www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Vartolu Asmin (https://www.cakal.net/showthread.php?t=133280)

GooD aNd EvıL 08-13-2008 12:41 PM

Bu Gece Karanlığa Engel Olmak İstedim
bu gece karanlığa engel olmak istedim
istedim ki geceyi sensiz yaşamayayım
istedimki gün ışığı hiç bitmesin
tüm gücümle geçtim karşısına
sıktım dişlerimi
serdim benliğimi, aydınlığın yoluna
yetemedim
yetemedim
karanlık benlik yolu, ağır ağır geçti
içime çöktü..
yüreğime ulaştı ulaşacak! ..
hala direniyorum
ellerim bağrımda
iter gibi karanlığı! ..
bu gece engel olmak istedim karanlığa
bir gece daha sensiz bir karanlık istemedim
tüketti bu karanlık soğuklar beni
istedimki sensiz olmasın gecem
ay ışığına beraber duralım
bu gece karanlığa engel olmak istedim


Vartolu Asmin

GooD aNd EvıL 08-13-2008 12:41 PM

Deniz Gökyüzüne Sevdalı
Nerden bilebilirdim sendeki sonsuz umutsuz hasreti
Nerden bilebilirdim koynunda sayısız canlı barındırırken
İçten içe acı çektiğini
Özlemini
Mevsim sonbahar
Çılgın gibi sağa sola umarsız savrulurcasına dalgalanmalardasın
Güneşin son görüntüsünü kovalar gibi peşindesin
Biliyorsun ki karanlık çöktüğünde kaybolacak sevdan
Göremeyeceksin yüzünü sevdalının
Gece boyunca gönderdiğin yıldızlı buseler bile
Doldurmuyor boşluğunu
Her yeni gün gelmesini arzularla
Sabırsız düşlerle geçen *******
Şafağında
O’na sarılamamanın tenindeki
Özlem savaşlarıyla
Her geçen zaman beklemenin sinir bozukluğu
Sabırsız bekleyişler
Deniz çılgın dalgalanmalarda
Gökyüzüne hasret
Masum bakıyor
Sevdalı deniz
Gökyüzüne sevdalı
Biliyor onsuz olamayacağını
Tıpkı kadın gibi
Özlemle bakıyor gökyüzüne
Hasretle
Çepeçevre sarmak ister gibi
Usul usul kıpırdıyor
Nazlı bir tay gibi
Utangaç arzulu bir dişi
Bir an önce aydınlanmasını bekliyor
Hem özleminden ******* boyu çılgın dalgalanmalarla
Sarhoş
Hem gündüzünde
Sıcaklığıyla verdiği zevkten
Mutlu
Biliyor sonunun imkansızlığını
Bakıyorum gökyüzüne
Bulutlar toplanmış
Deniz asık suratlı
Bulutları kıskanıyor
Bakıyorum denize
Kayboluyorum denizin diplerinde
Umutsuz sevdamla


Vartolu Asmin

GooD aNd EvıL 08-13-2008 12:41 PM

Doğanın Vazgeçilmezleri
Yeşil şapkalı kızın, dalgın anası
Sarı kızın deli danası
Salmış uçuruma, hayatın çıkmazlarını
Kendi kalmış cennet bahçesinde
Mera desem? ..mera değil.
Çayır desem? .hiç değil
Çarşaf çarşaf, cilveli oynaşan tarla
Girmeye kıyamaz sarı kız
Dut ağacı dibinde, bitiverir pos bıyıklım
Sıvazlar, duvar yüksekliğiyle yarışan göbeciğini
Üstünde, tek fanilayla dolanır ayaklarına, çamurla ikiz Sadullah
Vakit seher vakti
Uzanır sere serpe ev ahalisi doğaya
Yarısı süt kokan, yarısı yeşilimsi renkte
Bilmem kaçıncı asırdan fırlamış,
Orta yerine konmuş doğanın
Çamur gibi kirli; gerekli
Su gibi akıcı; sakin
Kır çiçeği gibi kokulu; katıksız
Doğanın vazgeçilmezleri


Vartolu Asmin

GooD aNd EvıL 08-13-2008 12:41 PM

Düşünüyorum
Dört duvar içinde bedenim.Düşünüyorum.....
nereye varmak istiyorum...bu yol yürümek istediğim yol mu? ...
Hani gitmek ister insan öyle hesapsız,uzunca yola...Hani hiçbir şey düşünmeksizin...ne yanından geçen insanı farkeder,ne bir ses duyar...adeta savrulur.Sonbahar yaprakları misali...
Ne güzeldir aslında doğanın bir parçası olmak...Taş olmak toprak olmak...kavak ağaçlarından düşen bir dal parçası olmak...Yada kuş olmak...Uçmak, uçsuz bucaksız diyarlara... uçmak 'o' yarin bulunduğu dağlara...su olmak...hayat vermek canlıya...Hava olmak dolmak bir cana..Her zerreye...
Çıksam şu dört duvardan şimdi,takılsam şu esen rüzgarın peşine...Ne olsam mesala? ...yüreği evlat acısıyla yanan anneye teselli esintimi bıraksam...Devam etsem yoluma rüzgarın peşinden...Şu bankta sabahlıyan zavallı evsize...sarhoşa...Bir avuç esinti bıraksam...Yüreğim yana yana sadece en iyi şekilde yaşaması dileği, esintimi bıraksam...Yüreğine bir avuç teselli esinti mi bıraksam..Devam etsem rüzgarımla...Kenarda bekleyen şu zavallı,şuh kahkası ile ağzının suyunu akıttığı erkeği kendine doğru çeken sokak dilberine bir avuç esintimden, 'yine',canım acıya acıya versem...Geçmek istediği hayatın bu olmadığı...Daha iyi bir hayat için,bir avuç esintimi versem...Yine tutunsam rüzgarlarıma, devam etsem yoluma...Dağlara gitsem..beni çeken dağlara...En çok orada esmek isterim...Öyle sakin...Bazen delirsem rastgele.Canımın istediği gibi deli essem...Bazen ılık ılık essem...Hani bir yer vardır hiç varılmamış,dokunulmamış,bakılmamış,öyle huzur verici esintimi 'o' esintiye katsam...bu dört duvar arasına taşısam...Kendimede bir avuç esinti alsam... bıraksam usulca tenimden...


Vartolu AsminDüşünüyorum
Dört duvar içinde bedenim.Düşünüyorum.....
nereye varmak istiyorum...bu yol yürümek istediğim yol mu? ...
Hani gitmek ister insan öyle hesapsız,uzunca yola...Hani hiçbir şey düşünmeksizin...ne yanından geçen insanı farkeder,ne bir ses duyar...adeta savrulur.Sonbahar yaprakları misali...
Ne güzeldir aslında doğanın bir parçası olmak...Taş olmak toprak olmak...kavak ağaçlarından düşen bir dal parçası olmak...Yada kuş olmak...Uçmak, uçsuz bucaksız diyarlara... uçmak 'o' yarin bulunduğu dağlara...su olmak...hayat vermek canlıya...Hava olmak dolmak bir cana..Her zerreye...
Çıksam şu dört duvardan şimdi,takılsam şu esen rüzgarın peşine...Ne olsam mesala? ...yüreği evlat acısıyla yanan anneye teselli esintimi bıraksam...Devam etsem yoluma rüzgarın peşinden...Şu bankta sabahlıyan zavallı evsize...sarhoşa...Bir avuç esinti bıraksam...Yüreğim yana yana sadece en iyi şekilde yaşaması dileği, esintimi bıraksam...Yüreğine bir avuç teselli esinti mi bıraksam..Devam etsem rüzgarımla...Kenarda bekleyen şu zavallı,şuh kahkası ile ağzının suyunu akıttığı erkeği kendine doğru çeken sokak dilberine bir avuç esintimden, 'yine',canım acıya acıya versem...Geçmek istediği hayatın bu olmadığı...Daha iyi bir hayat için,bir avuç esintimi versem...Yine tutunsam rüzgarlarıma, devam etsem yoluma...Dağlara gitsem..beni çeken dağlara...En çok orada esmek isterim...Öyle sakin...Bazen delirsem rastgele.Canımın istediği gibi deli essem...Bazen ılık ılık essem...Hani bir yer vardır hiç varılmamış,dokunulmamış,bakılmamış,öyle huzur verici esintimi 'o' esintiye katsam...bu dört duvar arasına taşısam...Kendimede bir avuç esinti alsam... bıraksam usulca tenimden...


Vartolu Asmin

GooD aNd EvıL 08-13-2008 12:41 PM

GECE YİNE SENSİZLİK KOKUYOR
Gece yine sensizlik kokuyor
Ne o nefes kesen eksoz..ne kömür zehirini aratmayan boğucu hava
Daha can yakıcı..nefes kesici bir koku..
Sensizlik kokuyor..
Boğazımda düğüm düğüm sensizliğin acısı..
Karanlık gibisin..görmüyorum..dokunamıyorum..ısınamıyorum bakışlarınla..
Ama
Özlüyorum seni..
Karanlıklarına rağmen..
Karanlık gibisin
Beynimin hakimi karanlık
Çıkamıyorum..
Bütün gücümle kırmak istiyorum buz tutmuş karanlık düşüncelerimi
Çırpınıyorum
Çırpınıyorum..
Olmuyor..sensizlik beni daha çok çekiyor..
Ellerim..ellerim karanlık kokuyor..
Saçlarım..karanlık kokuyor..
Tenim karanlık kokuyor..sensizlik kokuyor..
Sensizlik kokuyor her yanım..üşüyorum..buz kalıbı beynim..kalakalmışım kimsesiz,sensiz o arapsaçı karmaşada..
Senlik düşünceler..sarılmışım kıskıvrak...


Vartolu Asmin

GooD aNd EvıL 08-13-2008 12:41 PM

Geç kalmışım sana gelmekte

Geç kaldım yaşamın kıyısından tutunmak için
Seni sevmekte geç kaldım
Sığdıramıyorum seni hiçbir zaman dilimine
Kaç bin ömür gerekli seni yaşamam için
Geç kaldım seni sevmekte
Şimdilerde alelacela topladım gönül bavulumu
Kırık dökük birkaç kelime
Geçmişten kalan harabe bir kalp
Ve sana dair umutlarım
Yollardayım perperişan
Hazırım tarihi arkamda bırakmaya
Umurunda değil beni sürükleyen sayfalar
Destanın sonunda sen varsın
Sana geç kalmışım gelmekte
Okyanuslar ötesinde kalmışsın
Sana yetişmek için yutuyorum sayfaları
Razıyım bütün tufanlara
Nasıl olsa yolun sonunda sen varsın ya! ...
Seni bağrımda uyutmaya..kulağına sevgimi fısıldamaya geç kalmışım
Seninle kaybolmaya geç kalmışım
Dilimdeki iyi dileklerden çalıp sana gönderiyorum
Bölüyorum sevgimden en büyük payı
Sana gönderiyorum
Ne varsa gönlümde alıp sana getirmek istiyorum
Yetmiyor
Gönül deryamı söküp benden önce sana ulaşsın diye
Yüklüyorum tarih sayfalarına
Geç kalmışım seninle tek kelime etmeden
Deniz kıyısında yüzümüze vuran dalga esintisiyle sarhoş olmaya
Üşüyorum..yorgunum
Geç kalmışım sana..........


Vartolu Asmin

GooD aNd EvıL 08-13-2008 12:41 PM

Gelmişim gönlünün kıyısına


Ömrümden çalmışım kalan mutluluklarımı
Gelmişim gönlünün kıyısına
Olmuşum sevgine dilenci
Paramparça kırmışım geçmişimi
Artık susturamıyorum içimdeki sesi
Ulaşılmazım olmuşsun en acılısından
Kaybolmuşum yokluğundan,umutsuzca
Ama
Vazgeçmiyorum
Gelmişim kıyına..
Söyle! ...
Tek bir kelime sevgili
Düşmüşüm ocağına sevgili
Bir gülüşüne vermişim koca geçmişimi
Tek sözün yeter geleceğime..
Yokluğunda ağlıyor bu kadın
Varmışım yaşamın orta yerine
Unutmuşum sıcak bir gülüşün fırtınalı esintisini
Yitirmişim sabırsız bekleyişleri
Sen kederim...lüksüm olmuşsun..
Yine dibe vurmuşum en kimsesizliğinden
Nefesim olmuşsun
Uzaksın
Boğuluyorum kıyında..sensizlikten..


Vartolu Asmin

GooD aNd EvıL 08-13-2008 12:41 PM

Geri Gel
karşımda iki dağın gölgesi birbirine karışmış
güneş, son rütuşlarını serpiştirmiş denize
hafif bir kızıllık
gölgeden kaçar gibi denize sığınmış
yer yer..dalga dalga çizilmiş denize..
güneşin, son altın sarısı kaçışı...
deniz farkında! ..
kucaklamış son yansımaları
her hareketinde birer yansımayı daha derine gömmek ister gibi
heyecanlı
her dalgasında sarmaş dolaş
dans eder gibi
taaa derinliklerine taşımak ister gibi
yansımalara dolanmış
kaybetmemek ister gibi
her defasında yarın, yeniden doğacağını unuturcasına
sarmalamış
ne kadar da sabırsız! ..
bir yarın bekleyecek kadar tahammülü yok
yakaladığı ışığı gömmek ister derinliklerine
dalgalar son yansımaların kaybolmasıyla
öksüz
soğuk
hissiz
sabahı beklemek zorunda kaldığını hissedercesine
beklemelerde
suskun.


Vartolu Asmin

GooD aNd EvıL 08-13-2008 12:41 PM

Gitme
gitme dedi, karşımdaki! ..
solgun bir yüz
ne kadarda çaresiz
mutsuz
tıpkı mermerden bir heykel! ..
ruhu alınmış
öylece duruyor karşımda
suskun..
gözleri! ..
gözlerinin yeşili ışıldamıyor artık..
ya gülüşü! ..
gülüşüne ne olmuştu? ..
daha dün avludaki serçeyi ellerine aldığında
gülüşünün sıcaklığı akmamışmıydı 'o'na
ısıtmamışmıydı yüreciğini
havalanıp uçtuğunda yanağına konan rüzgarlı buseyi ne çabuk unutmuştu! ..
ya boynu bükük menekşe! ..
dokununca canlanı vermedimi
hayır
hayır..dokunmadı bile..
yalnızca gözleriyle konuşmuştu
ama şimdi
şimdi neden bu donuk bakışlar
neden bu mermer yürek
neden
karşımdaki suskun..mutsuz..
tekrar baktım
karşımdaki..aynadaki halime..
karşımdaki
mutsuz BEN


Vartolu Asmin

GooD aNd EvıL 08-13-2008 12:41 PM

GÜL TENİMDEN, TÖRE NAMUSU AKIYOR...




Kırık aynamda son tebessümüm..Odam sus pus, dokunsam ağlayacak..Hoşça kal! .. *******imin, misafirperver, sıcak yatağım …
Kırık aynamda son bakışım. Yüzümde, başka yüzler
Duvarımda, pişkin sırıtan, çamurlu namus…
Suskun geleceğim! .. Boynu bükük çocukluğum
Seni bırakıyorum bendeki haylaz çocuk. Sen kal yatağımda, yorganımda… yastığımda…Kimselere dokundurtma sıcaklığını.. sıcaklığımı…
Binlerce surat kokuyor tenimde…Terli avuçlarımda, dokunamadığım, yarin utançlı yüzü…
Ah! ... bırakabilseydim ömrümü, bahçemdeki ceviz ağacına! ..
Dalında, terk edilmemiş son umutlarım. Feryadımın ayak sesleri.
Suskunluğumun derin sızısı
Gözlerin, aklımın hasreti
Dilim, dilinde lal…
Tomurcuklanmaya yüz tutmuş, tükenecek ömrüm
Bedenimde başka sesler… kokular…
Nefesimi kesen, namus kıskacı…
Açsam ellerimi, hayali kokun uçacak
Ağlasam, gözlerin akacak gözlerimden
Konuşsam, töre tecavüz edecek…
Keder akıyor, kadersiz anamın gözlerinden
Hüzün kelepçelemiş, oyundan sürüklenerek getirilen kardeşimin, silahlı titrek bakışlarını.
Gözlerim açık; rüyamda bayır aşağı koşuyorum... hemde ne koşma! ..biliyorum dursam; arkamda kirli yüzler tuturecek…koşuyorum... koşuyorum… ilkbaharın coşkulu rüzgarına …
Töre, tırmalar mı, tomurcuklanan hayallerimi?
Aynam ağlıyor kirli yüzlere..soğuyor bedenim, ayak ucumda nakışlı kınalarım...gül tenimden, akıyor namus...

Şimdi ben; Sevgi diye yanıma aldığım, dost diye önüme kattığımı, hafızamın boşluğuna bıraktım. Avucumda kalan tek şey; Uzaklara takılı kalan bakışlarım. Söküp alamıyorum ordan o bakışımı. Hani o sevdiğim ağacım vardı ya? Oraya gömdüm kendimi. Bu gidiş benim değil, bana ait değil ki! .. Ben aylardır yaşamıyorum …Öldüm, ben öldüm… Şimdi gidiyorum ölüme… Önüm sıra babam yürüyor. Babam: Benim mağrur bakışlı babam.. Asil yürekli babam… Ezik… Esir… Mahçup babam… Yüzüme bakmaya korkan babam… Dön bir bak bana. Bak ki gözlerimdeki uzağı oku....ah babam! ..Dağlara sevdalı babam. Al beni de götür anlatamadıklarına, beni de sakla gizli dünyana… Babam! .. Babam! ..Çocukluğum geliyor aklıma: “ başak saçlı kızım “diye seslenirdi babam bana… Dizine oturturdu da büyükannem “kız çocuğunu bu kadar şımartma oğul “diye çıkışırdı... Sevmeleri o zamandan sakıncalıydı babamın… Büyükannemden gizli gizli omzunda dolanırdım… Küçücük ellerim yüzünde, sakallarını çekip çekip severdim… Bir gece; yağmur beni korkutan öcü gibi yağıyordu … Gece öylesine karanlık ve ürkütücüydü ki! ...Gecenin rengi büyükannemin rengi, kokusu büyükannemin kokusu, sesi büyükannemin sesiydi... Çok korkmuştum. Bütün gücümü topladım babamların yatak odasına koştum. Tam içeri girecekken; korkunç gece kolumdan asıldı..”nereyeeeee”! ..Buz kesilmiştim. Kan ter içinde, buz kesmiştim… Büyükannem, kapkara suratıyla karşımda dikiliyordu. Kısık gözleri, bütün bedenimi hapsetmişti… Olduğum yere yığılmışım. Gözlerimi açtığımda; babam! ..canım babam! ..sıcak yüzüne saklamıştı beni. Önüne geçmişti, yağmurun ve büyükannemin, karanlık yüzünün… Sevgisiz yüreğinin önüne… Ama şimdi! ... Şimdi arkasını dönmüş babam...ah bir baksa yüzüme! ..bir görse küçük kızını! ..Yine alsa beni, sabah kokan bağrına! ..Sarılsam göğsünün sonsuzluğuna! ..Babam lal olmuş.Tıpkı doğa gibi! ..Ne bir ağaç dalı kıpırdıyor, ne bir kuş uçuyor.. ”Mevsim hangi mevsim “? .”.Hangi aydayız “? ” günlerden hangi gün “ ? “zaman neden böyle içiçe geçmiş “? ..” bu ne karmaşa” ? ..Biri, birileri bir dal uzatsın bana..tutunmak için bir nefes, tek bir söz...Gizli bir el alıp kaçırsa bu karmaşadan beni...

Bir yer var hafızamda...Bakir koylarım...Bana hem çok yakın, hem çok uzak..Bana sadaka verilen o kısa, kısa an..mutlu anlarım..Neden yaşam ölümle başabaş gidiyor? ..Neden ölüm hükmediyor yaşama anlamış değilim..Evet: bana sadaka verilen kısa mutluluğum..Gözlerim saklı, o kısacık anlarımda.... Tebessümün… Heyecanlarım…En önemlisi; çocukluğum saklı.. Ölüm kapıyı çaldığı an, insan neden en çok çocukluğuna dönmek isterki! ..

Bir yer var gözlerimde şimdi …Uçsuz bucaksız..Gökyüzü: gözünün alabildiği oranda sonsuz ve mavi...Mavinin içinde dans eden, beyaz bulutlar… Bulutlara asılı duran, yeryüzüne bağlı kırmızılı, sarılı, yeşilli, morlu alkım...Ben alkım ın içinde koşuşturan, babamın nazlı kızı..
Yaşanan herşey anlık şimdi. Hafızamda birkaç saniyelik zaman, yaşadıklarım.Yaşamak ayıp bana.Herkes giyinmiş şimdi namus kıyafetini; peşimsıra ölüme itiyorlar beni.Yaşamak ayıp bana:Ben sevdim; bana sevgi ayıp.Ben dokundum sevgime; hissettiğim sıcaklık, ölüm getirdi bana.Bana sevgiyi yaşamak ayıp..Bana herşey ayıp.Günahkar ilan edildim.Beni yok edip; temize çekecekler yaşamı..Bu arkamdan gelen insan yığını; beni yok edip temize çekecekler sahte yüzlerini, sahte yaşamlarını..Oysa ben; görüyorum yaşamın hüzünlü yüzünü..Bu yüzlerin, yaşamı nasıl katlettiğini..kirlettiğini...Benden utanan bu insanlardan, utanıyorum..Kollarına sığınmışım ölümün çaresiz..

Ölüme gitmek bu noktada zor gelmiyor bana.Yaşamın yanında daha kolay düşüyor ölüm.Daha temiz, cesaretli, onurlu geliyor ölüm.

Herkes suskun..Sadece gözler konuşuyor.Başım önümde, önümdeki çakıl taşlarını sayıyorum..bir..iki..üç..dört..beş...taşlara dolanıyor ruhum..Akıyorum çakıl taşlarına usulca...Basıp geçiyor arkamdaki kirli yüzler..Yüzüme, kollarıma, bedenime basıp basıp geçiyorlar..Canım yanmıyor hayret! ..saklamışım zaten canalıcı yerini bedenimin.Gizlemişim yüreğimi çakıltaşlarına..


Vartolu Asmin


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:14 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.