![]() |
Her gönülün sevmeye mecburiyetimi var
neden seveyim ki saçlar siyah gözler kara diye platonik aşktır yaşadığım koynumdaki bir asır oldu gelmişliğim prangalardan kurtulmuşluğum sigaramı ilk yakışımda yokluğunu sevmişliğim sevmelerim gece gibidir dağdaki kaçakçının yüküne benzer darası ağır vebali çoktur ylıdızları hayal et gözlerini yumduğunda beni öyle bil ve öyle seyret seni bilmişliğim gibi........ |
Onlar bir denizdirler
her kıyıya vurmasını gemilere kucak açmasını bilirler çağlayan olup akmasını gözlerden birde şairler bilirler bir tek *******i kaç yıldız kaydığını bulutların kime ağladığını ağaçlar kimleri gölgeler onlara sorun ben demezler yüreğini deli sevdalar mesken eder şairler onlardır uzaktaki acıyı hisseden paylaşan paylaştıran kim kendini paylaşmıştır şairler kadar her soluk alışlarında bir nefeslik sigara çekişlerinde yüreklerini sevgiyle dolduran onlardır |
Gözbebeğinde aşkın silüeti
Aramaya gerek yok Yanı başımda Baş ucumdasın Görmemişliğim olsa ne olur Hayalimde var olmuşsun Melekten güzel bilmişim seni Umudum hasretim sende Gün kırılmış aynada Vakitler harmanlanmış Mart paramparça Yağmur buluta küsmüş Solmuş yeşilim Dayanmaz canım ceylanın ürkekliğine Ak’ı karasında kaybolmuş Savrulmuş zülfü iki kapıdan Rüzgarıyım delice esen Yolunda kırmızı olurum Ardında siyahım her dem Beni bilmişliği var mıdır Kara taştan esmerl |
Ölmeyi özlüyorum
Doğan her bebeğin ağlamasında Deli sevdamın ihanet kokan gözlerinden Yüreğimi deşen kurşunun Sıcaklığını seviyorum Saçının telini ilmik yapıp boğazıma Dudaklarımda kendimi asmak istiyorum Kanatları yaralı kartalın gözlerindeyim Zamanda mola vermeden gel çeyiz sandığına tünemiş ölüm Seni bekliyorum yeter ki gel Netamelisizsin bilirim Vakitsizliğinedir isyanım Ne kaderime ne kendime kızarım Geç kalınacak vuslatına yanarım |
Bir aşkım var
Henüz kalbime girmemiş Bir gül bahçem var Henüz dikenleri bitmemiş Bir umudum var Henüz kırılmamış Bir dünyam var Henüz tadını vermemiş Bir ömrüm var Henüz yaşanmamış Bir ben varım Henüz gülmemiş Bir sen varsın Henüz beni bilmemiş Bir yolun var Henüz bana yetişmemiş Bir şiirim var Henüz kalemimden dökülmemiş |
Kalsın
asılı kalsın duvarda bakışlarında aşkı saklayan tablodaki kadın boşver çivisi paslı zaten kehanet kokan resmin bırak küflensin elindeki ekmek hadi biz karadan demir alalım fora diye inlesin toy tayfalar bize her yerde açık bir kapı vardır muhakkak hikmetimiz terli bıyığımızdan belli zaten boşver hayalleri düşleri bak geliyor karşıdan iki peri hadi ufak ufak yanaşalım nerden bulacaklar ki bizim gibi serseri koy bir yana siktir et işi gücü ne çıkar yani alsak yanımıza |
Sen çaydanlığımdaki çökmemiş çaysın
Ne kokun var ne de tadın Kaynama vaktin Kaynaşma vaktimiz dolmak üzere Hadi ağır ağır çök yüreğime Şimdi bembeyaz karlar altında Demini almamış aşkını Kar tadında içiyorum Vitrindeki mankeni sana benzetirken Hani ne iyi giderdi Bu kış vakti gecede Demlenmiş aşkını içmek Ezanlar okunmadan önce |
Zamansız gelen misafirin
ayak izleri not düşmüş kumsala yıllanmış şarap gibi hüzünlerimi,acılarımı sorgusuz yargılarlar yeniden üzerinde hüküm sürdüğüm krallığımı yıkarlar üryan ve ben hala birinci adresimde devrik kral olarak yaşıyorum |
Ölçerim
yüreğimi ısıtan aşkların kaç derecede donmaya yüz tuttuğunu başların yenileceğim kavgaya sevince yüreğim seni gülüşlerimi sunarım yok etmek için çektiğim çileleri düşürürüm yıldızları bir bir dileklerinin gerçekleşmesi için korkmam yenerim öfkemi ürkek sevdana demir atarken başlatırım biten kavgamı almak için yüzünü döner dolaşır gelirim başladığımız tenha köşeye yeniden yazmak için doldurduğumuz sayfaları hiçbir şey yaşanmamış gibi |
Nedir arzuhaliniz ne istersiniz
ha geldi ecel ha gelecek vuslat vakti çoktan geçti ölülerime selam salın benden diyarbekrimin üstünden taş mı kan mı can mı doldurdu ömür miadını ne ağlar beyhude gönül neyleyim bugünü yarını nere gitse neylese bu can tadı kalmış busenin canandan bir ömür boynunda taşıyan açılmış diyarbekir elinden varılmış sele kapılmış sanki bir ahu bir ceren bakmış takınmış sol nuruyla gülderen uzaktan yakından kara bahtlı amedden taşır taşır zulasında suret |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 10:15 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.