![]() |
Cankutaran Simidi
Siliverme göz yaşını Nasıl olsa Yine ıslanacak mendilin Beni hatırladığında Siliverme sakın Tuz koksun kipriklerin Nem tutsun yosundan Yankların biraz Bırak ıslansın Pişmanlıkların yüzünde Gururun yakanmozlardan Işıkları satın alsın Siliverme hiç Taşacak olusa Beni arama Kendi yaşlarımda gözlerimin Cankurtaran simidi arıyorum Yıllardan beri |
Canmı Dayanır
Gonca güller solar bülbüller ağlar Gönül hüzün dolar kalbi dert bağlar Hıçkırıkla bölünür düşler rüyalar Böyle ayrılığa can mı dayanır? Kayboldun ufkumdan bir yıldız gibi Alıpta aşkımı bir hırsız gibi Biraz gurur gibi biraz naz gibi Böyle ayrılığa can mı dayanır? Acıyorsan bana sakın hiç dönme Bir yaz yağmuruydun sakın hiç dinme Yıkanırım sevdanla hiç dert edinme Böyle ayrılığa can mı dayanır? Döneceksin diye bir gün yuvana Menekşeler koyarım her gün odana Seni çok özledim hiç kızma bana Böyle ayrılığa can mı dayanır? Anlatmaya yetmez ne saz nede söz İçimde yangın var yakıyor göz göz Dönmez ki diyorlar geriye o kız Böyle ayrılığa can mı dayanır |
Cennetim
Cennet nerede Bir gül bahçesinde mi Bir çift ela gözde mi Yumuk yumuk bebek ellerinde mi Bir dağın yüce yüce heybetinde mi Kıvrım kıvrım akan bir nehrin Sessiz sularında mı Cennet yerde mi Cennet gökte mi Yoksa benim cennetim Bir avuç toprak mı ölümden sonra |
Cennetine Kul Olmak İçin
Dudaklarında tebessüm olmak isterdim Gönlüne dil olmak için Gözebebeklerinde sevinç olmak isterdim Arsız mı arsız Ruhuna kul olmak için Hangi mevsimde açarsa açsın Hangi evrende dönerse dönsün Hangi yürekte büyürse büyüsün Senin gibi kokan Senin gibi gülen Senin gibi ağlayan Rengarenk bir gül olmak isterdim Sonsuzluğa uzanan Ölümsüzlük kazanan Bir sevgiye yol olmak için Yürürüm gücüm yettiğince Ağlarım kendi bildiğimce Beklerim kalbim attığınca Cennetine kul olmak için |
Ceren Gibi Mahsun
Eğer bir gün sızlarsa yüreğin Acırsa kalbin Hain hançer darbelerinde Tutunacak bir omuz ararsan Sığınacak eski bir liman Bakınırsan çaresiz ürkek Maral misali Ve ceren gibi mahsun Ufukların ardında Bir hayal geçecek hayatından Bir göçmen kuş inecek Kulübenin bacasına Bir ceviz düşecek gagasından İşte o an Biran olsun Mazide unuttuğun Beni hatırla |
Cesaret Edemedim
Cesaret edemedim Sensiz Boğaziçinde dolaşmaya Vapurla geçtim Otobüsle geçtim Kanlıcada Hisarda inemedim Hatırlamaktan korktum seni Küllenmiş bir ateşi yakmaktan ürktüm Cesaret edemedim Üsküdar İskelesinde Simit yemeye Sıralarında birlikte oturduğumuz Sinemaya giremedim Kaçtım Mehtaplı İstanbul *******inden Yani yataktan hiç çıkmadım Yorganı hiç açmadım Yağmur yüklü bulutlar Gökyüzündeyken Sokaklara merhaba diyemedim Yürüyemedim umarsız Öyle bir rüyaydı ki o Öylesine tatlı Kısa ve hızlıydı ki Yeniden yaşamak için Gözlerimi yumup Dalamıyorum İstanbul sokaklarına Uyanması ölüm geliyor Vallahi Durum bu Ne rüyaya yatabiliyorum Ne de güne uyanabiliyorum Yani yaşam seninle Gerçekle düş arası Anlıyormusun |
Cesaretin Takım Elbisesi
Bindirme beni düş trenlerine Gerçeğin konakladığı son istasyondayım Bırak ellerimi avuçlarımdan Kendimi unuttuğum son vagondayım Senin düşünü bölemem ağlayıp duvarında Senin için ölemem son yarış kulvarında Giyin de gel hadi cesaretin tekım elbisesini Öleceksek hep birlikte ölelim Öleceksek hep birlikte ölelim Yoksa erkekliğin kalır mı son kadının yularında O dağın ardında ne var derdin hep Biliyorsun artık ova olduğunu Ve başka dağ kalmadığını Beni attığın yer orası işte Saatse hemen hemen sonsuzluk civarında Düş treni duracak Ben binmeden ineceğim Sende unuttum ellerimi Almak için bu gece Sana geri geleceğim Kapıyı açarken Ardında benim olduğumu Sakın unutma |
Ciğerci Mükerrem
Sen Ciğerci Mükerrem'i bilirmisin Hiç onunla Üç el tavla oynadın mı şarabına Sen.. Bilirmisin Bizim oraların bademini Hiç yedin mi bademi Yufka ekmekle Sen hiç Geçmiş olsun dedin mi bana On yıllık mahpusluğumdan sonra Hiç önümde Saygıyla eğildin mi Tophaneli Kerim gibi Sen hiç Ciğerci Mükerrremin ciğeriyle Ciğersizlerin ciğerini kıyasladın mı |
Cumba
Şiirlerin cumbasından baktım yola Yol aynı yol Eski serseri sokak lambaları ve toz bulutu Düşündüm... Neden değiştik diye Olmaz mıydı sanki o hep şen çocukluk Çocuktuk... Ağlardık bir küncülü simite Hayal kurardık... Oyuncaklar vardı Sinemalara giderdik Şimdi şiirlerin cumbasından bakıyorum çocukluğuma Pencerelerde yılların demir parmaklığı Çıtaları sızlatıyor içimi Ağlamayıda unuttuk gülmeyide Güya büyüdük Büyüdük de ne oldu Büyüdükçe küçüldük Gerçek olan özlediğim Şiirlerde de olsa çocukluğumu Bir sevdasızlığı özlemiyorum Herşeyim vardı.. Kibrit kutudan da olsa klartondan da Bir tek sevdiğim yoktu Ben çocukluğumda hiç sevmedim Hiç gül vermedim Hiç gül.. Hiç.... |
Çaba Göster
Çaba... Çaba göster Yaşamak.. Yanlızca yaşamak için Bittiği yerde başlar herşey Ve güller kuruduğu yerde açar Güneş yarın sabah Aynı yerden doğar Ve inan ki bir tanem Yaşam ak..ve ışıl ışıl Bıraktığın yerden başlar Yaşamaktan korkma Ve kader deme sakın Ayrılıklara Yaşamanın adı Ayrılık değildir çünkü |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 05:41 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.