![]() |
1 Mayıs çiçekleri
Toprak kaynıyor derinden çiçeklere, mayıs sabahı kıpır-kıpır Yürek kaynıyor emekten yana Fabrika bacalarından çıkan nefeslerimiz Bulutlarla buluşurlar tek-tek Paydos sirenleri çalar yeri göğü inletircesine Orada kalır emeklerimiz Biziz, oradaki ezilen sömürülen Bursa’da üzerimize kilitlenen, dokumadaki yanan işçiler biziz, biziz Yer altındaki galerilerde, sadece gözümüz ışıldayan, bitmiş ciğerlerimizle Grizu dan, göçükten ölen biziz. Ağaların sofrasında yenmeyi bekleyen, Emperyalist çarklarına oluk-oluk kan, Kolumuzu, bacağımızı makinelerde bırakan biziz. Çelikte, dokumada, iplikte terimiz Çirkinliklerde, tacizdeyiz Salyalarla, hakaretlerle ve-ve? Bir ekmek birkaç zeytin ve peynirimizle biziz. Biz işçi biz emekçiyiz Yollarda meydanlarda barikatlarda Sırtımızda jop bedenimize tazyikli su El ele kol kola alanlardayız Yine göğsümüz açık Yine hoş geldin diyeceğiz, belki yine kahpe kurşunlara göğsümüzü gereceğiz katliamlara. İşkencelere Belki yine Taksim’e gencecik fidanlar dikeceğiz Meydanlarda kanları dökülen biziz. Emekten yana, halkların kardeşliğinden yana, Dişe-diş Göze-göz hakkını almada Yolumuz bir yumruğumuz bir olmalı Kanımız, serimiz, alın terimiz Bin sekiz yüz seksen altıdan beri Proleter adımları atan biziz Otuz yıl önce taksimde beş yüz binler, Ve katledilen işçiler bizdik, Bu senede Taksim’de olacak biziz bizleriz. www.mazlumzengin.com Mazlum Zengin |
Acılar içimden geçti
Envai çeşit acılar, Geldi geçti içimden Bir kasaba girişindeki han misali Tüm dertleri ben ağırlarım Ünüm yayılmış dört bir yana Bana konuk olurlar tüm dertler Hepsine de iyi davranırım Ayrı ayrı izzet ikram yaparım Tüm dertler, Ön kapıdan girip arka kapıdan çıkarlar Aradıklarını bende bulamazlar. Çünkü, yüreğimde, Sevgi, şefkat, hoşgörü dolu ağzına kadar Yer yok dertlere Yer yok Acıya, kedere, elem'e. Ne karanlıklar geldi geçti içimden İşkenceler, zindanlar, hapisler Ve kapkara karanlıklar Hepsini de, içimdeki çocuk, Gülümsemesiyle karşıladım hücremde Şanım yayılmış dört bir yana Korku, yılgınlık, ürkeklik Bana misafir olurlar ve, Hücremin kapısından girip, Çıkarlar ufacık penceresinden. Çünkü, yüreğimde yer yok onlara Atatürk ve Cumhuriyet’le dolu, Yer yok karanlıklara. 29.05.2006 Mazlum Zengin |
Adsız Şiir
Önce, balkonda beslediğimiz, Güvercinler terk etti bizi. Sonra, Mutfakta, ara sıra gördüğümüz Karıncalar kayboldu. Güneş, doğmaz oldu üstümüze, Rüzgâr esmez… Yağmur, yağmaz oldu mevsimlerce… Ve her gece, Kurşun sesleriyle bölündü uykularımız. Duyulmaz oldu artık Telefonda dost sesleri. Bir gece yarısı, Uykumuzun orta yerinde, Acı acı zil sesine uyandık Demir kapı ve kazma sapıyla Tanıştırıldık. Ülkemde kara bulutlar, Ve postallar altındayız Ben ve binlercemiz Tutsağız şimdi. Sevgilim, Burada güneş yok, ışık yok… Gelirsen ziyaretime, Karanlıkta büyüyen, Taşa dikilen çiçekler getir bana, Ve tüm dünyaya yetecek kadar Barış sevgi ve özgürlük getir. 09.06.2005 Mazlum Zengin |
Ağalar beyler
Buyurun,ağalar beyler, Hayat soframıza buyurun. Kodamanlar,kompradorlar, Buyurun,hepsi sizindir. Soframızda yemeğimiz, Kemiklerde iliğimiz, Damarlardaki kanımız, Buyurun,hepsi sizindir. Yumuşacık yüreğimiz, Milyarlarca emeğimiz, Kul hakkımız,dileğimiz, Buyurun,hepsi sizindir. Sevgilerimiz,sevdamız, Neyimiz varsa malımız, En sonunda bir canımız, Buyurun,o da sizindir. 11.06.2005 ('ŞİİR HARMANI' ından) Mazlum Zengin |
Ağıttan Umuda
Kerbelâ’dan Sivas’a yürüyen canlar, Ağıttan umuda sevgi sel olsun. Adım adım Madımak’a dolanlar, Yürekten yüreğe esen yel olsun. Vurmakla, yakmakla insan tükenmez, Yandı sanılanlar elbette yanmaz, Yürekte acılar, ateşler sönmez, Bizde unutulmaz kara yıl olsun. Madımak’tan kara kara dumanlar, Gökteki turnalar, bulutlar ağlar. Matemde, yasta bahçeler bağlar, Toprağı deviren alet bel olsun. Yakmakla,yıkmakla adam olunmaz, Vakti gelmeyince güller hiç solmaz, Kardeşlik, barışa nifak sokulmaz, Sevgiyle yoğrulmuş güzel dil olsun. Mazlum der yürekten kini atalım, Pir Sultan toprağına sevgi katalım, İki Temmuz’ları unutmayalım, Gönülden gönüle sevgi yol olsun. 16.06.2006 Mazlum Zengin |
Ağladı
Mayısta bastırdı tipi, Kalın duvarlı bir yapı, Boynuna takmışlar ipi, Düğüm oldu, ilmek oldu, ağladı. Sıra sıra dizildiler, Kitaplarca yazıldılar, Mezar olup kazıldılar, Kazma kazdı, kürek attı, ağladı. Şıvkaları ince narin, Yaraları yoktur saran, Esti kırdı filizkıran, Poyraz oldu, rüzgar oldu ağladı. Zemheride tutmaz aşı, Gözünün kurumaz yaşı, Yüreğimin mihenk taşı, Çekiç oldu, külünk oldu, ağladı. Tek öküzle çift sürülmez, Mayısta sular durulmaz, Menzile anda varılmaz, Mazlum dedi, kalem yazdı, ağladı. Mazlum Zengin |
Ağlamak
Bugün Çok duyguluyum, Dokunsan boşalacak gibi. Ağlamak geliyor bugün içimden Bulutlar gibi, Hüngür-hüngür. Biliyor musunuz? Ağlamak bana doktor tavsiyesi. Ara sıra ağlamak, Kuşlar kadar hafif, Yeniden doğmak gibi. Tek kötü yanı, Ağlamak istediğim zaman Kimsenin görmediği bir yer Bulamamak. 08.06.2005 ('ŞİİR NARMANI'ından) Mazlum Zengin |
Ağlıyor deniz
Ağlıyor deniz, hüngür, hüngür İki gözü,iki deniz. Ağlıyor; Karadeniz, Ege, Akdeniz,Marmara, Gemiciler, tonlarca çapalarını yüreğine indirdiği zaman. Kanıyor yürekleri,ciğerleri, Bir balıkçının,trolcünün taradığı zaman dipleri. Tüm balıkları,yumurtaları, toz duman ettiği zaman. Ağlıyor deniz, Süzülüyor kan yanaklarından Sahilden Eminönü’nden Bira şişeleri,sandıklar,ayakkabılar Ve dahi çöp olan her şeyi, Denizlere attıkları zaman. 08.08.2005 ('ŞİİR HARMANI'ından) Mazlum Zengin |
Al beni içeri
Bir serçenin kanadında, toz zerreci giyim Şu an pencerendeyim al beni içeri. Bir rüzgarın kanatlarında Sevgi yumağıyım Şu an yanındayım aç kalbini al beni içeri. Bir kar tanesinin üzerindeyim Uzaklardan geliyorum üşüdüm Şu an omuzlarındayım Aç göğsünü al beni içeri. Bir yağmur damlasındayım Yüce bulutlardan geliyorum Şu an üzerindeyim Çıkar eşarbını al beni saçlarının içine. 03.03.2004 ('ŞİİR HARMANI'ından) Mazlum Zengin |
Aldın
Aldın götürdün sen kalbimi Bana sormadan aldın Bir yırtıcı kuş vahşiliğiyle Götürdün kalbimi bana sormadan. Kanıyor yüreğim kanıyor Çeşmeler gibi akıyor Aldın bir atmaca gibi Pike ile kalbimin üstüne sormadan. Aldın götürdün sen kalbimi Vurdun yerlere.yerlere Yakışır sana,zalimliğine Hapsettin bir yerlere bana sormadan. Ağustosta zemheriyi yaşattın Gençliğimde piri fani Bahar görmedim yaz görmedim Mahpus yaşattın bana sormadan. 30.08.2005 ('ŞİİR HARMANI'ından) Mazlum Zengin |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 12:09 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.