sırası
seviyor mu, sevmiyor mu diye
ne kadar yaprak varsa hepsini al gel hele.
dinle…

GooD aNd EvıL 08-12-2008 04:42 PM

Dinle deniz kuşlarını

geldiğimi deniz kuşları haber verecek sana.
bardaktan boşanır gibi, çığlık çığlığa.
sis dalgalarından renk almış pejmürde bir gemi,
bırakırken bezgin kontrolsüzlüklerle
karanlık derinlere, pas tutmuş zincirini
ve ay ışığı gebe kalırken pul renkli yakamozlara
geldiğimi deniz kuşları haber verecek sana.

ilk gençliğimin çocuk yüzlü kadınları,
en omurgalı haykırırken masumiyet çığlıklarını
ve soğukla karartılmış *******imin,
erken soğuyan yer yataklarında
doymamış bedenlerin soluğu vururken duvarlara
geldiğimi deniz kuşları haber verecek sana.

İstanbul’da kapısına kilit vurulmuş her meyhanede
korsan sevdalıların çentiklerinde,
şarap, duman ve tek gözlü karanlıkla suçlanmış
baştan çıkarılmaya hazır manastır kızlarının,
aranmış da hiçbir yerde bulunamamış,
terkedilmiş görüntülerinin boy aynalarında.,
geldiğimi deniz kuşları haber verecek sana.

bensizlikle üzerine bir ağıt olup yağan yağmurlar
köşe başlarında iz bırakmasa da küfürlerimden,
ve ihanetlerinin gönderdiği kavgalarımın yanlış adreslerinden.,
yaka paça atılsan da omuzladığımız o sokaklara,
bekle gözlerini dikip, İstanbul’a
geldiğimi deniz kuşları haber verecek sana.

Cevat Çeştepe

GooD aNd EvıL 08-12-2008 04:42 PM

Doğru okuyabilmek

felsefe okulunun kapısında hoşgörüsüzlük yazıyor.

mavileşmiş köpük düşü gibi denize iniyorum.
sen gözlerime bakıyorsun, Paris ruju dudaklarınla
bin yıllık bir bulvar ağacının gölgesinde
vitrindeki ışıklar gibi dalgalanıyor saçların
bende geliyorum diyorsun, beni de bekle.
anarşist sakallarımı doluyorsun ellerine
akıyoruz adresini aramayan kurşunlar gibi.
bir yanımızda yüreklerini toplayan pamuk işçileri
diğer yanda göçmen kuşların son kafileleri
denizin üstüne düşüyor masmavi kanat sesleri.
su’dan akrabalık var mıdır acaba, şimdi takılıyor aklıma
pamuk işçilerinin toprağa dökülen alın terleri ile
denizdeki su damlacıklarının arasında.

doğru okuyabildin mi diyorsun kapıda ne yazdığını.

çok uzaklarda çığlık çığlığa bir gemi batıyor.
sırtında kayıtsızca gezdikleri gemiyi zamanlar boyu
boş kalabalıklarıyla ilk terk eden filikalar oluyor.
ben şarap içiyorum, sen makyajını tazelerken
aynanda sahile koşan filikaların ismini okuyorsun
gözlerinin bir delta gibi açıldığını görüyorum
ne yazıyor, okuduğunu bana da söyle diyorum.
önce bakımlı parmaklarına yapışıyor harfler
sonra aynanın üzerine diziliyor birer birer.
şaşkınlıktan vazgeçip saçlarını atıyorsun arkaya
haydi gel diyorsun filikaların yanına, sahile koşalım
boşlukları kimliğimizi söyleyip biz dolduralım
sonra sen dola kollarını belime, çıkalım indiğimiz yere.

doğru okuyabildin mi diyorum aynanda ne yazdığını.

biliyoruz ki içimizden biri en acımasız katil.
işte soluksuz yatıyor filikalar her biri başka sahilde
suçluyu arıyoruz el falımıza bakar gibi parmak izlerimizde.
kanıyoruz ince bir sızı, hala tütüyor sızı gibi ince bir duman
batarken ismi okunamamış geminin bacasından.
dünya yuvarlak, ufuk çizgisi elimizi atsak, tutulacak
acelemiz kabuğunu kıramıyor, güneş birazdan batacak.
önümüzde tertemiz sınav kağıdı, verelim haydi cevabımızı
yaşananları değil, anlatalım haydi yaşamadıklarımızı
önce tanımamış sayalım birbirimizi, doğum öncesi gibi.
ve hatta kainatı ve hatta kainatın kanunlarını
hiç tanımamış olalım cerahat salgılayan kimliklerimizi.

hey cehaletin ilahları, kim çıkardı bu soru işaretini?

Cevat Çeştepe

GooD aNd EvıL 08-12-2008 04:42 PM

Doğum günü olmak

uzun bir geceydim, karanlıklarım kan kokulu
süzülüp geliyordum.
karanlıklar içinden ışıklara doğru.
çığlıklar duyuyordum,
yaşamın her soluğunu benimle paylaşacak onlardı.
ben sadece ağlıyordum.

GooD aNd EvıL 08-12-2008 04:42 PM

Dostluklar üzerine

öksüz bacak aralarından çok uzakta.
kimsenin görüp seçemeyeceği bir konudur bu.
derin ve hep gezinen, anlaşılmaz sularda.
pek herkesin anlayacağı, bir şey değildir bu.
çalıvermek sabahın kör vakti ve kimsesizken,
çalıvermek kapını, aklıma estiği yerden….

bir sofra donatır kendini, sen elini sürmeden.
hiç tadılmamışlar gibi, ya da tadı çok iyi bilinen.
eller bir şey yazmaz, ne söylesin ki gözler.
yüreklerdir sadece konuşan ve sessizce dinlenen.
kurallar bir yol bulur kendine, zaman durmuştur.
bir başka yük taşır bulutlar, budur istenen.

merhabamı desem günaydın mı, işte ben geldim….
ne dersen de nesli tükenmişim, hoş geldin…

Cevat Çeştepe

GooD aNd EvıL 08-12-2008 04:42 PM

Doyarım sensizliğin olmadığı yerde

avuçlarımdan taşacak kadar deniz suyuyum.
senin sahilden göremeyeceğin kadar uzak
ve rüzgarımın alnından geçeceği
en son noktadayım.
yosun kokusuz ve yakamoz ışıksız.

sahildeki kimsesiz sandalların
dökülen boyalarından
doyar karnım.
sarılardan, mavilerden, kırmızılardan
ve en son senin boyadığın
o renkten,
hani adını bulamadığın.

gözlerime hasretin yuvalandığı adalardayım.
hiçbir yüzgecin ulaşamayacağı kadar uzak
ve pusulada kuzey yıldızının olmadığı
en karanlık yerdeyim.
el yordamsız ve senin sesine sağır.

sahildeki kimsesiz sarhoşların
yanlış selamlarından
doyar karnım.
balıksız kılçık, gecesiz yıldız ve bulutlardan
ve arkasına senin saklandığın
ay ışığından
hani hiç olmadığın.

Cevat Çeştepe

GooD aNd EvıL 08-12-2008 04:42 PM

Dönence oyunu

güneşe küsülür mü
hele mevsim tam yaz ortası
ve akşam üstü
adın; ayçiçeklerine babadan akraba
da olsa,.
güneşe küsülür mü .
saati erkene çevirip
erken gitti denilir mi.
oysa bütün hesap dönencelerde gizli
yengeç, adımlarını yetiştirmek için
çağırmıştır yardıma
oğlak tarafına
birde böyle düşünsene.

evet bende farkındayım
güneş gerçekten erken gitti bugün
gündöndü çiçekleri şaşkın
yıldızlarda
hazırlıksız yakalandılar gece karanlığına .
ama gene de küsülmez güneşe
doğar yarın sabah gene
dinleriz bakalım ondan neymiş meselenin aslı
oğlak mı fazla nazlı
yoksa yengeç adımlarında mı bir sır saklı.

bakarız ki yok ortalarda güneş hala
ve yıldızlarda başlamış
toparlanmaya
o zaman düşünürüz bir çare hepimiz
küseceksek hep beraber küseriz.

Cevat Çeştepe

GooD aNd EvıL 08-12-2008 04:43 PM

Dört duvar arasında

Tutukevimdeki tüm tutuklular!
Hanginiz bulaştırdı gümüş tozunu,
Deniz kızlarının yüzgeçlerine.

Şimdi doğmayacak yakamozlarında
Hırçın dalgaların
Karanlıkları avlıyorum.
Volta adımlarımda kehribar sesli ağıtlar
Dönerken hasret mektuplarına,
Hanginiz mahkum etti *******imi
Yakalanamayacak tutkulara.
Şimdi kan-ter içinde
Dört duvarım,
Ona ağlıyorum.

Cevat Çeştepe


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:41 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.