www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Şiirler (https://www.cakal.net/showthread.php?t=86444)

GooD aNd EvıL 09-09-2007 07:29 PM

Affettim seni
Sen de bağışla beni.
Taşıma dünleri yarına
at klozete çek sifonu
dönüp bakma geçmişe.

"iyi ve mutlu ol" 'dur
son temennim eski sevgiliye

ne isyanım var, ne sitemim
ne de kederlenirim
geçmişin yaralarını silmişim
iyileşmiş berelerim.

Seni her kırdığım gün için
özür dilerim
ve geçirilen her güzel
gün için teşekkür ederim.

Rastlaşmayalım isterim
çünkü sen beni tanıyamazsın
o kızı yine bende bulamazsın
çünkü hayat akar
ve gidişte dönen kuşlar
aynı değildir.

Çok zaman geçmiş
çok sular akmış nehirden
yıllar su gibi geçmiş
zaman anıları törpülemiş.

Masal bitti ve bu kız büyüdü
kah ağladı kah güldü
bilirmisin sevgili
hayat öğretti
ağlarken de gülmeyi.

Bitermiş her sevda masalı
er geç.
Bir rüyaydı uzun.
Sen de böyle farz et
geçmişe yakışan şeyleri
gülümseyerek teslim et.

Bağışla beni benim de seni bağışladığım gibi
bir gün dua edersen
benim için de olsun dudaklarında
iyi bir temenni.

Eksik olmasın üzerinden rabbin eli
korusun her kötü şeyden seni
unut sende beni, mutlu ol emi
yaşam fani, ölüm ani...
Silik bir anı olsun sende ani.

GooD aNd EvıL 09-09-2007 07:29 PM

Memleketimi dolaşıyorum gah yürüyerek gah araçla
öğleden sonra bir vakit
kimi yerler bozkır,kimi, yeşil!
Yel değirmenleri her yerde.
Birer dev gibi sanki hepsi,feraceli.
Al yanaklı köylü fadik bacı gibi.
Ortadalar hepsi,bozkırda.
Rüzgar hepsini yalar. kimi döner,
kimide hala nazlı nazlı bekler,rüzgar yetmez
soruyorum,bunların burdalığı neden?
Neden demir ile sac?cevap yok.
Anama gösteriyorum değirmenleri,
bak ana!memleketi bunlar doyuruyor.
Elektiriğide bunlar verir,suyuda.
Hatta tarladaki başağı,bahçedeki ıspanağı,
sofrandaki kaşığı bunlarla doldurursun be ana.
Bazen yıldırım gibi düşünceler çakılır beynime ana!
Bu değirmenlerin tümü,alayı
ya rüzgarla dans edemez,
nazlı nazlı ufukta bir sağa bir sola dönemez
kaybolur ise ufuktaki bozkırda.
Köylü Mehmet bakınırsa hışımla!
El vermez ise ağabey Mehmet ağaya,
girmek lazım gelir artık mağaraya.
Vay o zaman halimize.
Değil tarladaki başak ve de ıspanak,
zindan olur bizede,
bu dünyada aldanarak yaşamak.

GooD aNd EvıL 09-09-2007 07:29 PM

Duaların sana diz çökmüşse
Umudum sana andiçmişse
Bitmeyen şiirimsin artık
Ağaç gözlüm
Yüreğime kilit attım seni
Çıkma düşüncemden
Gözlerin ya beni öldürecek
Yada ne zaman güldürecek
Bu ağaç benim
Bugün bir yağmur geçti buradan
Sevda yüklü
Ağaç gözlümü ben sularken

GooD aNd EvıL 09-09-2007 07:29 PM

Açıklara çıkalım boğulmamak için
Günün kuytu yerleri şimdi harap
İçimizde bir ezgi inceden inceye
Bizi kendimize bağlarken akşam olur
Karanlığı gümüş rengine boyar mehtap

Oturup uzun uzun konuşsaydık
Sevişmek nasıl olsa gene olur, iyi kötü
Bir ıhlamur sıcaklığı yayılırken odamıza
Herşeyi ince ince düşünseydik
Ölümü, kırgınlığı, inceliği en başta
Bütün eksiklerimize gülüp geçerek

Belki de boşa geçti onca zaman
Bu da bir tür geçip gitme duygusudur
Ne güzel olurdu yeniden başlasak
Ne yapsan en başa dönülemiyor
Ne yapıp yapıp dalı unutmalı
Rüzgârla yere düşen sarı yaprak

GooD aNd EvıL 09-09-2007 07:30 PM

Gülüm bak bitirdi beni, nazların,
Bu son desen, gönül çekmez, hemen yorulur,
Her nazında hep ben çektim zararın,
İnsafına içimdeki, güman yorulur...

Ne çekti şu gönlüm, çekecek senden,
Nazların bıktırdı, yar beni candan,
Acılarım sorsan, geçen zamandan,
Ağırdır acılarımdan , zaman yorulur...

Hep üstüme aldım, bütün dertleri,
Yokluğunun karanlığı , bastı her yeri,
Bak hüsran kazandı, yine zaferi,
Seven yandı, tüter, duman yorulur...

28.04.2004 Taşkışla/Taksim

GooD aNd EvıL 09-09-2007 07:30 PM

Ağır…
Ağır…
Bu gövdeye
Bu bacaklara
Bu kalp çok
Ağır…
Çıkartıp atmalı
Bu bedenden
Bu yüreği
Bir gece başlarken
Yükselişe

Ağır…
Ağır…
Ayaklarım götürüyor beni
Sana
Yol belli değil ama
Sonu belli
Gelince seni bulamamak
Her hangi bir omuzu
Senin omuzun farz edip
Ağlamak…
Küsmeliyim belki hayata
Belki hep barışık kalmalıyım
Ama aradaki mesafeyi bozmamalıyım
Ne o bana yaklaşmalı
Nede ben onu suiistimal etmeliyim
Ama yakaladım mı fırsatını
Yerle bir etmeliyim
Göz açtırmamalıyım hayatıma
Bana sadık olmalı
Başkalarına imrenmemeli
Görmemeli mutlulukları
Beni yormamalı

Ağır…
Ağır…
Yaşamalıyım
Mutluluğu dahi.

GooD aNd EvıL 09-09-2007 07:30 PM

Biz mi zor zaman çocuklarıydık
Sizler mi anne?
Dünya gittikçe daha çirkin oluyor
Sizin pencerenizden bakınca da öyle mi anne?
bir şeyler den sıkılmamız
Siz üstümüze geldiniz diye değil
Ama hayatta pek insaflı değil bizlere
Çocukken sadece oyunu düşünen beyinler
Artık çok dolu anne
Öyle çok çelişkiler var ki içimizde
Hem büyü,hem çocuk kal
Hem oku,anla hem de hiçbir şeyi bilme
Ağır geliyor anne
Bence zor zaman çocukları biziz anne
Her şey olmuyor çok istesek bile
Kırıyoruz birbirimizi hiç değmeyecek şeylerle
Yarın öleceğimizi düşündüğümde
Her şey çok boş
Ve ağır geliyor anne.

GooD aNd EvıL 09-09-2007 07:30 PM

Üfleme bana anneciğim korkuyorum
Dua edip edip, *******i.
Haytayım ama ne kadar güzel
Gidiyor yüzer gibi, vücudumun bir yeri.

Niçin böyle örtmüşler üstümü
Çok muntazam, ki bana hüzün verir.
Ağarırken uzak rüzgarlar içinde
Oyuncaklar gibi şehir.

Gözlerim örtük fakat yüzümle görüyorum
Ağlıyorsun, nur gibi.
Beraber duyuyoruz yavaş ve tenha
Duvardaki resimlerle, nasibi.

Anneciğim, büyüyorum ben şimdi,
Büyüyor göllerde kamış.
Fakat değnekten atım nerde
Kardeşim su versin ona, susamış.

GooD aNd EvıL 09-09-2007 07:30 PM

Biz yalnızlıktan doğduk o dağdağalı sudan
Biz yani; erdoğan, ayşenur, ali ve ahmet
Birkaç litre kan, bir hayli kemik, epeyce korku
Sanki bir tesbih koptu, tane tane savrulduk
Köy köy, bucak bucak, memleket memleket
Yani afyon, adilcevaz, akçadağ, turgutlu
Birkaç litre kan, bir hayli kemik, epeyce korku

Buzlu mehtap, alçakça kesmişti yolumuzu
Bütün kapılardan açıkça kovulmuştuk
Silahımız avcumuza yapışmıştı soğuktan
Biz yani; erdoğan, ayşenur, ali ve ahmet
Birkaç litre kan, bir hayli kemik, epeyce korku
Kestiremedik ne yaptığımızı, kim olduğumuzu
Sanki bir tesbih koptu, tane tane savrulduk
Köy köy, bucak bucak, memleket memleket
Yani afyon, adilcevaz, akçadağ, turgutlu
Birkaç litre kan, bir hayli kemik, epeyce korku

Ne kadar korkmuştuk, elimizden tutmadılar
Doğrudur kendi içimizde daraldığımız
Kim neyi savundu bilinmez, nereye kadar
Biz yani; erdoğan, ayşenur, ali ve ahmet
Başka bir yalnızlıkta boğulduk havasızlıktan
Sanki bir tesbih koptu, tane tane savrulduk
Köy köy, bucak bucak, memleket memleket
Ne solculuğumuz solculuktu, ne sağcılığımız
Karanlık bir kapı olup üstümüze kapandılar
Kimse bizi sevmedi
ağır kan kaybıyız

GooD aNd EvıL 09-09-2007 07:30 PM

Boğazından geçen herhalde cam kırıklarıydı,
Yoksa çakıl taşları,
Avuçiçlerinde ter kana bulanmış,
Hançerse kının da uslu durmamış,
Bulduğu hedefi de vurmamış tı!

Ta göğsünün sol cenahında,
Düğümlenmişti ya bir şeyler,
Oğuşturduysa da ne kadar yumruğuyla,
Tınmamıştı acı, hafiflemedi, hafiflemedi,
Yükleri ağırdı, çok ağırdı!

Dağlarda çıplak başlı,
Çıplak başlı dağların çocukları olmanın,
Mürid olmanın
Bedeli ağırdı! ..


Daha zoru varmıydı?
En büyük sınavda ertelenmesi şanın,
Bakakaldı dağlının yüreğini andırır dağlar,
Daldı sonsuz karanlıklara güneş, derinden,
Göklerdeki en büyük göz!

Uzaklaştı serinler,
Dudaklarda tebessüm, acı savaşların hüznü,
Çocuklarda öğrenmişti zulmü,
Yaşamadan özgürlüğün şevkini,
Doğrusu onlarında yükü ağırdı,
Çıplak başlı dağların,
Çocukları olmanın,
Ağırdı bedeli! ..


Karnı burnunda analar,
Hani savaşa uğurlarken erleri,
Bir zamanlar oyuna duran kızlar,
Kanlı ağlayışlarından yaşmaklarına,
Damlalar dökmemeliydi belki!

Belki şömineye odun atacak,
Ormanda ağaç kesecek kadar sert,
-Fakat gece elleriyle en mahrem,
En nasırsız, en ince,
En duyarlı anlara kanat açan,
Açan, açılan, açtıran yanlarıyla,
Kadınlarımız,
Kızlarımız,
Analarımız,
Onların da yükü ağırdı,
Çıplak başlı dağların kızları olmanın,
Ağırdı bedeli, ağırdı 859,
ağırdı dostum! ..

Belden kama, göğüsten fişek çıkarma,
Yurdun alanlarında, can yaşasın adına,
Özgürlük kadar silah bırakma,
-Silahlarında yükü ağırdı-
Çıplak başlı müridlerin gövdesinde,
Niceliksel dev ordulara-karşı koymanın adı,
Akıntıya karşı kürek çekmeydi,
Hem dahası sürdürmek vuruşmayı,
Topyekün kalkıp gitmekti tarih sahnesinden,
Zafer yarına ertelenmişti-imamın gözü ufku taradı,
„Varlığıyla can verecek çocuklar Kafkasya’ma! “
Yıl Bin sekiz yüz elli dokuz,
Yer,
Gök,
Yürek, hepsi ağladı,
Kuşkusuz özgürlüğün bedeli ağırdı,
„Özgürlük, ey özgürlük! “ diye müridler haykırdı,
Göz yaşardı, yürek sarsıldı,
Ama çıplak başlı dağlarda-

özgürlüğün bedeli ağır,ağırdı! ! !


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:02 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.