![]() |
Ağla bebek ağla
Ana rahminde başladı yaşamın Doğduğunda tanıdın hayatı İlk nefes alışında başladı mücadelen İlk arzuladığın bir sıcak sevgi İlk aradığın memeydi annenin sinesinde İlk işin ağlamak oldu Ağla bebek ağla Ağlamakta haklısın. Büyüdüğünde,o sevgiyi bulamayacaksın Anne sinesinde kalmayacaksın Gök yüzü tanıklık edecek ızdıraplarına İlk gördüğün yüzü hatırlamayacaksın Ağlamaların,sızlanmalara dönüşecek Annen olmayacak yanında Uzaklardan seyredip üzülecek Elinde değildi dünyaya gelişin Gidişinde elinde olmayacak. Bakabildiklerine değil Görebildiklerine kızılacak Ninniler söylendi uyuman için Gündüzleri bakman önerilecek *******i uyuman istenecek. Gözlem,gözlem görürsen gerçekleri Engellersen fesat,nankör emelleri İki maşa sokulacak öfkenin ateşine İnsan kılıklı maşalar takılacak peşine Ne evine huzurlu gidebileceksin,nede işine Hem çevrene ketumlaşacaksın,hem de eşine Kuşku örümcekleri saracak beynini Kuşkular kemirecek iradeni İstemeyecekler Gölgeleyecekler Gerçekleri görmeni. Yıkamazlarsa iradeni Sindiremezlerse seni Planlar yapılacak Maşalara talimatlar yağacak Pusular atılacak yollarına Ölmeni isteyecekler,ölmeni Doğuşun gibi ısrarlı ol İlk nefes alışın gibi kararlı İlk meme arayışın gibi çözünler ara İlk hayat mücadelene başladığın gibi Sarsılmaz iradeni çak duvara İlk gün ağladığın gibi korkusuz Anlat bildiklerini Anlat gördüklerini Anlat haykıra,haykıra Dur denilebilmesi için dalkavuklara Ders verilebilmesi için maşalara Dizgin vurulması için ihtiraslara Sorunlara çare ara Önder ol,çoğunluklara Dost ara, yandaş ara Çoğunlukları yönlendir doğruluklara Ara ki Gelecek kavuşsun aydınlıklara Aydınlık ufuklara. Şair Yusuf Değirmenci |
Ağlama bacım ağlama
Ağlama bacım ağlama Ağlama düşkünlüğüme Akıtacaksam göz yaşlarını Sevinçten yaşarsın gözlerim. Bizler Türk askeriyiz Can feda vatan uğrunda Yo,yo,yo, sakın sizde ağlamayın Yazık olur gözlerine. Ben acınacak biri değilim Üzülme,ağlama, ölecek diye .Biz ülkenin bekçileriyiz Bir ölür, bin diriliriz biz Sonunda Bir gün sevinçten yaş dökecek gözlerimiz Kalkacak kaygılılarmız Huzursuzluk kalmayacak yaşamda Hain kurşunlar kıymayacak kimselere Uzakta değil uzanacağımız umutlar Çok yakında Mücadelemizin sonunda Şafak ağardığında İşte orda Ben yeneceğim üzüntülerimi Sileceğim öfkemi Herkes gibi güleceğim Olsam bile mezarda. Şair Yusuf Değirmenci |
Ah baba ah
Ah baba ah Sev ki, sevilesin derdin Sevmeyi öğütlerdin İnsanları sevmeyi öğretirdin. Şimdi başka davranışlar görüyorum üzülüyorum Düşünüyorum Neler,neler görüyorum hayatta Sen bana bahsetmedin, karanlık çehrelerden Anlatmadın ihtirasları Hep toz pembe çizdin ufukları İnsanlığı menfaatlere kurban edenlerden Hiç söz etmemiştin Bunlarla savaşmanın yollarını Ve nasıl savaşılacağını öğretmemiştin Sakın hayır deme bana Tabi ki kızamam sana Benim kızgınlığım aldatılmama Kızıyorum,kızıyorum kandırılmama. Ah baba Seni ne çok seviyorum Sevdiğim kadarda sinirleniyorum Neden,niçin diye sorma Aldatılmışlığım gidiyor ağrıma Diğer babalar ne öğretti oğullarına Senin öğrettiklerini göremiyorum Topluma giremiyorum Aldatılıyorum kandırılıyorum Taş basıyorum bağrıma Ağrıma gidiyor ağrıma emekli em. müdürü Şair Yusuf Değirmenci |
Ah o cocukluk yıllarım
Keşke geri gelse çocukluk yıllarım Aynı bilgileri hecelese hocalarım Kanunlara,nizamlara itaatten bahsetseler Hak adalet duygusunu ruhuma sindirseler Keşke babamın sözlerini dinleyebilsem Ben yine o sözleri doğru bilsem Yine sevgiden saygıdan söz etse Küçüğü sev büyüğe saygılı ol dese Keşke dönsem o çocukluk yıllarına Saygısızları,sevgisizleri bilmesem Keşke dönsem o okul sıralarına Dönen dolapları idrak edemesem Ah o çocukluk yıllarım geri gelse Üzüntüm olumsuzluklarla uzayıp gitmese Şair Yusuf Değirmenci |
Ah vah feryatları
Kırılan umutlar Bozulan hayaller Çekintiler düşmüşse payına Acıları yudumlamışsa kırmızı şaraplarla Ömür karamsarlıklar içinde sürerse Çekintiler düğümlenirse gırtlaklarda Sessiz feryatlar varsa hıçkırıklarda Ömür çile çekerek geçerse İnsan ruhen çökerse Sevgisine karşılık verilmemişse Erkeklerde akıtır gözyaşlarını Akıtır içine sinsi.sinsi Ve Umutları kırılmışsa Hayaller yıkılmışsa Çaresizliğe boğulmuşsa Boyun bükerse çaresizliğe Umutlar dirilmezse Yürekteki ateş Gırtlaktaki hıçkırık Gözlerdeki yaş anlatır Anlatır çaresizliğini Ah vah feryatlarıyla Anlatır insan emekli emniyet müdürü Şair Yusuf Değirmenci |
Ahmet amca
Giderken amacı yok,gelirken de olmamış Altmış yıl yaşamışta, kendine eş bulmamış Düşünmemiş yarını,gününü gün eylemiş Bu gün buldumsa yerim,yarın hak kerim demiş Eşi,işi olmamış,sıcak aşı olmamış Yaşlılığı düşünüp,tedbirini almamış O şimdi yatağında yaşlanmış bir hastadır Azrail’i döşünde, can almak kastındadır Kurtulmak imkansızdır, ecelin pençesinden Herkes döner sırayla, bu yolun köşesinden Ne atlı geçer bu yoldan,ne rastlanır yayaya Gelmiş yolculuk sırası,şimdi Ahmet amcaya Bir şey anlatmak istiyor ağlamaklı bakışlar Üzüntüyü belirtir,yanaktan akan yaşlar Onun hayatında da ne fırtınalar esmiş Belli ki yaşamaktan artık umudu kesmiş Hep hırpalamış durmuş onu hayat kırbacı Ahmet amca çaresiz, hala çekiyor acı Azrail’i dost diye çağırıyor sonunda Verecektir ruhunu,vakit geldiği anda Bilinmez müze gibi kalacaktır otağı Hep bekleyecek onu, kırık şarap bardağı Çekintinin simgesi,alnındaki çizgiler Anlatmak istiyordu,yetmiyor saniyeler Paylaştığı son anlarıydı hayallerinin Anıtı gibiydi sanki,gülmeyen kaderinin Perde,perde inerken,gözlerine karanlık Gırtlağında hıçkırık, düğümlendi bir anlık Bir asrın bittiğine bile tanık değildi Ahmet amca, altmış yıl yaşadı ve yenildi Dünya, bu gelenlerin, hiç birine kalmıyor Ecel,hayata nokta,insan ibret almıyor Onun tertemiz naşı, neler anlatıyordu Şimdi başındakiler,hep ona bakıyordu O cenaze asırlık çınara benziyordu Her dalında bir ayrı efsane geziyordu Bir dalında dertleri,diğerinde çileler Birinde gülmez kader,öbüründe hayaller Umutları bir dalda, kurumuş yaprak gibi Desen,desen suratı,çatlamış toprak gibi Altmış yıllık hayatı anlatan bir tarihti Hayatının özeti hiç gülmeyen talihti Dünyanın Ahret’e, bir hatırasıydı o Giden yolcuların, en sonuncusuydu o Ufuktan caddelere iner iken kızıllık Kucak açmıştı ona, gel diyordu mezarlık Uğurlayanlar üzgün,gözler ise buğulu Onlarda gün gelecek, kat edecek bu yolu Saatler adım,adım ilerliyor bu anda Gidiyor Ahmet amca,dört kişinin omzunda Şair Yusuf Değirmenci |
Aklım var idrak ım var onursuz yaşayamam
Yıllar yılı suçum nedir diye sordum kendi kendime İyi ki huzurlarda dört büklüm, olanlardan, değilmişim Çıkar için üstlerine dalkavukluk yaparak Cemiyete zehir saçan, yılanlardan, değilmişim Hisse senedim olmamış, çıkar ortaklığında Hilem,hurdam kalmamış,kefemde kantarımda Kurt koyuna,kartal leşe,saldırdığı anlarda Masum kuzu parçalayan, sırtlanlardan, değilmişim Ufacık bir ihmal ile, milyonlar çalınırken Perdenin gerisinde, pazarlıklar olurken Bencillik sinsi,sinsi onur’u gölgelerken Düşkünlerin haline, gülenlerden, değilmişim İnsanlığı uçuruma sürüklerken ihtiras Bense, hep mazlumların haline tutmuşum yas Meğerse güçlülere vermek gerekiyormuş pas Namert ile beraber, olanlardan değilmişim Adalet dağıtan el,yetkiye güce veriyormuş Aşılmaz denen dağlar, hileyle devriliyormuş Madrabaz güçe,her zaman önde yer alıyormuş Safımda bunlara yer, verenlerden değilmişim Benim suçum huzurlarda sekiz büklüm olmamam Aklım var idrak ım var onursuz yaşayamam Ben aç kalmış kurt değilim kuzu parçalayamam ,Arsız, hırsız, namertlerle mücadele benim işim yusuf Değirmenci Şair Yusuf Değirmenci |
Aklımı başımdan alır gülüşün
Yüzünde gamzeler gözünde ışık Başıma sam yeli gelir gülüşün Seni her kim görse olmaz mı aşık Çeken bir mıknatıs olur gülüşün Göz göze gelince selam verince Elde değil bürünürüm sevince Nabzım atar kanım kaynar görünce Aklımı aşımdan alır gülüşün Teklifime hayır deme ne olursun Bakışından sevgi gönlüme dolsun Aşılmaz surlarla çevrili olsun Gül fethetmeyi bilir gülüşün Kalp kalbe karşıdır,göz aynasıdır Bir tebessüm vücudumu ısıtır Sevdama çengel bir aşk kancasıdır Akılma takılıp kalır gülüşün Şair Yusuf Değirmenci |
Al götür beni
Sevenler sevgiye ihanet etmez Olmasın başımda çatı fark etmez Yerine dünyayı verseler yetmez Unutamaz oldum ben gözlerini Dilediğin yere al götür beni İster at la götür istersen yaya İster bir yuvaya ister yaylaya İstersen al götür beni uzaya Yaşarım seninle her serüveni Dilediğin yere al götür beni Ben sevenim sevmek nedir bilirim Vurgunum uğruna ölen olurum Sen iste kapında kölen olurum Çoktan kabullendim esaretini Dilediğin yere al götür beni Gönül kelebeğim konmuş dalına Sensiz ihtiyaç yok dünya malına Asanda elinle aşkın darına Ruh gibi taşırım kalpte sevgini Dilediğin yere al götür beni Gece uyku tutmaz yatmam imkansız Aşkını zihnimden atmam imkansız, Sensiz bir yerlere gitmem imkansız İnan hiç şeye değişmem seni Dilediğin yere al götür beni Alda götür beni kızgın çöllere Alda götür beni gurbet illere Nere gitsen ben gelirim her yere İstersen gezerim senle evreni Dilediğin yere al götür beni Şair Yusuf Değirmenci |
Al hakkın varsa
Biçiliyor kalbim aşk hızarında Beş paralık oldum halk nazarında Satsam almıyorlar dost pazarında Bedelini sorma al hakkın varsa Ayrılık hançerin bağrıma çaktın Seviyorum diye söz etme sakın Dedim ödeyeyim geçtiyse hakkın Var diye haykırma al hakkın varsa Ben sevdim seninki sahteymiş meğer Seven sevgisine karşılık ister Bende hala sevgin kaldıysa eğer Sükut edip durma al hakkın varsa Şair Yusuf Değirmenci |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 04:07 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.