![]() |
Bir iki üç bir
Usul usul yaklaşıp yanıma Ağaç Yarım kalmış bir kişilik Masa oldu üç kişilik Herkes kendince biricik Beyninde sürekli bir ikircik Bir masaya bakıyorum Bir ağaca Sigarasını çantasına yerleştirdi Karşımda yine bir ayna Yüzüm hızlıca içinden geçiyor Yastığım… Sabah oluyor… Karanlıklara doğru koşuyorum Yeni bir ağaç çıkıyor karşıma Ağaca bir kafa geçiriyorum Dağılıyor Bütünleşip masaya dönüşüyor Dönüşüyorlar Ama örtüsü yazıkları yazıyor 05.03.1992 Şerif Köyan |
Bire Bir Dörde Dört
Bire-bir Dörde-dört Bir Dört 25.05.1991 Şerif Köyan |
Bül Bül Bül
Sabah uyandım Öğlene doğru kalktım Akşam her tarafım mor sümbül O’nun profesyonel inceliği Benim için çok naturel derdi… Beni uzaktan vurdu Öyle değil mi? ! Konuşsana,bir şeyler söyle.Ne olur! Ey dilini çoktan yutmuş bülbül. 10.02.1991 Şerif Köyan |
Çiçekli Gökyüzü
Atmacaların derin uykuda olduğu bir gece Bir nevresim geçti koğuşun içinden Yıldızlarla bezenmiş Güneşle yıkanmış Rüzgarla ütülenmiş Çiçeklere hasrettim Koparmadan kokladım. Kuru bir çiçekçiden aldım Karanfili ben Kanatları kırık bir teyyareye bindim Bir ara kıraçtım Islandım Bir türlü yanmadı tenim Ben de kalktım gökyüzünü başıma çektim Bir “unutmabeni”ektim sonsuzluğa Sabah oldu Yaprakları yeryüzünden topladım. 28.04.1992 |
Çift-leşme
Çift-leşme Yürüyordu Kızdı Yol kenarındakine bir tokat vurdu O’nu düşünüyordu Seyretti……. …………… …………….. Döndü arkasına baktı Tabela durmuştu. 29.04.1991 Şerif Köyan |
Dalgalar
Karanlık bir akşam üstü Yürüyüşe çıkmışım Maviliğin tam ortasında Kıyıya vuran dalgalar Beni çağırıyor sanki Deniz çekici geliyor ikinci beni çağırıyor Bezginliğim üstümde şu an Belki uğrarım bir zaman Beklentiler derman Umutlar bana can simidi Kusura bakma Yüzmeyi tam bilmiyorum şimdi… |
Degiz
Peçeteden gemi yaptım Açık deniz gözyaşlarım O'na gittim O'da kurudu Tayfa bile değilim... Rengarenk kaplama kağıdından kuyruklu Yıldızın ipini çekip-çekip bırakıyorum Bana selam veriyor Burun geçit vermiyor ki Bir gözümden ötekine gitsin... 18.02.1992 Şerif Köyan |
Delir İnce
Sonsuz olduğu için mi ipince İpince olduğu için mi sonsuz Aşk bu! ... Sonsuz ve ipince Yarı değil, tam delir ince Sahne arkası aydınlık Bunun sonu da aynı mı olacak sence Delir İnce Başlamadan önce.. 20.06.1991 |
Dobra Dobra
Selam verme güneşe gerekirse Ayın aydınlığına ışık tut Gökyüzünü kızıla boya gerekirse Okyanusları tek bir damla gözyaşınla taşır Ejderhanın püskürttüğü ateş ol gerekirse Yüreğine sarı bir kelepçe tak Kazancı’nın minik dünyasında ömür tüket gerekirse Körüğe renksiz bir yangınla git Abus gözlerle merhamet dilen gerekirse Kara kaşlı çocukların aguşunda uyu Başının iki yanına beyaz bayraklar dik gerekirse İç benim gibi sevginin vazosundaki acı suyu Bu kadar canlının arasında Yalnızlığınla öğün gerekirse Tatlı pembe uykuya meydan oku Aşkın İsmail’li İbrahim’ine maruz kal gerekirse Olur-olmaz yedi renkli mucizeler bekle Tiryakice sigara tüttürme gerekirse Başkasının dumanlarıyla yakın binbir ilişki kur Gizemli unutulmuşluğu yaşa gerekirse O’nu unutma *******i gündüzlerle çarp böl gerekirse Kurduğun hayallerden hayallerle uzaklaş Daktilonun başında yılların başağrısını çek gerekirse Yazdığın şiirlerin dizelerini sayıkla Herkes eğlenirken ağla gerekirse Tersini yap. İstanbul’un boğazına iki elinle yapış gerekirse Köprüaltına artık gitme Elektrik-su parasını öde kirayı değil gerekirse Normal hayata dönme Umudun unutmak olsun eskiye dair ne varsa gerekirse Mesela kendine tap Ermişliğin talihsizliğine su serp gerekirse Uyu hiç kalkma ……………….. ……………….. …………………. Ne olursun artık kendin olan beni üzme gerekirse Gerekse de Gerekmese de herkes gibi Kendini yaşa Dobra dobra….. 16-17.06.1991 |
Doruk
Önce yüzdelere böldük sevgiyi Zamlar serbest piyasa ekonomisi O benden hep yarım miyop fazlaydı Tam amalığa alışmışken Fiyaskoyla son buldu O artık sadece bir mazi Oysa ben Milyonlarca kez gazi Hep öyle kalacağım Denizliğin için marazi 10.02.1991 |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:42 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.