![]() |
Ey Sevgili
dokunmak istesem ıraksın gel desem yok ben desem hep varım sen desem hiç yok uzaksın ya da çok yakın kırmızımsın çık oradan göster kendini yetmedimi tutukluluk günleri gün ağlıyor gök karanlık güneş göstermiyor kendini gün batımı yok yıldızlar bile terketti beni sen hep ufuktaki gemi bense yelkeni gezdik dolaştık faniye takıldık kaldık okyanuslar bitti neredeyiz biz şimdi.. dünyanın dibinde mi? 04.01.2004 Nevin Kalafatoğlu |
Eylül'de
Burnumda şimdi sonbahar kokusu var.... Antalya her bahar... bir baska kokar... bir baska kokar... gök başka renkler doğurur pembelerden baslar... morlara kadar... dağlar bütün haşmetiyle bakar.. deniz cosar... maviler, lacivertlere koşar... koşar... bir ses yayılır şehre... dağlarla denizin operası baslar... dalgalar... bembeyaz köpüklerle eşlik eder koroya... güneşin ışıkları nazanlaşır.... hazan mevsimi bu Antalya Eylül'de bir başkalaşır, bir başkalaşır... 06.09.2003 Nevin Kalafatoğlu |
Eylül Hüzün 1 Hazan
seninle olan aşkım bir şarkıyla başladı sanırdım yıllarım oysa bir anılar celişkisine kesin dönüşüm hüznümün en güzel ayı sensin derim bunu bilmezsin sarıları hatırlamışlığımda başlar aşk belki iki karıştan biraz yüksekti başak gözlerimin kocaman gördüğü zamanları uçuşan buğday tarlalarını sar sarı sarı koşuşan cocukları gökyüzünde yılgın yılgın uçan kuşlar kovalardı anılar beyaz elbiseli bebekliğim Konyada sonbahar minik kedim di o zamanlar kaybettiğim aşk bebek bebek ağlamalarımı anımsar yüreğim Kadınhan da başlar serüvenim iki biri de yarım kadar küçük kadın hatırlamalarım aşk duyarım şimdi acıtan bir hüzün basar hazanımın ilk baharındayım yar sen beni alır götürür götürürsün şimdi mor dağlar kadar içimde sana hasretlikler var babamın mavi gözleri annemin incecikti beli o zamanlar bunca Eylul geçti kırklandı yıllar uzaklıklar da ayrılıklar şimdi İstanbul gene eylül devrilmekte koca bir çınar bitmekte gözündeki pırıltılar laventen bir aşk kazınmakta surlarına şu anlarda yedi tepenin tarihi örmekte zaman hayat ölüm ayrılık hüznümsün sen acı veren bu düzen bilinmeyen! bu nankör düzen neden bilinmeyen? ben gene seni böylesine severken Eylül hazanlar dökülmeye başladı dağ eteklerine hasretliklerin başlangıcına dondu aşk sonsuzluklarına giderek bilinmezlerin Akdeniz kaçışlarından hazanlı geçiş perdelerinden süzüldü yaşam gene eylül gene hazan yapraklar sen ve ben bir gün daha bize yalnızlık sarkılarını dinlerken ben eylül ve aşk çalan antalya 1 eylul 23.30 üzgünüm enişte çok üzgün Nevin Kalafatoğlu |
Fırtına Alabora
dağlara dağlara bak bir dağlara bak zirvelere bu gün yalçın kayalara göklere değen bulutlara bulutlara bak bulutlara kaplamış zirveleri ağlama sakın ağlama fırtına fırtına bak fırtına her yer alabora alaboralım alasın olasın sevesin kalasın bağrımın baharında fırtınalar alabora sen ben alabora... 26.01.2004 Nevin Kalafatoğlu |
Fırtına Giderken Ağıtı
Öfkesini görmüştü beklerken Kıyılar... kudurmuştu dalgalar Tanrılar inmişti Olimpos’a Bir kavga bir gürültü ve politika Kara yalnızdı,yapayalnız.. Korkmuştu aşk tanrıçaları Kaçmışlardı başka kızıllıklara Yanıyordu sönmeyen ateş inadına Zirvesinde dağların Esiyordu gök kararlı Bulutlar kararmıştı Dimdikti diğer yamaçları... dağlar Eteklerin de savaş vardı kıyılar ....siz bozdunuz düzeni diyordu Bereket alın şimdi lanetleri.... Bir parmak uzandı göğe kararlı bir işaret Zeus’tan Çakıyordu şimşekler Tutuşuyordu öfkeler Düşüyordu yıldırımlar .......bağırıyordu. Ey insanlar.. .......alın işte benim dağlarım ormanlarım işgal edilen topraklarım! ... Boşalıyordu bulutlar öfkelerini...anlarda Nerede benim nehir yataklarım Nerede benim göçmen kuşlarım.. Nerede... akacak olan sularım... Dengem nerede..... .....bağırdı.Ben Beyim! Beydağları’yım! Bakın bana artık çıplağım Alın sularımı salın... O suların yollarındaki insancıklarım Kim güçlü görün şimdi Ben doğayım ben varedenim Ne köprü ne konut Ne yolumu kestiğini sanan aklınız... Ben dünyayım evrenim varım! .... Siz... benden olmasınız! ... İstedim kurban Verdiniz 6 adem Koyun sunak taşıma anlayın..düşünün Gideyim artık... yeter kafamı kızdırmayın... Canımın acısını dindireyim şimdilik... Gün 7 kurban 6 unutmayın! ... Akıl verdim kullanın! Ar verdim arlanın! Karalar verdim aklanın! ... Kulsunuz...unutmayın! ! ! ! 26.12.2003 Antalya tufan günleri 2003 Nevin Kalafatoğlu |
Fırtınalar
fırtınalar oldürür aşk sitemler yare kar kalır.. kırılır sırça köşkler kimi söyler kimi dinler.. körleşir gözler içinde ki kalp izleri menevşeler bazen kırık bazen hüzün dinler sitemleri iki damla yaş çaresiz bazen sessiz gönüllerden geçerken hasretlik izleri 'bir elinde ayna bir elinde cımbız umrundamı dünya' diye anılır sevgili güller kurur kalpler yıkılır bilinirmi içindeki fırtınalar fırtınalar damlalar dökülür yağmur bulutlarından güneş ışıklarını beklerken içinde anlardan kalan gözler süzülür üzülür yoklardan 05.05.2004 Nevin Kalafatoğlu |
Fırtınalı ******* Sen Ve Karanlık
deniz, fırtına, bulutlar ve sen esen bir çılgındın gün batımında gök laciverte dönerken bulutları koymuştun dağlarına akdenizin. gece gelirken benden yana karanlık,senden yana gün ışığı sihir vardı havada benden yana karanlık senden yana aydınlık güneş ışıkları bana uzak, sana yakın bana karanlık, sana sıcak dağın öteki yüzüydün bir aydınlık bendan yana sehir kapkaranlık estin... *******den, dağların aydınlık yüzlerinden dağıttın ruhumu perişan, perişanlık karanlık kuytusunda buluştuk gölgelerinde *******in heryer kapkaranlık içimdeki ışığın pırıltıları küstü ******* ve sen ben herşey, çok lükstü karanlık kapkaranlık.. yıldızlar serpiştirirdim *******ime ayları asardım kandil niyetine gezegenlerin partilerini yapardım daha parlak uzayda bir aydınlık fırtınalar bir karanlık.. isimsiz galaksilerde aradım seni oradan dünya bir aydınlık pir aydınlık fırtınalar sen... 17.12.2003 Nevin Kalafatoğlu |
Fırtınayı Beklerken...
bu şiir güncel... buna naklen şiir demeliyim yüreğimden gelen belkide son şiir şiir yürekten gelir...ölüm yürekten gönül.. hasretlere gebeyken.. ne arasın kıyamette kafiye.. esiyor bu sefer fırtınalar... gönülde değil.. güncel şimdi gözümün önünde..ucuşuyor gök uğultular 15 katlı cehennemin en tepesi..inliyor 5. katındayım..sanslıyım... sarmalanmiş bir halde...noel paketi.. evimi paketledim.. bir kordela istedim... metrelerce süslü olsun evim... sanaldayım yollarım açık ve sakin şiir yazıyorum.. kulağımda uğultular.. karşımda dostlar.. benimle fırtınayı yaşıyorlar.. an an.. mısra mısra... gönlümde sorular..sorular.. ahh o daha cılgın ve daha derin fırtınalar... güncel değil şimdi... naklen şiir yazıyorum.. kıyamet gibi yollar boş...yollar nehirler gibi katledilen doganın kurbanları gibi bekliyoruz şimdi sular ve fırtınalar... ve insanlar...evler yollarda heyelanlar... kaybedilen cocuklar... o bereketin o güzelligin yaşarken aldığı kurbanlar.. gibiyiz..Akdeniz Limanlar koylar...temizleniyor günahlar... ihanetler.. şimdi kıyameti bekler gibi insanlar... Antalya..güzel..sunak taşinda belki... ve fırtına geldi... 24.12.2003 Nevin Kalafatoğlu |
Gecenin bir yarısı İzmir düşleri
******* Side karasıydı bu gece günler gürültü ne aşk vardı ne de bir yıldız ellerde ustaların emekleri gönüller de merak yepyeni bir ambians bense Side karası *******de dostlarda takılı kaldım yapayanlız sohpetler çırılçıplak içimiz tozduman cumartesilerde kalakaldık ******* karaydı İzmir'siz Side yıldızsız günbatımlarının kızıllığını gördüm sanki uzaktı ıssız ıssız ıssız 24.04.2004 Nevin Kalafatoğlu |
Geldin ya
orada ay yokmuydu *******i yıldızlar yokmuydu bir göz kırpmak için hep karanlıkmıydı dağlar..? gökyüzünde seni aramıştım oysa kimsesizdi yıldızlar sessizdi zamanlar sessizlik bitti Nevin Kalafatoğlu |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 02:51 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.