www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Edebiyat (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=268)
-   -   Türk Öğer Koç (https://www.cakal.net/showthread.php?t=144867)

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:30 PM

Tav

ne istediğini
bilerek yazardım
tavlamak isteseydim seni
düşmanımda olsa
yiğidini sevdim
bilincini tavında dövmüş

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:30 PM

Teğet

ne olacak şimdi
gece içini boşalttı
uykularımın
teğet geçti
gün ışığı
göz kapaklarımın cinliği
örtüsünde kaldı
şafağın

evet öyle ya
ne olacak şimdi

bıkkın bir suratla
çıkacağım gün ortasına
belki bir esneme
anımsatacak
karanlığı

rahatsız edecek
o güzel sohbetleri
sessizlik sardımı
yenik düşecek
kirpiklerim
yer çekimine

sonra bir ses
sıçrayacağım
bir fare misali
hareketli
utanım belki birazda

gün ortasında
uykuların özlemi
olmaz be olmaz
çıkmak gelmiyor içimden
kapıyı aralayıp sokağa

ne olacak şimdi
teğet mi geç eceyim güne

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:30 PM

Tek Kişilik

Bitmek bilmeyen
Hayaller ülkesi isterdi
Fırtınalı gençliğim
Toprağa her düşen bedende
Acılar ektik yüreğimize
Sevmeye vaktimiz olmadı
Hayaller kurduk sadece
Alabildiğine sonsuz ve zengin

Ve bir gün
Mektubun geldi
Sonra sen geldin, ben geldim

Belki
Kızdım önceleri
Düşüncelerimi alıyordun
Aylaklığımı çalıyordun
Daralıyordu hayallerim
Bir sen kalıyordun
Birde yeni korkularım
Bir çınarı filizi gibi
Kök salıyordun yüreğimde
Sessiz sakin

O gün
Hayallerin gitmedi
Sende gitmedin
Yüreğimde yürek oldun
Geldik bu günlere
Ne güzel yaşamak
Yürekte bir çınar yaratmak

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:30 PM

Tekil Olmak

birden tekil olmak
yatagin icerisinde
cogul duslere dalmak
mesafelerin uzunlugu
matematikcilestiriyor
gecen ay kalan ay
kucuk olan buyugu
nasil ederde yer
ekseninden sapmadan
donuyor dunya
tohum once zarini
sonra topragi yirtiyor
acmak icin cicegini
gunler ayi yutuyor
bir cinarin yapragini
yere birakisi gibi
suzulup geciyor zaman
yeller esmezse
biri gelmezse
dibinde kaliyor
tekil olmak birden
yatagin icerisinde dalmak
cogul duslere
can yakiyor

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:30 PM

Teori ve Pratik

eğerlerle doldurmadım
akıp giden zamanın içini

yük almadım değil
aldım alabildiğim kadar
pahada ağır

hiçbir anında yaşamın
denememek için eğeri
doldurdum alabildiğine
alabildiğine çıkınıma
teori ve pratiği

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:30 PM

Ter Çiçekleri

sana elimi uzatacağım
ve sen
ilk kez
elimi tutacaksın
belki de
tutmayacaksın

sormayacağım
belki
hayallerimden korkacaksın
belki
ellerimden

o zaman işte
tırnaklarımı
biraz daha
daha batıracağım toprağa
kan sızacak
sızacak belki de aralarından
bir sızı duyacağım
beslerken tohumları
ezik umutları yeşerteceğim
doğacak yeniden
ter çiçekleri

yeni
yeni topraklara
yeni
yeni umutlar serpeceğim

ellerimi
yeni ellere
uzatarak büyüteceğim
büyüteceğim her şeyi

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:30 PM

Ter Kokan İnsanlar

onuru taşıyarak
caddelerin üzerinde
alın terinin seslerini
tek bir dilde haykırmak
haykırmak güneşe karşı
ne güzeldi ne güzeldi

bir zamanlar
saflar tutulurdu
bu kadar hainlik
dalmamıştı sokaklara
omuzlar verilirdi
doldururdu meydanları
ter kokan insanlar
din dil ırk kalkardı
ezgiler yakılırdı
inletirdi sokakları
tek yürekten ağızlar
acılar kardeşçe paylaşılırdı
siper olurdu çocuklara
yiğit vücutlar
yarınlar

onuru taşıyarak
yürümek caddelerin üzerinde
doldurmak meydanları yiğitçe

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:30 PM

Tere Yalan Tere Kan

Alnımdaki
Teri yüzüp
Cüzdanlarınızın
Bir köşesinde
Kararmış
Hayalleriniz için
Çarkların
Çeliğini
Satın almaya
Birikim
Yaptınız

O çarklar ki
Her deviniminde
Bir mermi
Çıplaklığında
Bir cana emsal
Çıplak gerçekliğinde
Barış ve sevgi türkülerinizi
Rotatiflerinizin kan püskürttüğü
Salyalara bürünmüş
Kağıtlarınızda sundunuz
Sessiz bulvarların
Terle örülmüş
Milyarlarca ayağın bastığı
Taş kaldırımlarında

Tere yalan
Tere kan
İsyanlarımda

Nefesim oldukça
Yaşamım devam edecek
Şiir dolu satırlarda
Tere ter olarak
Açın yüreğinizi
Yüreğimden ezgiler
Ezgiler yaşayanlara
Yürekleri yürekle duyanlara
Ağıtlar yakılmadan
Dik durulmuyor
Onurlu yaşamda

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:30 PM

Terzi Kusursuz

bilmece gibi görünüyor
Didem Ahmet’i seviyor
Ahmet Ayşe yi
Ayşe’nin sevdiği belli değil
Ortadoğu misali
üç bilinen bir bilinmeyen
gibi görünüyor
sevgi mutluluk getirir
deseler de nafile karışık
bilinmeyenlerde değil sorun
bilinenlerden çıkan sonuç hüzün
sevgi eşit mutluluk
Didem seviyor mutsuz
Ahmet ve Ayşe gibi
Sevgi eşit mutsuzluk
Biraz Büyük orta doğu gibi
ölçütler mi yanlış
bilinçler mi toy
garip bir denklem
hiç bir giysi bedeni tutmuyor
terzi kusursuz sözüm ona

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:30 PM

Tınıydı

tınıydı ayıran bizi sesinin
ne dil dokunmuştu yarasına
ne kelimeleri açmıştı yaşında

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:30 PM

Tomurcuk

kılıç kuşanıp
ser almak
serde sırrı aramak

sır olup uçamam ki
bana bir çift
kanat gerek

ser ver ki
bedeli ucuz olsun

olsun diye
bırakma onuru

ya suskun yaşamak
çekilip dehlizlere

kelepçe vurmadan
lakırdılar arasında
dizdirmek kelimeleri

kalemde
tüm renkler
karaya çalarken

kızıla vuran
şafağın haberini

kar bir sevdayı
anlatamamak
yaşayanlara
titreyerek

sırlar ver
ısınsın dünya
kar sevdalar erisin
karışsın toprağa
açacak çok şeyler var

tomurcuk
tomurcuk umutlarım

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:30 PM

Topal Memet

topal memet
ayağını kırdığından beri
kaval ustalığına verdi kendini
bir zamanlar çobandı
geçti mi sürünün başına
en az sarı kız gibi
civandı yürüyüşü
sarı kız
kangaldan bozma
Sivas Erzurum harmanı

kaval deyip
geç meyin öyle
verdin mi nefesi
birde mahir olursa
verenin üflemesi
oy dağlar oy
kışı bahar
yazı bahar
eder durur
değil yüz yirmi bir baş koyun
cümle alemi peşine dizilir
kimi zaman
katlanmak istemez
bir koyun
biraz saz biraz caz istese de
çeviri verse başını ovalara doğru
işte o zaman fırlar sarı kız
yanlış anlaşılmasın
sürüden ayrılanı
kurt kapar masalı
masalı olmasın diyedir

topal memet
ustaca işler kavalı
ayakları gibi değildir elleri
elleri mahir
üretir bir şeyleri

kendinden sonra
kızını koydu sürünün başına
sürü dedikse kendinin değil
kıyamamıştı oğluna
göndermişti şehre
okumaya değil
bir basım hane de
bir yakınının yanında
buldu işini
istedi ki medeni olsun
istedi ki yarını kurtulsun
istedi ki kurda kuşa yem olmasın
ayırdı sürüden
sürüden saymadı
saymakla olmuyor ki bu iş
saymamakla olmuyor ki
üç üçtür
yedi yedi
yedi bitirdi kendini
sıkıldı mı daha fazla canı
üflerdi yaptığı kavalı

bor basmane işcisi
çoban memedin oğlu
yaşı henüz genç
düşünceleri gibi
bilse de o babasını
çoban memet
her kes bilirdi
artık o topal memet
sabah altıda kalkardı
uzundu yolu
ekmeğinin içine
zeytin katardı
yürürken bazen
kavalsız türkü tutardı
yaşı on beş
içinde on beş yürek atardı
geldi mi basım hanenin önüne
canına on beş can katardı
üfürürdü bekci
endamı yüksek duruşuyla
boynunda asılı düdüğü
kavalı duyan sürü gibi
girerlerdi ardından
bekçinin
on altı can on altı dünya
kurşun dökerlerdi
harf dizerlerdi
kağıt keserlerdi
okuması ilk okuldandı
yinede dizemezdi harfleri
harf dizmek ustanın işi idi
bir gün oda usta olacaktı

babadan ayrı olmak neyse de
anadan ayrı olmak
molalarda çok koyardı
ah ovalar ah

düdük çalardı
biterdi molaları
peş peşe çıkardı
mürekep kokan kağıtları
kesilirdi
biçilirdi
istiflenirdi
mengeneye girmek için
kağıt desteleri
beyaz tutkal kokusu
sarardı ortalığı
severdi
çok severdi
doğuşunu bir kitabın
ama açamazdı
tek bir sayfasını
derlerdi ki o zamanlar
bu zamanlar
şu zamanlar
aslında tüm zamanlar
ne gelirse gençliğin başına
kitaptan gelir
okuyunca insanın içinde
neler olur neler

ürkerdi hep
topal memet
bilmezdi neden ürktüğünü
ama ürkerdi
severdi oğlunu
severdi kızını
kızı dağda gezerdi
oğlu basım haneye girerdi
anaları gizli gizli iç çekerdi
hangisi tehlikedeydi
hiç bilemedi
ürkerdi sadece
belirsizdi ürküntüleri

bir kesittir şiir
yaşamdan doğadan
bir kesittir
kendisi değil
bir taşın suya düşüşü gibi
düştüğü yerde
yayar dalgalarını
taşın şiddeti kadardır
dalga boyları
yayılır
düştüğü noktadan
yayıldığı yere kadar
topal memedin ürpertileri gibi

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:30 PM

Tophanede Denizi Seyredebilmek

Tophaneden
Denizi seyretmek
Ürkütmese beni
Alabildiğine bakacağım
Up uzun maviliklere
Martılardan uzak
Berrak maviliktir özlemim
Ülkemde birde huzur
Ama diyorum kendime
Şimdi limanın biraz ötesinde
Bir Uçak gemisi iki Hücum botu
Kesecek önünü
Özgür bakışlarının
Yüreğini
Altıncı filonun
Kırpıntıları kaplayacak

Ahh bir deve kuşu olabilsem
Huzuru istediğimde yaşayabilsem
Sıcacık bir eli tutsam avuçlarımın içinde
Bakabilsem ufukta doğmakta olan güneşe
Tophanede güneşin doğuşunu seyredebilmek
Birde gönlünce olabilse
Elinde karbonatsız bir çay
Temiz bir masa
Beyaz umutlar

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:31 PM

Toprak

Bu gün toprak
Bir tuhaf kokuyor
Ne yağmurdan bir eser
Nede yelden bir haber var

Bir hoş, bir hoş
Çökmüş doruklara
Hüzün bulutu
Bir hoş, bir hoş.

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:31 PM

Tozu Beyaz Dünya

dilimin ucuna
gelip dolanırlar
sürekli

sevda
burukluk
hüzün çiçeği
batmayan *******
uçuşur hayalimde
sonu olmayan
kelimeler gibi
dalgaya bırakmış
deniz
ırmakların getirdiği
büzülmüş
bir pet bardağı
kaç dudağın
değdiği
kaç elin dokunduğu
bilinmez
dokunur
da durur düşüncelerime

nedendir bilinmez
adını bilmediğim
şarkılar
söylemek isterim
coştukça hüzünlerim
bir gariplik çöker
sahillere
hüzünlerle yaşarım

madımak
toplardı annem
birazda
köyümü özlerim
yıllar birikmiş
dönemediğim yerlerde
özlemlerim bekletirim
daha çok
görecek yerler
yerler var diye

akşamları
kale kapıdan
cumhuriyet meydanına
uzanır fayton sırası
atların ayak sesleri
atların ayak sesi
karışır
teker tıkırtılarına
sesler uzanır
karanlığın içine
bir şehir turudur
gürültü
sokaklar sevda bulutu
çöker yabancının üstüne
bir şehir turudur
cadde boyu

dilimin ucunda
adını bilmediğim
şarkılar dolanır
elim pakete gider
ciğerim
bir nefes ister
dumanı dağılır
hüzün çiçeklerinin
kokusu gibi
gökyüzüne
boğazımda
bir gıcık olur
kaç kez derim
kendi kendime
dinleme şu haberleri
okuma sayfaları
yada vurma
kendini yollara
bak o zaman
o zaman
nasılda güzel
güzel görünecek dünya
mavi deniz
mavi gökyüzü
tozu beyaz dünya

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:31 PM

Tüketiyorum

her nefes çekişim
karanlığın içerisinde
kor bir iz bırakarak
küle döndürüyorum tütünü
tüketiyorum an be an
zamanı ve zaman içerisinde
onca olabilecek şeyleri
bırakmadan gençliğimi

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:31 PM

Türk Tele Kom

Türk Tele Kom Satıldı, Taksitle, Lübnan ve İtalyan Ortaklığına, Kardeş bir dünyada yaşıyoruz ya, Hıristiyan Müslüman ı, Paranın Milliyet i olur mu.

Zamanın birinde
Çıkıp gelmişlerdi ülkemize
Gidişleri aynı gidiş olmadı
Çok iz bırakmışlardı ülkemizde

Altmışlar, Yetmişler Seksenler
Kesintiye uğratılmıştı sesler

Şimdi sessiz ülkem
Şimdileri mahzun

Şenlikler düzenleniyor bir yerlerde
Dostlar benim dostlarım değil
Büyüklerimizin dostluğu bu gün
Düzenlensin Fener alayları
Gelenler ağırlansın
Büyüklerimizin dostları bunlar
Yakılsın Ateşler, Islaklar
Üzerlerinde Geçmişten kalma
Denizin ıslaklığı var

Türk Tele Kom Satıldı, Taksitle, Lübnan ve İtalyan Ortaklığına, Kardeş bir dünyada yaşıyoruz ya, Hıristiyan Müslüman ı, Paranın Milliyet i olur mu


Şehvetleri ile geliyorlar
Seviyorlar bu ülkeyi
Yeni, yeni dostlar ediniyorlar
Seviyorlar bu insanları
Bizimki gibi değil sevgileri
Şehvet dolu, kin dolu
Yare bakar gibi bakmıyorlar
Fahişe sanıyorlar bizi

Satılan öylesine bir şey değil
En mahrem sırlarınızın kilidi
Satılan öylesine bir şey değil
Bedeninizin sanınki Omur iliği

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:31 PM

Tütün Kokuyor Parmaklarım

tütün kokuyor parmaklarım
eritmişim zamanın bir bölümünü
ne çok alışkanlık vermiş yaşam
gebeyim bakmayın erkek oluşuma

neler ekilmedi ki yüreğime
ayaklarım sokakların yorgunu
sokaklar bu günlerde
yiğitlik yoksunu
tütün kokuyor parmaklarım

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:31 PM

Tütün Saracağım

yıkılmaz gibi görünen
bir kalenin içinde
kalenin içinde
düşüyorlar birer birer

tütünsüz geçen *******de
mutlu olan anneler
oy anam oy
birer birer düşüyor yiğitler
ne garip çile bu
vurulsa da düşüyor
vurulmasa da
düşürülüyorlar
sevgini uzak tut
bu aralar benden
tütün saracağım

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:31 PM

Ucuz Şarap Tadı

en güzel anlamları yükleyeceksiniz
yazarken yüreklerinizi katarak

çala kalem çalım atacağım
anlık gözüme takılan hergeleye
diyeceğim ki rengarenk bulutlarla
örtüyorsunuz yaşanacak geleceği
bakan yüreklere sis gibi inerek

ucuz şarap tatları bırakacaksınız
belki damaklarda unutulmayacak
belki harfleri karışık birkaç dize
sun turlu küfürler yerine geçecek
adam sende diyeceğim sen de
okumayı bırakıp çalacağım kalemi
boş bir yarını doldurma zorunluluğu
en derin noktalarıma nakşedecek

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:31 PM

Ufukta Kara Görünmesin

gözleri gözlerime dokunmadı
karanlık sokaklarda dolaşırdık
farklı mekanlar olmuştu yerimiz
kesişmedi yollarımız gecenin içinde
burka sız düşüncelerde misafirdik
şimdi misafirliği erden bırakıp gitmek niye

İstanbul da dolaşırdı çoğu satırların
bazen Anadolu’nun içlerine uğrardın
hiç yalnız görmedim mavi düşlerini
aynı sofranın farklı zaman aralıklarındaydık

şimdi bir yelkenlide olmalıydım
elimde satırlar esintilere bırakmalıydım
bir bir kelimeleri yelkenler dolmalıydı
martılar yunuslar yarışmalıydı etrafımızda
kapmalıydılar bir bir dökülen kelimeleri
ağlamamalıydım doymalıydım
doya doya yaşanan yaşama

ufukta kara görünmesin
güneş yatsın ufka doğru
birde tutuştursun düşlerim
elime dolu dolu kadehi
dalayım denize vuran
o küçük parıltılara
sessiz sessiz damlalarım olsun
ben ağlamayayım
doya doya yaşanmış yaşama

vakitsiz ölüyor güzel şeyler
mesala özgür kelebekler
göçmen kuşları martılar
şairler usta yazarlar

yüreğimde bir düğüm
yüreğimde bir ateş
bir gül

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:31 PM

Umudu Beslemek

Umudu beslemek güzel
Bezemek umudu yeni umutlarla
Sonrada görmek
-------- bir değişkenin içinde
--------------- ayni basitliği
ve çıkıp doruklara
doruklardan bakınca birde ardına
Sıkılmak
Alabildiğine
Yalnızlıktır be dostum
Beyde deseler paşada
Fark etmez,
Yeterki
Kör olmasın
Yüreğin

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:31 PM

Umutları Bağlamak

kırmızı beyaz
dokusu
kartalın ayaklarına
bağladım uçurtmamı

sevmelerden
yoksun
ipleri

yangınlara
bırakmadım elimi

kanat
çırpışında
kartalın
uçurtmamı
özledim

umuttu
yükseklik
coşkuydu
dalga dalga

çocukluk
düşlerimle
süslemiştim onu

bir yıldız
koymuştum
bir ay
yürek dolusu
sevdalar

fabrikalar
okullar
limanlar
ikide çocuk
örgü saçlı
eli sapansız
gözü mavi

ayaklarında
kartalın
yol
aldı
uçurtmam

uçurtmamı özledim
ipler gönül yarası

avuçlarımda
sevda belası
memleketimi özledim

bir devin
mavi gözlerinden
bakmayı özledim

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:31 PM

Umutlarım

Umutlarım
bir namlunun
ucundan çıkan
tertemiz emekle
üretilmiş
adına barış denen
mermi ile
vuruldu
düşmedi
direndi
suskunluğunda
Anadolu’nun

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:31 PM

Unutturma

unutturna unutturma bana seni
nazlı bir eda nazlı bir seda
salı verip dön bana gel geri
bak nasılda açar tomurcuklar
her biri yedi veren gül misali
unutturma unutturma bana seni

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:31 PM

Unutturuyorlar

sanmayın ki
yeni şeyler verilenler
bin masal bir hikaye
bir ödül bin kavga

unutturuyorlar

unutmak
o kadar kolay mı?

“Türkiyenin başbakanı konuşuyor inanmıyorlar
Türkiyenin bakanı konuşuyor inanmıyorlar
Türkiyenin bilim adamı konuşuyor inanmıyorlar
Yahu siz kime inanacaksınız”

diyor başbakan
yahu siz kime inanacaksınız

sanmayın ki
yeni şeyler söylenen
bin masal bir hikaye
bir söz bin kargaşa

inanmaksa bu dava
çok sorular var kafamda

mesela özelleştirme
mesela Kıbrıs
mesela AB+D

ormanlar
hazine arazileri
limanlar hava alanları

unutturuyorlar
Seydişehir
Erdemir
Telokom
Sümerbank
Et balık kurumu
daha niceleri

bir söz bin kargaşa
mezat salonlarında
pür neşe

sanmayın ki
yeni şeyler verilenler
bin masal bir hikaye
bir ödül bin kavga

unutturuyorlar

unutmak
o kadar kolay mı?

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:32 PM

Usulca Çöz Halatı

usulca çöz halatı
bu sahillerden
kim bilir kaç taka
yol aldı böyle habersiz

martılar dinlenirken
kaç nefes çekildi
kaç umut bırakıldı
terk edilen topraklara

gecede doğar ay
nazlıdır uzattığı ışığı
ay denize bakar
denizde yakamozlar oynar

denizler engin
ufuklara gebe
doğumlar sancılı
zaman sürdüm yarama

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:32 PM

Uykular

hangi dipsiz kuyulara attım
kim kaldı bilen
kolların
aldı götürdü
o
göz bağlarımın
ürpertilerini

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:32 PM

Uykular 02

yalın kılıç
çekilmiş gibi
pusatsız
bir nefer misali
geliyorsun üstüme

yetmezmiş gibi
ellerim
ellerim bağlı

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:32 PM

Uykular 03

tutamadığın
günler ellerimi
uzakta kaldı
ellerin kelepçe
ellerimde

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:32 PM

Uykular 04

tut şimdi
bırakma yalnızlığımı
açlığımı vurdum
bem beyaz teninde
bilinmezliğimi buldum

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:32 PM

Uykular 05

döküldü
bir şeyler
satırlar gibi
gizemler aralanırken
gizemler saçtım

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:32 PM

Uykular 06

acım
içime
kötürüm
korkularımın
hamlığını vurdu
kor alev misali

ne çok şey
ne çok şeyi vurdu
kanatlar çırpıldı
uçurtmalardan
ipler koptu

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:32 PM

Uykular 07

kolların
kollarında
kokulardan arınmış
yeni
korkulara bürünmüş
gecemi tuttu

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:32 PM

Uykuya Yatış

her sessizlik
bir uykuya yatıştır
kapısı penceresi açık
na mahreme davettir
neşterin deriyi yarışı gibi
keskin narkoz altında
birazda acısız ölümdür
değerlerinin

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:32 PM

Uzatsam Elimi

Uzatsam elimi
Tutamam seni
Ve kahrolup
Döner dururum, voltalarda
Kah 11 adım ileri
Kah esen bir Rüzgarla
Yüreğimde Fırtınalar olursun
Yinede tenine dokunamam

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:32 PM

Uzun Gecen Gunler

su uzun gecen gunler
bitecek elbet
gecenin ozlemi yerini
el ele tutusmalara
birakacak kendini

gunesin kizilligi vuracak
yakacak icimizdeki duygulari
atacak adimlarimiz bizi
goturecek istedigimiz yerlere
ayak seslerimiz yirtacak
coken karanligin perdesini
bakislarin degecek bakislarima
gencecik bir fiskin misali
yasama sevdali
bahar gelecek umutlarima
bahar gelrcek

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:32 PM

Üç Harflik

gayri meşru düşünceler
dolaşıyor ortalık yerlerde
bir başka deyiş ile
***
üç harflik
oluşum sayısı kadar
soru bile sorulmadan
sahipleniliyorlar

medeniyet adına
mezhebi genişletilmiş
zihniyetlere yerleşiyorlar

emek emek dokunarak
zaman yığınları içerisinde

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:32 PM

Üç Kırık Leblebi

elimdeki
üç kırık leblebi
derinlere daldıran beni

dur diyen zamana
üç kırık leblebi

dönmeyecekti
başım beklide
olmasaydı dudaklarımın
öptüğü kadeh boş

sadece kırık olan
leblebi olsa

kırık ne çok
şeyler var oysa
beş can parçası
üç leblebi
iki yıldız
bir güneş

zaman hayli ileri
bu akşam

oysa
bir kitap okuyacaktım
belki de bir film izleyecektim

düşünecektim okuduklarımı
konuşacaktı düşüncelerim
tartışacaktık sığıntılardan uzak
ederine verecektim uykumu

güneşin
doğuşuna gerecektim
parelenmiş göğsümü

gözlerim kamaşacaktı
zaman akacaktı
su gibi iz bırakarak
başım ağrımayacaktı

elimde
üç kırık leblebi
şişe boş olmayacaktı
öfke dolu olacaktım
kandırmasaydım kendimi

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:33 PM

Üç Nokta

üşüyorum
bir kaç gecedir
sıcak lığından
yoksun olmasam da

dışarıda
yağmur kararsız
yağsam mı
yağmasam mı diyor

kararlıyım
ben bitireceğim
elimdeki
yarım bırakmadığın kitabı

güneş
bazen aralardan sırıtıyor
gözüm dalsa da
zaman zaman
ekranda ki tablolara
neler
kaçırmışım sen yaşarken
devam edeceğim onları
bir bir eşelemeye

üzüleceğim
belki
keyfim kaçacak

bu akşam
bir sofra kurduracağım
rakı peynir balık ne varsa
aramıza satırlarını alarak
bir gece çalacağız

biliyorum
bir çok kanalda
güzel şeyler söylenecek senin için
günahlar dökülecek
beyaz gelinlikler giydirilecek
kor sevdalarının üstüne

ben bileceğim çocuklarım da
koydukları noktaları
virgüllere çevireceğim
virgüllerin sonunu
koskoca üç noktalar işleyeceğim


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 12:31 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.